/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +31
    Ters giden bir şeyler vardı, birazdan silahını çıkarıp havaya ateş edecek olan adam, ayağa kalktı, masadaki arkadaşlarına labe öpecem la, diyip tek tek öptü, yüksek sesler geliyordu masadan, bu sefer bağırmıyorlar, şarkı söylüyorlardı, adamın belindeki silahı çekip, kafama sıkmak, her şeyden kurtulmak istiyordum. Gözümü kırpmadan izliyordum neler olacağını.
    ···
  2. 27.
    +30
    Herkes aynısını düşünüyor olmalıydı ki, saniyeler sonra arabaların yanındaydık, arabalara dağıldık, Nazlıların evine gidiyorduk. Ben ve Ezgi galdaşın arabasına bindik, ölüm sessizliği vardı içerde, yol susmuş, arabanın motoru susmuş, anlatacağım şeyleri bekliyorlardı.

    Ezgi ağlıyor, olayın şokunu atlatamıyordu. Galdaş sessizliği bozdu.
    ···
  3. 28.
    +30
    Lavabodan çıkıp masaya döndük, masadakiler gibimde değildi, yan masayı izliyordum, sohbet gittikçe derinleşiyor, sinirler gerilmeye başlıyordu, 2-3 dakika içinde kalkmassak, adını bile bilmediğim bir camiden cenazelerimiz kalkacaktı.

    Kağan tedirgin olduğumu görmüş olacak ki, eğilip diğerlerine durumu anlattı, kabul etiiler, kalkma hazırlığı yapıyorlardı, aslında masada olan hiçbir taktan haberim yoktu, sadece tahmin ediyordum, kağanın garsonu çağırdığını duydum, garsano uzak bir masaya geçeceğimizi izah ediyordu, ölecektik dıbınakoyim, boş masa var mı ? dedim garsona, var efendim dedi, ne bekliyorsun dıbınakoyim taşısana servisleri diye bağırdım. Bunu yapmamdaki temel sebep garsonun efendim sizi şuraya alalım muhabbetlerini başlamadan bitirmekti, ilk ben kalktım, bulunduğumuz yere en uzak, en köşe masaya oturdum, diğerleride geliyordu.
    ···
  4. 29.
    +30
    Nazlıların evine gelmiştik, o şamdanın düşeceğini nasıl tahmin ettiğimi, onları ölümden nasıl kurtardığımı konuşup, bana teşekkürlerini sunup, ölmedikleri için şampanyalar patlatacaklardı. Sonunda bir gün öleceğini bile bile, yaşadığına sevinen bütün ahmaklar gibi.
    ···
    1. 1.
      0
      Güzel gidiyon panpa helal
      ···
  5. 30.
    +29
    Şamdan düşmüştü ve garson ölmüştü, buna ben sebep olmuştum üstelik böyle bir döngünün oluştuğundan haberim bile yoktu. O zaman bitmişti ? Bir daha görmeyecektim ? Rahatlamak için erken miydi ? Bir daha bir döngü görürsem ne yapacaktım ? O döngüyü bozduğum için yine yeni bir döngü başlarsa peki ? Kendimi kurtararak insanların ölümüne sebep mi olacaktım ?

    Telefonum çalıyordu, arayan taksiciydi, istemsizce açtım, karşımda oturan kağan şekilden şekle giriyor, muhtemelen kusuyordu, tam bu sırada Ezgi şuursuz bir şekilde GARSONNNNNNNNN diye bağırmaya başladı. Meyhanedeydik.
    ···
  6. 31.
    +29
    Mekanda ben, Nazlı, Ezgi, Kağan, Galdaş, Aylin ve Cenk vardı, ismini bilmediğim bir kaç garson olayın sokunu atlatmaya çalışıyor, barın arkasında bulunması gereken jack şişeleri, herkese 2-3 şişe düşecek şekilde yerlerde sürünüyordu. Konuşmadım, anlatacaktım, anlamayacaklardı, usulca kalktım, bara doğru yürüyordum, barın arkasına geçtim, burada herr şey vardı. Yanıma bir kaç şişe viski ve votka alıp, hadi, dedim. Gidip bir şeyler yapalım.
    ···
  7. 32.
    +28
    Neler olduğunu kafamda canlandırmam gerekiyordu, masadakilerden özür dileyip lavaboya geçtim, lavaboya giderken barmenden bir şişe jack istedim, lavaboya getirmesini söyledim, rahatlamaya ve hayatımı kurtarmaya ihtiyacım vardı. Ne olmuştu, ne olmuştu ? Aklıma hiç bir şey gelmiyordu, silah evet silah, kimdeydi ? Kimdeydi ?

    içeri birisi girdi, barmendi, lavaboya içki servisinin olmadığını bana anlatmak için gelmişti, kafasını ellerinin arasına almış kendi kendine bağıran ve duvarı  tekmeleyen birisi ne istiyorsa yapmalıydınız. Tekrar geldiğinde getirmişti. Kafama diktim, rahatlamak istiyordum, kimdeydi silah ? Düşünerek bulamıyordum, lavabodan çıktım, meyhanedeki bütün masalara bakıyordum, yoktu, kafamda kalan yaşam garantim o silüet mekanda yoktu.
    ···
    1. 1.
      +3
      Yarinin sinirinda filmini izledinmi panpa
      ···
  8. 33.
    +28
    Masadaki herkes bana bakıyordu, meyhane kan kokuyor, gülen insanlar öleceklerinden habersiz "şerefe! " diyerek muhabbetlerine devam ediyordu. Stresliydim, tedirgindim, bütün taktan ruh durumlarını aynı anda yaşıyordum, telefonları kapatalım artık dedi Nazlı, bu yapacağım som şeydi, etrafıma bakınıyordum, boş olan yan masamızda 3 kişi oturuyor agresif bir konuşma yapıyorlardı, bir kişilik yer boştu, önündeki servis açıktı ve sandalyesine ceket asılıydı, lavabodaydı, ayağa kalktım, masadakiler böyle yapacaksan gelmeseydin abi tarzı gibimde olmayan şeyler söylediler, dinlememiştim, duymuştum.
    ···
  9. 34.
    +28
    Garsona iki 70lik açalım baba, masayıda güzel bi donat, dedim. Sipariş yıllardır aynıydı. Telefonlar kapatıldı başladık muhabbete, zaman hızla akıp gidiyordu. Yan masadaki sesler yükselmiş, küfürler havada uçuşuyordu, garson uyarmak için yaklaştı. Yaşça diğerlerinden büyük olduğunu tahmin ettiğim adam, elini beline zütürdü ve silahını çıkarttı. Bana kimse yamuk yapamaz gibi laflar savurup bağırıyordu, havaya iki el ateş etti.
    ···
  10. 35.
    +28
    Sahiden, taksici niye yanımızdaydı ? Sormamıştım, ama anlatmaya başlamıştı. Bu gece nöbetçi olmadığını eve dönmeden beni otele bırakmak için aradığını söyledi, telefonu açtığım sırada düşen şamdanın sesini o da duymuştu, dün ölümden döndüğümüzü, arabayı durdurmasaydım öleceğimizi o da biliyordu, yine o tarz bir şeyler olduğundan şüphelenip, apar topar beni bıraktığı meyhaneye geldiğini anlattı.

    Ezgi dün yaşanan olayı duymanın etkisiyle yeni bir şok geçiriyordu. Her şeyi soruyor, ağzımdan çıkan her kelimede daha da şiddetli ağlıyordu, ikiside her şeyin farkına varmıştı artık, ne yapacağımızı değil, ne yapmamamız gerektiğini çok iyi biliyorduk.
    ···
  11. 36.
    +27
    Otelin lobisinde oturuyordum, taksici geldiğini belirten bir sms attı. Kapıdaydı, galdaş sağolasın geldiğin için dedim, güldü, arabayı yeni yıkattığını, sıçıp işememem gerektiğini gülerek belirtip, bin galdaş bin takılıyom sana dedi.

    Adresi söyledim ve yola çıktık, yine Neşet Ertaş dinliyordu, ah yalan dünya..

    Nedir abi bu Neşet Ertaş sevgisi, çok mu sıktılar canını ? dedim, başladı anlatmaya, onu dinlemiyor ara sıra başımla onaylıyordum, amacım anlaşmak değil, monologun devdıbını sağlayıp dün gece neden arabayı durdur dediğimi sormamasını sağlamaktı. Meyhanenin önüne gelmiştik, indim arabadan, gece buradan alırsın aradığımda dedim ve meyhaneye girdim.
    ···
  12. 37.
    +27
    Ben kalktığımda hala onları dinlemeye devam eden Kağan, benim lavaboya girişimle, adamın çıkışı arasında geçen dakikalar boyunca, adamlar benim gizli koruma olabileceğimden süphelenmiş, asıl adamın çıkışını beklemişlerdi, ben girdikten 5 dk sonra çıkan adam ve adam çıkmadan masadan kalkmayan kağan, bütün planı bozmaya yetmişti.
    ···
  13. 38.
    +27
    Kağıtta yazan maddeleri okuyordum, maddeyi yazan kimse, ayrıntılı bilgi alıyor, diğerlerinin bununla ilgili fikirlerinin olup olmadığını soruyordum.

    Kağana salak dediğim için, içten içe kendime kızıyor, ondan özür diliyordum.

    Yan masadaki muhabbeti dinleyen tek kişi oydu, ve neler konuşulduğunu kelimesi kelimesine hatırlıyordu.

    Adamların bir ticari anlaşma üzerine konuştuklarını, ihaleyi rakip şirketten alabilmek için onu sarhoş etmeye çalıştıklarını anlattı, silahı olan adam masadan mutlaka kalkacaktı ve rakısına metilfenidat atacaklardı, metilfenidat uyarıcı bir maddeydi, normal koşullarda, konsantrasyon artıran, odaklanmaya yardımcı yasal olmayan bir maddeyken, alkol bunun tam tersini söylüyordu, ateş ve barut ne ise, alkol ve metilfenidatta böyle bir şeydi.

    Gözlerimi masaya dikmiş, neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, kağanda baktığım yere bakmış ve adamların tedirgin olduğunu görmüştü, anlattığına göre dakikalarca gözümü bile kırpmadan masaya bakıyormuşum, aynı şekilde kağanda bana ve neye baktığıma bakıyormuş.

    Aradığım kişinin lavaboda olduğunu anladığımda lavaboya gitmek için ayağa kalkmışım, bunu gören diğer adamlar, onlara doğru geldiğimi sanıp fazlasıyla korkmuşlar, kağan öyle diyordu.
    ···
  14. 39.
    +27
    Bütün kağıtları okumam saatler sürmüştü, kağıdım ise tamamen dolmuştu. Sonuç olarak o meyhaneye ölmeye yada hayatımı kurtarmaya gitmiyordum, bazı şeylere dikkat etmemiş olmam normaldi, arkadaşlarımla güzel sohbetler edip, geri dönecektim. Olmamıştı. Diğer bütün kağıtları masadan aşşağıya atmıştım, masada tek bir gerçek vardı, o da benim kağıdımdı.
    ···
    1. 1.
      +2 -15
      galdaş tamam güzel yazıyonda şu partları az uzun at be 2 satır bişey atıyosun sürekli
      edit : niye çuguladınız ne yaptım amk
      ···
  15. 40.
    +26
    Garson ne olduğunu anlamadan, bizim masaya doğru yöneldi, attığı ikinci adımın sesi ve devasa şamdanın düşme sesi Dj Tiesto tarafından mixlenmişcesine bütün mekanda yankılanıyordu. Garson olayın şokuyla bayılmıştı. Girdiğim 5. döngüydü bu, nasıl bir şey olduğunu biliyordum. Şamdanın altında kimsenin olup olmadığına bakmak için kalktım masadan. Kağan gibimde değildi, muhtemelen saatlerce kusacaktı, denemiştim biliyordum.

    Şamdanın altında kimsenin olmadığından emindim, garsonu kollarıma alıp ayılması için yüzüne tokat atıyordum.

    Gözlerini açtı, iyiydi, yüzüme bakıyordu, borcunu ödemiş oldun abi demişti.

    Ne diyordu ? Ne ? Ne borcu ? Ezgi yanıma geliyordu, Nazlı, iyi mi bir şeyi var mı diye bağırıyordu masadan.

    Ezgi geldi, her şeyi gördüm Melih dedi, ağlayarak. Çok kötü hissediyordu, bunu sadece tahmin ediyordum, çünkü ilk yaşadığımda bende çok kötü hissetmiştim. Şimdi ise sadece ne taklar döndüğünü anlamaya çalışıyor, bu mekandan çıkmanın bir yolunu arıyordum.
    ···
    1. 1.
      +8 -2
      beyler bakın bu bin ölmemiş sizide döngüye sokmadan okumayı bırakın
      ···
      1. 1.
        +1
        Okumayin beyler zütüme şamdan girdi
        ···
    2. 2.
      +3 -1
      bi kişi eksilemiş bin
      ···
  16. 41.
    +26
    Masaya döndüm, sipariş daha verilmemişti, ne tak varsa aynı gibtiğimin siparişini her sene ben veriyordum, garsonu çağırmakla uğraşmadım, stresliydim, oturduğum yerden iki 70 lik masayı donat, diye bağırdım. Masadakiler bir takluk olduğunu anlamıştı.

    Fazla gevelemek istemiyordum, ben iyi hissetmiyorum başka mekana geçelim çok ortadayız, dedim. Dalga geçtiğimi sandılar, yıllardır aynı şehirde aynı mekanda aynı masada aynı kişilerle aynı siparişi veriyorduk.

    istanbul çocuğu olmak böyle bir şey iştee, dedi Ezgi. iyi niyetle ve espri yaparak söylemişti bunu, birazdan ikimizde ölecektik ve kalbini kıracak olmam pek gibimde değildi, ne diyosun Ezgi ? rahat hissetmiyorum gidelim işte, diye bağırdım. Olumsuzdu.
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      Nimete bağırılır mı amina koduum kendine gel flashback taktigin iyi hikaye anlatirken güzel oluyo tamamda bagirma kiza aq
      ···
  17. 42.
    +25
    Nazlılar önden gidiyor, biz arkadan takip ediyorduk. Olan biten her şeyi anlatmıştım. Galdaş paniklemiş, Ezgi bayılmak üzereydi. Galdaş, silah sıkan adamların kaçıp kaçmadığını sordu, ters giden yer burasıydı, silah bu gece hiç patlamamıştı. Onun yerine tepedeki dev şamdan düşmüş, bizim yerimize garson ölmüştü, silah, evet silah, bir şeyler olmuştu, ölüm ihtimalimiz ortadan kalkınca, döngü bozulmuş, yeni bir döngü başlamıştı, belkide şamdan ilk döngüde yine sallanıyordu, dikkat etmemiştim, yada olayın şokuyla hatırlayamıyordum.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyonizm 9. sayfa 216. entry
      ···
  18. 43.
    +24
    Hikaye bitti beyler, her şeye rağmen okuyan şukulayan herkese teşekkürler. Kağan adını buralarda bin etmek istemediğim bir arkadaşımın abisinin adı. Selam olsun onlara. Hikaye zaten bu şekilde bitecekti, hikayeden sıkıldığım için taktan bir sonla bitirdiğimi düşünmeyin sakın. Sonu taktan olabilir ama bu son ilk entryi girdiğim andan itibaren belliydi. Bu yüzden her entryde bu anlayışı yerleştirmiştim. Yıllardır aynı mekanda buluştuğumuzu, yıllardır aynı siparişleri verdiğimizi açık açık söylüyordum. Hikayenin en başından beri bir paradoksun içinden kurtulmaya çalışan insanları okuyordunuz.

    Döngüler sürekli devam ediyordu, meyhane-nazlılar arasında gidip geliyorlardı, bazen meyhanedeyken daha nazlılara bile gidemeden yeni döngü başlıyordu. Her döngüye girenler farklıydı, belirli bir döngüden sonra sıfırlanıyorlardı, bir şeyler yaşadıklarını biliyorlardı ama me olduğunu hatırlamıyorlardı, bu yüzden ana karakter her döngüden sonra kimin girip kimin girmediğini anlamak için kağıt yazdırıyordu.

    Açık konuşuyorum yazarken beni bile saran bir hikayeydi, her entryi yazarken, sonrasında şöyle şöyle olsun diye düşünüyordum. Ellerime sağlık, bir kendimi tebrik etmek istiyorum huzurlarınızda.

    Son Durak, Olasılıksız, Yarının Ötesinde eserlerinden çalıntı olduğunu iddia eden yazarlara ufak bir cevap vermek istiyorum. Beyler aşk konusu bundan 100lerce yıl önce eserlerde işlenmiş bir konu, sırf bu konu daha önceden işlendi diye bütün aşk romanlarına çalıntı mı diyorsunuz siz ? Niye siz özürlü müsünüz ?

    Yarın öbür gün, daha basit bir hikayeye başlayacağım, bu kadar karmaşık bir kurguyu kaldıramayınca okumayı bıraktı insanlar. iyi bir teyze kızı gibiştirelim o zaman (swh)

    Haa bu arada, hala anlayamayanlar varsa ana karakterde dahil olmak üzere hiç kimse bu döngüden çıkamadı, yani bence, belki çıktıklarına dair bir ipucu bırakmışımdır, bulabilenler şu anda sırıtıyorlar zaten.

    Hadi eyvallah beyler bana ayrılan sürenin sonuna geldik, hea unutmadan, canım adminim, arkadaşım, the net'e başlığın pr çalışmalarında verdiği destekten dolayı teşekkürü borç bilirim.

    dıbınakoyim telefonum çalıyor asdfghjkl
    ···
    1. 1.
      +5
      Galdaş arıyordur
      Edit: ellerine sağlık, güzel hikayeydi
      ···
    2. 2.
      +1
      bi gib anlamadım biri bana en sonda ne olduğunu soylesin
      ···
    3. 3.
      0
      Arayan taksicimi ckckck
      ···
    4. 4.
      0
      Ellerine sağlık panpa güzel, sürükleyiciydi. Favorim galdaş
      ···
    5. diğerleri 2
  19. 44.
    +24
    Ezgiyle sarıldık, çok güzel kokuyordu, onu ne kadar özlediğimi kelimelerle anlatmaya çalışsam, sadece çok derdim. Çok özlemiştim. Çok, sanıldığından büyük bir kelimeydi.

    Eşşeek yaa nerelerdeydin sen ? dedi. Başım ağrımaya başlamıştı, suratımdaki aptal sırıtma yerini umutsuzluk ve şüphe dolu gözlere bırakmıştı. Korkuyordum, masaya doğru yürüdüm ve bana ayırdıkları yerin aynı yer olduğunu gördüm, çatalım yine yoktu, selamlaşırken herkes aynı kelimeleri kullanmış, siparişi almaya aynı garson gelmişti. Başlıyordu, yine olmuştu, biraz önce ölümümü görmüştüm.
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      huur cocu her yerim uyuştu yemin ederim kitap yazsan okurum amk
      ···
  20. 45.
    +24
    Masayla sürekli göz teması kurduğumuzdan ilacı atacak zaman bulamamışlardı, adamın arkasından lavaboya gitmem diğerlerini daha da şüphelendirmişti, ben kalktığım halde göz temasını devam ettiren kağan, bütün döngüyü bozmuştu.

    Rakısına metilfenidat atılmadığı için, adam sarhoş olmayacak, ihaleye kaç milyar bastığını söylemeyecek, diğerlerine olan baskınlığını koruyacak, kendini dostça bir buluşmanın içinde zannedip, silahına davranmayacak, Ezginin beyni patlamayacak, adamım üzerine atlamayacaktım. Ne mi olacaktı ? Çakırkeyf olmanın verdiği rahatlık ve koyvermişlik hissiyle ayağa kalkıp hepsini öpecek ve beraber şarkılar söyleceklerdi.
    ···