1. 15.
    0
    @13 copy paste atmakla siyaset olmuyor yazdıklarımı çürüt öyle konuşalım bende sana buraya 500 sayfalık copya paste atarım ki okumazsın, zira şu attıklarını bile okumuyorsun
    ···
  2. 14.
    0
    @12 bunu yazanın gerçekten iyi bir kafa yapısı varmış, ne kullandığını bana da söylesin. bu arada burjuva demokrasisi filan bizdende az terim çarpmamışsınız yani * dur bunlarada cevap vereceğim üstelik senin gibi yalan konuşup, lafı uzatmayacağım. sovyetlerdeki aksaklıkları komünizme dahil etmek en sevdiğiniz iş galiba. imama kızıp dine küsmek bu oluyor herhalde.

    1-komünist tanrıya inanmaz diye bir şey yok. bu gün türkiye de ki komünistlerin yarısı allah inancına sahiptir. senin bahsettiğin olay marksizmin özünü oluşturan diyalektik materyalizmdir. materyalizm maddecidir, durağandır, statiktir. ancak hegelin diyalektiğini baş aşağıyken düzgün hale getiren marks ona son görünümünü vermiştir. dogma karşıtıdırlar insanlara inanç özgürlüğü tanıdıkları gibi ki-özgürlük konusunda sovyetler finlandiyayı istiyorsanız ayrılabilirsiniz diyerek ayırmışlardır bunda bir beyis görmemişlerdir(:- kalıplaşmış dogmalara, karşıdırlar her şeyin eleştirilebileceğini düşünürler, saygı çerçevesi içinde insanları istişareye davet ederler.

    2- 2. komünist, iktisadî sınıfları milletin üstünde bir gerçek saydığı ve insanlığın tarihini sınıflar arasındaki bir mücadele tarihi sandığı için millietin üstün değerine ve milliyetçiliğe de inanmaz. yazılarında ve sözlerinde din, milliyet manevî değerler aleyhindedir.

    şuna çok güldüm
    iktisadi deme zengin de yavrucuğum şimdi türkçeye çevirelim şu lafı bakalım: komünistler, zenginleri halkın(milletin içinde zenginler vardır) halk ise emekçileri, köylüleri,işçileri kapsar yani bir kere yanlış bir cümle tekrar bakalım
    : komünistler zenginleri, halkın üstünde bir gerçek saydığı için(normalde bunlar zengin değiller beyler biz sayıyoruz, bunların hiç bir şeye yeten güçleri yok, garip zavallı kimseler bunlar) ve insanlığın tarihini sınıflar arasındaki bir mücadele tarihi sandığı için(altyapı üstyapıyı oluşturur. bu bir gerçektir, altyapı(ekonomi) üstyapı(din, kültür,olaylar vs. vs.) dir. çoğu tarihçiye bu gün git bak, bu güne kadar açıklanmayan olayları marksın teorisiyle çözüme kavuştuğunu söylerler. yani biz diyoruz ki normalde her şeyin altında ekonomik sebep vardır. haçlı sefelerinin altında(doğunun zenginlikleri) ı.dünya savaşının çıkmasında, ıı. dünya savaşının çıkmasında vs. vs. ve biz tarihi ya ekonomi yüzündenmiş üff boşverin demiyoruz deseydik biz olmazdık zaten, bu mantığa göre ekim devrimini de yok saymamız lazım e o da ekonomik sebepler yüzünden çıktı? biz önceden de belirttiğim gibi tüm anti-emperyalist, bağımsız,özgürlükçü, halkçı hareketleri din,dil, ırk ayrımı gözetmeden kabul ediyoruz. osman baturda bağımsızlık savaşı vermiştir, şeyh saidde bağımsızlık savaşı vermiştir. ikisi de aynıdır.

    3-ün cevabı 2de var zaten bu saçma iftiraları açıklamaya gerek yok.

    4- bu edebiyat nereden geldi anlamadım (: ancak cevaplayayım, 2.de var bunun cevabı aslında, tekrarlıyorum, komünistler ilerici, devrimci,halkçı olmayan tüm ilkeleri reddeder ancak bunlara saldırmaz, eleştirir, haklı olana hakkını, haksız olana ise payını iade eder. ulusların kendi kaderini tayin hakkı marksla beraber, leninde somut bulmuştur. finlandiya örneğini verdim, adamalr ayrılmak istiyoruz dediler ve ayrıldılar. çünkü haklarıydı kendi dilini konuşmakta hakları, kendi topraklarına sahip olmakta çünkü onlar o toprağın sahibi. aynı şekilde türklerde türkçe konuşur tarihine sahip çıkabilir bu da bu adamın hakkı. burada beyimiz sovyetlerin, nasıl büyük savaşlar verdiğini göremiyor, bu adamlar en başta kapitalizmle savaştı, sonra nazi manyaklarıyla sovyetler olmasaydı şu an dünyaya alman ırkı hüküm sürüyordu. burada da aldığı bazı radikal politikalar var evet orta doğuya doğru yayılmacı bir politika izledi ve kendi dilini konuşturttu bu bir savaş politikasıydı. senin canını korudu ama dilini aldı, doğru bir hareket mi? bana göre yanlış ama adam diyor ki ölmekten iyi midir? biz bunu yapmasaydık bir bütünlük oluşturmasaydık öbürleri gelip bizi gibecekti. burada tarihi o zamanın şartına göre değerlendirmeliyiz

    5- şimdi bu nedir? mhp 1 mayısı mı kutlasın, akp ekim devrimini mi kutlasın? milliyetçilik dediğin kavram, patronların, ağaların,takım elbiselilerin gerektiği zaman kendi aleyhlerine doğan hareketleri bastırmak için kullandıkları bir istismar politikasıdır. ben niye milliyetçilik yapayım? ben insana insan olduğu için değer veriyorum

    6- daki cümlede ne anlatmış yazar anlayamadım * açıklasın onada cevap verelim.

    7- ya arkadşaım iki süper güç vardı bir tanesi bizide karakol haline getiren, tüm avrupaya jandarmalık yapan amerika diğeri ise komünist rejimi kullanan sovyetler. amerikan aleyhinde olan adam özgürlükçüdür, ilericidir,halkçıdır bunları kimde var sovyetlerde benim yanıma gelecek hali yok, ki türkiye de çoğu solcu sovyeti sevmez, emperyalist politikalarını(sonradan olanları lenin ve stalin dönemi sonrası) eleştirir. birde çin de var genel kültürün belki yetmedi ama ordanda biraz salla *

    8- e bir şey demeye gerek yok, sen taksun bende kokuyorum mantığı. yine imama küsüp ki bu küsmeden katiyen yalancı ve iftiracı bir tutumdur, dini kötülemeye çalışıyor
    Tümünü Göster
    ···
  3. 13.
    -1
    Komünistler bütün dünyayı birleştirip yeni bir düzen kurmak iddiası ile ortaya atıldılar. Bu yeni düzende herkes çalışacak, herkes her bakımdan sigortalı olacak, kimse kimseyi sömürmeyecek, savaş ortadan kalkacak, sözün kısası çok bahtiyar ve ileri bir dünya kurulacaktı. Hatta giderek hükümet denen nesne de kaldırılarak insanlar kooperatifler eliyle idare olunacaktı.

    Fakat başlangıçta başarı kazanacak gibi gözükmesine rağmen bu düşünce bir ütopyadan, eskilerin tabiriyle “hayal-i hâm”dan başka bir şey değildi. Çünkü insan yaratılışına ve pgibolojisine şiddetle aykırıydı. Tanrı’yı kabul etmiyor, aileyi inkâr ediyor, hatta parayı da kaldırmak istiyordu. insanın ruhî ve manevi taraflarını inkâr etmekle kendisini başarısızlığa zaten mahkûm etmişti. Fakat Birinci Cihan Savaşının getirdiği felaketlerden ve kırgından usanan insanlar arasında “ne olursa olsun, bir de şunu deneyelim” kabîlinden düşünceler epeyce yaygındı.

    Komünizm 1918’de ancak Komünizm 1918’de ancak Rusya gibi ahalisi her bakımdan ezilmiş, geri bir memlekette tutunabildi. Bu tutunuş hükümet darbeleriyle yapılmış ve komünizm ancak yığın yığın insanları öldürerek iş başında kalabilmişti.

    Rusya’dan sonra dünyanın hiçbir yerinde komünizm iş başına gelemedi. Macaristan ve Şili darbeleri pek geçici oldu ve komünizm Rusya’nın millî rejimi durumuna düştü.

    Demokrat ülkelerdeki komünist partileri en kuvvetli oldukları yerlerde bile oyların en çok üçte birini toplayabildi. Buna karşılık ikinci Cihan Savaşı sonunda, Roosevelt ve Churchill’in ahmaklıkları yüzünden tarihi fırsatları değerlendirerek bir çok memleketleri istila edip oralarda zorla ve hiyle ile komünist rejimlerini iş başına getirdi ve bu başarı dünyada tesirsiz kalmadı. Geri kalmış ülkelerin bazılarında komünizm lehine kıpırdanmalar oldu ve sonunda kocaman Çin de Çankay-şek’in hatalarından istifade eden yerli komünistlerin eline geçti.

    Komünizm uluslar arası bir rejim olmak iddiasında bulunduğu için ayrılık kabul etmez, bütün komünist memleketlerin Moskova’ya bağlı olmasını isterdi. Meselâ Polonya’nın bağımsızlığı Sovyetler Birliği içindeki Kırgızistan’ın bağımsızlığından nihayet biraz daha fazlaca idi. Durum Moskova’nın çok lehine gözüküyordu.

    Fakat ütopyalar uzun ömürlü değildir. Hayalin mavi göklerinden gerçeğin kara toprağına düşmek ergeç mukadderdir. Komünizm de aynı âkıbete uğramakta gecikmedi.

    ilkönce Yugoslavya, Moskova’ya kafa tutarak Rus tahakkümünden sıyrıldı ve komünist birliğinden atıldı. Bunun başlıca üç sebebi vardı:

    1- Yugoslavya’nın kuzeyi uzun süre Almanya imparatorluğu’nun, güneyi Osmanlı imparatorluğu’nun hakimiyetinde kalmış, bu iki imparatorluğun siyasî, idarî, fikrî ve medenî yönlerinden çok şeyler almıştı. Bu iki devlet manevî yapı bakımından komünist Rusya’dan çok üstün oldukları için Yugoslavlar Ruslar’a göre üstün siyasî ve medenî terbiye almış bir millet mertebesindeydiler ve aşağılık Rus rejimine katlanamazlardı.

    2- Tito, başlangıçta nasıl bir komünist olursa olsun, Stalin rejiminin iptidailiğini, vahşiliğini görmüş, Rusya’nın bir insanlık politikası değil, bir sömürge siyaseti güttüğünü anlamıştı.

    3- insanlarda yaratılıştan bir milliyetçilik düşüncesi olduğu için Tito kendi vatan ve milletini elbette Rusya’dan üstün tutacak ve komünizmi ancak bir iktisadî sistem olarak kabullenecekti. Netekim öyle oldu. Hatta giderek komünizmi de bırakılarak Yugoslavya demokrat bir sosyalizm ülkesi haline geldi. Bugün Avrupa’ya trenle gidip gelenler Bulgaristan’la Yugoslavya arasındaki büyük insanlık farkına işaret etmektedirler. Bulgaristan’da iktisadî darlık, terör ve korku; Yugoslavya’da bizimkinden hemen hemen farksız hür bir rejim…

    Yugoslavya’dan sonra Arnavutluk komünist birliğinden koptu ve pek küçük olduğu için komünist Çin’in himayesine sığınmak mecburiyetinde kaldı.

    Üçünü olarak Romanya, daha ihtiyatlı olarak bir sıyrılış yaptı. Ruslar’la yanyana olduğu ve işgal tehlikesine maruz bulunduğu için fazla ileri gidemedi. Fakat çok ihtiyatlı ve tedbirli hareketlerle komünizmi ve Moskova’nın yükünü üzerinden attı.

    Dördüncü olarak Çekoslovakya aynı şeyi yapmak isterken Moskof işgaline uğradı. Çünkü ayrılmaların aralıksız devam edeceğini anlayıp dehşet içinde kalan Ruslar kopup sökülmeyi önlemek için zorbalığa başvurmaktan başka çıkaryol bulamadılar ve bunu ortaklaşa bir komünist hareketi imiş gibi göstermek için de öteki uyduları kendileriyle birlikte işgale sürüklediler. Romanya buna da katılmamak başarısını gösterdi.

    Fakat kopmaların en büyüğü ve tehlikelisi Çin’den gelmiştir. Büyük bir medeniyet ve kültürün mirasçısı olan Çinliler birkaç yıl Ruslar’la iş birliği yapıp onlardan her bakımdan faydalandıktan sonra arayı açmakta mahzur görmediler. Zaten komünizmden önce de bilim ve teknikte oldukça ileri bulunan Çinliler gayet kalabalık nüfuslarını çalışma seferberliğine sokunca beş on yılda atom gücüne sahip devletlerden biri haline geldiler ve tek başlarına Rusya’ya, hattâ Amerika’ya kafa tutacak bir güç kazandılar.

    Birlikçi bir doktrin olan komünizm bugün parçalanmıştır.

    Çin, Rusya’dan tamamen ayrılıp onun başlıca düşmanlarından birisi olmuştur ve Ruslar’ın ikinci Cihan Savaşı sonunda, Amerikan ve ingiliz liderlerin gafletinden faydalanarak kendisi için hazırladığı Kuzey Kore ve Kuzey Viyetnam komünist devletlerini nüfuzuna almıştır. Çok uzaklardaki ki küçük Arnavutluk da onun tam bir uydusudur.

    Yugoslavya da Rusya’dan ayrılır ve artık bilfiil komünizmle ilişiği kalmamıştır. Tito’dan sonra bu ülkede komünizmin isim olarak dahi yaşayacağı şüphelidir. Rusya, doğuda Dış Moğolistan; batıda Polonya, Doğu Almanya, Çekoslovakya, Macaristan, Bulgaristan ve Romanya ile bir blok teşkil ediyorsa da bunların arasında Bulgaristan”dan başka Rusya’ya cidden bağlı hiçbir devletin bulunmadığı muhakkaktır.

    Romenler kısmen sıyrılmış durumdadırlar. Çekoslovakya, Moskof işgalinin kini içindedir. Macarlar ve Polonyalılar Rusları eskiden beri millî düşman sayarlar. Doğu Almanları ne de olsa Alman”dır ve duygularını saklamakta usta olan bu millet kendisine göre pek geri ve kaba olan Ruslar’ın boyunduruğuna elbette sonuna kadar katlanacak değildir. Milletlerin hayatında milliyetçilik en büyük faktör olduğu için komünist devletlerin komünist rejimleri altında nihayet milliyetçi bir yola girecekleri zaten beklenirdi. Fakat düşmanlıkların bu kadar çabuk gelişeceği pek de akla gelmezdi. Bugün Çin ile Rusya ile düşman olarak karşı karşıya bulunuyorlar. Çin açıkça Rusya”dan toprak istiyor. Mart başında iki taraf karakolları arasındaki çatışma yerini belli eden bir işarettir. Gelen haberler ise yarınki savaşın pek tatlı olacağını gösteriyor.

    Ruslar tarafından açıklanan Çin vahşeti komünistlere has bir davranıştan başka bir şey değildir. Ruslar”ın nasıl hareket ettikleri hakkında henüz Çinliler bir açıklama yapmadı. Ruslar”ın vahşetten yanıp yakılmaları ister istemez insanı gülümsemeye sevk ediyor.

    Bu peşrev, komünizmin çatırdamaya başladığını gösteren bir alâmettir. iki kalabalık ve atomlu komünist devlet kapışırsa sonunda ister biri kazansın, ister denk kalıp barış yapsınlar, komünizm çökecektir. Komünist rejimi altında yaşayan insanların iyi savaşamıyacağı ikinci Cihan Savaşı”nda belli olmuştur. Bunca hazırlığa rağmen kalabalık Rus orduları Almanlar karşısında bozguna uğrayarak ancak görülmemiş derecedeki kış tarafından kurtarılmışlardı. Tabiî, savaşın Amerikalılar tarafından kazanıldığını söylemeye lüzum yok.

    Ruslar la Çinliler”in bugünkü hırlaşması yarın bir savaşa kadar gider mi? Elbette gidecektir. Savaş ezelî ve ebedî bir kanundur. Onu kaldırmak için ortaya atılanlar bile bu kanunun hükümlerinden dışarda kalamazlar. Onun için Çinliler”le Ruslar mutlaka vuruşacaklardır. Fakat bu vuruşma önce Avrupa uydularının, sonra da Sovyetler Birliği ile Çin”deki milletlerin ayaklanmasıyla bitecek ve komünizm yerini, en ihtiyatlı tahminle, Yugoslavya”da olduğu gibi mutedil ve medenî bir sosyalizme bırakarak göçüp gidecektir.

    Rusya ve Çin milyonlarca Türk”ü sömüren ve Türkler”in anayurdu olan Türkistan”ı işgal altında tutan iki düşman millettir.

    Acaba Türkiye Cumhuriyeti”nin bu dış Türkler hakkında bir plânı var mı? Tıpkı bir savaş plânı gibi çeşitli ihtimalleri göz önünde tutan, tarihî fırsatlardan nasıl istifade edileceğini gösteren tasarılar hazır mı? Yoksa yine her fırsat kaçırılacak veya Kıbrıs konusunda olduğu gibi yumurta kapıya geldikten sonra aceleyle ve hazırlıksız olarak savsaklama taktiği mi kullanılacak?

    Beş yıllık plânlar Türk milletinin hayatına göre o kadar can alıcı şeyler değildir. Türkiye teknik ve iktisat bakımından nasıl olsa kalkınacaktır. Asıl mühimi yüzyıllık plânların hazırlanması ve pusuya yatılmasıdır. ingiltere”yi, Rusya’yı falan şöyle bir tarafa bırakarak küçük, kuvvetsiz ve zavallı Yunanistan”a bakalım: Rejimlerin ve hükümetlerin değişmesine, âdi iç çekişmelere ve üst üste savaş kaybetmelere rağmen yüzyıllık plânını başarıyla takip etmiyor mu?

    “Büyük Devlet” fikrinin mucidi olan Türkler acaba Yunanistan kadar da olamayacak mı?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 12.
    0
    Türkiye’de bir komünistin umumî vasıfları şunlardır:

    1. Komünist, Tanrı'ya inanmaz. Materyalist (maddeci) olduğu için mânevi ve ruhî değerlerin üstünlüğüne de inanmaz. Fırsat buldukça dinî inançların alayhinde bulunur ve bu inanç sahiplerini gericilikle, yobazlıkla damgalar.

    2. Komünist, iktisadî sınıfları milletin üstünde bir gerçek saydığı ve insanlığın tarihini sınıflar arasındaki bir mücadele tarihi sandığı için millietin üstün değerine ve milliyetçiliğe de inanmaz. Yazılarında ve sözlerinde din, milliyet manevî değerler aleyhindedir.

    3. Komünist, geçmişin düşmanıdır. Tarihin, geleneklerin düşmanıdır. Netice olarak, kendisi gibi düşünmiyen bütün yaşlılara, değerini tarihî tecrübeden alan bütün şahsiyet ve şöhretlere, bütün eser sahiplerine düşmandır. Gerekirse onlara küfür ve iftira eder.

    4. Komünist bugünkü hür dünya rejimlerini gerici Burjuva rejimleri telâkki eder. Netice olarak bütün Burjuva rejim, sanat ve muaşeretlerine düşmandır:Kendisi iktidara gelinceye kadar Burjuva hürriyetlerine sığınmak istemesine rağmen, hürriyet düşmanıdır. Hürriyetçiliği kazanırsa, altından bir sınıf diktasına taraftar olduğu görülür. Yazıları ve sözleri böyle bir dikkatle gözden geçirilmelidir.b. Komünist, güzel sanatlarda yenilik, devrim, geçmişle ilgiyi tam kesme taraftarıdır. Dergi ve kitap kapaklarında, şiir ve romanlarında görünen o sözde modern, çarpık ve acaip resimler böyle bir komünist anlayışın işaretleridir.c. Komünist, dilde uydurmacıdır. Türk’ün geçmişle ilgisini kesmek için yenilik bahanesiyle evvelâ dilimizi bozmaya çalışır. Dil geleneklerine saygısı yoktur. Edebiyatta da en değerli geçmiş değerlerin, şöhretlerin, çeşitlerin düşmanıdır. Divan edebiyatı, Servet-i Fünun, fecr-i âti, hattâ ilk devre Cumhuriyet edebiyatı aleyhinde propopanda yapar. Komünist, edebiyatta millî gerekçelere uymayan sahte bir köycülük ve halkçılık tutturmuştur. Romanlarında tasvir ettiği köylüyü aynı yönde yaşamış olanlar bile reddetmişlerdir. Köy ve halk dili de mübalâğalar ve uydurmalarla doludur.e. Komünist, para kazanmaya bayıldığı ve bazen servet yaptığı halde, Burjuva gibi yaşamaktan kaçar, fakir lokanta ve meyhanelere gider, kendisine pis ve derbeder bir işçi süsü ve tavrı verir. Milyon kazanan ressamları vardır ki, karıları ve kendileri dilenci gibi giyinir ve görünürler.f. Komünist, bir kısım ağanın değil, bütün ağaların düşmanıdır. Çünkü büyük ziraî mülkiyet düşmanıdır. Bazan açıkça müşterek mülkiyet ister, kollektif çiftlikler ister, kesin ve umumî plânlama ister.

    5. Komünist gazete ve yazarlar, din ve milliyetçilik lehindeki haberleri, hâtta resmî demeçleri ve tebliğleri yayınlamazlar, bunları övmezler.6. Komünist, komünizm aleyhine esaslı hiçbir şey yazmaz ve konuşmaz. Marx, Lenin ve Stalin gibi komünist peygamberleri aleyhine tek kelime yazmaz ve konuşmaz. Komünist yazar ve şairler hakkında da bu dikkati vardır. Hattâ bir biçimine getirirse, Nâzım Hikmet misâlinde olduğu gibi bunları kurtarmaya çalışır, bazı yayınevlerinin açıkça yaptığı gibi, komünist yazarların kitaplarını çıkarır.

    6. Castro gibi komünist ihtilâlcileri göklere çıkarırlar. Fakat kahramanlıkları gibi uydurma Sovyet başarsını ballandırır.

    7. Birleşik Amerika aleyhindeki haberlere fazla yer veren komünist gazetelerin Sovyetlere sempatisi de sezilir.

    8. Komünist yalancıdır. Muarızlarına iftira eder ve taraftarları için başarılar uydurur. Meselâ bazı komünist gazeteler, kendi yazarlarından birinin Nobel mükâfatına namzet gösterildiğini haber vermişlerdi. Baştan başa yalan. Aynı yazarın ingilizceye çevrilmiş bir kitabının ingilterede en çok satılan kitap olduğunu haber vermişlerdir. Bu da yalan! Bu saydığımız işaretlerin hepsini ihtiva eden gazeteler vardır. ilgili makamlar koleksiyonlarını dikkatle inceledikleri takdirde görürler. Eğer komünizmle mücadelemizde samimî isek, fakat “Ben komünistim” diye avaz avaz bağıran saf diller bekliyorsak, bir iki kişiden başka bulamayız ve gayretlerimiz ötekileri sindirip kaçırmaktan fazla netice vermez.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 11.
    -1
    şimdi kısa cevaplar vereyim bunu kendime ödev sayıyorum çünkü burada bir çok genç beyin var ve bu trollerin sırf eğlencesi uğruna yanlış bilgi ediniyorlar.

    @1 komünistler, dünyayı, ırk-millet-din olarak görmez sınıf mücadelesi olarak görürler yani ezilen ve ezenler olarak- işçi, köylü,emekçi kesim ve burjuvazi(patronlar) sınıfsal açıdan gelişmiş tüm dogmaları reddederler. tarihlerine de sıkı sıkıya bağlıdırlar ancak bu körü körüne biat etmek değildir, maalesef sorgulayabiliyorlar. tarihlerinde ki tüm ilerici, anti-emperyalist, halkçı olayları olguları kabul edip her koşulda savunurlar. bkz:kurtuluş savaşı, bkz:şeyh bedrettin isyanı vs. vs. solculuğun arkasına gizlenmek? ilgi çekici yine solun içine edilişi filmi herhalde bu. soldan ne anladığını söyle, ben cevap vereyim, chpye , kemalistlere solcu diyeceksen hiç yazma gülüçkimi

    @3te de stalin den bahsetmişsin, ilk önce şu çoğu yalanı bir kenara bırakalım. bunları biliyorsun sende iyi (: , ikinci olarak sosyalizm dünyada yeni somutlaşmış bir sistemi, tüm dünya kapitalistlerine karşı savundu bir kere bu onu mazur görmene yetecek sebep, üçüncüsü 4 milyon köylüyü öldürmüştür neden ? diğer 86 milyonu yaşatmak için. bunu atatürkün dersim katliamı ile karşılaştıraiblirsin (: tarih bilseydin, kimler hangi yürüyüşleri yapabiliyor, hayatta nasıl aktif olabiliyor nasıl etrafına karşı sorumluluk hissediyor daha doğrusu geçmişe karşı onun için ölen öldürülen insanlara nasıl sahip çıkıyor anlayabilirsin.

    @5 bizim amacımız eşitsiz kazancı eşit dağıtmak değil, herkesin adaletli kazanmasını sağlamak
    ···
  6. 10.
    -1
    detaylarda kaybolmayın amk vermek istediğim mesaja bakın ne kadar aptalsınız
    ···
  7. 9.
    -1
    "Biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperveriz."

    Ölümünün 76. Yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyoruz.
    ···
  8. 8.
    +1
    önce yazmayı öğren amk komünizm olcak
    ···
  9. 7.
    +1
    hümanizm ayaana kürt milliyetçiliği yapıp kemalizt ol
    ···
  10. 6.
    +1
    90 lardan sonra kürtlerin eline düştüğü için anası gibilmiştir açık ve net kürdün olduğu hiçbir yerde hayır yoktur
    ···
  11. 5.
    -1
    Komünist kimdir? Eşitsiz kazançların eşit paylaştırılması özlemi içinde olan biri.
    -Ebenezer Elliot
    ···
  12. 4.
    +1
    Ozentiliktir amk
    ···
  13. 3.
    -1
    Standart bir komünist haftada birkaç kez dünya üzerinde (özellikle Türkiye'de) hiç meydana gelmemiş katliamlar için eylem, yürüyüş düzenleyebilir. Stalin'in milyonları katlettiğini görmezden gelip onun posterini taşıyarak ...
    ···
  14. 2.
    -1
    sabit hızla kesintisiz musluktan taka akan suyu taka değmeden avuçlayıp içer misin
    ···
  15. 1.
    +1 -1
    >Türklere Nazi muamelesi yap
    > Türk kültürünü küçümse
    > Türk kültüründen çok daha geride ve ilkel olan kültürleri yücelt
    > Katillere kahraman de
    > Milli olan ne varsa düşmanı ol
    > Solculuğun arkasına gizlen
    > Sırrı süreyya önder ile dost ol...
    ···