1. 1.
    +1
    biraz uzun lan..

    hem de yarım amk..

    ama neyse..

    paylaşıcam amk..

    bi askerin kafayı doğuda kafayı kırmasını konu alıyor..

    aslında bu ana hikayenin alt hikayesi.. neyse.. başlıyorum..

    --spoiler--
    okuyan şuku eksi entry bi işaret versin lan.. devam ediyim hemen..
    --spoiler--

    --spoiler--
    bitti lan 28 entryde bitirdim mk.. rahat rahat okuyun kısa zaten mk..
    --spoiler--
    ···
  2. 2.
    0
    Evden çıkarken lanet olası kemeri takmamamın cezasını daha 2 dakika önce yukarı çektiğim pantolonumu kıçımdan tam düşmek üzereyken toplayarak ödüyorum şuan. Birkaç adım daha ilerledikten sonra tekrar pantolonumu çekiştirirken aklıma pantolonuma neden kemer takmadığım geliyor ve aklıma gelen bu sebepten dolayı 30-40 metre arkamda kalan parkettiğim arabama geri dönmeye karar veriyorum.. Nasıl unuttum ya.. Ben belimde her zaman silahla dolaştırım..Bu yüzden pantolonlarım normal bedenimden bir beden büyük ve kıçımdan silah olmayınca düşüyor. Yanımda her zaman silah taşıma alışkanlığım elbette çok eskilere dayanıyor. Belki de bir obsesyon bu.. Evet evet biraz daha düşününce karar veriyorum.. kesinlikle bir obsesyon. Belki de eve döndükten sonra bilgisayarı açıp internete girip şu obsesyon hakkında biraz daha araştırma yapmalıyım. Birkaç kişilik testi çözmeliyim.. Ya da birkaç hastalığı araştırmalı belirtilerini okuyup kendime bir yafta daha yapıştırmalıyım.. Biraz uğraşırsam illa ki bana uyan yepyeni bir pgibolojik hastalık bulabilirim..

    Obsesyon
    Şizoid kişilik bozukluğu
    Şizofreni başlangıcı
    Mani depresyon

    Hepsi kulağa hoş geliyor.
    ···
  3. 3.
    0
    Evet ben bir şizofrenim.. Hayalimde kurduğum bir ordum var ve boş zamanlarımda onlara generallik yapıyorum.. Ayrıca manik depresifim.. En hareketli cıvıl cıvıl klibi bol bol dolgun züt ve meme içeren herhangi bir şarkıdan sonra sözlerinin içeriği Nerden geldim dünyaya, Böyle hayatın anasını gibeyim, Herşey yalan bir ben gerçek gibi cümlere benzeyen en depresif şarkıları açıyorum.. Evet evet. Son ses dinliyorum.. bin kasa bir bmwnin içinde gözümde beş lira gözlükle ya da evimde.. Hiç farketmez her ikisinde de yanımda kimse yok nasıl olsa..

    Dünyadan izole bir biçimde mi yaşıyorsunuz ?
    içinizde sürekli bastırdığınız şiddet varmı ? Daha doğrusu bu şiddeti dışarı vurma ihtiyacı gibi bir his varmı ?
    Kendinizi tırnaklarınızı kemirirken buluyor musunuz ?
    internetten silah fiyatlarına bakıyor musunuz ?
    Geceleri gördüğünüz kabuslar geçmişinizdeki travmalara mı dayanıyor ?
    ···
  4. 4.
    0
    Evet!.. Hepsine de evet !!! Bütün testteki sorulara evet.. Şimdi ben neyim söyleyin bana ?

    içimde kendi kendime yine kurgular kurarken düşünceler içinde yüzerken birden kendimi arabamın dibinde dikilmiş öylece camdan içeriye bakarken buluyorum.. Yine uyanıkken düşler görüyorum.. Lanet olsun..
    Bunları düşünürken bir yandan da dibinde dikildiğim kırmızı eski Merso'mun anahtarları için cebimi kurcalıyorum.. Sonunda her zamanki gibi en son yokladığım cebimden çıkan anahtarı çıkarıp arabayı açıyor ve içine girmeden sürücü koltuğuna dizimle basıp torpido gözündeki Siyah emaneti alıyorum. Sokak lambasının sarı ışığının altında gece bizim karaoğlan pek de havalı gözüküyor gözüme.. Alıp belime takıyorum ve kapıyı tekrar kapatıp yoluma devam ediyorum..

    Gideceğim yeri düşününce aklıma Resül abi geliyor.. Sonra şu birazdan orda olup sohbet edeceğimiz eski terkedilmiş inşaat. Sonra şu sürekli yanında duran fakat hiç konuşmayan eski püskü kıyafetler içindeki kişi aklıma geliyor ama ismini bile hiçbirimiz bilmiyoruz.. Biz ? Evet biz..
    ···
  5. 5.
    0
    O bir iki sefer toplaştığımız eski inşaattan biraz ilerde bir yerde park ettim arabamı ve evden de orada buluşacağımız saatte göre daha erken varmak için erken çıktım.. Şuan önümde yaklaşık yarım saatlik yürüme mesafesinde yol var.. Bunu bu gece anlatacaklarımı biraz düşünmek daha doğrusu hikayemi evde denediğim kurgu düzeninde anlatabilmek için son kez çalışmak için yaptım..

    Cebimden birkaç gece önce yazdığım kağıdı çıkarıyorum.. Şu hayat hikayemi tükenmez kalemle hızlı hızlı yazarak anlattığım birkaç yerinde ağladığım şu hikayemi.. Lanet olsun.. Şans tek bir sefer de olsa bana gülemez mi sanki.. Resül abinin kimin öbür buluşmada hayatını anlatacağını belirlemek için şu attığı yazı turadan bahsediyorum.. Yanımda duran iki kişi gelen yüzü doğru tahmin etmişti.. Bu çok basit bir %50 ihtimalli bir oyun.. lanet olsun ki eşit işte.. Kazanmanız da kaybetmeniz de size eşit ihtimalde ve sürekli kaybediyorsunuz.. Öğrenilmiş çaresizlik dedikleri şey bu olsa gerek... Bunları düşünrken birden endi kenimdeYeter artık Selçuk kes şunu dediğimi farkettim ve sesime hak verdim. .. Düşüncelerimde boğulmayı kesmeliyim. ve şu lanet kağıtta yazanları okumalıyım..
    ···
  6. 6.
    0
    ---

    Merhaba arkadaşlar
    Cümlelerime başlamadan önce bizi buraya toplayan Resül Abi'ye sizlerin önünde bir kez daha teşekkür ediyorum.. Her hafta gidip geldiğim şu askeri hastanenin pgibiyatri kliniğinden, o gün de haftalık olarak aldığım öyle sıradan işe yaramaz terapimi alıp ve bir reçeteye biten antidepresan ve pgibomatik ilaçlarımın yenileri yazdırıp hastaneden ayrılmıştım.. Her gece bu böyle nereye kadar gidecek ve bu kayboluşumdan bu yokoluşumdan nasıl kurtulacağım diye düşünüyordum.. Hayat böyle nasıl devam edecek.. Yıllardır yokouluşumu görürken ve hayattan bu kadar uzak kalmışken bu geri dönüş nasıl olacak, en önemlisi olabilir mi ?

    Ve o gün, o direğe asılmış ilanı gördüm..

    Hayata yeniden tutunuş için.. Gerekli bilgiler aşşağıdaki numarayı aradığınızda verilecektir..
    05** *** ** **


    Hastaneden yeni çıkmış ve içimden herşeye lanet ederek bir ruh gibi yürüyordum.. Bu caddeyi 2 yıldır artık her zerresine kadar ezberlemiştim.. Hastanenin az ilersinde aynı simitçi aynı dilenci.. Raflarda aynı simitler meyve suları.. Aynı dilencinin üstünde aynı kirli kıyafetler ve kucağında 2 yılda büyüyen çocuğu, önünde aynı mendil ve her seferinde ortalama aynı miktarda para.. Aynı direğin yanından belki de yüzlerce kez geçmiştim..
    ···
  7. 7.
    0
    --spoiler--
    okuyan var mı lan
    --spoiler--
    ···
  8. 8.
    0
    --spoiler--
    gecenin bu saatinde okunmaması normal tabi..
    --spoiler--
    ···
  9. 9.
    0
    Fakat o gün bu sıralamayı bozan birşey vardı.. Direk.. evet.. Öylece geçip gitmiştim ama bilinçaltım o an gördüğü sıradan olmayan farklı şeyi algılamıştı ve durdum.. Arkamı döndüm ve ilana doğru geri gittim.. Okuduktan sonra gibtiri basıp devam ettim.. Sonra içimde yıllardır çırpınan ve hayata tutunmak için bir el arayan benliğim beni durdurdu.. Belki dedi.. Düşündüm.. içimdeki umutsuzluğun haykırışı ile kaybolmaya yüz tutmuş karanlık sularda yüzmekten yosun tutan umudumın kısık sesi arasında kaldım ve numarayı kaydettim..

    Sonra buradayım işte.. O numarayı ümitsizce not aldığım kağıdı o gece aldım karşıma... Sonra kafamdaki bütün düşüncelerimi önüme aldım.. ve aramaya karar verdim..

    Buraya neden geldiğimin hikayesine gelince..

    Size anlatacağım uzun bir hikayem var elbette.. Hepinizin olduğu gibi ve önceki gecelerde sizlerin de anlattığı gibi.. Sizinki gibi uzun talihsiz karanlığa dibe doğru inen bir tuhaf hikayem var..
    ···
  10. 10.
    0
    Aslında şöyle düşününce herşeyin kırılma noktası askerliğimde yaşadığım olaylar gibi geliyor..
    Fakat elbette buna destek birsürü sebep de sayabilirim.. Babasız büyüyüşüm.. Arkadaşlarımın bu sebepten aşağılayışları.. Belki bunlar da sebeptir bilmiyorum.. Dalga geçilişlerim..
    Bir bin oluşum.. Evet belki bu bir etkendir.. Belki herşeyin asıl kırılma noktası da budur..
    Yaşadığımız maddi zorluklar.. Kardeşimin de benim yaşadıklarımı yaşayışını çaresizce izleyişim.. Annemin yaşadığı zorluklar.. Olabilir bunlar da olabilir evet.. Çocuk yaşta para kazanmak için okuldan ayrılıp işlere girişim.. Olabilir..

    Bir gecekondu da doğmuşum.. 1 saat önce içinden çıkıp buraya geldiğim ve şu bütün hikayeye tanık olan gecekondu.. Babam ben 4 yaşındayken ölmüş. Olabiliyor bazen böyle şeyler.. insan 30lu yaşlarının başındayken de ölebiliyor. Bir gece uyumuş ve uyananamamış. Yattığı yatağından almışlar babamı ve toprağa yatırmışlar.. Çocukluk hatıralarımı kurcaladığımda birşeyler hatırlamaya çalıştığımda hayal meyal bazı şeyler çıkıyor.. Ama bunlar gerçek mi yoksa çocukken kendi hayal dünyamda kurup sonra gerçeklik ile hayal arasında kalan birşey mi bunlar bilemiyorum..
    Evimize bir ambulansın geldiğini hatırlıyorum sabahın ilk saatlerinde.. Annemin kucağında daha aylık kardeşim ile ağladığı ve benim orada dikilip evin içinde dolaşan beyaz önlüklü kişileri merakla izlediğim birkaç anı hatırlıyorum.. Salonun ortasında gezen adamları izlerken, onların arkasında masada duran o çok sevdiğim oyuncağımı farkettiğimi hatırlıyorum..
    ···
  11. 11.
    0
    Bu cümlelerim belki sizlere biraz acitasyon gibi gelebilir. Demek istediğim ben bu cümleleri kurarken bu şüpheye kapılıyorum bazen.. Geçmişimde ne zaman bir gezintiye çıksam hep içimde acaba olanları ben mi büyütüyorum.. Herşeyi trajik hale ben mi getiriyorum diye düşünüyorum. Belki de bu çekilmez katlanılmaz işin sorumlusunu bulmak isteyişimden bu şüphelere düşüyorum bilmiyorum.

    Herhangi bi okulda okumadığımdan 20 yaşıma girmeden askerlik yoklamam geldi. Lise diplomam da yoktu ve tecil de ettiremezdim. Bunun olacağını biliyordum.. Yani askerlikten bahsediyorum.. Sonuçta okumuyordum ve askerliğim geldiğinde durum bu olacaktı.. Fakat durumu önceden bilsem de herhangi bir çözüm bulamamıştım.. Çözüm derken.. Problem askere gitmeme meselesi değil elbette.. Ben askere gittiğimde annemin ve kardeşimin benim işten kazandığım para olmadan ne yapacağı meselesiydi.. Annem akrabaların yanında kalmayı uygun görüyordu ama bu benim pek içime sinmemişti. Akrabaların hiçbirisisini sevmiyordum ve onlara el açmasına da gönlüm razı değildi ama elimden de maalesef birşey gelmiyordu. Zoraki razı oldum bu duruma..

    Sonra acemilik. Askerliği yapanlar vardır aramızda.. Bilirsiniz acemi birliğinde atış taliminde tüfekle 3 tane atış yaptırırlar. 200 metre ilerinizde duran hedefe tüfeğinizi doğrultur ateş edersiniz.

    70li yıllardan kalma , sizden çok daha yaşlı bir silah.. 3 atış, 3 boş kovan ve 3 yerinden delinmiş bir hedef kağıdı.. işte bu kombinasyon bir anda hayatınıza yön verebiliyor.. En azından benim öyle oldu ve buradayım işte..
    ···
  12. 12.
    0
    --spoiler--
    2. kısım
    --spoiler--

    Bu kamuflajlı elbisenin içinde bu dağın başında ne aradığım sorusu ara sıra da olsa kafamı kurcalıyor hala.. En azından bu dağın başında ne aradğım konusunda birkaç fikrim var. Yani helikopterle 2 gün önce geldiğimiz bu dağdaki işimizden bahsediyorum..Üsteğmenimizin emrettiği gibi bir hafta bu karakola destek olmaya geldik.. 12 komando..

    Askerlikte 4. ayımdayım.. Şafak sayan askerlerden değilim aksine burayı seviyorum bile.. Herşeyin ne kadar çabuk değiştiğini ve daha da değişirse bu çılgın değişimin hangi sürede gerçekleştiğinin hesabını yapabilmek için geçen günleri aklımda bulunduruyorum, hepsi bu..

    Eskiden yediğimin iki katı yiyorum şimdi. Aynada gördüğüm kişi eski benden 20 kilo daha ağır.. Daha cüsseli.. Eskiden çekebildiğim şınavın artık 2 katını rahatça çekebiliyorum..
    Sadece fiziksel değil.. Ruhsal olarak da çok değiştim.. Artık aynada gördüğüm kişi kendinden daha emin bakıyor.. Ruhen de güçlü.. Daha sert.. Daha acımasız..

    75 günlük bir eğitimle insan bambaşka birisi olabiliyor demek..

    Koşular süründürmeler şınavlar mekikler barfiksler dayaklar.. Parkurlar etaplar atışlar.. Özel dersler ve gece eğitimleri.. Arazi eğitimleri silah eğitimleri ..
    ···
  13. 13.
    0
    ve hoop bir bakıyorsunuz kendinizi bir dağın başında elinizde bir Kanas, tepelik bir yere pusu atmış saatlerdir silahın dürbününden araziyi tarıyorken buluyorsunuz..

    Yanımda dürbünle araziyi benle birlikte tarayan Hakan'a bu soruyu sormam gerek.. Hiç kımıldamadan ve pozisyonumu bozmadan fısıldıyorum.. Bu kamuflajın içinde bu dağın başında ne arıyorum diye soruyon mu lan kendine ?

    Yoo diyor ve susuyor.. Dürbününü sağa doğru hafifçe çevirirken devam ediyor.. Ne aradığımız belli zaten diyor..

    Onu demiyorum lan diyorum..

    Ben onu diyorum işte diyor Elinde silah olan kahverengi kıyafetli birilerini arıyoruz.. Tıpkı önceden yaptığımız gibi..

    Susuyorum.. Biraz daha etrafı kolaçan ediyorum ama saatlerdir olduğu gibi kıl bile kımıldamıyor gibtiğiminin arazisinde..

    Özledim lan diyor Hakan.. Etraftaki sakinlik onun da canını sıkmış olacak ki benim gibi içinden düşünmeyi bırakıp birşeyler söylüyor.. ''Çok özledim sevgilimi..'
    ···
  14. 14.
    0
    Başka sohbetin yok mu lan senin diyorum.. dıbına koyduğumunun pınarı.. Ne zaman Hakanla beraber bi yere mevzilensek pusu atsak mayın devriyesi yapsak bu kızın mevzusu geçiyor.. 2 aydır aynı muhabbet yolda görsem kızı tanıycam lan artık anlattıklarınla..

    Dürbünden gözünü alıyor bana bakıyor.. Ben de kanastan gözleri çekiyorum gözgöze geliyoruz.. Napiyim oğlum seviyorum diyor..

    Eee anlattın işte kız seni terketmiş.. Ne diye seviyosun oğlum hala unut artık diyorum..

    Unutulmuyo işte öyle ha deyince diyor..

    Konuyu dağıtmak için şurda bi hareket mi var lan diyorum.. Hemen kafasını eğip dürbünüyle benim baktığım yöne bakıyor.. 2-3 dakka bakıyor.. Yok oğlum orda bişey diyor..
    ···
  15. 15.
    0
    15 dakika daha araziyi taradıktan sonra telsizi açıp bizimle birlikte araziye pusu atan time dönüyorum ..

    Saate bakıyorum.. Havanın kararmasına yaklaşık 1 saat var.. Telsizi elime alıyorum.. Taştepe 5 konuşuyor.. Taştepe 5 konuşuyor.. Burada bir hareketlilik yok diyorum.. Diğer Taştepe 1-2-3-4 ve 6 da durum bildiriyor.

    Bu konuşmadan birkaç dakika sonra üstteğmen Taştepe 1 konuşuyor diye telsizden sesleniyor.. Hadi diyor toplanın karakola dönüyoruz bu kadar yeter..

    Hakana dönüyorum telsizi duymamış hala araziye bakıyor.. Hadi lan diyorum Hakana. Komutanı duymadın mı.. Hava kararmadan karakolda olmamız lazım.. Daha onca yol yürüyeceğiz.. Telsizi de kapatma bi daha..

    Bir saatlik yürüyüşün ardından karakola varıyoruz.. Silahlığa silahları bırakıp iştima yapıyoruz.. Sonra yemekhaneye gidip akşam yemeği yiyoruz.. Fakat itiraf etmeliyim ki araziye mevzilendiğimizde aç kalmayalım diye tümenden yanımızda getirdiğimiz konserveler bu yemekleri 3e 4e katlar.. hem de soğuk halliyle..

    Yemekten sonra yemekhanede Hakanla beraber televizyona bakmaya devam ediyoruz..
    ···
  16. 16.
    0
    Karakoldakiler yani bizim 12 kişilik takımdan olmayan karakolun asıl sakini askerler kıdem gereği biz ne izlersek onu izlemeye mecburlar.. Kumanda Hakanın elinde.. Haber saati olmasına rağmen bütün karakol açtığı müzik kanalını izliyor istemsizce..

    Hakan bana dönüyor.. Belki diyor '' bizim şarkımız çıkar..'
    Oğlum haberleri açsana millete ne sizin şarkınızdan diyorum.. Arkamı dönüyorum.. ip gibi sıra sıra dizilmiş birkaç sap bön bön bize bakıyor.. Geri önüme dönüyorum..
    Lan ne haberi .. Her yer cinayet tecavüz hergün aynısı farklı kişiler işte diyor..
    Haklısın dıbına koyim diyorum..Kim karısını vurdu kim çocuğunu sattı kim kimi soydu..
    Anlamadımdiyor..
    Yok yok öyle içimden konuşuyorum'' diyorum..

    Sonra bir asker yanımıza geliyor selam duruyor.. ve üsteğmenin bizi çağırdığını söylüyor.. Daha doğrusu yanına gelmemizi emrettiği söylüyor..
    ···
  17. 17.
    0
    Biz de kalkıp üsteğmenin odasının kapısını çalıp içeri giriyo ve selam duruyoruz.. Emredin komutanım deyip dikilmeye devam ediyoruz.. Sonra oturun emriyle oturup üsteğmeni dinlemeye başlıyoruz..

    Önündeki haritaya bakan üsteğmenimiz ise biraz düşünceli gözüküyor.. Sonra Hakana dönüyor..

    Hakan diyor.. O sana araziye çıktığımızda yanındaki kısa dönem askerle söylediğim şeyi hallettiniz mi diyor..

    Hakan saniyeler içinde düşünüp
    Emrettiğiniz gibi komutanım.. Haritadan ölçüm alıp arazideki kaçış yollarına topçu ateşi için gerekli işaretleri koyduk.. Haritada koordinatlar da su gibi ezberimizde..

    Üsteğmen eline kalem alıp Hakana uzatıyor ve işaretlediği yerleri göstermesini istiyor..

    Hakan kalemin arkasıyla haritayı kirletmeden.. Komutanım Şurayı.. Şurayı ve şurayı işaretledik..
    ···
  18. 18.
    0
    Üsteğmen yayıldığı koltuktan gayet duygusuz bir şekilde Afferin oğlum diyor.. Kafasını bir haritaya bir Hakana zütürüyor..

    Sonra üstteğmen Tuncay'a dönüyor.. Cephanelik sayımını yaptınız mı oğlum diyor..

    Tuncay yaptık komutanım diyor..

    Peki neyimiz varmış diyor..

    Komutanım 3 tane mg3ümüz 1 tane biximiz var..28 tane g3 tüfeğimiz 5 tane mp5imiz 2 tane kanasımız var..
    ha bir de rpgmiz var ama 2 tane füzesi var.. bir de 12 adet taaruz tipi el bombası komutanım diyor..

    Mermi durumu nedir'' diye soruyor üsteğmen..

    Komutanım 7 kutu mg3 ve bixi için kullanacağımız 7.62lerden var .. kutularda 2 şerit var 200 mermiden 1.400 mermi yapar.. yaklaşık 2500 tane de tekli 7.62 mermimiz var.. çoğu şarjörlenmiş halde komutanım..
    ···
  19. 19.
    0
    Üsteğmen iyi diyor.. Peki aydınlatma fişeği ?

    Komutanım en sonuncusunu bir hafta önce açılan taciz ateşinde kullanmışlar.. Maalesef diyor..
    Üsse bildirmişler ama bize buraya gelirken bilgimiz yoktu komutanım diyor..

    iyi diyor.. Yanımızdakileri kullanırız.. Yeter değil mi deyip bana dönüyor..

    Yeter komutanım diyorum.. Sadece bende 2 tane aydınlatma fişeği ben de var..

    Sen diyor bana dönük.. Selçuk.. Kendine iyi bir yer bulabildin mi ?

    Buldum komutanım diyorum.. Karakolun çatısı atışa çok uygun.. Görüş alanı da fena sayılmaz..

    iyi diyor ve tekrar Tuncaya dönüyor..

    Bizimkilere söyle nöbetçileri kontrol etsinler bu gece de diyor.. Dün gece aşağıdaki mg3 mevzisinde biri uyumuş gene diyor..

    Tuncay
    biz emrettiğiniz gibi 2şer saat arayla uyuyoruz daima 2 kişi ayakta komutanım diyor..

    Bu şerefsizler bugün yarın saldıracak diyor.. istihbarat var.. Herşey size bağlı diyor..

    Sonra susuyor.. Önündeki haritaya gözü kayıyor.. Bize dönüyor.. Gidebilirsiniz sakince..
    ···
  20. 20.
    0
    --spoiler--
    3. kısım
    --spoiler--

    Kaçakçılığı önleme amaçlı öyle sadece gözüksün diye yapılan bu korunmasız duvarları kağıt gibi ince karakoldaki 8. gecemiz.. Çok çatışmaya girmiş olsam da geceleri bu karakolda sebepsiz içimi bir korku kaplıyor.. Tam uykuya dalacakken sanki biri pencereden bir kaleşlikof dayayacak ve içeriyi yaylım ateşine tutacakmış gibi geliyor..

    Yastığımın altında küçük bir tekli gece görüş dürbünüm bile var.. checkmaster kasaturamın yanında.. Bazen çıkarıp yattığım yataktan doğrulup penceremin görüş alanını kontrol ediyorum.. Rüyalarımda kendimi uyurken bir kanasın dürbününden izliyorum çünkü..

    Bazen uyuyup uyumadığımı bile anlayamıyorum..

    Saat gecenin 3.ü.. Hakan nöbeti devretmek üzere odaya giriyor..

    Kalk lan diyor kasaturayla üstteki ranzama uzanıp omzumdan dürtüyor.. Nöbet sırası sende..

    Uyumadım galiba zaten diyorum..
    ···