1. 26.
    0
    i̇şte gidiyorum...
    karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü!
    i̇şte gidiyorum,
    toprak alsın benim de bu hazin öykümü...

    i̇şte gidiyorum... gurbet yorgunu gövdemi,
    çukura kim indirecek?
    i̇şte gidiyorum,
    bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek?

    çürüdü gözlerim,
    çürüdü yüreğim, bu yağmurlu şehirde.
    i̇şte gidiyorum,
    beni kaldırın, hicranım kalsın teneşirde.

    size, yüzyallardır sesini kaybetmiş
    bir türküyü söyleyecektim;
    ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle
    kirpiğinizin ucundan öpecektim...

    bir masum türküydü sadece
    yüz binlerce mağdurun gönlünde;
    belki söyleriz hep birlikte
    belki... mahşerin birinci gününde.

    nasıl sevmiştim hepinizi,
    nasıl böyle oldu akıbetim?
    ve nasıl çöle döndü,
    o benim gül-gülistan memleketim?

    i̇şte gidiyorum,
    hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız.
    ben başımı verdim, sizinse
    i̇nsafsız bir linç oldu karşılığınız.

    i̇şte gidiyorum,
    penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine...
    i̇şte gidiyorum,
    saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne!

    sonunda kaptırdım gönlümü
    ölüm denen o kaypak türküye.
    ve işte kurtuldun benden
    şen olasın ey sevgilim; türkiye!

    elbet benim de vardı,
    kendime ve yurduma dair umutlarım.
    belki bıraktığım yerden sürdürür;
    dostlarım, karım ve çocuklarım...

    çatladı yüreğim, çatladı sazım.
    demek ki böyleymiş yazım.
    sizlere armağan olsun
    sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım.

    bu nasıl hapis tanrım
    sabah-sabah bu ne hikmet, bu ne sis?
    kalbime son mermiyi sıkmak
    sana mı düştü, ey güzel paris?

    i̇şte gidiyorum,
    kalmadı söyleyecek son bir sözüm.
    dediğiniz gibi olsun be!
    dediğiniz gibi olsun gözüm!

    i̇şte gidiyorum,
    tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair.
    belki benim için birkaç mısra döktürür
    hayaloğlu diye b
    ···
  2. 27.
    0
    seni düşünüyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği

    toprağa su yürürken
    dağlar yeşerirken
    şafağın kızıl okları
    gecenin kalbine dalarken

    seni düşünüyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği
    bana sen öğrettin kavgayı

    seni özlüyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği

    sulara ay düşerken
    dalgalar öpüşürken
    sokağın titrek lambası
    islanan yüzüme düşerken

    seni özlüyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği
    bana sen öğrettin gülmeyi

    seni seviyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği

    seni düşünüyorum seni
    sen ey kavgamın çiçeği
    bana sen öğrettin gerçeği
    ···
  3. 28.
    0
    üstüm başım toz içinde
    önüm arkam pus içinde
    sakallarım pas içinde
    siz benim nasıl yandığımı
    nerden bileceksiniz.

    bir fidandım deriildim
    fırtınaydım duruldum
    yoruldum çok yoruldum
    siz benim neler cektiğimi
    nerden bileceksiniz.

    taş duvarlar yıkıp geldim
    demirleri söküp geldim
    hayatımı yıkıp geldim
    siz benim neden kaçtığımı
    nerden bileceksiniz.

    gökte yıldız kayar şimdi
    annem beni anar simdi
    sevdiğim var kanar şimdi
    siz benim niye içtiğimi
    nerden bileceksiniz.

    bir pınardım kan oldum
    yol kenarı han oldum
    yanıldım ah ziyan oldum
    siz benim neden sustuğumu
    nerden bileceksiniz.

    ben ardımda yas bıraktım
    ağlayan bir eş bıraktım
    sol yanımı boş bıraktım
    siz benim kime küstüğümü
    nerden bileceksiniz.
    ···
  4. 29.
    0
    bazen acı dinmez, bazen de yağmur
    sevgilim gülümse, her şey unutulur
    suskunuz bu akşam üstü
    hasrete yanmışız, neylersin

    bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
    kalırsa, sadece o hüzün kalır..
    sen de anladın ki yapa-yalnızız...
    buluşmamız yasak,
    görüşmemiz uzak...
    devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
    neylersin...

    ah güzelim,
    i̇ncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
    yanaklarına vurduğunda hissedersin.
    ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
    titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
    bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
    bir film sahnesi gibi
    akar gider ayrılık,
    neylersin...

    biz zaten hiçbir romanda
    kendi hayatımıza rastlamadık.
    bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
    ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.
    tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
    oysa tuttuğumuz balıkları bile
    yeniden denize bağışlamıştık.
    biz, hayata dair
    hiçbir yanlış yapmamıştık...
    neylersin...

    biz bu sonucu haketmedik,
    hayır, etmedik...
    ömrümüz bu talana lâyık değildi.

    bazen acı vurdu, bazen de yağmur
    hiç gülmedi yüzümüz,
    hiç büyümedi gülümüz...
    bizi yalnızca akşamlar kucakladı,
    biliyorsun,
    sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...

    bir gün, bu öykünün sonuna gelince
    ansızın desem ki: hoşça kal canım!
    unutursun,
    mecburen unutursun...
    yıldızlar söner, bu aşk da biter!
    bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.
    neylersin...

    ah bebeğim, ah..
    kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
    dudaklarına sızınca farkedersin.
    i̇çindeki vurgun aşklar mezarlığında,
    ayrılık, ölümden üste yazılınca,
    gideni durdurmaya yetişmez sesin...
    bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar,
    neylersin...

    biz zaten hiçbir sinemaya
    tam vaktinde yetişemedik.
    bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
    ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
    boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
    oysa nuh'un gemisi'nde bile
    bize yer kalmamıştı.
    ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
    neylersin...

    biz bu aşkı sürdüremezdik,
    i̇nan, sürdüremezdik...
    kalbimiz bu heyecana müsait değildi.

    bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...
    unutmasan bile artık
    unutur gibi yapacaksın.
    ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
    hiç bitiremediğim
    bir şiir olarak kalacaksın
    ···
  5. 30.
    0
    gazetelerin kurumamış
    akşam baskısında en çok
    arıyorum seni ah... yoksun
    ne bir yazı ne bir resim yok

    kavga sperlerinde yoksun
    jandarma sirenlerinde yok
    düzmece bir i̇ntiharmısın
    arama bültenlerinde yok

    yanımda yoksun canımda yok
    ne çok özledim bilsen ne çok
    sen yoksun faydası yok
    ben yokum ah ben yokum

    vurulan kuşun kan damlayan
    körpe kanatlarında en çok
    soruyorum seni ah…yoksun
    son bir ümit son bir çare yo
    ···
  6. 31.
    0
    söz demissin siir paylasiyosun
    ···
  7. 32.
    0
    bu şiirleri okumadan ölen insanlar var dıbına koyim...

    Beni tutmayın ulan, burama geldi dayandı,
    Beni tutmayın, bozarım bu kirli numaranızı.
    Yıllardır öyle çok sömürdünüz,
    Ve öyle çok kan kusturdunuz ki;
    Ulan, şimdi bir şarjöre diz çöktürürüm alayınızı!

    edit: üşenmedin panpa, hepsini tek tek şukuladım.
    ···