evet beyler geldim şukuları göreyim başlıyorum partları atmaya.

Destan yazdı huur evladı

anton'un amcan olduğun, bunu bilmem gerekirdi bence dedim ona. vereceğin tepkiden korktum dedi. yani bi bakıma haklıydı da ama söylemeliydi bence. hoş söylesene ondan uzak durabilirdim. koç uzatmayıp kapattım konuyu. sonra normal yeni bi ilişkiye başlamış insanlar gibi konuşmaya başladık. annen baban nerde neler yaptın bugüne kadar nerelere gittin vs. kız gezdiği yerleri anlattıkça ben kendime iyi gezdin diyen biri olarak vay amk ben bi gib gezmemişim dedim. sonra normal yatıp uyuduk. sabah 9.30 gibi kuzenin aramasına uyandım. nerdesin galeriye gelmeyi ihmal etme falan dedi. merak etme şimdi çıkıcam dedim ama aramasa hayatta gitmezdim o gün. kalkıp sessizce bu duş alayım dedim ve ürkek adımlarla duşa ilerlemeye başladım. amkün köpeği gene fırlamıştı bi yerden bu sefer kendime hakim olup başını okşadım. ardından ufak bi hav yaptı. girip duşumu aldım sonrasında. kurulanıp duştan boxerımla çıktığımda teodora mutfaktaydı kahve makinesinin başında. aa uyandırdım mı özür dilerim falan derken saçmalama aç mı çıkıcaksın diyip kahveleri yaparken mikrodalgadan 3 tane kruvasan çıkardı. 2sini bi tabağa koyup bana ver kalan birini kendine alıp leylek sandalyelerde oturup yedik. bu ince düşüncesi beni o kadar etkilemişti ki. resmen evlenmek istedim o an teodorayla. sonrasında kahvemi de hızlıca içip çıktım evden. doğruca galeriye gittim. saat 10.30 civarındaydı kuzen galeriye gelmiş bahçede bi şeylerle uğraşıyordu. beni görünce gel diyip ofisin üst katına çıktık beraber...

DEVAM devam

yine aynı prosedür siyah paketler vardı masanın üstünde. ama bu sefer biraz fazlaydı. acilen çık dağıtıma başla dedi bana. adresleri de verdi. arabaya atlayıp hızlı hızlı sürerek paketleri dağıtmaya başladım. ama giderken hep huzursuzluk vardı içimde. ben her şeyi bırakıp teodorayla zaman geçirmek istiyordum. çok kısa sürede çok fazla etkilenmiştim ondan. bu düşünceler kafamı kurcalarken dağıtımları yapmıştım bile. saat 3e geliyordu galeriye geri döndüğümde. kuzen hala galerideydi. yemeğe çıkalım mı dedi. kabul edip onun arabasına atladık ve bahçeli şık bi restoranata gittik. yemeklerimizi söyleyip beklemeye başladık. o sırada kuzen bana 2 gün sonra almanya'ya gitmesi gerektiğini söyledi. tamam dedim yani ne diyim. ama dedi ve ekledi sonra. ben almanya'dayken işleri senin kontrol etmen lazım. malı bin etme dedi. güvenmiyor musun olum bana dedim ona. öyle değil olum dedi. elemanlara dikkat et. ben yokum diye el altından millete satmasınlar torbacı mıyız biz amk dedi. ya neyiz be evliyatını gibtiğim diycektim de demedim bi şey. tamam kuzen merak etme kasada zaten mallar başlarında beklerim ben dedim. araba için müşteri gelirse de fiyatları masamda ki ajanda da yazıyor. eğer alıcı iseler yüzde 10 altına inmeden indirim yaparsın dedi. tamam dedim. sonra yemekleri yiyip kalktık. galeriye tekrar gelince bana ihtiyaç var mı bugün daha diye sordum. şimdilik istersen git bi şey olursa ararım ben seni dedi. tamam diyip atladım arabama. hemen teodora'yı aradım...

dedim canım nabıyosun, alışverişteyim dedi. dedim istersen geliyim. bunu sormama çok sevdiğini sesinden anladım o da direk gel dedi zaten. hemen teodora'nın yanına gittim. elinde 1-2 tane poşet vardı. elinden onları alıp dolaşmaya başladık mağaza mağaza. baya bi dolaştıktan sonra hadi bi şeyler içelim diyip cafeye zütürdü beni. ben kendime bi bira o da churchill söyledi. sonra sohbet etmeye başladık. kısa bi süre sonra mevzu iş konusuna gelmişti. teodora o an bana bir şeyden bahsetti. istersem bana müşteri bulabileceğini söyledi. şaşırmıştım. ve garipsedim de. nasıl olucak o yani sende mi bu işlerle uğraşıyorsun dedim. hayır tabi ki dedi sadece sana yardımcı olmak istedim dedi. gerek yok yardımına elini sürme sen bu işlere diye sert yaptım ona. ve alındı haliyle tabi. gönlünü almak için her en kadar istemesem de yardımına ihityacım olabilir aslında var mı tanıdığın dedim. var ama sadece senin elindekilerle olmaz yani yetmez onlar fazlasına ihtiyacın olur dedi. kim bunlar böyle diye sordum. o kişi teodoranınn çalıştığı clubün sahibi olduğunu söyledi. ee dedim tamam ona veririm elimizdekileri. tamam ama dedi yeiştiremezsin sen onlara büyük alıcılar onlar dedi. hem zaten erdoğğan ve bizim patron pek sevmiyor birbirlerini ona söylememelisin dedin. tamam ama öyleyse mal bulamam dedim teodoraya. ben nerden bulacağını biliyorum dedi...

^^^^^^hadi amk canlandırın şu başlığı biraz üstlere çıkalım da millet gelsin burda boşa yazıyormuş gibi hissediyorum valla ya.^^^^^^

yarım saat sonra geliyor partlar o halde. şimdi yemek söyledim son paramla amk :( yiyince yazıcam, rez alın.

Birader okuyoruz amk

yedim beyler, pusuya geçin başlıyorum partları peş peşe atmaya.

kim diye sordum hemen. amcamdan dedi. anton'dan mal alamazdım amk. hem ortalık karışabilir hemde kuzen mevzuyu çakarsa benim ağzıma sıçardı. ayrıca onun sayesinde buralara gelmiştim. bu konuya hiç ısınamadım. teodora fark etmiş olacak ki, iyi düşün çok hızlı bi şekilde paranı kazanırsın sonrada bırakırsın her şeyi hayatını düzene sokarsın. bakarsın bende uzaklaşırım bu işlerden deyip tebessüm etti. o gülüşe dünyayayı yakardım ben o zaman. altında yatan iması ise cabası. teodora'yla bi gelecek hayal edebilirdim yani. tamam dedim sen patronunla konuş, ne kadar lazım ne kadar sıklıkla istiycek kabaca öğren. sonra duruma göre amcanla da görüşürüz dedim. amcamla sen görüşemezsin dedi. nasıl yani dedim ona. görüşmek istediğinde adamlarına söylersin eğer görüşmek isterse görüşür seninle dedi. ee istemesi lazım o halde dedim. ya da beraber gideriz dedi. teodora'yı gerçekten bu işlere sokmak istemiyordum ama kadının amcası anton'du neticede. tamam dedim görüşelim gidip. ama ne zaman görüşücektik. yarın gece clube gel dedi bana. bende amcamı çağırırım, konuyu çıtlatırım yarın. bu gecede patronla görüşür sana söylerim miktarını dedi. ahh ne kadar zeki kadınmış diyordum o zamanlar. cidden aşkın gözü körmüş. bu konulardan sonra biraz daha normal takılıp kalktık. teodora işe gitti bende eve geçip duş falan aldım dinlendim biraz. son zamanlarda baya yorulmuştum. şimdi olayları biraz hızlandırıcam...

buluşma günü geldi. teodora patronundan aldığı bilgileri bana verdi. amcasıyla görüşüp anlaşmam lazımdı sadece. bunu son derece gizli yürütmeliydim yoksa ortalık tekrar karışırdı. he bu arada araba sattığım müşterilerden biri olan ebru diye bi kadınla tanıştım ve kahve içtik. arabayı sattıktan sonra yolda kalıp beni aradı ve sonrasında akşam bi kahve içtik. çok fazla detay vermicem bu konu hakkında. numaralaştık falan sonrasında bende ona bi kahve sözü verdim. ama ebruyu unutmayın ilerde o da bi takım olaylarda dahil olucak hikayeye. patronunun isteğine göre haftada 30 paket anton'dan almam lazımdı. 20de bizden satıcaktım dikkat çekmeden. bu şekilde yürütürüm diye düşündüm. eğer anton'la iyi bi fiyattan anlaşırsam ayda güzel para kaldırabilirdim bu şekilde. ve o gecenin sonunda teodora ile sözleşmiştim. gece ondan kalıcaktım. daha doğrusu sabaha karşı. her neyse. akşam oldu ve hazırlanıp teodoramın dediği saatte clube gittim. girdiğim gibi teodora'yla göz göze geldim ve buluştuk. beni bara oturttu. amcam gelene kadar burda dur. sonra daha müsait bi yere geçicez dedi. bara geçtiğimde teodora bana bi viski ısmarladı. daha kadehimin yarısına gelmemişken teodora tekrar geldi ve hadi gel gidelim dedi. kalkıp clubün içinde sadece personel yazan bi kapıdan girdik. 4-5 tane kapı vardı. o odalardan birinin kapısını açtı ve teodora elimi tutup içeriye girdik...

içeride anton ve bi adamı daha vardı. teodoramın elimi tutmasından biraz korkmuş olsam da bu etken çok işe yarayacak gibi düşünüyordum. içeriye girdiğimizde anton'un karşısında ki koltuğa oturdum. ama ne diyeceğimi bilmiyordum. çünkü o kadar bulgarcam yoktu. sadece her yaz burda ki yazlığımıza geldiğim için günlük konuşmayı öğrenebilmiştim. teodoram anlamış olucak ki sen bana söyle ben ona anlatırım dedi. bunu demesiyle üstümden büyük bir yük kalktı ve lafa girdim. çeviri kısımlarını geçicem direk muhabbetlerin benzerini şekilde anlatıcam size.
b:gizli bi iş yapmak istiyorum sizinle, eğer kabul ederseniz.
a:erdoğğan'dan yapacağın gizli işleri merak ediyorum.
b:hafta da minimum 50 pakete ihtiyacım olucak. bu zamanla daha da artıcaktır tabi. bunun için sizinle fiyat konuşmak istiyorum.
a:50 paket bir şey değil bunun için sana farklı bi fiyat vermem.
b:haftada 50 paket, tek seferde hepsini alıcam ne kadar satıyorsunuz ki haftada.
a:sana yardım etmem gereken kısmı anlamadım.
b:çünkü...
derken teodora atladı lafa. yardım etmelisin çünkü biz ileride beraber planlar yapıyoruz. bunun içinde para lazım amca ve unutma ki babamda böyle olmasını isterdi dedi.
teodora resmen taça çıkan topu gol yapmıştı o an. anton derin bi nefes alıp oturduğu yerden kalktı.
a:25 paket fiyatından alırsın. ama dikkat et
dedi ve teodorama döndü, gelecek hayallerinde yalnız olursun dedi.
kısaca vururum seni mesajı verdi bana. sonra çıktı odadan. çıkarken adamı bana kendi kartını verdi. alacağım zaman aramam için. onlar çıktıktan sonra teodorayı öptüm ve başardık dedim. bizde odadan çıkıp bara geçtim ben. teodora işine devam ediyordu yine. ben onu beklerken baya içmiştim. en sonunda kalabalık dağılmaya başlayınca yanıma gelip hadi çıkalım dedi ve benim arabamla evine doğru gitmeye başladık...

beyler çok ilgi kalmadığı için olayları son derece hızlandırıp sona geleceğim. 3-5 parta bitirmeyi planlıyorum.

Hayal gücün çok geniş yazar, senarist falan olsana belki şu televizyondaki taktan diziler yerine daha az taktan bir şeyler izleriz

Hay dıbını zütünü ilgini gibeyim ya sana gösterdiğim ilginin yarısını kız arkadaşıma göstersem şimdiye evli 3 çocuklu adamdım amk de yaz şunu gibicem artık

Okunuuuuur

Bekliyoruz

güzel hikaye aga devam bekliyoruz

Lan yalan olay örgüsüne bakın amk dajkdhwqkjehq