1. 126.
    0
    @91 göstermezsen ben sana çok bildiğin 25 cm lik birşey gösteririm ama
    ···
  2. 127.
    0
    FOSiL NO:SY0078
    390 Milyon Yıllık Yılan Yıldızı Fosili
    YAŞ: 390 milyon yıllık
    DÖNEM:Devoniyen
    BULUNDUĞU YER:Bundenbach, Almanya
    http://imgim.com/sy0078_denizyildizi_fosili.jpg
    ···
  3. 128.
    0
    insanın hayali evrim şemasındaki ilk kategori olan Australopithecus, "güney maymunu" anldıbına gelir. Bu canlıların ilk olarak Afrika'da 4 milyon yıl kadar önce ortaya çıktıkları ve 1 milyon yıl öncesine kadar da yaşadıkları sanılmaktadır. Australopithecus türlerinin tümü [Australopithecus aferensis, Australopithecus africanus, Australopithecus boisei, Australopithecus robustus (Zinjanthropus)], günümüz maymunlarına benzeyen soyu tükenmiş maymunlardır.

    Tümünün beyin hacimleri, günümüz şempanzelerininkiyle aynı veya daha küçüktür. Ellerinde ve ayaklarında günümüz maymunlarındaki gibi ağaçlara tırmanmaya yarayan çıkıntılar mevcuttur ve ayakları dallara tutunmak için kavrayıcı özelliklere sahiptir. Boyları kısadır (en fazla 130 cm.) ve aynı günümüz maymunlarındaki gibi erkek Australopithecus dişisinden çok daha iridir. Kafataslarındaki yüzlerce ayrıntı; birbirine yakın gözler, sivri azı dişleri, çene yapısı, uzun kollar, kısa bacaklar gibi birçok özellik, bu canlıların günümüz maymunlarından farklı olmadıklarını gösteren delillerdir. australopithecus

    Bu konuda evrimcilerin ortaya attığı iddia ise, Australopithecuslar'ın, tam bir maymun anatomisine sahip olmalarına rağmen, diğer tüm maymunların aksine, insanlar gibi dik yürüdükleridir. Ama pek çok bilim adamı, Australopithecus'un iskelet yapısı üzerinde sayısız araştırma yapmış ve bu iddianın geçersizliğini ortaya koymuştur. ingiltere ve ABD'den dünyaca ünlü iki anatomist, Lord solly zuckerman ve prof charles oxnard ın, Australopithecus örnekleri üzerinde yaptıkları çok geniş kapsamlı çalışmalar, bu canlıların iki ayaklı olmadıklarını, günümüz maymunlarınınkiyle aynı hareket şekline sahip olduklarını göstermiştir. ingiliz hükümetinin desteğiyle, beş uzmandan oluşan bir ekiple bu canlıların kemiklerini 15 yıl boyunca inceleyen Lord Zuckerman, kendisi de bir evrimci olmasına rağmen, Australopithecuslar'ın sadece sıradan bir maymun türü oldukları ve kesinlikle dik yürümedikleri sonucuna varmıştır. (`(Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, ss. 75-94)
    `)
    Bu konudaki araştırmalarıyla ünlü diğer evrimci anatomist Charles E. Oxnard da Australopithecuslar'ın iskelet yapılarını günümüz orangutanlarınınkine benzetmektedir.(charles e oxnard quot the place of australopithecines in human evolution grounds for doubtquot nature vol 258 s 389)

    Son olarak 1994 yılında ingiltere'deki Liverpool Üniversitesi'nden bir ekip, Australopithecuslar'ın iskeleti ile ilgili kesin bir sonuca varmak için kapsamlı bir araştırma yapmıştır. Vardıkları sonuç, Australopithecuslar'ın dört ayaklı olduklarıdır.(fred spoor bernard wood frans zonneveld quot implication of early hominid labryntine morphology for evolution of human bipedal locomotionquot nature vol 369 23 june 1994 ss 645 648)

    Australopithecuslar, insanlarla hiçbir ilgisi olmayan, nesli tükenmiş bir maymun türünden başka bir şey değildirler.

    Not: orda kaynaklar var itiraz edersen giberim belanı.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 129.
    0
    @104 ben sana daha ne diyeyim bilemiyorum artık. ulan kaçıncıya söylüyorum bunu, onlarca hatta yüzlerce insanların atalarıyla ilgili fosili var. bi kaç tanesinde tabiki de hatalı tahminlerde bulunulmuştur. ama eninde sonunda yanlışsa yanlış olduğunu tekrar bilim ortaya çıkarır.
    @103 her canlı evrim geçirmek zorunda değil.her canlı evrim geçirmek zorunda değil.her canlı evrim geçirmek zorunda değil.her canlı evrim geçirmek zorunda değil.her canlı evrim geçirmek zorunda değil.her canlı evrim geçirmek zorunda değil.
    ···
  5. 130.
    0
    6 milyar yıllık olasılığı hesaplayanın alnını karışlarım ben
    ···
  6. 131.
    0
    John Maynard Smith:

    Burgess Shale fosilleri yaklaşık 50 yıldır biliniyordu. Ama son zamanlarda tekrar incelendiler. Kambriyen devrinde çok çeşitli formların bulunduğu ve bunların bazılarının günümüzde var olan her şeyden farklı olarak tamamen temel vücut yapıları ile birbirlerinden ayrıldıkları, bugün açık bir gerçektir. Aynı zamanda, şu anda var olan tüm yapılar, küçük istisnalar dışında Kambriyen'de tam olarak bulunmaktadır. (John Maynard Smith, The Evolution, Cambridge University Press, 2000, s.19)

    Eldredge:

    Gerçekten de, jeologların, Kambriyen döneminin başı olarak niteledikleri çok çeşitli, çok iyi korunmuş haldeki fosil türlerinin aniden ortaya çıkışları, etkileyici entelektüel bir meydan okumadır. (Duane T. Gish, Evolution: The Fossils Still Say No!, Institude of Creation Research, California, 1985, s. 66)

    18 Ekim 1997 tarihli New Scientist dergisindeki yazısında Bob Holmes da Kambriyen gerçeğini şu şekilde tasvir etmiştir:

    Camdan gökdelenler, gotik katedraller, Kral George dönemi teraslar, Şinto ibadethaneleri, Victoria tarzı tren istasyonları, Bauhaus'lar, eskimo evleri, Tudor dönemi modelleri... Bütün bu insan hünerleri olan mimari tarzların, 15. yüzyılın ortalarında 35 yıllık bir zaman içinde tasarlandıklarını hayal edin. Günümüz tarihçilerinin, engin yaratıcılık penceresini neyin başardığını anlayabilmek için nasıl büyük bir heves içinde birbirlerini ezip geçtiklerini düşünün. Bu, genel anlamda paleontologların Kambriyen patlaması ile ilgili olarak hissettikleri şeydir.

    Sadece 35 milyon yıl içinde, evrim için bir göz kırpması kadar sayılacak bir zamanda, hayvan yaşamı, gezegenin daha önce gördüğü ve ondan beri görebileceği her şeyi gölgede bırakan bir keşfin meydana geldiği patlama ile ortaya çıkmıştır. ( http://www.newscientist.c...icle.ns?id=mg15621045.100 )
    ···
  7. 132.
    0
    dawkins? darwinUhawking gibi birşey sanırsam. *
    ···
  8. 133.
    0
    @105, 104. entryde insanın atasını anlattık zahmet edip oku bin.
    ···
  9. 134.
    0
    Lucy 1974 yılında Amerikalı antropolog Donald Johanson tarafından bulunan ünlü fosilin adıdır. Birçok evrimci Lucy'nin insanla maymunsu ataları arasındaki ara geçiş formu olduğunu iddia etmiştir. Ancak ilerleyen yıllarda yapılan incelemeler Lucy'nin sadece nesli tükenmiş bir maymun türü olduğunu ortaya çıkarmıştır.

    Lucy, insanın evrimi ile ilgisi olmadığı ortaya konan Australopithecus genusuna ait bir türü temsil etmektedir. Bu türün (Australopithecus afarensis) şempanzelerle aynı büyüklükte bir beyni vardır, kaburgaları ve çene kemiği günümüz şempanzeleriyle aynı şekildedir, kolları ve bacakları canlının bir şempanze gibi yürüdüğünü göstermektedir. Hatta leğen kemiği de şempanzelerinki gibidir.

    Daha önce de bahsedildiği gibi, evrimciler Lucy'nin dahil olduğu Australopithecus grubuna ait canlıların maymun özellikleri göstermelerine rağmen, insana benzer bir duruş ve yürüyüş şekli olduğunu öne sürmektedirler. Oysa yapılan incelemeler bunun doğru olmadığını göstermiştir. Harvard antropologlarından William Howells, Lucy'nin yürüyüş şeklinin insanlarınkine bir geçiş olmadığını yazmaktadır:

    Lucy'nin yürüyüşünün tam olarak anlaşılmadığına ve Lucy'nin ihtiyaçlarını başarıyla karşılıyor olmasına rağmen, bizim yürüyüşümüze geçişe benzer bir şey olmadığına dair genel bir görüş birliği var.

    Ünlü Fransız bilim dergisi Science et Vie de Mayıs 1999 sayısında Lucy'i kapak yapmıştır. "Adieu Lucy" (Elveda Lucy) başlığının kullanıldığı yazıda, Australopithecus türü maymunların insanın soy ağacından çıkarılması gerektiğini yazmıştır. St W573 kodlu yeni bir Australopithecus fosili bulgusuna dayanarak yazılan makalede, şu cümleler yer almaktadır:

    Yeni bir teori Australopithecus cinsinin insan soyunun kökeni olmadığını söylüyor... St W573'ü incelemeye yetkili tek kadın araştırmacının vardığı sonuçlar, insanın atalarıyla ilgili güncel teorilerden farklı; hominid soy ağacını yıkıyor. Böylece bu soy ağacında yer alan insan ve doğrudan ataları sayılan primat cinsi büyük maymunlar hesaptan çıkarılıyor... Australopithecus ve Homo türleri (insanlar) aynı dalda yer almıyorlar, Homo türlerinin (insanların) doğrudan ataları, hala keşfedilmeyi bekliyor.
    ···
  10. 135.
    0
    Amerika'nın USA Today gazetesinde Tim Friend tarafından kaleme alınan bir makalede ise insanın doğrudan atası olarak gösterilen Lucy (Australopithecus afarensis) hakkında şu yorum yapılıyor:

    Lucy'nin bilimsel adı Australopithecus afarensis. Günümüzde yaşayan Bonobo şempanzelerine çok benziyor: Küçük bir beyin, öne çıkmış yüz ve iri azı dişleri. Ancak Homo'nun doğrudan atası kabul edilen Lucy'nin bu özelliği son on yılda gözden düştü. Birçok uzman insanın kökenini Lucy gibi bir ataya doğrudan bağlamanın çok basit bir yaklaşım olduğunu kabul ediyor.

    Bu yazıda Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi insanın Kökeni Programı Başkanı Richard Potts'un da yorumlarına yer veriliyor. Buna göre Potts ve daha birçok evrimci uzman, Lucy'nin artık insanın soy ağacından çıkarılması gerektiğini kabul ediyor.
    ···
  11. 136.
    0
    sıradaki insan atası; homo habilis

    Australopithecuslar'ın iskelet ve kafatası yapılarının şempanzelerinkinden neredeyse farksız oluşu ve canlıların dik yürüdükleri iddiasının da sağlam kanıtlarla çürütülmesi, evrimci paleoantropologları oldukça zor durumda bırakmıştır. Çünkü hayali evrim şemasında Australopithecuslar'dan sonra Homo erectus gelir. Homo erectus, isminin başındaki "homo" yani "insan" teriminden de anlaşıldığı gibi bir insan grubudur ve iskeleti de tamamen diktir. Kafatası hacmi Australopithecuslar'ınkinin iki katı kadardır. Hayali soyağacına göre şempanze benzeri bir maymun türü olan Australopithecuslar'dan sonra, günümüz insanından farksız bir iskelete sahip Homo erectus'un gelmesini, evrim teorisiyle bile açıklamak mümkün değildir. Dolayısıyla "bağlantı"lar, yani "ara form"lar gerekir. işte Homo habilis kavramı bu zorunluluktan doğmuştur.
    Homo habilis sınıflandırması 1960'lı yıllarda ailece "fosil avcısı" olan Leakey'ler tarafından ortaya atıldı. Leakey'lere göre, Homo habilis olarak sınıflandırılan bu yeni tür canlı, dik yürüme yeteneğine, göreceli olarak büyük bir beyin hacmine, taştan ve tahtadan alet kullanma yeteneğine sahipti. Bu sebeple insanın atası olabilirdi.

    80'li yılların ortalarından sonra bulunan aynı türe ait yeni fosiller, bu görüşü tamamen değiştirdi. Bernard Wood ve Loring Brace gibi araştırmacılar, bunların "alet kullanabilen insan" anldıbına gelen Homo habilis yerine, "alet kullanabilen Güney Afrika maymunu" anldıbına gelen Australopithecus habilis olarak sınıflandırılması gerektiğini söylediler. Çünkü Homo habilis, Australopithecus ismi verilen maymunlarla birçok ortak özelliğe sahipti. Aynı Australopithecus gibi uzun kollu, kısa bacaklı ve maymunsu bir iskelet yapısına sahipti. El ve ayak parmakları tırmanmaya uyumluydu. Çene yapıları tamamen günümüz maymunlarınınkine benziyordu. 550 cc.'lik beyin hacimleri de bunların birer maymun olduklarının en iyi göstergesiydi. Kısacası bazı evrimciler tarafından ayrı bir tür olarak gösterilen Homo habilis, gerçekte tüm diğer Australopithecuslar gibi bir maymun türüydü.

    Amerikalı antropolog Holly Smith'in 1994 yılında yaptığı detaylı analizler de yine Homo habilis'in aslında "homo" yani insan değil, maymun olduğunu gösterdi. Smith, Australopithecus, Homo habilis, Homo erectus ve Homo neandertalensis türlerinin dişleri üzerinde yaptığı analizler hakkında şöyle diyordu:

    Dişlerin gelişimi ve yapısı kriterine dayanarak yaptığımız analizler, Australopithecus ve Homo habilis türlerinin Afrika maymunlarıyla aynı kategoride olduklarını, ancak Homo erectus ve Neandertal türlerinin günümüz insanlarıyla aynı yapıya sahip olduğunu göstermektedir. (Holly Smith, American Journal of Physical Antropology, vol 94, 1994, ss.307-325)

    Aynı yıl Fred Spoor, Bernard Wood ve Frans Zonneveld adlı üç anatomi uzmanı çok farklı bir yöntemle yine aynı sonuca ulaştılar. Bu yöntem, insan ve maymunların iç kulaklarında yer alan ve denge sağlamaya yarayan yarı-çembersel kanalların karşılaştırmalı analizine dayanıyordu. Dik yürüyen insanların kanalları ile eğik yürüyen maymunların kanalları birbirlerinden somut bazı farklılıklarla ayrılıyorlardı. Spoor, Wood ve Zonneveld'in inceledikleri tüm Australopithecus ve Homo habilis örneklerinin iç kulak kanalları günümüz maymunlarınınkiyle aynıydı. Homo erectus'un iç kulak kanalları ise, aynı günümüz insanlarındaki gibiydi. (Fred Spoor, Bernard Wood, Frans Zonneveld, “Implication of Early Hominid Labryntine Morphology for Evolution of Human Bipedal Locomotion”, Nature, vol 369, June 23, 1994, ss.645-648)

    Bu bulgu çok önemli iki sonucu göstermiştir:

    (1) Homo habilis adıyla anılan fosiller, gerçekte "homo" yani insan sınıflamalarına değil, Australopithecus (maymun) sınıflamalarına dahildir.

    (2) Hem Homo habilis hem de Australopithecus türleri, eğik yürüyen yani maymun iskeletine sahip canlılardır. insanlarla ilgileri yoktur.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 137.
    0
    @unf0rgiven bravo. devam et
    ···
  13. 138.
    0
    ateyizleri züt edebilirsiniz ancak asla inandıramazsınız.

    müslim kardeşlerim yormayın kendinizi. inanmak istemeyen denizin yarıldığını görse de inanmayacaktır.
    ···
  14. 139.
    -1
    adam hala tımarhane kaçkını bilden shawn nın saçmalıklarını copy-paste yapıyor amk. 2 saat hepsine cevap vermekle mi uğraşacam oç. ben de sana buraya evrimci sitelerden yüzlerce kanıt yapıştırırım. çok mu zor sanki aklını hürriyetini gibtiğiminin beyinsizi.
    ···
  15. 140.
    0
    online olduğun zaman seninle, bence evrimin en önemli kanıtı olan yapay seçilim hakkında tartışırız. bu konu hakkında bakalım hangi bilden shawn saçmalıklarını yapıştıracaksın göreceğiz.
    ···
  16. 141.
    -1
    "yaratıcıya kaymak" oyhşşş sonsuz orgazm...
    ···
  17. 142.
    0
    @115 seni görünce dayanamadım cevap vereyim dedim.

    bak şimdi biz evrime inanmayanlar kafasına takılan şeyleri soruyoruz. sizin gibi bilim adı altında sayfalar dolusu yazıları anlamsız bilgileri paylaşmıyoruz burada. yani biz göz önünde olan mantığa takılan şeyleri sorarken siz insanları kelime oyunlarıyla kandırmaya çalışıyorsunuz. okuduğunuz şeylerin gerçekliğine inanıyorsunuz.
    ···
  18. 143.
    0
    billy shawn kim giber onunla ne alakası var o sadece derlemiş bilgileri. Sen bilgilere, kaynakçalara bak Evrimci sitelerin cevap verebiliyo mu buna ambiti. Hepsinin sahtekar olduğu ortaya çıkıyo işte muallaknin çocuğu insan atalari dedin hepsini çürüttük. Şimdi gibtir git bağnaz zütveren.
    ···
  19. 144.
    -1
    @119 kafana takılıyorsa git evrimci sitelerden araştır. sadece evrim karşıtı sitelere bakarsan tabi bi şey anlamazsın.
    ···
  20. 145.
    0
    @120 gerizekalı herif anlamıyorsun işte, bilden shawn orada evrimci bir bilimaddıbının yazdığı bir kitabın ufacık bir kısmını cımbızlıyor. sadece o kısmı okuyunca adamın evrime karşı olduğu gibi bi sonuç çıkıyor. halbuki adam evrimci bilimadamı amk salağı. niye evrime karşı sözler söylesin.
    ···