yanlışlıkla kuzenimi siktim pişman değilim

kanepede kuzenim olacak kızla şakalaşıyorduk el kol hareketleri havada uçuşuyor. ben buna püskevit gibisin dedim saçmalığa bak amuğa goyum püskevit ne alaka lan. oda bana o halde ye beni dedi o da işin şakasında bi anda durdum sadece bunun yüzüne baktım şşşş noluyo demeye başladı beni dürtüyor öldün mü lan uyansana diyor aklıma parlak bi fikir gelmiş gibi sırıtmaya başladım kuzenimin yüzüne bakarak ham ham demeye başladım ittim bunu kanepeye kafamla göbeğini gıdıklıyorum bi yandanda ham ham nidaları atıyorum. sanki velet oynatıyoruz hıdıbına. kız altta gülüyor kafamı itmeye çalışıyor ben dudağımla göbeğini tshirt üstünden ısırıp bırakıyorum hırrrr falan diyorum. kız gülmekten ölecek yerinde duramıyor işte o debelenmeyle diz kapakları devamlı penisime sürtüyor.

hehe reserve alın.

sadece benim yazdıklarım
http://inci.sozlukspot.co...9Filim/@penis%20gibici/5/

bu kanepede yattığı yerden kalkmaya çalışırken elimle kızın bacak arasını gıdıklıyorum hunharca zorluyorum altta kız kriz geçiriyor. ardından bırakıyorum. bırakmama rağmen 10 sn kadar daha gülüyor. daha sonra kegib kegib nefes alırken gülüyor tekrar bana bi daha ye beni diyor. ben tekrar saldırıyorum bu sefer daha şiddetli tabiki. birlikte yere düşüyoruz tam kızın üstüne düşüyorum bacaklarımın altında kuzen gülme krizleri geçiriyor. bileklerinden tutup yukarı kafasının üstüne keldırıp koltuk altlarını açıyorum açtırmamak için kahkaha atarak direniyor burnumu kızın koltuk altlarına zütürüyorum ve hızlı hızlı sürtüyorum burnunu. kızın gülmekten nefesi kesiliyor öksürüyor efet.

dinlensin diye bırakıyorum hala bileklerinden tutmuş vaziyette bekliyorum. tekrar ham ham diyorum yüzüne bakarak bunu der demez tekrardan gülmeye başlıyor. bu sefer kafamla boynunu gıdıklıyorum. boynunu kapamaya çalışıyor nasıl oluyorsa elini kurtarıyor ve kurtulmak için benim koltukaltlarımı gıdıklamaya başlıyor. ben dayanamayıp yere yatıyorum bu sefer o benim üstüme çıkıp kollarımı bileklerimden tutup başımın üstüne kaldırıyor.

kafasını koltukaltıma sürtmeye başlıyor bu esnada saçları yüzüme değiyor. bende gülme krizine giriyorum çok fena bi şekilde. kurtulmak için kafama kadar eğilmiş kuzenimin boynunu kafamla gıdıklıyorum. ben daha inatçı çıkıyorum ve alttan kurtuluyorum. kuzenim yerde apalar vaziyette olduğu için arkasına geçiyorum ve arkadan kavrıyorum belini ve kendime çekiyorum smack down terk bir şekilde.

ardından kucağıma alıyorum kuzenimi. kolumun biri ensesinde diğer kolum diz kapağının arkasında destek olacak şekilde ayağa kalkıyoruz. ben çevremde dönmeye başlıyorum. kuzenim merkez kaç kuvvetine maruz kalıyor (fizik mühendisliği okuyorum hee) çığlık atıyor bir kolunu boynuma atıyor düşme korkusuyla. iyice başımız dönünce duruyorum ve düşmemek için arkadaki kanepeye tekrar oturuyorum. otururken kucağımdaki kuzenin ağırlığıyla birlikte biraz sert bi şekilde kanepeye oturuyoruz. kuzenim hala kahkaha atıyor aralıksız iki kolumun arasında.

kuzenim kendini gülecem diye çok paralamış. kucağımdanda kalkmıyor eğleniyor evet. elim aşağıda bi şeye değiyor. ne olduğuna bakıyorum kuzenimin çatalı. merkez kaç kuvveti yüzünden pijaması aşağı doğru inmiş çatalı hafiften açılmış bende hala gülen kuzenimi kucağımda çevirip sırt üstü pozisyona getiriyorum ve şakasına eğlenecem diye poponu açmana gerek yok diyorum. kuzenim bi anda aaaaa derken ben parmaklarımı kuzenimin pijamasının lastiğine sokup yukarı kaldırıyorum. şakasına biraz fazla yukarı kaldırıp gerilen lastiği bırakıyorum ve poposuna şap diye oturuyor tekrar gülmeye başlıyor bi yandanda elinin tekini poposunun üstüne koyuyor açmayım tekrar diye.

yeter artık bu kadar yoruldum diyerek kuzenimi kucağımdan aşağı doğru itiyorum yavaş yavaş. yere biraz sertçe düşüyor aaaa diye ses çıkarıyor bi yandanda kolunu tutuyor. apar topar ayağa kalkıp bakıyor bana ve üzerime çullanıyor. oturduğum yerin arkasına geçiyor. ben kafamı bunun apuş arasına sokup omzuma alıyorum. ensemde bir ıslaklık hissediyorum ardından kuzen omzumdayken ayağa doğru kalkıp odadan çıkarak evi turluyorum.

evde bi kaç tur attıktan sonra yorulduğumu belli edecek şekilde yavaşlıyorum ve odamdaki yatağın üstüne kafamı eğerek kuzenimi omzumdan aşağı pat diye düşürüyorum. yatakta bir kaç kez sektikten sonra oda yorulmuş belliki ayaklarını uzatmış kollarını açmış bi şekilde uzanıyor yatağa. altına giydiği koyu renkli pijamanın tam ortasının ceviz kadar büyüklükte ıslandığını görüyorum ve bi anlık gözüm orada takılı kalıyor. kuzenimde nereye baktığımı görmek için benim baktığım yere bakıyor.

gördüklerine inanamamış gibi bacaklarını yatakta otururken açırken bi yandanda eliyle pijamasını kendine doğru çekiyor daha iyi görebilmek için. bayağı büyük bir su gibi ıslak bir leke var orası daha koyu vaziyette çünkü. altıma kaçırmadım bana bakma öyle pis pis demeye başlıyor herhalde senin ensendeki terin pijamama geçti diyor. ben gidiyimde üstümü başımı değiştiriyim diyip odadan çıkıyor.

içeri girip kapıyı kapatıyor. bende mutfağa gidiyorum bu koşuşturmaca beni çok susattı tabiki. suyumu içip ayaklarımı dinlendirmek için oturma odasına gidiyorum ve tv yi açıyorum. kuzenim odasının kapısını açıyor ve bana sesleniyor. benimde ismim deniz olsun dıbına koyim evet. kuzenimin ismide duygu olsun. ne var diyorum o lanet olasıca kumandayı bırakıp bana yardım etmeye gelir misin diyor breaking bad izliyoruz birlikte etkisinde kalmış işte kızcağız. bekle geliyorum diyorum.

odasına gidiyorum kapıyı açıyorum tam girecem kapıyı arkadan aniden kapatıyor az kalsın ayağım sıkışıyor amk. yavaş ol biraz lan diyorum biraz korkmuş vaziyetteyim tabi kalbim çarpıyor. ani şeylere gelemiyom ben ondan oluyo böyle şeyler. kapıyı tekrara açıyor hafif aralıyor suratı gözüküyo sadece. çekmecemde hiç iç çamaşırım kalmamış balkonda asılmış temiz iç çamaşırı varsa alıp gelebilir misin diyor bana.

gidip balkondan iç çamaşırı alıyorum. giydiği beyaz iç çamaşırlarının üzerindede her tarafında küçük kedi motifleri var elimde çevire çevire giderken dış kapı açılıyor bi anda kuzenimin ebeveynleri dalıyor eve onları parmağımda çevirip durduğum bir donla karşılıyorum. bi kaç sn bakışıyoruz. o sırada kuzenimde kapıyı açıyor püskevitim bütün gün seni bekliyemem gelmiyor musun diyor. annesi hışımla duygunun odasına dalıyor ardından kapıyı kapatıyor. dayım şaşkın vaziyette. ben hala bişey anlamış değilim.

dayım ne oluyor o elindeki şey ne öyle demeye başlıyor hem meraklı hem şaşkın hem kızgın bi tavır takınmış. bende iki kelimeyle kuzenimin iç çamaşırı heralde diyorum bende şaşkınım amk. ne işi var onun senin elinde diyor. bende kuzenim istedi ona zütürüyorum diyorum. niye diyor bende temiz kalmamış dolabında benden istedi bende vermek için gidiyorum diyorum. bi dona bakıyor bi bana bakıyor öylece benimde elimde don duruyorum ayakta. içerdende sesler geliyor annesi duyguya ayıp değilmi bu yaptığınız diyor duygu ise iç çamaşırım kalmamış çıplak nasıl dışarı çıkabilirim diyor. neyse anası kapıyı açıyor biraz sinirli tabi. yanıma gelip elimdeki donu hışımla çekiyor. kızının suratına doğru atıyor.

dayımla yengem yerdeki pazar poşetlerini alıp mutfağa geçiyor. bu yaptıklarıda koymuyor değil 21 yaşında insanlarız gerçi duygu 22 yaşında benden bi yaş büyük. ardından bende mutfağa giriyorum özür diliyim diye. dayım tamam canım sorun değil diyor yengem suratıma bile bakmıyor elindeki yumurtaları dolaba diziyor sinirli sinirli. benimde ahsabım bozuluyor dıbına korum sizin tavrınızı diyip ayakkabılarımı alarak çıkıyorum dışarı.

biraz yürüyorum hava alıyorum olanları düşünüyorum. yolda bulduğum efes bira şişesine tekme atarak ilerliyorum. o esnada telefonum çalıyor. telefonun ekranına bakıyorum arayan bizim arkadaş. naber moruk diyor bende iyidir sen ne yapıyon diyorum biraz konuşuyoruz havadan sudan neyse telefonu kapatıyorum. yürümeye devam ediyorum bi şey fark ediyorum o esnada. efes şişesini es geçmişim. geri dönüp şişeyi önüme alıp tekmelemeye devam ediyorum. saat oluyor gecenin 12 si falan. banka geçip oturuyorum gecenin serinliğinde. sağdan sağdan esinti geliyor yüzümün sağ tarafına çarpıyor. derken arkamdan birisi adımı söylüyor.

arkamı dönüyorum yengem ve dayım bana doğru koşuyor. nerelerdeydin telefonunada ulaşamıyoruz diyorlar ben biraz şaşırıyorum tabiki 2 dk öncesine kadar yengeme kafamda her türlü küfürü ederken bi anda bana sarılıyor seni çok merak ettik deniz bizi çok korkuttun diyorlar. ailen seni bize emanet etti sana bişey olsaydı vicdan azabından ölürdük heralde diye başlıyorlar içlerini dökmeye. yengemi ve dayımı çok seviyorum.

birlikte eve gidiyoruz. dayım walla deniz boğazımızdan lokma geçmedi gelmeyince seni aradık açsındır diye. ulaşamıyınca çok korktuk gerçekten. yaptıklarımızdan dolayıda senden özür diliyoruz dayınım lan ben senin pekekent diyip kafamı koltuk altına alıp yumruğunu kafama sürtüyor. yengem şşşş ayıp oluyor o ne biçim laf öyle diye söyleniyor. birlikte eve gidiyoruz mutlu ve huzurlu bi şekilde. dayım kapıyı çalıyor. kapının deliğinde bi göz silüeti beliriyor kim geldiğine bakarcasına ve kapıyı duygu açıyor bi hışımla, hunharca menteşeleri gıcırdatarak, kapı kolunu kırarcasına.

içeri giriyorum ayakkabıları elime alıyorum içerdeki rafa koymak için malum huur çocuğu hırsız dolu piyasa. tam o esnada duygu elimdeki ayakkabılarımı kapıyor kendi yerleştiriyor. amk oda bayağı bi endişelenmiş kendisi yüzünden başıma bişey geldi sandı heralde. ne sıcak bir aile ortamı. keşke bu huzur dolu an hiç bitmeseymiş. keşke diyorum keşke. keşke diyorum bir daha bu kelimeyi çok seviyorum keşke dayımla yengem gibişmeseymiş. keşke dayım yengeme değilde peçeteye attırsaymışta duygu olmasaymış. bu lafımın halen arkasındayım. ilerde başıma gelecekleri nereden bilebilirimki.

yengem antrede sırtımı sıvazlıyor hadi geç üstünü başını değiştirde yemek yiyelim acıkmışsındır diye. peki yenge diyorum. odama gidiyorum. üstümü çıkarıp pijamalarımı geçiriyorum. elimi yıkamak için banyoya gidiyorum daha sonra sıçmam geliyor tuvalete giriyorum. kabız olmuşum anasını gibiyim 5 cm çapında kuru tak sıçıyorum up uzun. bi parça sıçmam bağırsaklarımın boşalmasına yetiyor öyle uzun bir tak işte. klozetin sifonunu çekiyorum ama gitmiyor kevaşe.

7 defa sifonu çektikten sonra utancımdan 8. sifonu çekmeye elim gitmiyor. dayımlar yemek masasında beni bekliyor sonuçta. onların gözünde zaten itibarım zedelenmiş vaziyette bide taklu izlenimi verdirmem. kodumun takuda gitmiyor. baktım su ile olacak iş değil etrafta çubuk gibi bişey aramaya başladım. camın kenarında asılı bir vileda sopası buldum tam aradığım şey. aldım bu viledayı sıkışmış can çekişen tak parçasını arkadan iteklemeye başladım. en sonunda tak borulardan aşağı kaydıda bende derin bi nefes aldım.