trajikomik aşk hikayemi anlatıyorum seksliiii

daha o zamanlar henüz 18 yaşında tazecik bir genç kızdım. tazecik olmam dışında genç kız olduğumun dahi farkında değildim. kadın olduğumun dahi bilincinde değildim ki ayağıma giydiğim ayakkabının topuğu 2 cm i geçmezdi, o da amqun adidas superstarıydı.

küçük bir kasabada yaşıyordum. iyi bir lisede okuyordum ama okulun en tembeliydim. sınavlara hazırlanmak gibimde bile değildi çünkü bir şekilde okuduğum kitapların beni farklı kılabileceğine inanıyordum ve sürekli okuyordum - genellikle varoluş felsefesi filan-. malum ergenlik işte varoluş felsefesi sizi bunalıma sürükler ancak hayata çok başkı pencerelerden bakmanızı sağlayarak kimlik gelişiminizde önemli de bir rol tutar. okuyan panpalarım bilir.

devam ediyim mi

neyse aq talep olmasa da ben anlatacağım. amacım başlığı efsane yapmak değil zaten

günler saf bana rağmen akıp gidiyordu, günler sadece bana rağmen aksa iyi amqun benini gibip geçiyordu, nitekim sınav yaklaşıyordu. tabii ben okuduğum kitaplar sayesinde türkçeyi fullemek dışında bir tak yapamadım. dershaneye yazılmıştım hayat taktan, grafikleri güzeldi.

anlat ulan dinliyorum amk

reserved

dershaneden çıkıp ben kendimi kitaplara veriyordum. o zamanlar yaşadığım kasabada sinema bile henüz açılmıştı ancak dandik türk filmlerinden ve superman serisinden başka şey izlemek mümkün değildi o sinemada. bazen testere xı geldiğinde ona gider rahatlardım. ordaki kurbanların durumu benden daha kötü olamaz gibi gelirdi. çünkü dikkatim dağılmadan romanlarıma gömülebilmek için o kasabaya muhtaçtım ve aynı zamanda da nefret ediyordum. orada benim o erkek çocuğu tarzıma -bol pantolonuma ve çizgili ti şörtüme- fit olacak erkekler yoktu. gerçekten aralarından en ameleleri bile - ki özeliikle amele olanlar- kafalarını çevirip dahi bakmazlardı.

kitap okumadığım zamanlarda kendine özgüveni olmayan her kadın gibi mirce girip. orada gerçekten yakışıklı ve entelektüel bir erkekle tanışma hayalleri kuruyordum. orada bazen gerçekten entelektüel erkeklere rastlanabiliyordu. ancak hepsi çirkin ve ruh hastasıydı.

bir gün yine ilgimi çeken bir erkekle konuşuyordum, kendimi erkek gibi tanıtarak. baktım çocuk beni sarıyor hemen karı olduğumu söyleyip caps istedim. msne ekleştik derken avatar fotoğrafını görür görmez ona vuruldum.

anlat anlat heyecanlıymış.

abaza kiz detected

devam et bakalim

anlat panpa mirc dedin orada bitti hikaye ama anlat sen

ince ve bordoya çala kırmızılıkta dudakları, beyaz teni, uzadığında daha da sarılaşan sakalları, durgun bakışları ve kafasında fötr şapkasıyla beni çokta tavlamıştı bile. hem de küçücük bir emesen avatarı fotosuyla. ancak gerçek şu ki, onun beni hiç tavlama girişimi olmamıştı. 28 yaşında, ankarada yaşıyor, bir yayınevinde çalışıyordu ve gerçekten yakışıklıydı ancak bana, 18 yaşında erkek bozması bir öss gazisine bakacak değildi. onu tavlamak için elimden ne geliyorsa yaptım. okuduğum kitaplarda öğrendiğim her türlü yöntemi kullanıyordum. anldıbını henüz öğrendiğim kelimeleri cümle içinde kuruyordum. ve o kitaplardan kazandığım biraz farkındalığı yeri gelsin de sergileyim diye elimden geleni yapıyordum. sonunda benim küçük acak akıllı bir kız çocuğu olduğumu düşünmeye başlamıştı. hala tavlanmamış olsa da ankaraya geldiğimde benimle görüşmeyi ısrarlarım sonucu kabul etti.

anlat dinliyoz bayam

var amk anlat