/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +143 -15
    HiKAYE BiTMiŞTiR BEYLER. Okuyan ve rez alan arkadaşlara çok teşekkürler.

    Eski kız arkadaşımın araba kazası sonucu ölmesinin üzerinden bir yıl geçmişti. Annem ile babam ayrılmıştı,ben de daha rahat olurum diye babamı seçmiştim. Zaten öncesinde beni hiç umursamayan babam; iş, arkadaşları falan filan derken beni iyice unutmuştu. Paramı verip, daha sonra pek konuşmazdı. Arada bir arkadaşlarımda kalıyorum diye eve gelmez, bazen de bana para verir git baranlarda kal derdi.

    Evde giblenip derdimi açamayacağım için kendimi sigaraya, alkole vurmuştum. Yani anlayacağınız tam bir liseli idim. iyi bir okulda okuyordum ve mahallemde de doğru düzgün yaşıtım insan yoktu. Takılabileceğim kafa doğru düzgün bir Baran diye bir çocuk vardı onun haricinde hep yalnız takılıyordum.

    Edit: Pınar ile ilgili olan hikaye için (bkz: beynim gibiydi gökyüzü)
    ···
  2. 2.
    +42
    Yağmur yağdığı için apartman balkonlarının altından yürümeye başladım. Kızı gördüğüm yere geldiğimde, kızın o kadar yağmura rağmen orada oturduğunu gördüm. En fazla ne kaybedebilirdim ki ? Yanına oturdum. Konuşmadan bir sigara yaktım. Ona uzattım. Aldı. Ceketimi çıkarıp kafasını ve vücudunu koruyacak şekilde üstüne koydum. Sigaramı yaktıktan sonra çakmağı ona uzattım. Aldı 1,2 denemeden sonra yakmayı başardı. Yakarken sigarayı içine çekmeyi denemediği için daha önce hiç içmediğini tahmin ettim. ilk dumanı aldığında hafifçe öksürdüğünde ise emin oldum ama hiç bozmadım. Çakmağı uzatırken döndü bana baktı. Ela renginde gözleri vardı. Adını sordum kafasını öne eğip Damla dedi. O sırada elimden kayıp düşen sigaranın, yağmur suyunda ıslandığını biraz geç farkettim. Umurumda da değildi. Damla istersen gel şurada az ileriye oturalım. Burada yağmur yağıyor zaten dedim. Farketmez dedi. Kalktık. Ve banka oturduk. Bir şey ister misin diye sordum ? Hayır manasında kafasını salladı. Bir sigara daha yaktım. Bu sefer ona uzatmadım. Zaten pek de bir şey içecek hali yok gibiydi.
    ···
  3. 3.
    +41
    Buralarda iseniz sabaha kadar yazayım beyler. Uzun bir hikaye çünkü.
    ···
  4. 4.
    +41 -1
    Evin aşağı tarafındaki kahveye oturup 1-2 arkadaşını çağırsın da batak çevirelim diye baranı aradım. Kanka bakayım bizimkilerden izin alabilirsem çıkarım dedi. iyi dedim. Bi kivili çay söyleyip, paketimden bir Camel çıkarıp içmeye başladım. En sevdiğim sigaraydı. Çayım geldi yudumlayarak kahvenin 32 ekran televizyonuna baktım. Başbakan çıkmıştı. Yan masadaki dayılara göz ucuyla baktım. Yine kimi erdoğana sövüyor, kimi de onu savunuyordu. Kahveden vatan kurtarılıyordu yine anlayacağınız...

    Sigaram ve çayım bitince tekrar aradım baranı. Ailesi ile yemeğe gideceğini söyledi. Tamam kanka problem değil dedim. içime oturmuştu, o an farkettim de ailem birlikteyken dahi doğru düzgün bir yemeğe gitmedik bir ailece. Görece zengin insanlar ikisi de oysa. Mantık ilişkisinin hatalı ürünü olduğumu düşündüm ve güldüm. Ayağa kalkıp kahveci abiye çayın parasını uzatıp eve doğru yollandım.
    ···
    1. 1.
      -16
      Adamlsr tartisinca vatan mi kurtariliyor senin ben aklini gibeyim sonran insanlar neden cahil tartissinlar neden laf atiyon
      ···
      1. 1.
        +1
        olum sen mal mısın ?
        ···
      2. 2.
        0
        Kahvehanede vatan kurtariyorlar ne amk adamlsri kucumsuyor adamlar tartisiyor ne guzel
        ···
    2. 2.
      +1
      Babus sirf sukulayim diye geldim
      Bu arada hangi il
      ···
    3. 3.
      0
      Uydurma hikaye cugu
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 5.
    +39
    Yolda giderken benim yaşlarımda siyah saçlı beyaz tenli bir kızı kaldırımda otururken gördüm. Yürümeye devam ettim. Bu tarz durumları bilirdim. Biri sana sorular sordukça daha da çok bunalırdın. Hem zaten niye yanına gidecektim ki ? Yürümeye devam ederken cebimi yokladım. Paketi unutmuştum. Hasgibtir dedim. Hani beyler klagib bir şey vardır ya. Yanlış yolda olduğunuzda telefonunuzu çıkarıp bir şey soruyormuş gibi yapar daha sonra geri dönersiniz. Neden hiç anlayamadığım bir olaydır, ama ben de yaptım. Telefonu çıkarıp babamı aradım. Bir baba ve oğul arasında geçebilecek en samimiyetsiz konuşmaydı;
    Ben:Alo baba, nasılsın
    Babam: iyiyim brk4ever sen
    Ben: Ne olsun, bu akşam geliyor musun
    Babam: Gelmiyorum, sana da para bıraktım oraya git yiyecek bir şeyler al kendine.

    Telefonu kapatıp. Kahveye doğru döndüm. Kahveye gidip paketi sordum, kasanın yanından çıkarıp paketi verdi abi. Eyvallah deyip dışarı çıktım. Az önce atıştıran yağmur sağanak şeklinde yağmaya başlamıştı.
    ···
  6. 6.
    +35
    2 hafta boyunca günler böyle geçti, 2 günde bir birlikte dışarıya çıkıyorduk, çıkmadığımız günleri ise telefonda konuşarak telafi ediyorduk. Beni arkadaşları ile de tanıştırmıştı Murat, Ecem,Sabri ve irem. En yakın 4 arkadaşıydı. Murat ve ecem sevgiliydi, zaten aralarını da Damla yapmıştı. Temiz çocuklardı. Arada bir onlarla dışarıya çıkıyorduk. Aralarından en kafa olanı ise Sabri idi. Sabri, galatasarayda oynayan adaşının aksine on numara top oynardı. Damla ile sevgili olduğumuz dönemde Sabri ile çok olaylar yaşadık ama bu çok başka bir hikayedir.

    Her neyse o iki haftanın sonunda artık günün geldiğinin farkındaydım. Bir çarşamba günüydü. Üzerimde kalın bir ceket, içimde bir tişört, altımda bir siyah pantolon vardı. Onun üstünde ise ince bir hırka ve bir de kot pantolon vardı. O gün akşama kadar dışarıdaydık. ilk defa birlikte lunaparka gitmiştik. Yükseklik korkum vardır beyler, büyük bir gondola binmiştik ve diğer bindiğim gondollardan daha fazla yükseğe çıkıyordu. Gondol aşşağı indikçe midem kalkıyor, yukarı çıktıkça zütüm tutuşuyordu. Yani bildiğiniz rezillik. Sessizce küfür etmeye çalışırken gondol aşşağı iniyor, aniden o küfürü bağırarak ediyorum falan, ama Damla gayet eğleniyordu o sıralar. Her ne ise gün böyle geçti pamuk şeker, kalpli balon falan sıradan sevgililer gibiydik. Hatta çarpışan arabalara binip diğer çiftlere karşı da savaştık birlikte. Sonuçta çocuktuk daha. Hiçbir çocuğun yaşamaması gerekenleri yaşamış çocuklar. Akşam olduğunda evine bırakmayı teklif ettim. Olur dedi yürümeye başladık. Yolda bu sefer elini tutan ben oldum ve kafam önde biraz da utanarak "Damla ben senden hoşlanıyorum" dedim. Bir cevap gelmedi. Bir saniye daha beklesem o eli bırakıp utancımdan kaçacağımı bildiğim için "sevgili olalım mı" dedim. Böyle garip bir şekilde tanışma ile gelişen ilişki için belki çok sıradandı, ama zaten hep aceleci davranmışımdır. "Evet" dedi. Ona sarıldım. O da benim etrafımda sardı kollarını. Çok mutlu olmuştum. Eve geri döndüğümde ilk defa rahatça uyuyabilmiştim.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved
      ···
      1. 1.
        +1
        Sabre Turbo vardı çocukluğumu özledim amk. Hava alanının yanında galeride duruyordu. Anlayan anladı
        ···
  7. 7.
    +33
    Çıkıp evine kadar yürüdük. Daha doğrusu ben onu takip ediyor gibi bir şeydim. Yürürken birden elimi tuttu. Eline baktığımı görünce. "Eğer rahatsız oluyorsan bırakabilirsin" dedi. "Eğer senin için sorun yoksa, benim için de sorun değil" dedim. Öyle evine kadar yürüdük. Mutlu olmuştum,ama yanlış anlaşılmaktan tırsıyordum. Beyler ne bileyim hani insan kendini fırsatçı gibi hissediyor. Sanki yararlanmaya çalışır, gibi. Evlerinin önüne kadar elele gittik. Dış kapı açıktı. Yukarıya çıktık, cebini kontrol etti,ama aradığı şeyi bulamadı. Bana dönüp "Galiba anahtarı içeride unuttum" dedi. "Peki kapı kitli miydi" diye sordum. Hafifçe gülümsedi ve tek kaşını kaldırdı. O sırada sorduğum sorunun ne kadar saçma olduğunu farkettim. Babamdan öğrendiğim taktiği denemenin vakti gelmişti. Saçma bir şekilde babamın eski kredi kartı hep cüzdanımda dururdu. Kapının arasına onu sokup aşağı yukarı indirmeye başladım. Kilit yerini bulduğumda kartı koydum, kartı hafif içeri doğru ittirip kapıyı önce kendime doğru çekip sonra omuzumla ileri doğru ittirdim. Ve kapı açılmıştı. Damla şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Sarılıp teşekkür etti ve bende merdivenleri inmeye başladım.
    ···
  8. 8.
    +32
    Kıyafetlerini çıkarırken sessizdi. Üstündekileri başka kıyafetlerle değiştirdi. Muhtemelen dışarı çıkacaktı. "Akşam gelecek misin" dedim. "Sanmıyorum, o kız kim?" dedi. Olanı anlatsam çok saçma olacağı için "okuldan bir kız" deyiverdim. "Sevgilin mi" dedi. "Evet" dedim. "iyi yanlış bir şey yapıp, beni uğraştırma yeter" dedi. Ve üstünü değiştirdikten sonra Damla'ya da iyi akşamlar dedikten sonra biraz daha para bırakıp evden ayrıldı.

    içeri girdim. "Babam" dedim. Sonradan kıza ismimi söylemeyi unuttuğumu hatırladım. "Bu arada ben brk4ever" dedim. Hafifçe kafasını salladı. "Uykun var mı" diye sordum. "Yok" dedi. "Televizyon izlemek ister misin" dedim. "Olur" dedi kafasını kaldırmadan sessizce. Televizyonu açtım ve küllük getirip sigara yaktım. 2 saat boyunca hiç konuşmadan gibik televizyon programlarını izledik. Bazen çaktırmadan ona bakıyor, sonra o farketmeden hemen gözlerimi kaçırıyordum.
    Daha sonra birden içim geçti. Kendime geldiğimde, damlanın uyuyakalmış olduğunu farkettim. Ayağa kalkıp onu kucağıma aldım ve kendi yatağıma taşıdım. Çok güzeldi. Yatağıma koyduktan sonra 10 dakika boyunca oturup onu izledim. Daha sonra eğer olur da uyanırsa yanlış anlayabileceğini düşünüp, salona geçip televizyon izlemeye devam ettim.
    ···
    1. 1.
      0
      benim babada benim üstüme cok duser herseyime karısır senin babanın huyları bana goreymiş aileyle bişeyler yapmasını sevmedgimdendir belki ama babamı cok severim orası ayrı
      ···
      1. 1.
        0
        Panpa aslına bakarsan babamı ben de severim. Ama birbirimizin üstüne çok düşmeyiz öyle. Ben onu, başına bir şey gelme ihtimali aklımdan geçince çok sevdiğimi farkederim mesela. O da beni sevdiğini hiç göstermez ben ayaktayken ama geceleri gelip saçlarımı okşar. Şu yaşımda bile hala yanındaki iken geceleri gelir sever beni. Bilirim ama çaktırmam bir daha gelmez diye. Garip bir adam. Ama tam bir entellektüel olduğu su zütürmez bir gerçek. Bana da kitap okumayı, bilim ile ilgilenmeyi öğreten babamdır.
        ···
      2. 2.
        0
        baban cok iyi biriymiş panpa valla böle karısmaması filan cok guzel bişey ben babamla yasamıyorum gerci yasasam baya sıkıntı olur cok karısıyor benimki
        ···
  9. 9.
    +31
    Eve gittik. Eve çıkmadan önce, bir paket marketten bir paket sigara ve domates aldım. Eve çıktık. Kombiyi açıp saç kurutma makinesini damlaya verdim. Pijamalarımdan birini uzattım. "Gerek yok" dedi. "Hasta olmanı istemem" dedim. Aldı ve banyonun yerini sordu.

    Ben yemeği hazırlarken o da saçlarını kurutup pijamayı giymişti. Menemen yapmıştım. Zaten öyle çok da yemek bilmem ya. Dolaptan içecek bir şeyler çıkarıp bardağa doldurdum. Ve onun gelişini gördüm. Dalgalı saçları omuzlarının üstüne düşüyordu. "Vallahi ne yersin diye sormadım ama tek bildiğim yemek bu" dedim. Gülümsedi. "Abim çok severdi menemeni "dedi. Ne kadar gülümsenebilir ise o an o kadar gülümsemeye çalıştım. Gözleri dolmuştu tekrardan. Masaya oturdu. Açtı belli ki ama 1,2 lokma aldıktan sonra teşekkür etti. Israr ettiysem de yemedi. O yemeyince benim de iştahım kaçtı. Ayağa kalkıp masayı topladım. Yardım etmek için sordu ise de izin vermedim. istersen salona git dedim. Bulaşıkları yıkadıktan sonra yanına geldim. Elinde Edgar Allan Poe'nun kitabı vardı. "Kitapları sever misin" dedim. "Evet" dedi. Yapacak bir şey aklıma gelmediği için babamın kitaplığını gezdirdim. Bir tane kitap aldı. Salona geçti. Ben de daha önce yarım bırakmış olduğum kitabımı aldım. Karşılıklı koltuklara oturup okumaya başladık. Daha doğrusu o okurken ben onu izliyordum. Derken kapı çaldı. Muhtemelen Barandır dedim. Ayağa kalktım, baran ise direk gelemeyeceğini söyleyip gönderecektim. Kapıyı açtım, babamdı. Ceketini asıp, salona doğru geçti. Damla ile karşılaşınca hiç istifini bozmadan az önce benim oturduğum koltuğa oturdu. "Merhaba kızım" dedi. Damla da "Merhaba" diye cevap verdi. Daha sonra babam ayağa kalktı ve kravatını çıkarırken "yemek yediniz mi" diye sordu. "Evet" dedim. Ve babamın arkasından babamın odasına doğru gittim.
    ···
  10. 10.
    +29
    Hiç unutmuyorum. taks maçı çıkmıştı. Onu izlerken birden Damlanın bağırdığını duydum. Hemen ayağa kalkıp yanına gittim. Uyanmıştı. "Ne oldu" diye sordum heyecanla. Ona bir şey olmasından korkmuştum. "Kabus gördüm" dedi. Etrafındaki şeyleri anlamaya çalışıyordu. Farkedip " Salonda uyuyakalmıştın da ben de buraya taşıdım" dedim. Bir cevap vermedi. "Su getiriyorum" dedim. Olur manasında kafasını salladı. Gittim su getirdim. Suyu verdikten sonra "konuşmak istersen gelebilirsin salondayım" dedim. "Teşekkürler" dedi. Ve tekrardan yorganın altına girdi. 5 dakika sonra maçı izlemeye devam ederken yanıma geldi. "Bana neden yardım ettin" diye sordu. Karşıma değil yanıma oturmuştu bu sefer. Bir sigara daha alıp yaktım. Ona öyküyü anlattım. Onu kaybettiğimi o yüzden de suçlu hissettiğimi ve onu öyle ağlarken görünce dayanamadığımı falan. "Peki" dedi "unutuyor mu insan gidenleri". "Bilmem "dedim "daha az hatırlıyorsun belki. Sanki bir kurşun atılmış kalbine, yarası günden güne azalıyor da, o kurşun hep orada kalıyor. Her nefes alışında hissediyorsun, gülüşlerin eskisi kadar içten değil, en mutlu anında bile bir burukluk var içinde ölümünden sonra. Hani diyor ya Özdemir Asaf "Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi" diye işte her an oluyor o soktuğumun şeyi. Her an keşke ben olsaydım diyorsun onun yerinde, ama ne o geri geliyor, ne de sen gidiyorsun" Gözlerim dolmuştu. O ela gözler bana acıyarak bakıyordu. Sigaramdan bir duman daha aldım. Öylece oturduk bir süre.

    edit: geepmarley'e sözün Özdemir Asaf'a ait olduğunu söylediği için teşekkür ederim.
    ···
  11. 11.
    +28
    Daha sonra numarasını sormadığımı farkedip tekrardan merdivenleri çıkıp zili çaldım. Numarasını aldıktan sonra saate bakıp geç kalmak üzere olduğumu farkettim ve otobüs durağına doğru koşmaya başladım.

    Beyler kahvaltı falan hazırlayayım ben bir kendime eğer ondan sonra buralarda olursam 8'e kadar yazarım. O sırada prolog niyetine okumak isteyen var ise bunu da okuyabilir : (bkz: adam mıyım ulan ben şimdi)

    Edit:Başlık ismini yanlış yazmışım.
    ···
  12. 12.
    +30 -2
    Orada öyle oturduk. Damla dedim bir süre sonra. "Neden ağlıyordun ? " Cevap gelmedi. Onu germek istemiyordum. Ağlamaya başladı. Kendime küfürler etmeye başladım. Yine birini üzmek istemiyordum. "Nerede oturuyorsun eve zütüreyim seni istersen" dedim. "Abim" diye başladı, "2 gün önce abim öldü. Tek ailem. Babam 2 yıl önce öldü. O zamandan beri bana abim bakıyordu. Şimdi ise yapayalnızım. " . Sustum. Zaten konuştukça onu daha da üzecektim. Ayağa kalktım "istersen bize gelebilirsin. istediğin zaman da seni evine bırakırım" dedim. "Olur" dedi. Ayağa kalktık ve eve doğru yürümeye başladık.
    ···
  13. 13.
    +28 -1
    Okulu gün boyunca onu düşünerek geçirdim. Ama derslere katılmayı da ihmal etmiyordum. Zira o sıra çok çalışkan bir öğrenciydim. Aslında çok çalışkan da denemez ama dersleri dinliyordum. Günümü bu şekilde bitirdim. Tekrardan birine bağlanmak istemiyordum. Aslında biraz da korku gibi bir şeydi. Daha önce yaşanan olayların tekrarlanmasından yeniden birini üzmekten korkuyordum. Kafamda bu düşüncelerle otobüse bindim. Eve gidip üstümü değiştirdikten sonra Damla'yı aradım.
    B:Alo, Damla nasılsın
    D:iyi ya nasıl olsun işte aynı sen ?
    B: iyiyim ben de bu akşam ne yapacaksın ?
    D: Aslında evde oturmayı planlıyorum, ama bir şey yapacaksak çıkabiliriz istersen
    B:Hee, iyi ben sana mesaj atarım o zaman birazdan.

    Baran'ı aradım izge'yi(sevgilisi) de al dışarı çıkalım dedim. Olur ne yapıcaz dedi. Bakarız ya dedim. Aradım Damla'yı "Birazdan senin evin oraya geliyorum, dışarı çıkalım istersen" dedim. "Olur" dedi. Damla'yı aldıktan sonra Baran'ı aradım. O da sevgilisini almıştı. Bir kafeye oturduk. Damla ile onları tanıştırdım. Biraz oturduktan sonra izge "ee ne yapıcaz yaa" dedi. izge'yi severdim ama böyle ağzını yayarak konuşması hiç hoşuma gitmez hep de dalga geçerdim. "Sinemaya mı gitseeeeeeek" dedim. Damla ile baran hafiften gülümsediler. izge'de takıldığımı bilerek "üff brk4ever. iyi madem dedi." Mısırcı abinin tavsiyesi ile konuş benimle mi öyle bi filme gitmiştik. Saçma bir filmdi, ya da ben o sıralar anlamadım. zaten genelde koltuklar da hep boştu. Oradan çıkıp yemek yedik. Daha sonra onu eve bırakmak için geri yürüdük. O sırada nedendir bilmiyorum elimi tuttu. Hiçbir şey demedim öyle evine kadar birlikte yürüdük.
    ···
  14. 14.
    +26
    Onu evine bırakıp eve öyle döndüm. Babam çoktan eve gelmiş, yemek yapmış bana da bir tabak ayırmıştı. Geldiğimde bir kafasını çevirip, hoşgeldin dedi ve elindeki kitabı okumaya devam etti. Hoşbulduk dedim. içeriye baktım, patlıcan yemeği yapmıştı. En sevdiğim yemek olduğu için bir tabak daha yiyebilirdim. Yiğidi öldür, hakkını yeme; babam çok güzel yemek yapar. Zaten hep de annem ile ayrılma cesaretini buradan bulmuştur herhalde diye düşünüp gülerim kendi kendime. Döktürmüşsün yine dedim mutfağın kapısından salona kafamı uzatıp. Gülümsedi. içeri geçip yemeğimi yedim. Masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıktan sonra, bilgisayara geçip oyun oynamaya başladım. Daha sonra telefonum titredi. Açıp baktım mesaj Damla'dan gelmişti. -Bugün için teşekkürler- yazıyordu. -Rica ederim ne zaman istersen- yazdım. Biraz daha oyun oynadıktan sonra bilgisayarı kapatıp, salona geçtim. Babam hala kitap okuyordu. Bana da bu alışkanlığı o kazandırmıştı zaten. Her neyse canım sıkıldığından Damla'ya "Evde tek başına korkmuyor musun" diye sordum. "Aslında biraz korkuyorum" dedi. iki gün ardarda bize gelmesi sıkıntı olacağı için. Ev telefonu var mı diye sordum.O sıralar Türk Telekom da ev telefonu aramak akşam 8 den sonra ücretsizdi. Var hatta odamda dedi. Ben de bizim ev telefonunun kablosunu çıkarıp odamdaki modemin kablosunu ona taktım, o gün babam gelip hadi yat artık diyene kadar yaklaşık 2,3 saat sürekli konuştuk. Okulunu, arkadaşlarını falan anlattı, ben de ona benzer şeyleri anlattım, işte o günden falan konuştuk. Sonra kapattım ve 10 dakika sonra falan uykuya daldım.
    ···
  15. 15.
    +24
    Telefonun alarmına uyandım. Damla uyuyordu. Biraz ona baktıktan sonra. Uyanmasını istemediğim için. Mutfağa gidip alarmı kapattım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Omlet için malzeme çıkarıp, çayı koydum. Alışkın olduğum bir şeydi. Babam zaten genelde benden önce kalkardı. Kahvaltıyı hazır olunca damlayı uyandırdım. "Günaydın" dedim. "Günaydın" dedi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra, mutfağa geldi. Masaya oturdu, iştahı açılmış gibiydi. Sevindim. "Hangi okula gidiyorsun" diye sordum. Benim okulumun yakın mesafede sayılabilecek bir Anadolu lisesine gidiyordu. "Okula gidecek misin" diye sordum. "Bilmem gitmem herhalde" dedi. "iyi o zaman ben seni eve bırakayım. Oradan da eve geçerim" dedim. "Tamam" dedi. Kurumuş kıyafetlerini giydi, ben de okul kıyafetimi giydikten sonra kapıyı kitleyip dışarı çıktım.
    ···
  16. 16.
    +24
    Beyler 2 entry girdik sözlük çöktü. Bendeki bu bahtsızlık ne anlamadım ki. Şu an dışardayım beyler geldiğinde devam edicem.
    ···
    1. 1.
      +1
      Pnp yaaaaz geldi sozluk
      ···
    2. 2.
      +1
      Hadiii 😊
      ···
    3. 3.
      0
      Hadi amık
      ···
    4. 4.
      0
      Eve git artik bin
      ···
    5. 5.
      0
      Devam et
      ···
    6. 6.
      0
      Sözlük geldi yaz pnp
      ···
    7. 7.
      0
      Hadi reiz
      ···
    8. 8.
      0
      Panpa yaz hadi loo
      ···
    9. 9.
      0
      Yaz piiiiç
      ···
    10. 10.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    11. 11.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    12. 12.
      0
      Hadi laym
      ···
    13. 13.
      0
      Rezpanpa
      ···
    14. 14.
      0
      Rezervıd burda kaldım
      ···
    15. diğerleri 12
  17. 17.
    +23
    "Akraban falan yok mu yani" diye sordum. Bir üvey halası olduğunu ancak onun da babasından hoşlanmadığından falan bahsetti, bir de Almanya'da dayısı varmış. Onlara para gönderiyormuş. Bizim eve yakın bir evleri olduğunu anlattı. Büyük ihtimalle halasına ebeveyn olarak verileceğini ancak kendi evinde kalacağını söyledi. Sevinmiştim. istediği zaman gelebileceğini söyledim.

    Biraz daha konuştuktan sonra konuşmanın tıkandığını farkedip. Babamın laptopunu getirip, biraz müzik açtım. Sabaha kadar konuşa konuşa müzik dinledik. Sonra barandan duyduğum Defter diye bir aşk filmini izledik birlikte. işte ona o gece aşık olmuştum. Sonra ikimizin de uykusu geldiğinde yattık. Ama bu sefer ikimizde salona karşılıklı koltuklarda uyuduk. Çünkü Damla öyle istemişti.
    ···
  18. 18.
    +22
    Siz rez alın beyler geldiğimde her entrye tek tek yazacağım
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez devam
      ···
      1. 1.
        +2
        Şu entryleri gireyim. Hemen başlıyorum panpa.
        ···
  19. 19.
    +21
    Daha sonra onlarla birlikte hiçbir yer açık olmadığı için evin biraz ilerisindeki parka gidip, oturduk. Murat, Ecem, Damla birlikte konuşurken ben de Sabri ile muhabbet ediyordum. Sabri ülkücüydü. Hatta kendi lisenin başkanı falandı. Ülkücüleri o sıralar pek sevmesem de on numara çocuktu. Biz orada muhabbet çevirirken iki tane keko geçti. Birisi geçerken Damla'ya doğru göz kırptı. Sabri ile aynı anda ayağa kalktı. Sabri, birader bir baksana dedi. Çocuk döndüğü gibi kafayı koydu. Ben de taksa gidiyordum tabii o sıralar. Yanındaki çocuğun çenesine vurdum ben de. Çocuk hafif bir sarsıldı. Sonra sabri ona da vurdu. Onu da yere indirdi. Şaştım kaldım izliyorum amk. Çocukta balyoz gibi yumruk vardı. Daha sonra zaten beni taksa falan o başlattı, dediğim gibi sabri ile olanlar ayrı bir hikayedir başka bir zaman onu da anlatırım. Damla ile Ecem geldi ayırıyorlar falan Murat da sağolsun arkadan "dıbına koyduğumun çocukları " falan diye bağırıyor amk manyağı.

    Her neyse kalktık parktan, yürümeye başladık, o sıralar yapacak pek bir şey yoktu. Gidip yine bir kafeye oturduk. 2-3 saat onlar anlattı ben dinledim, ben anlattım onlar dinledi. Saat 10 a varmıştı. Şehrimdeki Carrefour'un açılış saatiydi biz de yapılacak pek fazla şey olmadığı için oraya gittik. Orada yumruk makinesinde sabri ile yarıştık. Bunu 2 defa geçtim. En sonunda bozuk paramız bitti zaten. Zaten yanımda çok da param yoktu. Sinemaya gidecektik, yanımda çok fazla param yoktu, kendi biletime anca yeterdi. Sabriye ufaktan söyledim o "ben hallederim reis sen rahat ol" dedi. Eyvallah dedim. Gerçekten de çok kral çocuktu ama yakışmamıştı böyle. Çünkü Sabri dayısının salonunda çalışıyor okuldan sonra hem oradan para alıyor hem de antrenmanını yapıyordu. Yani benim gibi baba parası yiyen birinin ona para ödettirmesi hoş değildi.
    ···
    1. 1.
      0
      Eline kurban hizli yaz burdayiz
      ···
  20. 20.
    +19
    O gün sağolsunlar harika bir gün geçirdik, önce bir romantik filme sonra onlar mağazaları gezerken biz sabri ile bir taks filmine girdik. Zenci bir adam oynuyordu. Şimdi yalan olmasın adını hatırlamıyorum bayağı ünlü bir adam ama. Her neyse ilk defa o filmde, damlayı mutlu görmüştüm. Gözlerinin içi görüyordu. Ama bir görseydiniz beyler o gözlerini. Mutlu olduğunda parlardı. Harika bir gün geçirmiştik. Hani beyler mutsuzluğuma şanssızlık diyorum ya değil işte dıbına koyayım. insan ne ederse kendi eder derler ya, işte tam onu yaptım. Arkadaşlarından ayrıldıktan sonra beni evine davet etti. Gittik birlikte önce biraz oturup öyle meyve suyu falan içtik. Ben nereden çıktı ise o güzel ilişkinin anasını gibecek o cümleyi söyledim "Damla bir şey soracağım ama alınma.". " Ne diyeceğine bağlı ama söyle bakalım" dedim. "Bana o gün babanın ve abinin öldüğünden bahsettin. Annen nerede ?" dedim. "Öldü" dedi. "Ölmüş daha doğrusu, ben doğarken. Ama bana deli diyebilirsin belki ama onu gördüğümü adım gibi hatırlıyorum.". Boşboğazlığımı gibeyim dedim beyler. Kızın yine gözleri dolmuştu, Teoman'ın bir şarkısı çalıyordu bir de televizyonda. Sarıldım ona. Tek yapabileceğim şey di. "inanmıyorum" dedi sessizce. "Öldüğüne inanmıyorum... ".

    O gün orada konuyu değiştirmek için türlü şaklabanlıklar yaparak biraz olsun yüzünü güldürmeyi başarabilmiştim. Ama o günden sonra hep bir durgun gibiydi. Ve ilk ayımız bu şekilde geçmişti.
    ···
    1. 1.
      +2
      Benim o panpa iyi para gelmişti
      ···