/i/Tespit

  1. 51.
    +32 -4
    Bir sonraki durak 3 numaralı reaktörün yakınındaki demiryolu köprüsü. Dört reaktör de buradan net bir biçimde görünüyor. “Ancak buradan fotoğraf çekmek yasak” diyor Nikolay ve ekliyor: “Ben size fotoğraf çekebileceğiniz yeri ileride göstereceğim.” Bir zamanlar nükleer santralde çalışan binlerce kişinin kullandığı demiryolunu bugün, santralin üzerini kapatmak ve radyasyonu hapsetmek için inşa edilen yeni beton örtü – Çernobilcesiyle bir ‘sarkofaj’- inşaatında görevli az sayıda mühendis ve işçi kullanıyor. Her sabah Slavutiç kasabasından Çernobil’e hareket eden bir vagon akşama geri dönüyor. Faciadan hemen sonra robotlar yardımıyla kısa sürede inşa edilen beton örtünün miadı dolmuş durumda. Reaktörde saatte yayılan radyasyon miktarı normalin on binlerce katı kadar fazla olduğu için mevcut beton örtüyü yıkmak veya korozyona uğrayan kısımları tamir etmek de mümkün değil. Bu yüzden uzmanlar 2005 yılında yeni bir beton örtünün inşaatı için kolları sıvamışlar. 2011’e kadar tamamlanması öngörülen beton örtünün açılışı sürekli erteleniyor. Planlanan son açılış tarihi 2015. Yeni beton örtüyle birlikte önümüzdeki 100 yıl boyunca 4 numaralı reaktörden radyasyon yayılımı tamamen engellenecek. 1,5 milyar avroya mal olacak olan örtü 150 metre uzunluğa, 257 metre genişliğe ve 105 metre yüksekliğe sahip.
    ···
  2. 52.
    +8 -1
    beyler kusura bakmayın devam ediyorum
    ···
  3. 53.
    +1
    Rezervatullah
    ···
  4. 54.
    +1
    Rzeeveve
    ···
  5. 55.
    +1 -1
    DevM et aksam okucamda 3 -4 partta bitir calinti oldugunuda sole
    ···
  6. 56.
    +27
    “Vakit Az, Risk Çok!”

    Araçla yolumuza devam ediyoruz. Artık Çernobil Nükleer Santrali’nin dibindeyiz. 4 numaralı reaktörün görüntüsünü almamıza izin verilen tek nokta olan “Kahramanlar Anıtı”na geliyoruz. 26 Nisan 1986 günü yangına ilk müdahale eden ve faciayı takip eden aylarda can çekişerek ölen asker ve itfaiyecilerin anısına dikilmiş bu anıt. “Dünyayı kurtarmak için birilerinin müdahale etmesi ve ölmesi gerekiyordu” diyor Nikolay ve ekliyor “onlar ettiler ve öldüler.” Araçtan iniyor, kameralar elde anıta yaklaşıyoruz. 4 numaralı reaktörün çürümekte olan gri kütlesi birkaç yüz metre ilerimizde. Askerler devriye geziyor. Diğer reaktörlerin fotoğrafını çekmek yasak! Geiger sayacını havada yukarıya doğru tutuyorum; havadaki radyasyon değerini 9,60 mikrosieverts olarak gösteriyor. Bu, şehirde soluduğumuz radyasyonun onlarca katı fazla miktarda radyasyon demek. Vakit az, risk çok!

    Otobüse binerek reaktörden uzaklaşıyoruz. Birkaç kilometre sonra yol kenarında, kar kütlelerinin üzerinde bir tabela beliriyor: “Pripyat.” Burası, 1970 yılında Çernobil Nükleer Santrali ile birlikte kurulan, 1986 Nisanı’ndan sonra ise bir hayalet şehre dönüşen meşhur yer. Pripyat, neredeyse tamamı santral çalışanları ve ailelerinden oluşan 49 bin nüfusuyla 1980’lerde Sovyetler Birliği’nin örnek şehirlerindendi. Geniş caddeleri, alışveriş merkezi, oteli, lokantası, çocuk parklarıyla capcanlı, yemyeşil bir şehir. 26 Nisan 1986 gecesi olanları dünyada kimse bilmiyorken Pripyatlılar balkonlarından gözleriyle görmüşlerdi. Ancak gerçek Pripyatlılar’dan (ve tüm dünyadan) gizlenmişti. ilk anda sıradan bir yangın olduğu söylenen bu kızıllığın aslında bir nükleer felaket olduğunu ertesi gün öğreneceklerdi. Normalin binlerce katı miktarda radyasyona maruz kalacaklar, birkaç saat içerisinde –bir daha hiç dönmemek üzere- şehri terk edeceklerdi.
    ···
  7. 57.
    +2
    Turquaz
    ···
  8. 58.
    +1
    Rezervatullah
    ···
  9. 59.
    +1
    Okurum bi ara
    ···
  10. 60.
    +1
    rez
    ···
  11. 61.
    +1
    Reserve
    ···
  12. 62.
    +1
    rez okuycam
    ···
  13. 63.
    +1
    Rezerved
    ···
  14. 64.
    +1
    Rezzers
    ···
  15. 65.
    +24
    ve son part

    Pripyat’a Lenin Bulvarı’ndan girmeden önce bir kez daha kontrolden geçiyoruz. Yaklaşık 1 kilometre boyunca uzanan bulvarın iki yanında, Ukraynalı yazar Andrey Kurkov’un “Brejnev Baroğu” diye tabir ettiği Sovyet mimarisinin özgün örneği blok apartmanlar sıralı. Kapısına kilit vurulmuş, kaderine terk edilmiş apartmanlar bunlar. Çoğunun camı kırık, sıvası dökük. Binalarda çökme tehlikesi bulunduğundan içerilerine girmemize izin verilmiyor. Kimisinin açık penceresinden halen perdeler sarkıyor. Kimisinin içerisindeyse dolaplar, masalar olduğu gibi duruyor. Lenin Bulvarı’nı boydan boya geçip hayalet şehir Pripyat’ın ana meydanına varıyoruz. Ortasında insan boyunu aşan otlar biten bu meydanın bir yanında Otel Polissi, diğer yanındaysa büyük bir restoran var. Bir mağaza ve önünde boş bir telefon kulübesi, ahizesi sallanıyor. Pripyat’ın en tuhaf yeri şüphesiz faciadan kısa süre önce kurulan lunapark. Hareketsiz duran bir dönme dolap, pas ve küften renkleri kazınmış çarpışan arabalar… Çernobil yaşanmasaydı, 1 Mayıs 1986 günü işçi Bayramı’nda bu lunapark şüphesiz çocuklarla dolacaktı.

    Pripyat’ı yavaş yavaş terk ediyor ve öğlen yemeğiyle birlikte turu sonlandıracağımız Afet Bakanlığı binasına dönüyoruz. Çernobil’in 1 kilometre uzağındaki binaya girerken herkes girişteki kapı görünümlü metal cihazdan geçmek zorunda. Eller cihazın iki yanındaki soğuk metal levhalara konuluyor, saniyelik bir bekleyiş ve “temiz” anldıbına gelen yeşil ışık ile birlikte binaya giriyor. Öğlen yemeğini santralin dibinde yiyeceğiz. Yemek konusundaki endişemizi Nikolay gideriyor: “Tüm yiyecek ve içecek maddeleri her gün Kiev’den geliyor, korkmanıza gerek yok.” Menüde kremalı borş çorbası, tavuk ve salata var. Birer kadeh de votka.

    Yemeğin ardından dönüş yoluna koyuluyoruz. Bu kısa Çernobil ziyaretinde insanı etkileyen gördükleri kadar göremedikleri… Toprağın altına gömülmüş köyler, sokaklarında arabaların, insanların olmadığı koca bir hayalet şehir, dallarında kuşların olmadığı ağaçlar, kapısına kilit vurulmuş evler, mağazalar, çocuk parkları… Disyatki Kontrol Noktası’nda metal cihazdan tekrar geçiyoruz. Yeşil ışık ardı ardına yanıyor. Biz “temiz” bir biçimde yolumuza devam ediyoruz; kirli ve tükenmiş bir coğrafyayı geride bırakarak.

    ayrıca

    SoloEast Travel ile kişi başı $150 ödeyerek Çernobil’e rehber eşliğinde gidilebiliyor

    Adres: Office 105, #10 Proreznaya St., Kiev, Tel: +380 44 279 3505
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      eline sağlık güzel copy paste yapmışsın
      http://ekoiq.com/cernobil-olum-bolgesine-yolculuk/
      ···
      1. 1.
        0
        Heryerde varsın amk
        ···
      2. 2.
        0
        tabi lan, çalıntı tespiti benim işim
        ···
    2. 2.
      +1
      Tam ben yazıcaktım aq
      ···
      1. 1.
        0
        Heryerdesiniz kenjler
        ···
  16. 66.
    +1
    rezerved
    ···
  17. 67.
    +1
    Rez okurum
    ···
  18. 68.
    +1
    Rezzzzz 2
    ···
  19. 69.
    +1
    okudum hepsini panpa eline sağlık sen mi yazdın alıntı mı ?
    ···
  20. 70.
    +1
    akşama yaz
    ···