/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +44 -9
    1915 Yer Çanakkale,

    Gavur burnumuzun dibine kadar girmiş gece saat 05:30 civarı sıcak bir çatışma içerisindeyiz. Gökyüzünde ay yok heryer kapkaranlık, sadece havada çarpışan mermiler, ve bizim içimizdeki vatan sevgisi aydınlatıyordu ortalığı. Bir yandan düşman'a ateş ederken diğer yandan siperdeki Mehmetçiğe sesleniyordum.

    Not: Uzun soluklu olacak kör olmayın diye kısa part attım iyi okumalar.
    ···
  2. 2.
    +10
    Hadi Aslanlarım göz açtırmayın şunlara, siperden kafasını çıkaramıyacak kimse. Kafasını kaldıranı vurun. Günlerdir ardı arkası kesilmeyen çatışmalar, tüfeğimin kavrayan ellerim mosmor olmuştu artık, ama aklımızda tek bir şey vardı. gavur Çanakkale'nin son kalesini YIKAMAYACAKTI.

    Mehmetçiğime telkin vermeye devam ediyordum.

    Hadi Aslanlarım mahkum edeceğiz onları siperlere. O sırada bir er yanıma geldi.

    -(Beni dürterek) Kumandanım, bir gazeteci geldi siperdekilerle mülakat yapacağım diye tutturdu. Mani olamadım.
    +(Bir yandan tozun dumanın arasında gazeteciyi görmeye çalışırken diğer yandan,) Geç benim yerimi al. (Diyerek gazeteciye doğru yöneldim.) [ G - GAZETECi ] [B - BEN]
    ···
  3. 3.
    +7
    G- Yüzbaşı Vardvan,
    B- Demek hatırladın.
    G- Unutamayacağım kadar tatsız bir gündü, ama her tatsız şey iyi bir şey'e de yol açarmış derler değil mi? Burdayım işte, yaptığımız münakaşa beni buraya kadar getirdi.
    B- Evet her şer de bir hayır var derler, yaptığımız münakaşa beni de buraya getirdi. (Birbirimize tebessüm ederek tokalaştıktan sonra.)
    G- Siz yüzbaşı değil miydiniz?
    B- Rütbe azaltmadan siperlere inemeyeceğimi anladım diyelim. Ama sende değişmişsin. Eski kibirli havandan eser yok gibi.
    G- Cephe benide adam etti diyelim.
    B- Hahahahaha Eder.
    G- Ben cephe hikayeleri dizisinden bir yazı tasarımı hazırlıyorum gazete için. Sizin hikayenizi de mutlaka yazmak istiyorum. Buraya kadar bunun için geldim. Umarım bu sefer anlayışla karşılarsınız.
    B- Biz bu çocuklarla şafakta taarruza çıkacağız, güneşin doğmasına da bi yarım saat var heralde. O zamana kadar sana, dilim döndüğünce anlatmaktan memnuniyet duyarım.
    G- Çok sevinirim.
    B- Bende, bende...

    Yarım saatlik sürenin içinde anlatmaya başladım en başından.
    ···
  4. 4.
    +6
    Yaptığımız münakaşadan başlıyorum anlatmaya .

    Birkaç ay öncesi;

    Subaylarıma eğitim veriyorum.

    Sizler, mezuniyet arifesinde olan, şanlı Osmanlı Subaylarısınız. Bir çoğunuzun ilk kıtası cephe olacak, bu sebeple eğitiminiz ölümcül öneme sahip. Askerin düşecek yılmayacaksın, hastalıktan kırılacaklar yılmayacaksın, düşman topları siperlerinizi dövecek yılmayacaksın, ayağın, kolların, bacakların bütün uzuvların tek bir noktada toplanacak.

    Siperde kaybolacaksın.
    Nişan al, ATEŞ.
    ASKER KAAAAAALK!, taaruza katıldınız 5 siperden birini aldınız. 4 Tanesi düştü, Bu bir kolun kaybı demek, bu bir cephe'nin, bir kolordu'nun, bir Ordu'nun ve Vatan'ın kaybı DEMEK!.

    +200 Düşmana karşı 20 askerle nasıl savunma yaparsın?
    -(... )
    +200 Düşmana karşı 20 askerle nasıl savunma yaparsın?
    -(Siper gerisinee... )
    +YANLIIIIIIIIIIIIIIŞ!
    +CEVAP VER.
    -(Tel örgü çekerim.)
    +YANLIŞ!
    +YOKMU CEVAP VERECEK BiR OSMANLI SUBAY'I ?
    -(... )

    20 OSMANLI ASKERiYLE 200 DÜŞMAN'A KARŞI YAPABiLECEĞiNiZ TEK ŞEY. Mümkün olduğunca geç ölüp, siper'i teslim etmemektir.

    Eğitimde merhamet, Vatan'a ihanettir. Bu gece hepiniz sabaha kadar siperde kalacaksınız. O vakit, Belki size sorduğum sual'lerin cevabını bulursunuz.

    +Sabah'a kadar kimse yerinden kıpırdamayacak anlaşıldı mı?
    -Emredersiniz, Kumandanım şu yukardaki bey, David gazeteciymiş. Sizinle mülakat yapmaya gelmiş.
    +Vaktim yok.
    -Kumandanım, kendisi Miralay Hüseyin bey vasıtası ile gelmiş.
    +Kamelyaya geçsin.
    -Emredersiniz Kumandanım.
    ···
  5. 5.
    +6
    D- Merhabalar David ben.
    B- Miralay bey'in yakınıymışsınız duydum.
    D- Evet doğrudur, aşşağıda pek hoşlanmadınız ama bi fotoğrafınızı alabilir miyim?
    B- Bi dakika önce mülakata başlarsak sevinirim.
    D- Hay hay, ben Ahval gazetesini temsilen buradayım. Size de savaşla ilgili bir takım suallerim olacaktı.
    B- Evet, bekliyorum.
    D- Konuştuğum bazı Zumreler itilaf devletlerinin Osmanlı'ya medeniyet getireceğini düşünüyorlar. Sizin bir Subay olarak bu konudaki fikriniz nedir acaba?
    B- Bu ne manasız bir sual?, düşman her gittiği yere felaket getirir. Bize niye başka bir şey getirsin ki?
    D- Benim bu sual'i size yöneltmekteki mantığım, Osmanlı'nın batı medeniyetinin çok gerisinde kaldığı. Bu savaş gerekçesiyle bazı gelişmelerin yaşanılacağının konuşulmasıdır, bende askerimizin görüşünü merak ediyorum.
    B- Benim böyle mesnetsiz lakırdılara harcıycak vaktim YOK.
    D- Bu sual'in nesi mesnetsiz anlıyamadım pek?
    B- Düşmandan medet ummak acizliktir. Görüyorum ki mesleğinizin pervası vatansever hislerinizi alaşşağı etmiş beyefendi.
    D- Vatan perverliğimi sorgulamak haddinize değil Yüzbaşı. Ayrıca ben burda masalarda sıklıkla dile getirilen bir husus'u sordum sadece.
    B- Gazetecilik, balo masalarını fotoğraflamaya benzemez beyefendi. Bu çocuklar, Azrail'in ayağına davul zurnayla gidiyorlar. Siz de onları takip edip cepheye giderseniz, ordan havadisler getirirseniz, o vakit sorularınız daha manalı olacaktır. Sizi temin ederim.
    D- Tutmuş burda bana akıl veriyorsunuz, ama kendinizin gidip cephede bir gün yüz günü görmüşlüğünüz yok? öyle değil mi...
    Evet sizi araştırdım Yüzbaşı ben gazeteciyim benim mesleğim bu. Ayrıca bir gazetecinin cephe görmemiş olması gayet normaldir. Ama ordusu savaşta olan bir Subay'ın gidip düşman'a bir kurşun sıkmamış olması kusura bakmayın son derce garip.
    B- Bu suali benim cepheye gitmeme müsade etmeyen üstlerime sorun lütfen.
    D- Kusura bakmayın bende böyle bir bahanenin arkasına kolaylıkla saklanabilirdim.
    B- Benim ki bir bahane değil, bir gerçek, ben bir subayım beyefendi. Burda Vatan'ıma hizmet ediyorum.
    D- Bende bir vazifeyi yerine getirmeye çalışıyorum.
    B- Suallerinizin cevabı cephededir, eğer bi zahmet cepheye giderseniz düşmanın bu Ülke'ye neler getirdiğini kendi gözlerinizle görür sünüz.
    D- Sizde madem bu kadar Vatan perversiniz o zaman gencecik çocuklardan evvel, bizzat kendiniz gidip düşmanın önüne atlayın olur mu.
    B- Bu hususu size daha önce belirttim, Umumi karargah izin vermiyor.
    D- Gayrimüslim olduğunuz için mi?
    B- Eğer cepheye giderseniz orda öyle bir ayrım olmadığını göreceksiniz.
    D- Ben o cepheye gideceğim Yüzbaşı, fakat umarım sizinle de orada karşılaşırız.
    B- Umarım karşılaşırız...
    D- Size iyi günler...
    B- ...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +4 -1
    Abim öldüğünden beri sürekli cepheye gidip gavurla savaşmak istemiştim, ama umumi karargah buna izin vermiyordu. Abime çok düşkündüm, ama nasıl oldu da abim ingiliz saflarına geçti hala inanamıyorum. Belki de umumi karargah cepheye gitmeme bu yüzden mani oluyordu, son bi kez konuşmak için karargaha gittim. Kapıyı çalmadan sinirli bir şekilde içeri girdim ve direk söze başladım.

    B- Erken harbiyeyi en iyi dereceyle bitirdim, niçin cepheye yollanmadığımı, neden rütbemin verilmediğini merak ediyorum.
    K- Umumi karargahın takdiri böyle.
    B- Kumandanım, eğer bu husus biraderimle ilgiliyse o cezasını çoktan çekti. O VATAN HAiNi OLABiLiR, AMA BEN VATAN HAiNi DEĞiLiM.
    K- Kimse hain olduğunu söylemedi, Vatanseverlik rütbeyle olmaz, hizmetinden herkes memnun.
    B- Ben rütbe istemiyorum, anladınız mı? BiN TANE SiPERi BiR TANE PAŞALIĞA DEĞiŞMEM.
    K- Sen üstünle nasıl konuşuyorsun böyle, paşa dedene saygımdan laf etmiyorum. Daha emir komuta bilincine bile sahip olamamışsın, Yüzbaşım.
    B- Mektebimi birincilikle tamamladım, sınıfımdaki istisnasız herkes bütün arkadaşlarım minimum cephelere gönderildi. Bense rütbe durdurmakla mükafatlandırıldım Kumandanım. Dediğiniz doğru, Vatan perverliğin rütbesi OLMAZ.! Subaylık vazifemden istifa ediyorum.
    K- istifa mı? Saçmalama.
    B- Kıdemli Yüzbaşılığın aiz olduğu özgürlük haklarımdan feragat ediyorum.
    K- Askeriyede Vatanına hizmet görüyorsun. istifa etsen eline ne geçecek?
    B- Gönüllü olarak cepheye yazılıp, Er olarak savaşmaya gideceğim.

    Aklımda Tek birşey vardı. Subay olarak gidemedim, Er olarak gidip savaşacaktım Çanakkale de.

    Cepheye yazılmak için başvurmaya gittim.

    B- Elim ayağım tutuyor, heryerim sağlam. Ne demek seni cepheye yazamam?
    O- Sizinle ilgili emir var Kumandanım.
    B- Ben Kumandan değilim Onbaşı. Şu çocuklardan hiç bir farkım yok şu anda.
    O- Miralay Hüseyin beyin kesin emri var, sizi cepheye yazamam. istifanız işleme alınmamış kumandanım
    B- O halde sana emrediyorum asker, BENi CEPHEYE YAZACAKSIN!

    bir bölük gönüllü Er ile istanbul'dan Çanakkaleye yola çıktım.
    ···
  7. 7.
    +5
    Dağ, Taş Cepheye doğru bir grup ilerliyoruz, Birkaç saat sonunda cepheye vardık, Listeye adımızı yazdırıyorduk, Görevli Er sordu adın?

    E- Adın?
    B- Patos oğlu Vardvan.

    (Bir subay yanıma doğru gelerek, Vardvan? Evet buralarda bildiğim kadarıyla bir ermeni köyü yok. Olsada köylüler birbirini tanır, sen kimlerdensin.
    B- Ben istanbul'dan geliyorum.
    S- Neden orda yazılmadın? Bir meselen mi var yoksa?.
    B- Ne meselem olacak, istanbul'da Askerlik şubesi çok kalabalık, Cehennem gibi oralar sıra beklemek istemedim, yola düştüm.
    Yolda çok konuşan bir arkadaş- Yav 2 gündür yol geliriz, savaşmaya niyeti olmayan adamın ne işi var burada. Hem siz bir an önce yazıp verin bizim emrimizi de biz bir an önce gidelim sipere, yoksa düşman yüzü görmeden yollarda telef olup gideceğiz. (Arkadan seslenen kalabalık, Doğru Söylüyor )

    S- Tamam yazın...
    B- Vardvan.

    Ve sonunda Cephedeydim,

    Bölük Çavuşumuz iştima yaparken şöyle bir konuşma yaptı, burası Asker ocağı, ben Asker'in hasını duruşundan anlarım. Aranızda ilk defa askere katılanlar olduğu besbelli. Talim ekgibleriniz burada giderilecek. (Gözümün içine bakarak) Sen pek bi pozlusun ben böyle pozluları çok gördüm. ilk taaruzda ağlamaya başlar böyle senin gibiler. O sırada çadırdan Kumandanımız çıktı baktım Çavuşumuz görmüyor ben girdim olaya.

    B- DiKKAT! , HAZIR OL! Kumandanımız yanımıza doğru yaklaşarak sırayla Tekmil ver Asker, dedi.

    -Mehmet oğlu Süleyman Tekirdağ,
    +Sivilde ne iş görürdün Süleyman?
    -Terziydim Kumandanım.
    +Seni sargı odasına sıhhiye yaptım.

    SEN?

    -Ali oğlu Hasan Zonguldak.
    +Sen ne iş görürdün Hasan?
    -Kömür ocağında çalışırdım Kumandanım.
    +Seni Piyade yaptım.

    Sen?

    B- Phatos oğlu Vardvan istanbul.
    K- Vardvan sen ne iş görürdün sivilde.
    B- Askerdim Kumandanım. Balkan cephesinde savaştım Kumandanım.
    K- Okuma yazarlığın var mı?
    B- Ana dilim dışında Fransızca okur yazarlığım da var Kumandanım. ingilizce konuşulanları da anlayabiliyorum Kumandanım.
    K- Seni de piyade yaptım.
    B- Emredersiniz Kumandanım.
    ···
  8. 8.
    +6
    ehöm kimse dinlemiyor sanırım.
    ···
  9. 9.
    +9
    2 Kişi için yazacağım çünkü okumaya değer bir hikaye bir kişiye de yazarım.
    ···
  10. 10.
    +7
    panpalar işyerindeyim bildiğiniz üzere şarj %7 dalmışım yeni farkettim amk. işten eve geldiğim gibi devam ederim söz tutsun tutmasın önemli değil gerekirse 2 nize özelden mesaj olarak yazarım. zaten evde pcde metin belgesinde olması lazım devdıbının. kusura bakmayın tekrar :/
    ···
  11. 11.
    +9
    Arkadaşlar kesinlike yazacağım ama işyerindeyim, 6 da işten çıkacağım evde pcden seri part atarım. sıkıntı etmeyin.

    Edit: Arkadaşlar teli yemekhanedeki şarja taktım ara ara tuvalete gidiyorum diye çıkıp yazacağım.
    ···
  12. 12.
    +8
    Tüm askerler temkil verdikten sonra Komutanımız bizi silah bakımı öğrenmemiz için onbaşıyla beraber bi tepeye yolladı,(Ben zaten biliyorum Yüzbaşıydım istifa ettim.)

    Onbaşı- Silah bakımı önemlidir, yağınızı idareli kullanın. Yemek istihakınızdan ayrıldı bu yağlar, bir gün yemek yemezseniz ölmezsiniz. Ama kurşun yerseniz ölürsünüz.

    Ben ise Silahımı yağlamaya başlamıştım yanımda Zonguldaklı Hasan ve Terzi Süleyman pür dikkat beni izliyorlardı.

    Belli ki bu Onbaşı bir acemiydi yağ bakımının nasıl yapılacağını öğretmedi bile gençlere.

    Zonguldaklı- Ağam sen bana daha önce hiç savaşmadım demiştin ama Kumandana asker olduğunu söyledin.
    Ben- Valla Hasan o kadar çok konuşuyosun ki seni susturmak için başka çarem yoktu, yalan söyledim.
    Z- Hee , ağam belli ki sen silahtan anlıyon banada yardım edermisin.
    B- Tabi, şimdi böyle mermiyi alıyon sallıyon o kendi kendine düşmanı buluyo demi. Tamam ben sana yardım ederim ama bi şartım var.
    Z- Nedir ağam?
    B- Fazla konuşmuycaksın.
    Z- Tamam ağam anlaştık.
    B- Tamam,
    Terzi- Ağam banada gösterebilirmisin,
    - Ağam bende beceremedim,
    - Ağam banada öğret.
    B- Tamam gelin bakayım hepiniz yamacıma. (Onbaşı olan biteni izliyor bana düşman gibi bakıyor.)
    B- Bakın tüfek her zaman aynı sırayla sökülür aynı sırayla takılır. Tüfeğin parçalarının nizamlı olması çok önemli. Bir yayı bile kaybedersen bu tüfek işlemez, o zaman Allah muhafaza bir yay yüzünden şehit olursunuz tamam mı. Kurşun yuvası öncelikle silahı kurmak için bunu kaldırıyosun, kendine doğru çekiyosun, ileri sürüyosun, buranın iyi işlemesi çok önemli. Eğer burda bi tutukluk varsa sürgüyü geri çektikten sonra, Kurşun yuvasını yağlıyoruz. Yapın bakayım.

    Herkes öğrendikten sonra Kumandanımız bizi yanına çağırdı iştima için sıraya dizildik ve şöyle bir konuşma yaptı.

    K- Siperlerde gündüz, sessiz ve hareketsiz geçer. Gün ışığı, keskin nişancıların zamanıdır. Saç teliniz bile görünmiycek kah kafayı. Gündüzleri diğer Onbaşı geceleri ben Kumandanım. Nöbet değişimi dikkatli ve intizamlı olur. Taaruz emri verildiğinde naapıcakmışsınız?

    Zonguldaklı- Taaruz'a kalkcaz Kumandanım, başka napıcaz.
    K- Elbette taaruza kalkıcaz, ben nizamı soruyorum.
    Z-(... )

    K- Yokmu bi cevabınız?
    -(... )
    K- Yokmu bi cevabınız?
    B- Kumandanım, emir düdüğü ile siperden ok gibi fırlar, kamburnizam koşarak düşmana küçük hedef olursun. Sipere yaklaşınca boya kalkar çarpraz nizam koşarsın. Yakın mesafeye gelince kurşun sıkmaz, süngünle sipere dalıp en yakınındakiyle dövüşmeye başlarsın Kumandanım.

    K- Yaman bi cephede savaşmışsın belli ki, siperde yakınımda istiyorum seni.
    B- Başüstüne kumandanım.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    +5
    K- Bu gece ilk siper göreviniz, gazamız mübarek olsun. (AMiN) akşama kadar herkes istirahat edebilir. (SAOL).

    Ve akşam olmuştu cephedeydik, akşam yemeğimiz bir tas su, çeyrek ekmek idi. Ama vatan sevgisi doyuruyordu bizi. soğuktan ellerimiz buz tutmuştu.

    Zonguldaklı- Babam şehit, Ağamlar şehit, Anamla kardeşlerim de Zonguldakta maden ocağında göçük altında şehit. Gala gala bi başıma galdım ağam. Ben göçügte ölmiycem dedim. Elim iş görsün gidiyim şu düşmanı tepeleyivereyim dedim. Hem şehit olursam vatana hizmetim olur, hemde sevdiklerime kavuşurum dedim. Şehitler aynı yerde kavuşurmuş biliyonmu ağam.

    B- Kavuşurlar Hasann, kavuşurlar.
    Z- Sen kimin için dövüşüyon ağam?
    B- Vatan için oğlum ne için olcak. Vatan için...
    Z- Onu demiyom, hepimiz Vatan için dövüşüyoz, yani geride bekleyenin var mı?
    B- Yok, bende senin gibiyim, benimde kimsem yok.
    Z- Seni görür görmez anlamıştım ağam kaderimizin bir olduğunu.
    B- Şehit düşmezsen napıcaksın bakalım.
    Z- Bilmem, büyüyüp evlenirim herhal.
    B- Madem çocuk olduğunu biliyosun ne işin var senin buralarda? he kalsaydın ya köyünde.
    Z- insan cephede büyürmüş ağam, ben de burda büyüyecem inşallah.
    B- inşallah hasanım inşallah.

    Piiiiiiiiiiiiiiiiiiiuuuuuuv.
    ···
  14. 14.
    +8
    Düşman sipere ilk mermiyi atmış, hemen Hasanın yanındaki Er şehit olmuştu, ardından bir mermi daha geldi benim yanımdaki de gitti YAT diye bağırdım,

    K- ÇÖK ÇÖÖK ÇÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖK.! HERKES SiLAH BAŞINA SiPER ALIIIIIIIIIIIIIN. Ardından yanıma geldi.

    B- Kumandanım, sızma harekatı yapıyorlar. Aydınlatma fişeği atmamız lazım.
    K- Kafamızı çıkardığımız anda keklik gibi avlarlar bizi. Yapamayız.
    B- Sahte taaruz yapalım.
    K- Sathe taaruz mu?
    B- Sahte taaruz evet. Yani taaruza çıkıcakmış gibi ses yapıcaz ama siperde kalıcaz, böylece onlar telaşlanıp taaruza kalkıcaklar. Ondan sonrada onları siperden gafil avlıycaz.
    K- işlermi ki bu plan?
    B- Eğer aydınlatma fişeğide atarsak işler tabi ki.

    K- ONBAŞI SiPERLERi HABERDAR ET KiMSE TAARUZA ÇIKMIYCAK, FiŞEK. ATEEEEEEEŞ.
    B- Ordalar ordalaaar gördüm Kumandanım.
    K- SiPER ALSIN HERKES.

    Düşman bu sırada taaruza çıkacağımızı düşünüp taaruza çıktılar ve deli gibi bizim siperlerimize doğru koşmaya başladılar. Biz ise siperden çıkmamış üstümüze doğru koşmakta olan gavuru vuruyorduk. Kimileri içeri girmeyi başarmıştı hatta birisi bi ara Kumandanımın üstüne yürüdü ki kumandanım kafasını duvara vurup beynine sıktı, ardından biri daha Kumandanıma doğru koşuyordu onu da ben avladım. Komutan Batı kanadından bizim sipere doğru asker geldiğini görünce bağırdı HERKES BATI KANADINAAAAAAAAAAA! KOOOOOOOOOOOOOOOOOOOŞ.!

    B- Kumandanım, burayı bırakırsak mevzi düşer.
    K- Emrimi tartışma Vardvan dediğimi yap.

    Kumandan herkesi aldı zütürdü batı kanadına mevziyi gavura verirsem arada sıkışıcaktık, batı kanadından gelen taaruz sahteydi bizim bulunduğumuz kanadı açmak için, Ve Kumandanım bu oyunu yemişti. Derhal birşeyler düşünmem gerekiyordu. Geliyorlardı . 150'lik batarya topları önümde duruyordu,

    B- Hasan tut ucundan tut. Koş , KOŞ. Burası, burası. Bırak buraya. Şarapnellerin ağzını açıp batarya toplarının yanına koydum. Bir yandan da içeri üstümüze doğru giriş yapmak üzere olan gavura ateş ediyorum kan ter içindeyim. Hasanla tek kaldık herkes Batı kanadında boş yerde duruyordu oyuna gelmiştiler. Bizim bulunduğumuz doğu kanadının çevresi iyice sarılmıştı gavur sipere girmeye başlamak üzereydi. Düşmanla vuruşurken bir yandan Zonguldaklı Hasan'a çekil emrini verdim. Düşman sipere girmiş 2 şer 3 er atlıyordu bizim siperimizin içerisinde bize mevzilenmişti. Komutanımın batı cephesinden bağırma sesleri geliyordu kandırdılar bizi, KOOOOOOOOOOOOOOŞ diğer cepheye.
    Gavur sipere resmen tam olarak girmişti, ben şarapnele ateş edip 150lik batarya mermisi ile beraber yanındaki dinamitleri patlatacaktım. O sırada Kumandanımız askerlerle geldi, DUUUUUUUUR! diye bağırdım. Komutan ne olduğunu anlamaya çalışırken ben 150'lik batarya top mermisini patlattım ve sipere girmiş bulunan nerdeyse 50 askeri havaya uçurdum. Öyle güçlü bir patlamaydı ki sipere girenleri bırakın siperin dışındaki gavur bile ölmüştü, kalanlar da kaçıyordu. Komutanım beni izlerken,

    B- Süngü hücum aslanlarım koşş. KOŞŞ KOŞŞ KOOOOOŞ. Hücum atlayın sizde, hücuuum.

    Kumandanımız ertesi gün yemekteyken beni yanına çağırttı.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +5
    Evet arkadaşlar öncelikle okuyan herkese teşekkür ediyorum kesinlikle yarım kalmayacak. Başlığı takibe alın, iyi okumalar herkese, bugün çok olay geldi başıma yazamadım boş muhabbetlerle kafanızı şişirmiyeyim , anca girebildim sözlüğe tekrardan özür diliyorum sizlerden hakkınızı helal edin.

    Devam edecek...
    ···