Bölüm 6 : Dünyayı sevmek

Lusifer gece huzurlu bir şekilde çıkmış öylece bilmediği yerlere doğru yol alıyordu. Dünya o kadar kötü değildi. Fakat herşey , herkes bir karmaşa içindeydi. Öfke , sevinç , şehvet , üzüntü. insanlar ne kadar yoğun yaşıyorlar hayatı. Her dakika duyguları değişiyor ve bambaşka insanlar oluveriyorlardı. Anlamakta zorluk çekiyor ve bazen cidden anlayamıyordu.
Emily
Nereden aklına gelmişti şimdi. Fakat onu düşünmek kendini bir garip hissettiriyordu. O güzel yüzü ve siyah saçları. Dümdüz dişleri vardı Emily'nin gülüşü ise insana mutluluk veriyordu.
'' Bu da ne dıbınakoyım gibtirme Emily'ni kes şunu Lusi.
Lusifer yolda yürümeye devam ediyordu. ileriden gelen ve sallanan bir insan görür gibi oldu. Doğruydu kendisine doğru sarhoş bir adam geliyordu. Lusifer güldü.
Aptal''
Sarhoş iyice yakınlaştı gözlerini Max'in yüzüne dikmiş dikkatlice bakıyordu.
Bana zarar vermeyi düşünüyor pekekent.
Adam Lusifer'e yakınlaştı , yakasından tutarak :
- Naber delikanlı , diyerek suratına geğirdi.
Lusifer aşırı derecede soğukkanlıydı ve hiçbir tepki vermedi. Adam birşeyler geveliyordu ağzında . Sarhoş Max'den para istiyordu. Ama Lusifer'in adama 5 kuruş kaptırmaya gönlü yoktu.
- Delikanlı eğer para vermessen canının yanacağından emin olabilirsin.
Adam Max'i tartaklamaya başlamış ve bağırıyordu. Lusifer hala bir tepki vermiyordu. Adam Max'in tam suratına bir yumruk attı. Lusifer daha önce bildiği üzere yumruktan o kadar kolay sıyrıldı ki sarhoş bir an yere kapaklanıyordu. Adam sinirlendi. Para alamacağını anladı ve belindeki bıçağı çıkararak sallamaya başladı.
Aptal. Bana elindeki demir parçasıyla zarar veremezsin.
Lusifer şimdiye kadar ne konuşmuş ne de bir tepki vermişti fakat şimdi biraz kıpırdanmış ve gözlerini daha çok açmıştı. Adam bıçağı tam Max'in koluna saplayacaktı ki Max son anda kenara çekildi. Kolu sıyrılmı ve kanıyordu. Adam güldü. Lucifer koluna bakakaldı. Bir süre akan kanı seyretti. Aniden bir kahkaha patlattı. Gözleri parlıyordu sonunda Max'in. Gözlerini sarhoşun gözlerine dikti.
- Geliyorum seni huur çocuğu.
Lusifer adamın üzerine atıldı. inanılmaz bir gücü vardı. Adamı yere yatırıp boğazını sıkmaya başladı. O kadar güçlüydü ki adam 2 saniyede mosmor olmuş ve nefes alamıyordu. Lusifer bıraktı. Yerdeki bıçağa gözü ilişti ve aldı. Bıçağın üstündeki kanı yaladı. Gülüyordu , bu sefer daha dehşetli bakıyordu. Artık zevkten uçmuş bir şekilde adamın üzerine yürüyor ve kahkaha atıyordu. Adama yaklaştı. Sarhoş adam yer uzanmış yarı baygın bir halde yapma diyordu. Lusifer bıçağı adamın göğsüne dayamıştı. Yavaş yavaş batırmaya başladı bıçağı adamın bedenine. Adam çığlık çığlıa bağırıyor fakat Lusifer tek eliyle ağzını kapatmış onu zaptedebiliyordu. Bıçak daha derine indi. Lusifer gözü dömüş bir şekilde gülüyor ve zevk alıyordu. Bıçak yavaş yavaş aşağı doğru inmeye başladı. Adam bayılmıştı ve Lusiferin ağzını kapattığı el kandan kıpkırmızı olmuştu. Lusifer adamın bedeninde baştan aşağı adamı öldürmeyecek şekilde bir yarık açmış ve izliyordu. Bundan zevk aldığını gördü ve gülümsemesi birden kayboldu.
Daha ilk günden taku yedim galiba. Neyse gibtir et zaten biraz sonra bebekli bir kadına tecavüz edecekti şerefsiz. Aslında oda fena olmazdı ama kendimi tutamadım ne yapayım.
Bütün bu vahşeti normal gibi geçiştirmiş üstünü başını nasıl temizleyeceğini düşünmeye başlamıştı bile.

BÖLÜM 5 : Gece
Ah dondurmayı nasıl yalıyor gibtiğimin huurları !
Lusifer'in gözleri kızlardan ayrılmıyor , hep onları nasıl becerebileceğini düşünüyordu.
Koskoca Lusifer 2 tane insan dişisine iç geçiriyor anasını gibeyim diyerek iç geçirdi. Saat akşam 9 olmuştu ve hala yürüyorlardı. Emily :
-Hadi bizim eve gidelim hep beraber bugün ailem yok . diyerek arkadaşlarını davet etti. Lusifer gülerek :
- Kabul etmemek olmaz tabi biralarda benden o zaman !
Hep beraber evin yolunu tutmuş yürüyorlardı. Ev 2 katlı kendilerine ait ve bahçeliydi. Dışı beyaza boyanmış olan evin birde çatı katı mevcuttu. Eve girdiler. Emily arkadaşlarına oturmalarını söyleyerek biraları ve yiyecekleri hazırlamak için mutfağa gittiler. Diğer iki erkek aralarında fısıldaşıyorlardı .
- Oğlum her hafta bu toplantıyı yaparız ama bugün yalnızız uff.
Koca zütlü ve gözlüklü olan ise gibini göstererek :
-Kıpırdanmaya başladı bile . diyerek kahkaha patlattı.
Lusifer o sırada evi inceliyor ve içinden arkadaşlarına küfürler saydırıyordu.
dıbınakodumun ergenleri hayallerinizi gerçekleştirmek isterdim fakat şuan bu lanet olası binin içindeyim.
- Biralar hazıır !!
Emily , biraları ikram ettikten sonra oturdular. Emily'nin sarışın ve tatlı arkadaşı bilgisayarı getirdi ve arkaya hafif bir şarkı açtı. Emily ayağa kalkarak :
- Evet arkadaşlar bu haftaki toplantımızı açmış bulunmaktayım bugünün konusu kötülük . Herkes düşündüklerini anlatabilir.
Bu 5 arkadaş her hafta birinin evinde toplanır ve sohbet ederlerdi. Ama bu sohbet resmi bir eda ile gerçekleşirdi.
Şişman ve gözlüklü olan başladı :
- insanlara kötülük şeytan tarafından yaptırılır bu yüzden öbür dünyada yaptığımız kötülüklerden yargılanmayız.
Arkasından Emily'nin sarışın arkadaşı söze atıldı :
- Bence kötülük insanların doğru ve iyiyi görebilmesi için tanrı tarafından gönderilen bir lütufdur.
Emily :
- Bende katılıyorum . Ama bu lütufu şeytan insanlara zarar vermek için kullanıyor.
Lusifer sonunda dayanamadı ve söze atıldı.
- Sizi aptallar ben asla insanlara birşeyler yapmasını emretmiyorum. Sadece sizin içinizdeki gizli ve bastırılmış arzularınızı gün yüzüne çıkarmayı sağlıyorum ve siz aciz ve zayıf yaratıklar kendi istekleriniz üzerine yapıyorsunuz kötülükleri. Bunda ne benim payım ne de babamın bir parmağı vardır. Kötülük siz insanlarla birlikte ortaya çıktı. Sizin o güçsüz ve iğrenç düşüncelerinizden ! Lusifer farketmediği halde ayağa kalkmış ve dik bir pozisyon almış bir şekilde buldu kendini. Arkadaşları onda dik dik bakıyor ve ağızları açık kalmıştı. Lusifer sonradan farketti ki kendisi Max'ti . Lusifer değil. Cümlelerini toparlamaya çalıştı ve yerine oturdu. Arkadaşları fikrini çok beğendiklerini dile getirdi ve onun bu kadar konuşkan olduğunu bilmediklerini. Demek bu bin özgüvensiz , silik ve ezik tiplerden biriymiş. Neyse artık Lusiferin kontrolünde ve daha çok işler başaracağız bu huur çocuğuyla. gece saat 12 olmuştu ve muhabbet devam ediyordu. Lusifer sözlere karışıp bir önder gibi onların laflarını düzeltiyor , arada bir geçmişten örnekler veriyor. Nasıl bildiğini sorduklarında ise tarih ile ilgilendiğini söylüyordu.
içimde kıpırdanmalar hissediyorum. Acaba bu kızlardan birini becerdimi bu bin ?
Gözleri kızların vücutlarından hiç ayrılmıyordu. Bu faniler ne kadar aciz olsalarda çok güzeller dıbınakoyayım. Toplantı bitmiş ortalık toparlanmaya başlanmıştı. Şişman ve gerizekalı olan :
- Neyse o zaman biz gidelim artık geç oldu ailem merak etmiştir.
diyerek ayaklandır.
Gerizekalı
Lusifer'in gitmeye hiç niyeti yoktu fakat oda arkadaşlarıyla birlikte kalkmak zorunda kaldı ve eve doğru yürümeye başlamıştı.
Gece . Çok karanlık ve sessiz. Lusifer bu havaya bayılmıştı. Kızgın alevler ve çığlıkların olmadığı bir yer Lusifer için en iyi yer sayılabilirdi. Cehennemide sevmiyor değildi fakat bu ona asırlar önce unuttuğu bir duyguyu hatırlatıyordu Huzur...

BÖLÜM 3 : Aile

-Maximillian sofrayaa!
Ortalığı bulanık görüyordu lucifer. "Acaba boyutlar arası yolculuklarda böylemiydi ? "
Yatağının yanındaki şifonyerde bir gözlüğe rastladı. Aldı ve taktı. Ortalık netleşmişti , daha iyi görebiliyordu.
"Sonunda hd kanala geçtik dıbınakoyayım"
Lusifer üstüne birşeyler almadan aşağı doğru yürümeye başladı. Altında sadece önü ıslak ve cıvık bir şekilde duran kilodu vardı.
-Max bu ne hal çabuk üstüne birşeyler al !
Bu kadın da kimdi annesimiydi acaba ?
Uzun boylu kıvırcık ve esmer saçlı, tahminen 35-40 yaşlarda ciksi bir kadındı annesi. "Üff bu da ne böyle . Bu benim annem mi şimdi ?"
Üstüne birşeyler alıp gelen lusifer masada oturan gözlüklü , hafif şişman kelli felli bir adam oturuyordu babasıydı.
"Demek bu afeti her gün beceren pekekent bu"
Lusifer sofraya oturdu. Önündekilere baktı. Hayatında hiç yemek yememişti bu ilk olacaktı.
Elini direk patates kızartmasına daldırdı ve ağzına zütürdü. Ağzı yanmaya başlamıştı. "Yanmak" bu hissi çok iyi biliyordu. Lezzet. "Muhteşem birşeymiş bu. Milyonlarca yıldır böyle zevk veren birşey yaşamamıştım"
-Max! Çatalla ye şunu.
"Tamam güzelim sen iste"
Lusi yemeğini bitirmiş buzdolabında yiyecek birşeyler arıyordu. "Mm lezzetleri tadmak muhteşem birşey . Babam cennettekilerden biraz aşağı yollasa hiç fena olmazdı"
-Max tatilin nasıl gidiyor ?
Lusifer çoğu kelimenin anldıbını ve neden kullanıldığı halde bunlara verilecek cevapları otomatik veriyordu.
-iyi güzelim senin nasıl gidiyor.

"Bu kelimeyi kullanmamalıydım herhalde "
-Sevindim bugün arkadaşlarınla buluşacaktın gidecekmisin ?

"Arkadaş ? Lusiferin hiç dostu olmazdı. Sadece zütünü yalamaya çalışan iblisler vardı"
-Tamam anne biliyorum.
"Anne" . Lusifer bu kelimeyi milyon yıllık hayatı boyunca hiç kullanmamıştı . Acaba neden ? Hiç düşünmüşmüydü ?
Lusifer telefonuna bakmak için yukarı çıktı. Nasıl kullanıldığını bilmediği halde becerebiliyordu.
Emily : Hey max bugün saat 2 de parka gel.
"Emily". Bu isim bir yerden tanıdık geliyordu acaba cennette tanıştığı bir melekmiydi ?
Hazırlanmaya başladı. Saat 12.35 geçiyordu. Banyoya girdi . Soyundu. O anda altta birşeylerin kıpırdadığını hissetti ve baktı. Güldü. "Merhaba küçük yardımcım"
Asırlardır insanları günaha sürüklemek için kullandığı işini epey kolaylaştıran , Tanrı'nın hata yaptıgını düşündüğü tek şey :
"damarlı bir penis"
Oynamaya başladı zevk alıyordu. "Bu da ne dostum ahh" . Ne yapacağını biliyormuşcasına aşağı yukarı hareket ettiriyordu elini. "Zevk" . Biliyordu insanların bu zaafa düşkünlüğünü ama hiç tadmamıştı bu zevki.
Nefesinin tıkandığını hissetti "ahh" . Boşalmıştı. Gülüyordu lusifer. Kahkaha atmaya başladı. "Muhteşemm"
Bunu her gün her dakika yapabilirdi. Fakat sırası değildi.

BÖLÜM 10 : Şehvetin ilk adımları

Lusifer gözlerini Clara'nın üstünden ayırmıyor ve ona yaklaşmaya devam ediyordu. Claranın üstünde hiçbir şey yoktu sadece altında mavi bir iç çamaşırı bulunuyordu. Altı hafif ıslaktı. Gözlerini Clara'nın muhteşem kıçından ayırmıyor büyüleyii güzellikteki loplara tek tek övgüler yağdırıyordu.

Ah muhteşem görünüyorsun. Seni hissetmek istiyorum. Eminim ki içinde bulunduğum bu binte can atıyordur.

Parmaklarını, bir kelebeği incitmemeye çalışarak gibi hafif bir şekilde Clara'nın kıçı boyunca gezdirdi.

Ah cehennemin alevlerinin bir kısmını içimde getirdiğimi bilmiyordum.

Max'in penisi taş gibi olmuş altındaki pantolonun düğmelerini kopartacak kıvamda zorlamıştı pantolonu.
Clara herşeyden habersiz mışıl mışıl uykusuna devam ediyordu.

Seni istiyorum. Bu muhteşem vücudunun her yerini koklamak. Her yerini dudaklarımla ıslatmak istiyorum. dıbınakodumun insanı beni bu hale sokmayı nasıl başarıyorsun. Ah cehenneme bunlardan almak lazım. Biraz yanık kokarlar ama olsun.

Lusifer artık bütün benliğiyle Clara'ya dokunuyor. Her dokunuşunda elleri yanıyormuş hissi uyanıyor içinde.

Kendime oldum olası hakim olamam ama şuan neden bu huurnun üstüne atlayamıyorum anlamıyorum.
Sol elini pantolonunun içine atıp sağ eliyle Clara'nın narin bedenini okşamaya başlamıştı. Kıçını avuçlarının içine alıyor yavaş yavaş bacaklarına doğru iniyordu. Lusifer kızın üstüne atlamak ve onu oracıkta becermek istiyordu ama yapamıyordu.
Göğüsleri büyük ve şekilli olan Clara'nın bedeni Lusiferin gözleri tarafından sanki fotoğraf çekilircesine kaydediliyordu Lusifer'in beynine. Göğüslerini ellemeye başladı Lusifer. Sadece elleyerek muhteşem zevk alan Lusifer birde bunu becerebilirsem neler yaşarım acaba demekten kendini alamıyordu.
Sol eli hızlı hızlı pantolonunun içinde gel git yapıyor sağ eli ise Clara'nın vücudunu taciz ediyordu. Lusifer boşalmak üzereydi ve pantolonunu çıkararak Clara'nın o güzel kıçına patladı.

Ahh bu da ne dıbınakoyayım. Bunu en yakın zamanda tekrar yapmalıyım .
Clara yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Kıçının sağ tarafı sıcak ve beyaz sıvıyla kaplanmıştı. Lusifer gitme vaktinin geldiğini anladı ve dışarı çıktı. Clara yatak dönüyordu her döndüğünde kıçı beyaz çarşafı ıslatıyor ve yapış yapış bir hale geliyordu. Clara elini kıçına zütürdü ve dokundu . Gülerek Dün geceden kaldı herhalde diyerek tekrar rüyalara daldı.

NOT : Panpalar madem o kadar beğendiniz neden trendde değiliz

Bölüm 11 : Acı , kan ve zevk üçlüsü

Lusifer günlerini şehri keşfetmek ve insanları daha iyi tanımak için harcamaya başladı. Artık gece geç saatlere kadar dışarlarda duruyor , erken kalkıp tekrar şehri gezmeye çıkıyordu. Oturdukları semtin neredeyse tamdıbını ezberlemişti. Nerede ne pislik var hepsini öğrenmiş hepsini bir liste tutarak sıra sıra ziyaret etmeyi kafaya koymuştu.
Fakat içinde hala bir gariplik hissediyor, rüyalarında her gün kan ve kadınlar görüyordu. Bu onu zevkten deliye çeviriyordu. Arada kan görmek istediği için kollarını kesiyordu. O gece sarhoşun kolunu sıyırıp geçtiği an anlamıştı fakat emin olmak için denemeler yapmak zorundaydı. Lusifer'in bedeni Büyük acıları bile bir sinek ısırığı gibi hissediyordu.
Bunun nedeninin ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Cehennemde geçirdiği vakit. Orada bu fani dünyanın küçücük bıçaklarından kat ve kat daha büyük acılar yaşamış , acısız bir günü geçmiyordu. Her gün ölen biri için kolunun kanaması hiçbir şeydi.
Bu gece dışarıya çıkacaktı. ilk sırasında bilmem ne sokağındaki eskort bir kadını ziyaret edip sokak arasında becermek istiyordu.
Saat 21.00 olmuş Lusifer keşfini yarım bırakıp eve gitti. Giyindi. Artık daha yakışıklı ve kendinden emin görünüyordu. Sakallarını kesmiyordu. Bu onu 5 yaş daha olgun gösteriyordu. Yanına para aldı.

Zamanı geldi . Bu zevki tadmak için sabırsızlanıyorum.
Bilmem ne sokağına vardığında ortalık sessiz ve karanlıktı. Fahişenin yerini gayet iyi biliyordu. Yürüdü. Onu gördü. 25-27 yaşlarında esmer muhteşem vücutlu bir fahişe. Onun için kolaydı.
Parayı ver kukuyu çal. Bunu birkaç kez izledikten sonra öğrenmişti. Fahişenin yanına yaklaştı ve parayı gösterip takip etmesini söyledi. Fahişe Lusifer'in peşine takılmış kendinden gayet memnun havada ilerliyordu. Ara sokağın birinde fahişe demir bir kapıyı açtı ve Lusiferi içeri davet etti. Burası merdiven altında kurulmuş bir yataktan ibaretti. Ortalık fena halde pislik ve döl kokuyordu. Fakat Lusifer bunlara kafa yoracak zamanda değildi. Kadına belli bir miktar para uzattı. Fahişe gözlerini devirerek :
- Sadece anal ciks yapacağız. Fakat Lusifer onu tamamen elde etmek istiyordu.
Elindeki paranın yarısını daha uzattı. Fahişe gülümseyerek :
- işte şimdi beni istediğin şekilde becerebilirsin.
Lusifer gülümsedi ve soyunmaya başladı. Fahişe işini gayet iyi biliyor her yerini elliyordu. Fahişe soyundu altında siyah bir jartiyer , sütyenleri ise deriden yapılmıştı. Fahişe :
- istersen malzemeleri kullanabilirsin. diyerek bir dolabı gösterdi ve içini açtı. Dolapta kelepçeler , kırbaçlar , boyunduruk ve ağızlıklar , içi dikenlerden oluşan eldivenler mevcuttu.
- Hayır bunların hiç birini istemiyorum. dedi Lusifer. Penisini ortaya çıkardı.
Hiç fena değilmiş cidden.
Kadın eğilerek penisi avuçladı ve okşamaya başladı. Lusifer muhteşem bir haz alıyordu. Fahişe penisi ağzına aldı ve yalamaya başladı. Lusifer bir anda :
-Ahh
diyerek inledi. Muhteşem birşeydi bu. 5 dakika sonra Lusifer kadının yüzüne patladı. Ama ona bu kadar yetmezdi. Fahişe :
- Ohoo daha 50 dakikamız var ne yaptın.
diyerek somurttu. Lusifer gülümseyerek :
- Gerçekten bittiğini mi sanıyorsun ? dedi ve kadını ters çevirip kollarını arkada birleştirdi. Bu sırada saçlarını arkadan toplayarak çekti. Kulağına eğilerek :
- Daha yeni başlıyoruz...

Bölüm 13 : Geri dönmek

Lusifer ne kadardır dünyada olduğunu bilmiyor. Günlerini dolu dolu yaşıyordu. Herşeyi öğrenmiş gitmediği eskort kalmamıştı. Her türlü içkiyi denemiş , her türlü tütünden çekmişti. Arkadaşlarıyla 2 haftadır görüşmüyor. Ailesi ile doğru düzgün ilişki kuramıyordu. Zaten onun ailesi değildi. Arkadaşları bugün aramış bu akşam toplantı olacağını söylediler. Lusifer onları eve davet etti. Annesini ve babasını bir yere gönderebileceğini biliyordu. Kapı çaldı. Emily , Clara ve diğer iki züt gelmişti. içer girdiler. Oturdular.
Lusifer iyice bu dünyaya alışmış, insanlarla nasıl ilişki kurulacağını öğrenmişti. Zaten nasıl hareket edeceklerini tahmin edebiliyordu. O yüzden önemlerini alıyor veya ne söyleyeceklerini karalaştırıyordu.
Arkadaşlarına birer bira ve yiyecek şeyler hazırladı.
Emily yine o ciddi edayla :
- Evet arkadaşlar herkese toplantımıza katıldığı için teşekkür ediyorum.
Lusifer müziği çoktan hazırlamıştı. Emily :
- Bugünkü konumuzu hep beraber belirleyeceğiz. Ben başlıyorum. Bence iyilikten bahsedelim.
Clara başıyla onayladı.
Lusifer gülümseyerek :
- Ben ise bugün cinsellik konuşmak istiyorum.
Umarım ki bu züt oğlanları tahminlerimi boşa çıkarmazlar.
Oğlanlar sırıtarak onunla aynı fikirde olduğunu belirttiler. 2 ye 3 oyla cinsellik konu olarak belirlendi.
Lusifer başladı :
- Cinsellik bir çiftin birbirini mutlu etmesi ve cinsel ihtiyaçlarını gidermesi durumudur.
Bunları söylerken Emily'e dik dik bakıyor ve gözlerinde hiç bir duygu belirtisi bulunmuyordu.
Koca zütlü yağ tulumu olan :
- Bence cinsellik muhteşem bir zevktir.
Önceden çıplak kadın gördüğüne şüpheliyim ezik bin.
Emily öne atılarak :
- Bence cinsellik , tanrının ürememiz için verdiği bir zevktir. Eğer zevkli bir şey olmasaydı insanların soyu tükenebilirdi. Fakat bu zevk çoğu insanın başına bela açabiliyor.
Lusifer gözlerini Emily'nin dudaklarına kilitlenmiş söylediklerini tekrar ediyordu.

Bilmiyorum. Çok büyüleyicisin.
1 saat boyunca konuştuktan sonra birbirlerine birşeyleri itiraf etmeye zorladılar. Herkes birşeyler itiraf ediyordu.
Clara başladı :
- Biz Emily ile birbirimizin mahrem alanlarına girdik.
Lusifer baktı bunu zaten biliyordu. Oğlanlar şaşırmışa benziyorlardı.
Eminim ki kilotlarına boşalmışlardır bile.
Lusifer elini kaldırarak :
- Bende bir itirafa bulunmak istiyorum. Bunu biliyordum. diyerek güldü.
Emily ters ters baktı ve nasıl olduğunu sordu. Lusifer olanları anlattı. Tabii ki her şeyi değil.
Lusifer diğer iki züt oğlanı ile ilgilenmiyordu bile gözleri sadece Clara ve Emily'de idi.

KES ŞUNU SENi LANET OLASI

Lusifer başını tutarak yere kapaklandı. Beyninde inanılmaz bir acı vardı. Sanki kafasına milyonlarca bıçak saplanıyordu ki bunu yaşamıştı. Son günlerde bu ağrılar ve beyninde yankılanan kelimeler git gide artıyordu. Emily yanına geldi ve kafasını kaldırdı. Gözlerine baktı. Emily o anda öylece kaldı. Bu bakış 2 ay önce kendisini sevdiğini itiraf eden ezik Max'in bakışıydı. Son 20 gündür bu bakışı göremiyordu gözlerinde. Gerçi giblemiyordu onu ama olsun hoşuna gitmişti. Lucifer o anda anladı. Max hala buralarda bir yerlerdeydi ve son zamanlarda daha da güçlenmiş kontrolü eline almaya başlamıştı bile.

BÖLÜM 12 : Sadistçe bir zevk

Lusifer taş gibi olmuş gibini kadının dolgun kıçına sürtmeye başlamıştı.
içine girmek için sabırsızlanıyorum.
Eliyle kadının sulu vajinasını buldu ve gibini oraya doğru yönlendirdi.
-Ahhh
Artık içindeydi Lusifer önündeki fahişenin. Olağanüstü kuvvetiyle kadının kollarını kenetlemiş onun kıpırdamasına izin vermiyordu. Bir yandan kadının kulaklarını ısırıyor ve küfürler saydırıyordu. Artık git gel yapmaya başlamış kadının inlemeleri daha can alıcı olmuştu. Lusifer kadının sütyenini indirip uçları taş gibi olmuş göğüsleriyle oynamaya başladı fakat bir eli hala kadının kollarını tutuyordu.
Fahişe olduğu yerde kıpırdamadan Max'in gibini içinde hissediyor, bu kadar güçlü olduğu için içten içte iyice zevk duymaya başlamıştı.
-Ahh evet daha hızlı. Tahmin ettiğimden daha iyisn ve çok güçlüsün yakışıklı.
Lusifer bu iltifatlara o kadar aldırmadı. Git gel yapmaya devam ediyordu kadının zütüne her vurduğunda o sallanıyor insanın içi gidiyordu. Göğüsleri oldukça güzeldi fahişenin. Lucifer her vurduğunda dolgun göğüsler sallanıyor ve içini gıdıklıyordu. Lusifer'in içinde sadece karşısındakine sahip olmak ve ona acı çektirme isteği vardı. Kadını sırt üstü yatağa yatırdı. Bacaklarını iyice ayırıp içine girdi. Bir eliyle kadının suratını tutuyor ve gözlerine bakması için emir veriyordu. Diğer eliyle göğüslerine vuruyor ve sıktırıyordu.
Ahh muhteşem birşey. Daha fazla hızlanmalıyım. içimde sonsuz bir güç taşıdığımı biliyorum.
- Seni ağlatmak istiyorum küçük huur !
- Haha becerebiliyorsan yap bakalım ciksi şey..
Lusifer yüklendikçe yükleniyor kadın ise avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
- Ahh gerçekten çok güçlüsün.
Lusifer kadını dört ayak üstüne durdurup saçlarını eline doladı. Belini yere doğru bastırarak uzun ve damarlı penisini kadının züt deliğinde gezdirmeye başladı.
- Şimdi acıyacak !
Hızlı bir şekilde züt deliğine girdi Lusifer. Kadının canı o kadar yanmıştı ki acı dolu bir çığlık patlattı.
O anda Lusifer'in gözlerinde o geceki pırıltı belirdi. Vahşet.
O kadar hızlı girdiği için kadının deliğinden kan gelmeye başladı. Lusifer kanı görür görmez suratında bir gülümseme belirdi. Kadının kollarını tuttu kendine doğru çekti. O kadar hızlanmıştı ki inlemeler , nefesler ve etin ete temas sesi birbirine karışmıştı.
Lusifer kadının kollarını arkada birleştirip ellerini göğüslerine attı. Devam ediyordu. Git gel git gel. Kadını yere diz üstü çöktürdü ve ağzına gibini soktu. Kadının gırtlağına kadar giriyor , nefessiz bırakıyordu. Gözü dönmüş olan Lusifer dolaptaki eldivenleri gördü.
içleri küçük sivri çeliklerle kaplanmış deri bir eldiven. Bu işimi görür.
Kadından ayrıldı hızlıca eldivenleri eline geçirdi. Kadını tekrar dört ayak üstüne dikti. Bu sefer zütüne şaplaklar atmaya başlayınca kadının zütünde nokta nokta kan kümeleri oluştu. Lusifer bunları gördükçe hızlanıyor. Hızlandıkça daha şiddetli vuruyordu. Kadın bağırmaya başlamıştı.
- Ah yeter canımı acıtıyorsun çıkar şunları !
Lusifer kadının ağzını diğer eldivenli eliyle kapattı. Kadının yüzü acıyordu. Lusifer inanılmaz gücüyle kadının ağzını kapatıyordu. Çığlık atamıyordu kadın ve küçük çelik parçalar suratını delik deşik ediyordu. Kadın çırpınmaya başladı. Kurtulmak istiyordu.
Lusifer daha da hızlandı kadın dört ayak üstünde kıçı kanla kaplanmış , yanaklarından kanlar ve gözlerinden rimelleri akıyordu. Kadın ağlıyordu. Lusifer çaresizliğin, acının, zevkin ve korkunun verdiği muhteşem hissi yaşıyor ve sesli gülüyordu.
- Ağlamaya başladınmı seni huur dur daha bitmedi.
Bu aletler çok hoşuma gitti dıbınakoyım.
Lusifer kadının sırtına elini atıp bastırdı. Aşağıya doğru çekip kadının sırtını kanlar içinde bıraktı.
Kadını sırt üstü yatırdı. Yatak kanlar içinde kalmış kanın muhteşem kokusu Lusiferin burun deliklerine doluyordu. Sıcak ve boğucu bir hava.
Kadın sırt üstü yattığı halde hala ağzını açmamıştı. Kadın hüngür hüngür ağlıyordu. Fakat hiçbir şey yapamıyordu. Lusifer çok güçlüydü. Tek eliyle kendini kolaylıkla zaptedebilirdi.
Lusifer kadının göğüslerine tokat atmaya başladı. Göğüsleri kanamaya başladı. Sol eli ağzından hiç ayrılmıyordu. Sağ elinin baş parmağıyla kadının göğüslerinin arasından başlayıp göbek deliğine kadar bir yarık açtı. Kadın artık dayanamıyordu. Az sonra kendinde geçecekti.
Hayır bayılmadan bu işi bitirmeliyim.
Lusifer sol eliyle kadının kollarını üstünde birleştirdi. Sağ eliyle ise kadının boğazına sarıldı ve sıktırmaya başladı. Kadın son bir can havliyle bağırmak istedi fakat yapamadı. Çığlık boğazında tıkandı. Çelik parçalar boğazını deliyordu. Kanlar akıyordu her tarafa. Çelik parçalardan biri atardamara denk gelmişti. Kadın yavaş yavaş bilinicini kaybediyordu.
Lusifer'in gözü dönmüştü artık. Hızlandı hızlandı hızlandı...
Kadının suratı mosmor olmuştu ve her yeri kan içindeydi. Lusifer ölü bir kadının içine boşalmanın hazzını yaşıyordu. Kahkaha atıyordu. Hemde delice. Diliyle kadının vajinasını yaladı ve dudaklarında bu tadı gezdirdi.
Mmm. Muhteşem.
Lusifer , üstünü giyinmiş ve temizlenmiş bir şekilde dışarıya çıktı. Gökyüzüne baktı ve bir gülümseme çaktı.
Kadını öldürmüş olmanın pişmanlığı yoktu üzerinde
Şimdiye kadar yaptırdığı bütün kürtajların cezasını çekti. Zaten ileride esrardan sefil bir hayat sürecekti. Kenar mahallede bir eskort ölmüş. Eminim kimsenin gibinde bile olmaz.
Lusifer'in aklını karıştıran birşey vardı. Bu zevk geçen günkü Clara'ya dokunmasından çok farklıydı. Clara'ya dokunuşunda farklı şeyler hissetmişti. Onun bütün vücuduna zarar vermeyi dahi düşünemiyordu Emily içinde böyle. Fakat bunda sadece hayvanilik vardı. Korku, zevk, kan ve acı.
Tam benlik.

BÖLÜM 9 : Hakimiyet

- Naber Max.
Ah bu sese bayılıyorum.
-iyi Emily sen
- Max , senden birşey isteyeceğim. Marketten yiyecek birşeyler alıp bizim eve getirirmisin ?
Bu da ne dıbınakoyım. Lusifer senin uşağınmı ! demek istedi. Fakat içinden bir ses yapmasını söylüyordu.
- Tabii ki neler alacağım ?

Lusifer 20 dakika sonra Emily'nin evinin önüne gelmiş zili çalıyordu. Kapıyı Emily açtı. Üstünde bol bir tişört, altında açık mor iç çamaşırı vardı. Lusifer karşısında Emily'i böyle görünce birşey diyemedi öylece bakıyordu. Gözleri bacaklarına değdikçe içinde kıpırdanmalar oluyor.

Çok güzeller. Onlara dokunmak ve parmaklarımda hissetmek istiyorum. Bütün bedenini beynime kazımak ve ezberlemek istiyorum.
Lusifer Emily'nin sesiyle kendine gelebildi.

- içeri gelmek istermisin Max ?

Lusifer bu teklife hayır diyemeyeceği gibi büyük bir iştahla kabul etti ve içeriye girdi. Emily :

- Sessiz ol üst katta arkadaşım uyuyor.
Arkadaşı ? Bu huur çocuğu da kim ?

Lusifer içeri doğru girdi. Havada hafif ve ekşi bira kokusu burnundan içeri doğru hücum ediyor ve Lusifer'in ağzını sulandırıyordu. Bu içki denen şeyi dün gece tatmış ve beyninin uyuşması onda tarifsiz bir zevk uyandırmıştı.
Ortalık gece aceleyle çıkarıldığı belli olmuş kot pantolonları , tişörtler vardı. Hepsi bir köşeye atılmıştı. Demek ki Emily'nin ailesi daha gelmemişti.

- Ailen nerede ? diye sorabildi sadece Lusifer.

- Hala yurtdışındalar 1 haftaya döneceklerini söylediler. Yani daha kafam rahat. diyerek muhteşem gülümsemesiyle Lusifere doğru baktı.

Çok güzel.
Lusifer bu fani ve aciz yaratığa neden bu kadar hayran ve düşkün olduğunu hala anlamamış fakat kendini bu güzel duygunun akışına bırakmıştı.
Tuvalete gitmek istediğini belirtti ve yukarı çıkmak istedi. Fakat bunun altında kendine itiraf etmediği merak duygusu daha baskındı.
Kim bu şerefsiz ?
ileriyordu. Emily'nin odasının hangisi olduğunu bilmiyordu. Fakat aklına dün gece gördüğü çatı katı gelmiş içinde oraya bakmak için karşı konulmaz bir istek uyanmıştı.
Yavaş yavaş yukarı doğru çıkmaya başladı. Holde ve merdivenlerde atılmış çorapları gördü. Odaya yaklaştıkça yerde iç çamaşırlarına rastladı. Gitgide heyecanlanmaya başlayan Lusifer odada erkek bulunduğu takdirde kendine hakim olamayacağının farkına vardı.
Ama neden ?
Odanın kapısına yaklaştı. Kalbi git gide hızlanmaya , vücut ısısı artmaya başladı. Daha sık nefes alıp veriyordu artık. Kapıya elini yavaşça atıp açtı. içeride yatağın üstünde biri yatıyordu. Daha dikkatli baktı.
dıbınakoyayım !
Lusifer yatakta gördüğü kişinin kim olduğunu çözmeye çalıştı. Ne vardı isimlerini unutmasaydı. Sarı saçları , çilli ve tatlı suratı, muhteşem vücudu ve kavun gibi zütü olan Clara'ydı bu.
Her şeyi unuturum fakat bu ilahi güzellikte ki kıçını asla. Lusifer gülümsedi. Ve yüzünde geçen geceki pis ve korkunç gülümsemesi belirdi. Clara.

BÖLÜM 14 : Max'in Tutkuları

Lusifer uyandı. Saat öğleden sonra 3 olmuştu. Yataktan başını kaldırmadan gözlerini tavana dikti. Öylece bakıyordu. Sadece onu düşünüyordu. Emily. Neden son zamanlarda bir faniyi bu kadar düşündüğünü sonunda anlamıştı. Demek Max tüm benliğini kaybetmemiş hatta zamanla güçleniyordu. Bu da onun gitme zamanının yaklaştığını gösteriyordu. Kalktı ve lavaboya doğru gitti. Aynaya baktı. Şimdiye kadar neler yapmıştı. Düşündü.
iki kişiyi öldürdüm. Kullanılacak bütün pislikleri kullandım. Bir çok fahişeyle birlikte oldum. Anneme bakarak gibimi avuçladım. son söylediğine kısaca güldü. Şimdi ne yapabilirdi. Demek bu istek ve arzular Max yüzünden ortaya çıkıyordu. Ve yaptığı bazı iyi hareketler. Demek bir insanın dürtüleriyle bir vücutta yaşıyordu karanlıklar efendisi.
Kendine acıdı Lusifer. Babası kendini daha fazla aşağılayamayacaktı herhalde. Dışarı çıkmaya karar verdi. Tek düşünebildiği Emily di. Bir insan başka birine nasıl bu kadar sıkı bağlanabilirdi. Tek düşüncesi Emily olan bu Max'e bir iyilik yapmak istiyordu. Demek tüm benliğini kaybetmediyse bütün yaptıklarımı gördü ve hissetti diye düşündü. Gerçekten de her yaptığını gördüm. Fakat son günlerine doğru. ilk başlarda sadece rüya gibiydi kendimi kaybetmiştim. Fakat son zamanlarda bilincim yerine geldi. Her yaptığını gördüm bu şeytanın. Kadınlarla birlikte olması , cinayetleri. Sadece bedenin kontrolü bende değildi. Ahh Emily'e bir zarar verecek diye çok korktum.
Lusifer yavaş yavaş yürüyordu. Artık gitme vakti gelmişti öyle mi ? O zaman son zamanlarını iyi değerlendirmeliydi. Emily'i parka çağırdı. Emily 20 dakika sonra oradaydı.
- Selam Max naber ?
- iyidir Emily senden.
Lusifer'in yüzünde duygudan eser yoktu.
- Bir yerlere gidelim mi ?
Emily ciksi vücuduyla bir sağa bir sola kıvırtıyor :
- Ben Clara'ya gidiyordum. istersen sen de gel zaten çağırmamı söylemişti ne güzel bir tesadüf oldu.
Lusifer yine baskın gelmiş ve gülümseyerek kabul etmişti bu teklifi. Ben olsam ben de kabul ederdim.

Clara'nın evine geldiler. Clara kapıyı açtı. Lusifer'i görünce ilk önce şaşırmış sonrasında memnun bir ifadeyle içeri davet etmişti. Lusifer içeri geçti. Clara'nın evi büyük ve güzeldi. Salona mor renkte, koltuklar deriydi. Deri koltuklara oturdu.
En sevdiğim diyerek gülümsedi Lusifer.
Clara ve Emily mutfağa geçtiler. Bir şeyler hazırlamaya koyuldular. Lusifer bu piliçlerin ciksi vücutlarını inceliyordu.
işte yine bu his. Hiçbir fahişede bunu hissedemedim. Nedir bu ?
Emily elinde bilgisayarla geldi :
-Hadi film izleyelim.
Bunlar için vaktim yok ama akşam halletsem daha iyi olacak diyerek teklifi kabul etti. 3 tane film arka arkaya izlemişlerdi. Saat 00.35 olmuş ve son filmde bitmişti. Lusifer tam ağzını açacakken Emily biranında verdiği sarhoşlukla öne atılarak :
- Max sana bir şey diyeceğim. Bana açıldığın o günden beri çok değiştin. Yani eski Max değilsin artık ezik ve sessiz. Artık özgüvenli ve sert bir Max var karşımda. Seni bugün davet etme sebebimizde bu. Her gün Clara ile birlikte seni arzulayıp yatıyoruz. Sabahlara kadar birbirimize değişik ve zevkli muamemeler ediyor birbirimizi zevkten çıldırtıyoruz.

Bu da ne dıbınakoyım. Neler diyor bu kız. Bunları söylemesi gereken ben değilmiydim. Demek kadınlar da böyleydi. Lusifer hayretlerle Emily'nin dudağından dökülenleri dinliyor ve arada Clara ile göz göze geliyordu. O an bende Lusifer ile birlikte dinliyor ve hiçbir müdahalede bulunamıyordum.
- Bu gece de büyük gece olacak. Clara ve ben senin için buradayız bugün. Artık dayanamıyoruz. Her gece çılgın fakat sonuçsuz birliktelikler bize yetmiyor.

Lusifer bunları duydukça Max'e baskın geliyor ve yavaş yavaş ateşlenmeye başlıyordu. Artık kendine hakim olmak istemiyordu. Onlarda istemiyordu aslında.
Lusifer muzipçe gülümsedi :
- O zaman siz hanımları eğlendirmek benim vazifem. diyerek kafaya yarım şişe birayı dikti.
Emily ve Clara yavaş yavaş Lusifere doğru yaklaşıyor dudaklarını ısırıyorlardı. Lusifer gömleğini çıkaracaktı ki Clara :
- Şşş kıpırdama bütün işi biz halledeceğiz. diyerek gömleğinin düğmelerini teker teker açtı.
Emily yavaş yavaş Lusifere yakınlaştı ve dudaklarına yapıştı.
Ahh o kadar ateşli öpüyordu ki dudaklarım yanıyordu. Lusifer o an müdahale etmiyordu. Bütün kontrol bendeydi. Emily yanaklarımı sıktırıyor , dilimi şehvetle yalıyordu. Clara gömleğimin önünü açmış vücudumu yalamaya başlamıştı. ikisi birden ellerini gibime zütürüp oynamaya başladılar. Kotumun düğmelerini Emily açıyor bu sefer Clara ile çılgınça öpüşüyordum. gibim pantolonun içinden fırladı. ikisi birden önümde diz çökmüşlerdi bacaklarımı ayırdım ve kollarımı koltuğa attım. Şehvetle gibime bakıyor ve elliyorlardı. ilk başlayan Emily'di. Dili ile penisimin altını boydan boya yalamış bir yandan da taşaklarımı sıktırıyordu. Ahh muhteşemdi.
Güzel demi seni bin kurusu. Hoşuna gittimi.
Duyabiliyordum Lusiferi. Hala gitmemişti. Sadece olup biteni izliyor ve neler yapacağım konusunda beni uyarıyordu.
''Emily'nin kafasını tut ve gırtlağına kadar kökle.''
Dediklerini yapmaya çalışıyordum. Emily eline aldığı kocaman gib ile oynuyordu. Yalıyor öpüyor ve Clara' ya bakıp onun kafasını bastırıyordu bu sefer penisime. Emily'nin kafasını tuttum ve gibimi yavaşça ağzına sokmaya başladım. iyice kökledim. Emily öğürerek ağzından gibi çıkardı. Gülerek birdaha yapmamı söyledi. Tekrar yaptım. O sırada Clara taşaklarımı yalıyor ve emiyordu.
Daha fazla ateşlenmezsen kontrolü ben alıp ikisinide öldürebilirim yavşak herif.
Tamam lanet olası diyerek devam ediyordum. Ayağa kalktım üstümü çıkardım. Kızlar zaten soyunmuşlardı. ilk önce Emily'i yatırdım sırt üstü deri koltuğa. Elini uzatarak :
-Dur biz bakireyiz. Çok canımızı acıtma lütfen.
işte o an anlamıştı Lusifer neden fahişelerde bulamadığını bu anlamsız zevkin.
Bakire bir kız. Mmm ahh muhteşem bir şey. Ama sana bırakıyorum huur cocuğu çünkü artık çok fazla kuvvetim kalmadı.
Gözlerine baktım. Emily'di o. Aylar önce yüzüme bakmayan Emily şimdi kendisini becermem için bana yalvarıyor. Yavaş yavaş girmeye başladım. Kan geldi fakat tırnak kadar birşeydi. Emily inliyordu. Göğüslerinin uçları şişmiş elleriyle ovalıyordu. Ben yavaş yavaş içeri giriyordum. Clara arkamdan bana sarılmış Emily'i izliyordu. Emily kıvranıyordu olduğu yerde. Yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Artık zevkten terlemiş olan Emily'nin siyah saçları alnına yapışmış , yüzü kızarmıştı. Zevkten inliyordu.
Ona gözlerine bakmasına söyle.
-Gözlerime bak Emily !
Emily gözlerime baktı. O an bütün dünyayı önümde diz çöktürecek bir güce sahip olduğumu zannederek gülümsedim.
Aferim işte böyle şimdi onu memnun et.
Hızlandım. Etin ete her çarptığında çıkan ses beni motive ediyordu. inliyordu Emily elleri göğüslerinde. Gözlerini benden ayırmıyordu. O kadar şehvetli ve güzeldiler ki. Damarlı ve semsert olmuş penisimi Emily'nin içinden çıkardım. Clara yöneldim. Dört ayak üstüne yatırıp belini bastırdım. Kıçı gerçekten muhteşemdi yavaş yavaş girdim Clara'nın içine. Clara titriyordu ve durma diye bağırıyordu. içine girmiştim.
Şanslı huur çocuğu seni. Eğer bunlar dün olsaydı sadece izlemekle kalırdın.
Clara önüne uzanmış Emily'nin vajinasını yalıyor ben ise Clara'yı inletiyordum. ikisi birden altımda inliyorlardı. Ben artık durdurulamaz bir hale gelmiş hayvan gibi gibiyordum Clara'yı
- Ahh yeter acıdı.
Durdum. Durmasam neler olacağını daha önce görmüştüm.
ikisi birden diz çöktü ve penisimi yalamaya başladılar. Ellerinden gelse ıssırıp yiyeceklerdi. Emily'i kaldırdım ve kucağıma aldım. Deri koltuğa oturarak Emily'i kucağımda kıvrandırmaya devam ediyordum. Elleriyle saçlarını arkadan toplamış bir şekilde duruyordu. Çok ciksiydi. Göğüslerini yalamaya başlamıştım bile. Hayatımda kimseyle birlikte olmamıştım ( şu son 29 gün hariç ) fakat profesyonel gibiydim. Clara koltuğun üstüne çıkarak vajinasını suratıma bastırdı. ikisini birden idare edebiliyordum. Emily'i ayak üstü köpek pozisyonu aldırdım. Ben ayakta idim. Git gel yapmaya devam ediyordum. O sırada arkamda bir soğukluk hissettim.
Hasgibtir muhteşem birşey bu.
Clara altıma geçmiş deliğimi yalıyordu. Sanki kudurmuş gibiydiler. Fakat muhteşem birşeydi gerçekten. Sıra Clara'ya gelmişti. Yere uzandım. Penisime Clara suratıma ise Emily oturmuştu. Suratları birbirlerine dönük öpüşüyorlardı. Ben ise altta zevkten adeta çıldırıyordum.
Gayet iyi gidiyorsun küçük bin.
Gülümsedim.
Ayağa kalktım. Boşalacağımı hissetmiştim. Kızları diz çöktürüp yalatmaya devam ediyordum. Emily iyice köklemişti penisi nefes alamıyordu. O anda geldiğimi hissettim ve ikisinin birden suratlarına boşaldım. Yere uzandım. Bunlarda iki yanıma yatarak gülüştüler.
Aferim küçük insanıma benim. ikisi birden becerdin gerçekten bravo. Buda benden sana son iyilik olsun.