/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 176.
    0
    Rezz pampa
    ···
  2. 177.
    0
    Manyetik REZonans
    bREZilya
    pREZ huur çocuğu öcalan (a.s.e) anasını gibtiğimin evladı
    REZkere
    ···
  3. 178.
    0
    Rezzers pekekentin yigeni
    ···
  4. 179.
    0
    Dayına dayim senin devam et
    ···
  5. 180.
    +13
    Arkadaşlar geldim seriden yazıyorum. açıkcası 4 sayfa rez geleceğini düşünmüyordum kesinlikle yarım bırakmayacağım iyi okumalar.
    ···
  6. 181.
    +19 -1
    Atın üstünde hızla ilerliyorum. O an korkudan dengemi kaybedip sırt üstü yere düştüm ve başımı sertçe yere çarptım. Daha sonra geçmiş ağaç ve eşkiye ile ilgili birtakım bölük pörçük rüyalar gördüğümü hatırlıyorum. Gözlerimi açtığımda ağacın altında sırt üstü yatıyordum. Muhtemelen bir ya da iki saat yerde o şekilde yatmışım. Güneş batıdaki tepelerin üzerine iyice yaklaşmıştı. Acaba Tepeye doğru giderken bu ağacın altına nasıl gelmiştim.

    Kalkıp muhtarın evine doğru yol aldım. Kapıyı çaldığımda muhtarın eşi açtı, kucağında oğlu olarak düşündüğüm bir çocuk vardı. Odada oğlundan birkaç ay küçük gibi görünen başka bir bebek daha emekliyordu. Oldukça esmer ve zayıf bir bebekti. iyide muhtarın hiç çocuğu yoktu ki?
    Herhalde komşuların biri kısa süreli bakması için bize bırakmıştır diye düşündüm ve muhtara seslendim ” muhtar geldiğinde hayırdır abi senin çocuğun yoktu bu çocuklar kimin?” Diye sordum.
    o sırada konuşurken muhtar kolumdan tuttu beni ve içeri aldı. eşi ise bulunduğum odaya girdi, başımda dikilip endişeli bir ifadeyle bana baktı.
    ···
    1. 1.
      0
      Sonunda geldin lan pekekent
      ···
  7. 182.
    +12
    “Ne oldu ? Neden öyle bakıyorsun teyze? Diye sordum.
    “Sen iyi misin? Diye karşılık verdi.
    “Bilmiyorum. Bugün atın üstünde giderken düşüp başımı yere vurdum” dedim.
    Teyze ” oğul hayvanlarını ahıra bırakırken gördüğün çocukları nasıl unutursun? Dedi.
    ” Ne yani? Bu çocuklar ben ilk geldiğim gün varmıydı? Dedim.
    Nasıl olurdu? Muhtarın çocuğu olmuyor diye bütün köy biliyordu sözde. Belki de ben öyle hatırlıyordum. Belki de başımı çarpmanın etkisiyle kısmen hafizamı kaybetmiştim.
    ” Adı ne peki?” dedim teyzeye.
    Eşim “onun adı Lahab” dedi.
    “Bu nasıl bir isim? Ne anlama geliyor?” Diye sordum.
    “Yalın alev anldıbına geliyor.” Dedi.
    Kafam iyice allak bullak olmuştu, kendimi iyi hissetmiyordum ardından muhtar içeri girdi. Ve kemerinin tokasıyla kafama kafama darbeler vurmaya başladı. Biraz sonra acıdan şuurumu kaybettim kafam patates gibi şişmişti odanın ortasında yerde yattığımı hatırlıyorum...
    ···
  8. 183.
    +11
    Biraz zaman geçtikten sonra dışarda sandalyeye bağlı bi şekilde kendime gelmeye başladım. ve kapının önünde etrafı süzdüm. Gökyüzü kızıl bir renge bürünmüştü. Yaklaşık 50 metre ötedeki yaşlı dede çalısının altında keçiler ve buzağılar otluyordu. Hava kararmadan hayvanları onları son kalanları ağıla sokmalıyım diye düşünürken teyze kucağında o bebekle dışarı çıktı ve çınar ağacına doğu yürüdü.
    ···
  9. 184.
    0
    Absulrezzsk
    ···
  10. 185.
    +9 -1
    Aramızda yaklaşık 15 metre mesafe vardı. Bebeğin üzerinde giysileri yoktu ve vücudu siyah, seyrek, ıslak tüylerle kaplıydı. Teyze çocuğu yere bıraktığı an dede çalısındaki kuşlar çığlık çığlığa bağırarak havalandılar. Keçiler ve buzağılar çıldırmış gibi boynuz darbeleriyle birbirlerine saldırmaya başladılar.

    Onlar birbirlerini yaralayıp kanlar içerisinde bırakırken ilerideki köy istikametinden çığlıklar yükselmeye başladı. O sırada çocuk elleri ve ayakları üzerinde doğruldu. Dizleri normal bir insana göre ters bir şekilde, geriye doğru bükülüyordu. Çocuk elleri ve ayakları üzerinde koşarak çınar ağacı altına gidip keçilerin ve buzağıların az önce otladığı, şimdi ise birbirlerini parçaladıkları yeşilliklerde otlamaya başladı. Ben hayretler içerisinde olan biteni izlerken teyze döndü ve bana baktı.
    Yüzünde korkunç bir ifadeyle “intebih” diye bağırdı ve ortadan kayboldu. O kaybolduğu gibi içerden muhtar çıktı. Ve elinde bir kitap, bir kaç tavuk tüyü yılan pulu ve üzerinde boğa resimleri olan kağıtlar ile yanıma geldi. Bir iki saniye sonra birden tam karşımda, teyzenin sarı gözleri gözlerimin önünde aniden oraya çıktı. Ben korkunun etkisiyle geriye doğru sıçradım ve sırt üstü düşüp başımı sertçe yere çarptım. Gözümü açtığımda dede çalısının altında sırt üstü ellerim ve ayaklarım bağlı bi şekilde yatıyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım kalkamadım. önümde Kuru dal az bir kısmı kesilmiş vaziyette duruyordu. Hava kararmak üzereydi.. Ardından bi darbe daha geldi ve bayılmışım. Tekrar uyandığımda gece yarısıydı ve elim ayağım çözülmüş ağacın altında yatıyordum. Tekrar muhtarın evine doğru gittim kapıyı çaldım.

    Kapıyı çaldığımda teyze açtı, kucağında yine erkek çocugu vardı. muhtara seslenip izniyle oturma odasına geçtim. ardından oda odaya geldi çocugu kucaklayıp yanıma oturdu. Endişeli gözlerle etrafa baktım, herşey normaldi. Birlikte akşam yemeği yerken eşi ve muhtar çok mutlu görünüyordu. Ardından teyze.
    Gülümseyerek “sana çok güzel bir haberim var ” dedi. Muhtara...
    “Ne?” Dedi.
    “Hamileyim” dedi. . .!
    ···
  11. 186.
    0
    Rez devam
    ···
  12. 187.
    +12 -1
    Sofrayı topladılar. Muhtarın bana yaptıkları... Çocuklarının olmadığı halde bu ailede çocuk olması kafamı allak bullak etti bi sağa döndüm bi sola en son muhtarın kafama kemerin tokasıyla vurduğu darbeler aklıma geldi. Rüyamıydı acaba? Yoksa gerçekmiydi Bilmiyorum ama yüzümde iz olmasada halaa dokunduğumda acısını seziyordum. Sessizce yatağımdan doğrulup mutfağa doğru ilerledim. Ekmek bıçağını elime aldım salona doğru muhtarı öldürmeye gidecektim. içerden birtakım sesler geldi acaba muhtar mı uyandı diyerek bıçağı belime koydum ve dolaptan soğuk su alıyormuşum gibi yaptım. Daha sonra sesler radyo frekansı, sinek vızıltısına benzer bi hal aldı kafamı mutfağın kapısından uzattığımda odanın içinde o 3 silüeti gördüm. Birtakım sözler söyleyerek odanın ortasında dönüyorlardı ve tam ortalarında o rüyamda gördüğüm bebek vardı. Yani şuan kadının hamile olduğu karnında taşıdığı bebek.

    Bayılmışım...

    Gece 3.5 - 4 civarı uyandım tekrar ve bıçağı aldım muhtar ve eşinin yattığı yere doğru hızlı adımlarla ilerledim. Muhtarın saçını tuttuğum gibi kafasını kesmem bir oldu. Zaten sakat, deli, atları, kurbanları bana kestirirdi köylü. iyi yapardım kafa kesme işini muhtarın kafasından kanlar fışkırırken eşi çığlık atacaktı tam uyandı elimi ağzına tuttum ve elimle şşş yaptım. Hamilesin diye seni öldürmüyorum sesin çıkmasın dedim. Ve ardından elimi çekip kapıya doğru yöneldim.
    ···
    1. 1.
      +2
      Kank saçmalamaya başladın bitir istersen
      ···
  13. 188.
    0
    Güzelmiş kardeşim
    ···
  14. 189.
    0
    Sonra okurum
    ···
  15. 190.
    0
    Resseerved
    ···
  16. 191.
    +14
    Evden çıkar çıkmaz çaycı dayının evine doğru koştum. Kapıyı açtı durumu anlattım. Muhtarda bi muallaklik olduğunu söyledim beni kaçırmasını söyledim köyden her çıkacağım seferde başıma bi iş geldiğini ve kendimi o ağacın altında bulduğumu söyledim. Telefonu aldı ve Bursada oturan Gölge Hatun diye hitap ettiği akrabasını aradı ardından Astral seyahat diye tabir edilen yöntemle. Ağacın karşıısındaki muhtarın evine, Ağacın tekrar altına, ve köyün giriş çıkışlarındaki güvenli noktalara bakmasını rica etti.

    Oda onayladı ve telefonu kapattılar. Çaycı dayının dediklerini yaptıktan sonra bizi tekrar arıyıp herşeyi anlatacaktı...

    Beyler 23. sıraya düşmüşüz ilk entry şukulayın partlar geliyor seviyorum sizi.
    ···
    1. 1.
      0
      Kardeşim devam et haydi seri ol
      ···
  17. 192.
    0
    Rez babacim sardi seri ol lutfen
    ···
  18. 193.
    +2
    23. Sıraya düşersin tabii yazmıyorsun. 1 saat önce yazmaya başladın. Millet sabahtan beri yaz diye entry giriyordu. Hızlı yazdığın sürece okuyan gelir şukusunu verir gider.
    ···
  19. 194.
    0
    Rezervuaris
    ···
  20. 195.
    0
    Rezerve
    ···