1. 30.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  2. 29.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--

    buraya kadar yazdım beyler.. bitti hikaye burada
    ···
  3. 28.
    0
    Mevzinin ortasına geldiğimde başımı kaldırıp ateş etmeye başlıyorum.. Ateşin geldiği yöne doğru..

    Ağır hafif tonlarca silahın farklı tondan sesi hepbir ağız arazide gecenin karanlığında yankılanıyor.. Bir tüfek bir köşede susuyor öbür köşede başka bir tüfek patlamaya başlıyor.. Dört bir yandan sesler dört bir yandan izli mermiler üstümüze ve üstlerine yağıyor... Karakolun içinden bir roket atılıyor doçkanın ateşinin geldiği yöne.. Doçka ateşi kesiliyor..

    Yan mevziye biraz daha süründükten sonra ulaşıyorum.. Bir asker yaralanmış yatıyor..

    Ağır makineli ateşi kesilince karakoldan bizimkiler koşar adım dışarı çıkmaya ve mevzileri doldurmaya başlıyorlar.. ilerde hakanı görüyorum.. Elinde g3ü bir yandan ateş ediyor bir yandan da koşuyor.. Mevzilerden birine atıyor kendini..
    ···
  4. 27.
    0
    baskın!!! diye alabildiğine bağırıyorum..

    Kanasın sesini duyan bizimkiler bizim odadan ateş etmeye başlıyorlar.. Sonra bir füze nöbetçi kulubelerinden birini vuruyor.. Etraf birden aydınlanıyor.. Sonra yaylım ateşi başlıyor.. Karakoldaki atış sesleri artamadan ağır doçka ateşiyle kesiliyor..

    Siperden başımı bile kaldıramıyorum.. ilk ateş edilen yer benim mevzim olduğundan göz önündeyim.. El bombası ya da bir roket atılmadan mevziyi terk etmeye yan mevziye doğru hareket etmeye başlıyorum.. Karakoldaki sesler doçka şarjör değiştirirken tekrar başlıyor..
    ···
  5. 26.
    0
    Ranzanın dibinde duran g3ümü alıp kapıdan dışarı çıkıyorum..

    Karakolun kapısını açıp ön taraftaki mg3 mevzisine doğru hareket ediyorum.. Etrafta çıt sesi bile yok.. Postallarımın altındaki mıcırın çıkardığı sesten başka hiçbir ses yok..

    Ay yok.. Gece kapkaranlık..

    Mevziye varıyorum.. Bizim Manisalı Hakanın gitmesini fırsat bulup silahın üstünde uyuya kalmış.. Kalk lan kalk diyorum..

    irkilip kalkıyor ve bana dönüyor gözleri yarım açık.. Uyumuyordum ben dalmışım komut..

    Sözü bitmeden sol taraftaki mevzinin kum çuvallarının üstüne yığılıveriyor.. Sol yanağından giren mermi delğinden oluk oluk kan fışkırıyor..
    ···
  6. 25.
    0
    iyi diyor.. Bizim mg3çü ile beraber uyursunuz...

    Yine mi uyuyodu lan diyorum...

    Yok lan diyor.. Uyumasın diye başında durdum diyor.. Ama baya uykusu gelmişti diyor..

    Beyler diyor alt ranzada yatan asker.. Konuşcaksanız dışarı gidin uyumaya çalışıyoruz burda..

    Neyse diyorum bizim Hakana.. kalkıp dolaba gidiyor çıkardığı parkasını astığı yerden alıp giyiyorum.. afferin lan ısıtmışsın ne güzel parkayı diyorum.. Ben bizim Manisalının yanına bi gideyim o zaman..

    Sen de yatağı ısıtmışın ne güzel diyor.. Bi güzel sokuluyor yatağa.. Selamımı söyle ona

    . Alttaki asker mırlanmaya devam ediyor..
    ···
  7. 24.
    0
    --spoiler--
    3. kısım
    --spoiler--

    Kaçakçılığı önleme amaçlı öyle sadece gözüksün diye yapılan bu korunmasız duvarları kağıt gibi ince karakoldaki 8. gecemiz.. Çok çatışmaya girmiş olsam da geceleri bu karakolda sebepsiz içimi bir korku kaplıyor.. Tam uykuya dalacakken sanki biri pencereden bir kaleşlikof dayayacak ve içeriyi yaylım ateşine tutacakmış gibi geliyor..

    Yastığımın altında küçük bir tekli gece görüş dürbünüm bile var.. checkmaster kasaturamın yanında.. Bazen çıkarıp yattığım yataktan doğrulup penceremin görüş alanını kontrol ediyorum.. Rüyalarımda kendimi uyurken bir kanasın dürbününden izliyorum çünkü..

    Bazen uyuyup uyumadığımı bile anlayamıyorum..

    Saat gecenin 3.ü.. Hakan nöbeti devretmek üzere odaya giriyor..

    Kalk lan diyor kasaturayla üstteki ranzama uzanıp omzumdan dürtüyor.. Nöbet sırası sende..

    Uyumadım galiba zaten diyorum..
    ···
  8. 23.
    0
    Üsteğmen iyi diyor.. Peki aydınlatma fişeği ?

    Komutanım en sonuncusunu bir hafta önce açılan taciz ateşinde kullanmışlar.. Maalesef diyor..
    Üsse bildirmişler ama bize buraya gelirken bilgimiz yoktu komutanım diyor..

    iyi diyor.. Yanımızdakileri kullanırız.. Yeter değil mi deyip bana dönüyor..

    Yeter komutanım diyorum.. Sadece bende 2 tane aydınlatma fişeği ben de var..

    Sen diyor bana dönük.. Selçuk.. Kendine iyi bir yer bulabildin mi ?

    Buldum komutanım diyorum.. Karakolun çatısı atışa çok uygun.. Görüş alanı da fena sayılmaz..

    iyi diyor ve tekrar Tuncaya dönüyor..

    Bizimkilere söyle nöbetçileri kontrol etsinler bu gece de diyor.. Dün gece aşağıdaki mg3 mevzisinde biri uyumuş gene diyor..

    Tuncay
    biz emrettiğiniz gibi 2şer saat arayla uyuyoruz daima 2 kişi ayakta komutanım diyor..

    Bu şerefsizler bugün yarın saldıracak diyor.. istihbarat var.. Herşey size bağlı diyor..

    Sonra susuyor.. Önündeki haritaya gözü kayıyor.. Bize dönüyor.. Gidebilirsiniz sakince..
    ···
  9. 22.
    0
    Üsteğmen yayıldığı koltuktan gayet duygusuz bir şekilde Afferin oğlum diyor.. Kafasını bir haritaya bir Hakana zütürüyor..

    Sonra üstteğmen Tuncay'a dönüyor.. Cephanelik sayımını yaptınız mı oğlum diyor..

    Tuncay yaptık komutanım diyor..

    Peki neyimiz varmış diyor..

    Komutanım 3 tane mg3ümüz 1 tane biximiz var..28 tane g3 tüfeğimiz 5 tane mp5imiz 2 tane kanasımız var..
    ha bir de rpgmiz var ama 2 tane füzesi var.. bir de 12 adet taaruz tipi el bombası komutanım diyor..

    Mermi durumu nedir'' diye soruyor üsteğmen..

    Komutanım 7 kutu mg3 ve bixi için kullanacağımız 7.62lerden var .. kutularda 2 şerit var 200 mermiden 1.400 mermi yapar.. yaklaşık 2500 tane de tekli 7.62 mermimiz var.. çoğu şarjörlenmiş halde komutanım..
    ···
  10. 21.
    0
    Biz de kalkıp üsteğmenin odasının kapısını çalıp içeri giriyo ve selam duruyoruz.. Emredin komutanım deyip dikilmeye devam ediyoruz.. Sonra oturun emriyle oturup üsteğmeni dinlemeye başlıyoruz..

    Önündeki haritaya bakan üsteğmenimiz ise biraz düşünceli gözüküyor.. Sonra Hakana dönüyor..

    Hakan diyor.. O sana araziye çıktığımızda yanındaki kısa dönem askerle söylediğim şeyi hallettiniz mi diyor..

    Hakan saniyeler içinde düşünüp
    Emrettiğiniz gibi komutanım.. Haritadan ölçüm alıp arazideki kaçış yollarına topçu ateşi için gerekli işaretleri koyduk.. Haritada koordinatlar da su gibi ezberimizde..

    Üsteğmen eline kalem alıp Hakana uzatıyor ve işaretlediği yerleri göstermesini istiyor..

    Hakan kalemin arkasıyla haritayı kirletmeden.. Komutanım Şurayı.. Şurayı ve şurayı işaretledik..
    ···
  11. 20.
    0
    Karakoldakiler yani bizim 12 kişilik takımdan olmayan karakolun asıl sakini askerler kıdem gereği biz ne izlersek onu izlemeye mecburlar.. Kumanda Hakanın elinde.. Haber saati olmasına rağmen bütün karakol açtığı müzik kanalını izliyor istemsizce..

    Hakan bana dönüyor.. Belki diyor '' bizim şarkımız çıkar..'
    Oğlum haberleri açsana millete ne sizin şarkınızdan diyorum.. Arkamı dönüyorum.. ip gibi sıra sıra dizilmiş birkaç sap bön bön bize bakıyor.. Geri önüme dönüyorum..
    Lan ne haberi .. Her yer cinayet tecavüz hergün aynısı farklı kişiler işte diyor..
    Haklısın dıbına koyim diyorum..Kim karısını vurdu kim çocuğunu sattı kim kimi soydu..
    Anlamadımdiyor..
    Yok yok öyle içimden konuşuyorum'' diyorum..

    Sonra bir asker yanımıza geliyor selam duruyor.. ve üsteğmenin bizi çağırdığını söylüyor.. Daha doğrusu yanına gelmemizi emrettiği söylüyor..
    ···
  12. 19.
    0
    15 dakika daha araziyi taradıktan sonra telsizi açıp bizimle birlikte araziye pusu atan time dönüyorum ..

    Saate bakıyorum.. Havanın kararmasına yaklaşık 1 saat var.. Telsizi elime alıyorum.. Taştepe 5 konuşuyor.. Taştepe 5 konuşuyor.. Burada bir hareketlilik yok diyorum.. Diğer Taştepe 1-2-3-4 ve 6 da durum bildiriyor.

    Bu konuşmadan birkaç dakika sonra üstteğmen Taştepe 1 konuşuyor diye telsizden sesleniyor.. Hadi diyor toplanın karakola dönüyoruz bu kadar yeter..

    Hakana dönüyorum telsizi duymamış hala araziye bakıyor.. Hadi lan diyorum Hakana. Komutanı duymadın mı.. Hava kararmadan karakolda olmamız lazım.. Daha onca yol yürüyeceğiz.. Telsizi de kapatma bi daha..

    Bir saatlik yürüyüşün ardından karakola varıyoruz.. Silahlığa silahları bırakıp iştima yapıyoruz.. Sonra yemekhaneye gidip akşam yemeği yiyoruz.. Fakat itiraf etmeliyim ki araziye mevzilendiğimizde aç kalmayalım diye tümenden yanımızda getirdiğimiz konserveler bu yemekleri 3e 4e katlar.. hem de soğuk halliyle..

    Yemekten sonra yemekhanede Hakanla beraber televizyona bakmaya devam ediyoruz..
    ···
  13. 18.
    +1
    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  14. 17.
    0
    Başka sohbetin yok mu lan senin diyorum.. dıbına koyduğumunun pınarı.. Ne zaman Hakanla beraber bi yere mevzilensek pusu atsak mayın devriyesi yapsak bu kızın mevzusu geçiyor.. 2 aydır aynı muhabbet yolda görsem kızı tanıycam lan artık anlattıklarınla..

    Dürbünden gözünü alıyor bana bakıyor.. Ben de kanastan gözleri çekiyorum gözgöze geliyoruz.. Napiyim oğlum seviyorum diyor..

    Eee anlattın işte kız seni terketmiş.. Ne diye seviyosun oğlum hala unut artık diyorum..

    Unutulmuyo işte öyle ha deyince diyor..

    Konuyu dağıtmak için şurda bi hareket mi var lan diyorum.. Hemen kafasını eğip dürbünüyle benim baktığım yöne bakıyor.. 2-3 dakka bakıyor.. Yok oğlum orda bişey diyor..
    ···
  15. 16.
    0
    ve hoop bir bakıyorsunuz kendinizi bir dağın başında elinizde bir Kanas, tepelik bir yere pusu atmış saatlerdir silahın dürbününden araziyi tarıyorken buluyorsunuz..

    Yanımda dürbünle araziyi benle birlikte tarayan Hakan'a bu soruyu sormam gerek.. Hiç kımıldamadan ve pozisyonumu bozmadan fısıldıyorum.. Bu kamuflajın içinde bu dağın başında ne arıyorum diye soruyon mu lan kendine ?

    Yoo diyor ve susuyor.. Dürbününü sağa doğru hafifçe çevirirken devam ediyor.. Ne aradığımız belli zaten diyor..

    Onu demiyorum lan diyorum..

    Ben onu diyorum işte diyor Elinde silah olan kahverengi kıyafetli birilerini arıyoruz.. Tıpkı önceden yaptığımız gibi..

    Susuyorum.. Biraz daha etrafı kolaçan ediyorum ama saatlerdir olduğu gibi kıl bile kımıldamıyor gibtiğiminin arazisinde..

    Özledim lan diyor Hakan.. Etraftaki sakinlik onun da canını sıkmış olacak ki benim gibi içinden düşünmeyi bırakıp birşeyler söylüyor.. ''Çok özledim sevgilimi..'
    ···
  16. 15.
    0
    --spoiler--
    2. kısım
    --spoiler--

    Bu kamuflajlı elbisenin içinde bu dağın başında ne aradığım sorusu ara sıra da olsa kafamı kurcalıyor hala.. En azından bu dağın başında ne aradğım konusunda birkaç fikrim var. Yani helikopterle 2 gün önce geldiğimiz bu dağdaki işimizden bahsediyorum..Üsteğmenimizin emrettiği gibi bir hafta bu karakola destek olmaya geldik.. 12 komando..

    Askerlikte 4. ayımdayım.. Şafak sayan askerlerden değilim aksine burayı seviyorum bile.. Herşeyin ne kadar çabuk değiştiğini ve daha da değişirse bu çılgın değişimin hangi sürede gerçekleştiğinin hesabını yapabilmek için geçen günleri aklımda bulunduruyorum, hepsi bu..

    Eskiden yediğimin iki katı yiyorum şimdi. Aynada gördüğüm kişi eski benden 20 kilo daha ağır.. Daha cüsseli.. Eskiden çekebildiğim şınavın artık 2 katını rahatça çekebiliyorum..
    Sadece fiziksel değil.. Ruhsal olarak da çok değiştim.. Artık aynada gördüğüm kişi kendinden daha emin bakıyor.. Ruhen de güçlü.. Daha sert.. Daha acımasız..

    75 günlük bir eğitimle insan bambaşka birisi olabiliyor demek..

    Koşular süründürmeler şınavlar mekikler barfiksler dayaklar.. Parkurlar etaplar atışlar.. Özel dersler ve gece eğitimleri.. Arazi eğitimleri silah eğitimleri ..
    ···
  17. 14.
    +1
    iyi gibiyse okuyacağım sonra. takibe aldım.
    ···
  18. 13.
    0
    Bu cümlelerim belki sizlere biraz acitasyon gibi gelebilir. Demek istediğim ben bu cümleleri kurarken bu şüpheye kapılıyorum bazen.. Geçmişimde ne zaman bir gezintiye çıksam hep içimde acaba olanları ben mi büyütüyorum.. Herşeyi trajik hale ben mi getiriyorum diye düşünüyorum. Belki de bu çekilmez katlanılmaz işin sorumlusunu bulmak isteyişimden bu şüphelere düşüyorum bilmiyorum.

    Herhangi bi okulda okumadığımdan 20 yaşıma girmeden askerlik yoklamam geldi. Lise diplomam da yoktu ve tecil de ettiremezdim. Bunun olacağını biliyordum.. Yani askerlikten bahsediyorum.. Sonuçta okumuyordum ve askerliğim geldiğinde durum bu olacaktı.. Fakat durumu önceden bilsem de herhangi bir çözüm bulamamıştım.. Çözüm derken.. Problem askere gitmeme meselesi değil elbette.. Ben askere gittiğimde annemin ve kardeşimin benim işten kazandığım para olmadan ne yapacağı meselesiydi.. Annem akrabaların yanında kalmayı uygun görüyordu ama bu benim pek içime sinmemişti. Akrabaların hiçbirisisini sevmiyordum ve onlara el açmasına da gönlüm razı değildi ama elimden de maalesef birşey gelmiyordu. Zoraki razı oldum bu duruma..

    Sonra acemilik. Askerliği yapanlar vardır aramızda.. Bilirsiniz acemi birliğinde atış taliminde tüfekle 3 tane atış yaptırırlar. 200 metre ilerinizde duran hedefe tüfeğinizi doğrultur ateş edersiniz.

    70li yıllardan kalma , sizden çok daha yaşlı bir silah.. 3 atış, 3 boş kovan ve 3 yerinden delinmiş bir hedef kağıdı.. işte bu kombinasyon bir anda hayatınıza yön verebiliyor.. En azından benim öyle oldu ve buradayım işte..
    ···
  19. 12.
    0
    Aslında şöyle düşününce herşeyin kırılma noktası askerliğimde yaşadığım olaylar gibi geliyor..
    Fakat elbette buna destek birsürü sebep de sayabilirim.. Babasız büyüyüşüm.. Arkadaşlarımın bu sebepten aşağılayışları.. Belki bunlar da sebeptir bilmiyorum.. Dalga geçilişlerim..
    Bir bin oluşum.. Evet belki bu bir etkendir.. Belki herşeyin asıl kırılma noktası da budur..
    Yaşadığımız maddi zorluklar.. Kardeşimin de benim yaşadıklarımı yaşayışını çaresizce izleyişim.. Annemin yaşadığı zorluklar.. Olabilir bunlar da olabilir evet.. Çocuk yaşta para kazanmak için okuldan ayrılıp işlere girişim.. Olabilir..

    Bir gecekondu da doğmuşum.. 1 saat önce içinden çıkıp buraya geldiğim ve şu bütün hikayeye tanık olan gecekondu.. Babam ben 4 yaşındayken ölmüş. Olabiliyor bazen böyle şeyler.. insan 30lu yaşlarının başındayken de ölebiliyor. Bir gece uyumuş ve uyananamamış. Yattığı yatağından almışlar babamı ve toprağa yatırmışlar.. Çocukluk hatıralarımı kurcaladığımda birşeyler hatırlamaya çalıştığımda hayal meyal bazı şeyler çıkıyor.. Ama bunlar gerçek mi yoksa çocukken kendi hayal dünyamda kurup sonra gerçeklik ile hayal arasında kalan birşey mi bunlar bilemiyorum..
    Evimize bir ambulansın geldiğini hatırlıyorum sabahın ilk saatlerinde.. Annemin kucağında daha aylık kardeşim ile ağladığı ve benim orada dikilip evin içinde dolaşan beyaz önlüklü kişileri merakla izlediğim birkaç anı hatırlıyorum.. Salonun ortasında gezen adamları izlerken, onların arkasında masada duran o çok sevdiğim oyuncağımı farkettiğimi hatırlıyorum..
    ···
  20. 11.
    +1
    ben ceyhun bu arada yanlis olmasin
    ···