yanlışlıkla kuzenimi siktim pişman değilim

elimi yıkayıp geçiyorum salona. masaya oturuyorum. duygunun tam karşısındayım şimdi. dayım eee anlar bakalım ne yaptın dışarda demeye başlıyor. hiç gezdim biraz diyorum. meraklanmalarını anlatıyor tekrardan. bende yeter amk anladık meraklandınız demiyor değilim içimden. yemek boyu masada pek konuşmuyoruz. duyguyu devamlı bana bakarken yakalıyorum. birazda kızmıyor değilim bu kıza. yengem tabakları alıp diğer yemeğe geçmek için mutfağa zütürüyor. dayım bende yengene yardım ediyim diye mutfağa, yengemin peşinden kendi tabağını alıp gidiyor. duygu ile tekrar yanlız kalıyoruz bi an için.

salonda rahatsız edici bir ses hakim. bu sessizliği duygu bölüyor. bana kızgın mısın diye. bende niye öyle düşündün diyorum. oda senden iç çamaşırı getirmeni istemeseydim bunlar başına gelmeyecekti diyor. bende gülüyorum bilemezdinki dayımın geleceğini hem bendede suç var parmağıma donunu takmışım çevirerek gidiyorum mallık bende diyince kuzenim bi anda gülmeye başlıyor ve istem dışı bi anda bana yerim seni diyor o esnada elinde tabaklarla salona giren yengem ve dayımdan habersiz bir şekilde.

o esnada beynime kaynar sular dökülüyor sanki aptal kız. masadan apartopar kalkıp yengem ve dayımın yanından geçiyorum size afiyet olsun çok uykum geldi ben yatıyorum diyorum ve odama çekiliyorum. ışığı kapatıyorum. dayım yada yengem odama giricek diye bekliyorum ama gelen giden olmuyor. saat 2 ye doğru yatağa giriyorum uykulu vaziyette. ancak uyuyamıyorum tabiki tüm bu olanlardan sonra özellikle yemek masasındaki yerim seni lafını yengemin duyup duymadığını düşünüyorum acaba sabah suratları 5 karışmı olacak diye kafamda hesaplar yapıyorum. saat 3 oluyor ben hala uyanığım yatakta dönüp duruyorum. tam o sırada odamın kapısının kolunun gıcırdadığını duyuyorum.

kapı kolu tamamen döndükten sonra kapı açılmaya başlıyor. gelen kesin dayım amk diye düşünüyorum. kontrol amaçlı girdi odaya pekekent herif diyorum içimden. ardından kapı kapanıyor. oh amk gitti heralde diye düşünürken odada bi silüetin bana doğru yaklaştığını hissediyorum. demekki içeri girdi kapıyı kapadı. aksilik oya benim yüzümde tavana bakık vaziyette duruyor içimden küfrediyorum keşke sırtımı dönseydim nasıl uyuma numarası yapacaksam dayımın suratına bakarak diye düşünmeden edemiyorum.

odaya giren kişi yanıma iyice yaklaşıyor. başımda birinin dikildiğini hissediyorum ancak bi terslik var nefes alış verişi dayım gibi havayı yararak değil narin genç bir kızın fıslaması gibi. acaba yengem mi diye düşünüyorum ama oda girmez amk odama diye düşünüyorum. ben tüm bunları düşünürken kulağımda ani bir kaşıntı hissedip huylanmayla birlikte yerimden sıçrıyorum tam o esnadada birisi yatağın yanına doğru eğiliveriyor. telefonumun ışığından faydalanıp kim diye bakıyorum tahmin edin kim tabikide bizim kuzen. kim olacak başka.

aklınca kulağıma çöp sokmuş. zaten tedirgindim yapılırmı lan bu adama. telefonun ışığı dişlerinde parlıyordu. kıkırdıyıp duruyor devamlı. bunun üzerine kızım sen hiç akıllanmıyacaksın walla dedim. oda ne yapıyım uyuyamadım bi türlü keşke sabah olsa demeye başladı. bende bi türlü uyuyamadım odaya dayın girdi sandım korktum bayağı dedim. amacımda buydu dedi duygu. ardından baş ucuma oturdu. biraz konuştuk. kuzen bi anda bana kızgın mısın dedi bende yok bana yurtta çok şaka yaptılar kulağa çöp sokmak en basitleri diyince salak ben akşamki olaydan bahsediyorum hani bana iç çamaşırı getirdiğin zaman ki olaylar var ya bilmem hatırlayabildin mi. ha yok niye kızıyım sana kızgın olsam kulağıma çöp sokmanla seni boğazlamam gerekti dedim. gülmeye başladı madem uykun falan yok benim odama gelsene dedi. iyi dedim senin odana gidelim.

bu önde ben arkada koridorda yürümeye başladık. üzerinde 2 parça gecelik vardı saçlarıda karışmış makyajı yok çok doğaldı. odaya girip kapıyı kapadık ee napıcaz şimdi dedim geç biraz konuşalım dedi. tamam deyip yere oturduk bu bi anda avucunu başının yanına koyup yere yanlamasına uzandı. bi insan nasıl hep neşeli olur amk anlam veremiyor bi yandanda çok hoşuma gidiyordu kızın bu doğallığı ve sempatik hareketleri. kızlarla aran nasıl dedi. bende alayı kezban dedim. yine gülmeye başladı. dur bi dakika deyip yerden kalktı aynanın önünden bi kucak dolusu bişey alıp önüme yığdı. bunlar ne diyince kör müsün canım makyaj malzemeleri dedi.

napıcam ben bunlarla niye getirdinki bunları dedim. kuzen ise bana makyaj yapacaksın sonrada ben sana yapacam dedi. şaşırdım bi an için sonra kalk yat artık uykusuzluk senin başına vurmuş dedim. tam kalkıyordum elimi tuttu lütfen sabaha kadar uyuyamam sen gidersen dedi. iyi peki ama bana yapmayacaksın tamam mı dedim. tamam dedi. neyse neyden başlıyoruz dedim. sen seç istediğinden başla dedi ve doğrulup iyice bana yaklaştı. şimdi yüzü olanca doğallığı ile tam karşımdaydı. elime ruju aldım direkt.

bir elimle kızın alt çenesinden tuttum ve aşağı doğru çekip ağızını açtım. dudağındaki tükürük kalıntılarının cıkk diye minik bir ses çıkarıp uzadığını bile algıladım. biraz yutkundum sanki ameliyat yapıyordum. kızda sadece gözlerime bakıyordu. diğer elimdeki ruju kızın dudaklarına doğru zütürüp sürmeye başladım. dalmışım ruju sürerken. bi kaç tur yaptıktan sonra kuzen eliyle ruju tuttuğum bileği kavradı ve bu kadarın yeterli olduğunu söyledi. ardından dudaklarını birbirine bastırdı. şimdi karşımda ateş kırmızısı 1 çift dudak vardı sadece. ardından elimi aldı ve dudaklarına zütürdü tam avucumun içine okkalı bir öpücük bıraktı.

ben biraz şaşırmış vaziyette bir avucuma bakıyor bir elimdeki ruja bakıyordum. daha sonra kuzene baktım gözleriyle bana bakıyordu sadece. elimi bıraktı en sonunda. devam et iyi gidiyorsun dedi fısıldayarak. heyecan yapmıştım hızlı hızlı malzemeleri karıştırmaya başlamış ortalığı dağıtmıştım. tekrar elimi tuttu bu sefer iki eliyle kavramıştı. sakin ol şampiyon bu kadar heyecanlanma dedi yine bana fısıldayarak. ordan rimeli aldım elime. bunu sürmen biraz zor olacak sakın gözüme saplama kalemi dedi. tam gözüne yaklaşırken bekle dizine yatıyım öyle daha iyi yaparsın dedi.

hemencecik kafasını dizime koydu dizlerinide kırdı. avcumu çenesine koydum kafasını biraz daha kendime çekmek için bana doğru hafif ittirdim. rujlu dudağı istem dışı aralıklı duruyordu arada bir yutkunuyor ağzını kapatıyordu. bu esnada gözlerine ayarı verdim tabiki. ardından duygu malzeme değişmemi söyledi ve doğrulup tekrar karşıma geçti. fondoteni alıp yüzüne sürmeye başladım. ardından boynuna indim. kuzenim üstündeki pişamanın boyun kısmını eliyle çekerek biraz daha aşağı indirdi. orayada fondaten sürmemi emretti.

ardından toka kutusunu açtı seç bir tanesini dedi sonra vazgeçti saç örmeyi biliyor musun dedi. bende kısık sesle biliyorum dedim. hafif sırıttı ayağa kalktı kalkarken elimi tuttu bende kalktım. yatağıma otur dedi bende denileni yapıp oturdum. bacaklarını arala arasına oturmam gerek yoksa öremezsin saçlarımı dedi. araladım bacaklarımı. sırtını bacaklarımın arasında bulunan yatağın tahtasına dayamıştı. elimle ilk olarak avucumun yardımıyla alnından başlayıp tüm saçlarını bana doğru gelmesi için okşadım. parmaklarımla alnındaki saçları geriye doğru attım. her defasında kafası geriye doğru gidiyordu ve gözleri kapalı ağzı bi miktar açıktı. elime tarak alıp saçlarını bana doğru yavaş yavaş taramaya başladım. daha sonra tek bir örgü olarak saçlarını ördüm. bu işte gerçekten ustayım ben o an anladım.

ayağa kalktı aynaya gidip baktı kendine ve ördüğüm saçı omzunun sağından göğsüne doğru attı ve bekle beni gelicem dedi muzip şekilde gülerek. kuzen gittikten sonra bi ohhh amk diye içimi çektim ne oluyor amk dedim bi an kendi kendime ben ne yapıyorum. derken bizim kuzen elinde bir adet jilet bir adet traş köpüğü bir adette kremle odaya dalıverdi. bi anda irktim ve şaşırdım elindekileri görünce. hemen oturdu yere elindekileri halıya bıraktı. ne yapıyorsun sen demeden gel yanıma dedi. sen bana makyaj yaptın bende sana makyaj yapıcam demiştimya makyajdan kastım buydu dedi ve güldü. geldim yanına oturdum yere. bekle bir dakika su almayı unuttum dedi ve tekrardan odayı terketti.

elinde bi tas su ile tekrar geldi odaya. ben elimde oynadığım jileti düşürdüm bi anda. ay bu kadar heyecanlanmana gerek yok bak ben çok sakinim dedi. yok ben heyecanlanmıyorum sadece ne yapıyoruz burada bu saatte şaşkınım biraz dedim eliyle yüzümü tuttu ay çok şekersin dedi. ardından iyice yaklaştı yanıma. tasa elini daldırıp birazcık suyu yüzüme yavaş yavaş sürmeye başladı. yüzüm ıslattıktan sonra traj köpüğünü avucuna sıkıp küzüme yavaş yavaş yedirmeye başladı. iyice sürdükten sonra elini havluya silip eline dayısının kullanılmamış jiletini aldı. yavaş yavaş sakallarımı almaya başladı. acımasın diyede çok hafif sürüyordu yüzüme. beni traş ediyordu bu kız. evet çok hoşuma gitmişti. eliyle çenemi kaldırıyor ciddi bir iş yapar gibi özen gösteriyor kısık sesle tamam, birazda şurayı alalım, güzel oldu diyor ağzı istem dışı hafiften açık kalıyordu.

işini bitirdikten sonra eline havluyu alıp yüzümü sildi. ardından traş kremi şişesini alıp bi miktar avucuna döktü. parmaklarıyla yüzüme amatörce çalmaya başladı. acayip rahatlamıştı beni bu traş faslı. tüm sakallarımı kesmiş sadece cücük bırakmıştır küçük bir parça şeklinde dudağımın altında. cücük=am fırçasıdır evet. ardından ya çok gerginsin sana biraz masaj yapmak istiyoruma getirdi lafı.

bu sefer kendisi yatağa oturmuş beni bacaklarının arasına almıştı. elleriyle yüzüme anlıma masaj yapıyordu. arada bir boynuma iniyordu. avcunu hoh yapıp ısıtıyor ardından göz çukurlarıma bu sıcak elleri bastırıyordu. iyice gevşemiştim şimdiden. ardından hadi yatağa uzan öyle devam ediyim dedi. yatağa yüz üstü uzanmış zütüm tavana bakıyordu. enseme iyi bir ayar çekti elleriyle. ardından omuzlarıma indi. iyice rahatlamıştım ardından omiriliğime geçti omirilik çizgimi dalgalı bir şekilde derimi büzüştürüp aşağıdan yukarı doğru çıkıyordu bunun için üstümdeki pijamayı iyice yukarı kaldırıp çıplak tenimi elledi. içimde büyük patlamalar olumuştu o an. omuriliğimin hizasında yaptığı o dalgalı masaj tüm yağlarımı eritip akıtmıştı acayip huylanmıştım.

fısıldayarak rahatla diyor kendini bana bırak sakin ol emin ellerdesin diyordu bunları dedikçe ben iyice halleniyordum. kalçama minik bir şaplak attı. doğrulup bakmıştım ne tak yiyor bu kız diye ki sadece muzipçe sırıtarak bana bakıyordu. derken baldırıma ve bacaklarıma geçmişti. elleriyle bacaklarımı hafiften aralayıp apuş arama doğru elini sokup oralarada masaj yapmaya başladı. bi süre sonra bana sırtını dönme vakti geldi dedi. yerimde dönerken sanki birşeyi bekliyormuş gibi bir noktaya bakıyordu kuzenim.

sırtımı dönünce kurmuş olduğum çadırı her ikimizde görmüştük. kuzenim pis bi şekilde sırıtmaya başladı alt dudağını ısırdı ve güldü ardında seni yaramaz şey dedi. kollarımdan başladı masaja yüzüme bakmıyordu devamlı yaptığı işe bakıyordu. ağzı yine açıktı hafiften. kollardan göğüslerime doğru indi. dahada aşağı indi ardından doğrulup üzerime oturdu. bacaklarını açmış üzerime çıkmıştı şimdi. tam göbeğimde oturuyordu.

neden bu kadar azmıştım bilmiyorum. halbuki bi kaç saat öncesine kadar kuzenimin üstünde olan kişi bendim. şimdi ise çadırı kurmuş vaziyetteydim ve kuzenimin bacaklarını açıp karnıma oturması beni erekte ediyordu. üzerime oturması yetmiyormuş gibi yavaş yavaş bir ileri bir geri kalçalarını üzerimde kaydırmaya başlamıştı. kuzenin altındaki yeşil pijamanın üzerinde bir sürü minik minik siyah renkli gitar desenleri vardı. gözlerim bu gitar motiflerine kaymıştı. kimisinin klavyesi yukarı kimisi çapraz kimisi sola bakıyordu. ancak içlerinden sadece bir gitar motifi dikkatimi çekmeyi başarmıştı:

tam ortadaki siyah gitar motifi ıslaklıktan dolayı diğerlerinden daha koyuydu.

acaba sadece ben mi cinsellik düşünüyordum. duygu sabah ki oyunu devam ettiriyor olamaz mıydı? bu kızın sağı solu pek belli olmuyordu. ne yapacağımı şaşırmıştım. tüm bunlara bir tepki olarak sadece yutkunabildim. ben tüm bunları düşünürken duygu üzerimde kaymaya devam ediyordu. her kayışında kuzenimin bacakları üzerindeki pijamaya içten sürtünüyor ve küçük bir hışırtı oluşturuyordu. kalçaları bu sefer geriye doğru gitmeye başlamıştı. benim semsert olmuş penisime doğru geliyordu yavaş yavaş ve sonunda ulaştı. dahada geriye gitti kalçaları. penisim bacak arama doğru basınçla iniyordu. adeta duygunun çatalı penisimin üzerinde kayıyordu. sadece kalçaları geriye gidiyordu. gözleri bana bakıyordu. tekrardan alt dudağını ısırmıştı.