1. 26.
    0
    sedir sütunlar sarı vaşak taşı ipi ile bağlanmıştı. düz oval siperlerde hem şarap hem çimen renginde " karbonkül( ne demekse) vardı. yinede sana söylediklerim sadece bir kısmıydı.

    've imparator ellerini yüzünden çekip bana şunları söyledi: "burası benim hazine evim, ve yarısı senindir tam da söz verdiğim gibi. sana develer ve kervanlar vereceğim. onlar senin hazinendeki payını dünyanın neresine zütürmek istersen oraya zütürecekler.ve bunlar bu gece halledilmeli, güneşten önce, şehirmde öldüremeyeceğim tek adam olan babamı da görmelisin .ben cevaben; "burada duran altın senin, gümüş de senin, bunlar kıymetli mücevherler, değerli şeyler. bana gelince, parmağında taşıdığın küçük yüzükten başka ne bunlardan birine ihtiyacım var ne de senden zerre kadar bir şey alacağım" dedim

    'imparator kaşlarını çattı" o sadece kurşun bir halka" diye bağırdı." bir değeri de yok. bu yüzden hazineni yarısı al ve şehrimden git"

    "asla!o kurşundan yapılma yüzükten başka hiçbir şey almayacağım, ki içinde ne yazılı olduğunu da niçin yazlılı olduğunu da biliyorum. diye yanıtladım.

    'imparator titredi " öyleyse hazinenin tamdıbını al ve git şehrimden, benim olan diğer yarıyı da al" diye yalvardı

    ve ,önemi yok ama, tuhaf bir şey yaptım. buradan bir günlük yoldan daha uzak bir mesafede olmayan bir mağraya bir zenginlik yüzüğü gizledim.bir günden daha uzak mesafede değil ve senin gelmeni bekliyor.her kim ki o yüzüğü alır, dünyadaki tüm krallardan daha zengin olur.bu yüzden git al onu da dünya zenginlikleri senin olsun.ama genç balıkçı güldü. 'aşk zenginlikleri daha iyidir, "diye haykırdı,' ve küçük denizkızı beni seviyor.' 'hayır, zenginlikleri daha iyi bir şey yoktur,'dedi ruh.
    ···
   tümünü göster