1. 1.
    +17 -18
    düşünce organının kalp olması. beynin işlevi 17. yüzyıla kadar bilinmiyordu. kalp düşünme organı sanılmaktaydı. dolayısıyla beyin tek kelime dahi geçmemiştir.

    hac 46: yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun?
    isra 36: çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
    isra 46: kur'an'ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız.
    muhafazid 24: onlar kur'an'ı düşünmüyorlar mı? yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?
    nahl 22: ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.
    kehf 57: şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.
    a’râf 179: kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. işte bunlar gafil olanlardır.

    -şeytan ayetleri'nin kitaptan çıkarılması. şeytan araya girip 2 ayet sıkıştırmış. yanlışlık olmuş.

    -miras paylaşımındaki matematik hatası.

    örnek: kardeşleri olmayan bir adam (borç ve vasiyet bırakmadan) ölür. geriye üç kız çocuğu, annesi, babası ve karısı kalır.
    nisa/11'den: "(çocuklar) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır."
    nisa/11'den: "ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır."
    nisa/12'den: (karı için) "eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır."

    üç kız çocuğuna (toplam): 2/3 = 16/24
    anneye: 1/6 = 4/24
    babaya: 1/6 = 4/24
    karısına: 1/8 = 3/24
    toplam 27/24

    -tanrının beddua etmesi.

    tebbet 1: “ebu leheb'in iki eli kurusun! (zaten) kurudu da.”

    -yaklaşık 250 ayette tanrının yemin etmesi. google'a "andolsun" yazmak yeterli.

    -nahl 93; allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat o, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.

    -nebe suresi: 32 - bahçeler var, bağlar var. 33 - memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. 34 - dopdolu kadehler var. 35 - orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan. 36 - (bunlar) rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir).

    -hitap dilinin "ben" veya "biz" zamiri olarak değişmesi.

    -yaratıcıların denilerek ve karşılaştırma yapılarak başka tanrılar olduğu anlatılmaktadır.

    sâffât 125: siz bal’e mi tapıyorsunuz? ve yaratıcılar'ın en güzeli'ni (allah'ı) terk mi ediyorsunuz (vaz mı geçiyorsunuz)?

    -bir müslümanın kaç düşmana bedel?

    enfâl 65: eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler.
    enfâl 66: eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler.

    -savaştan sonra elde edilen mallar nasıl paylaşılacak?

    enfâl 1: sana ganimetleri sorarlar. de ki: “ganimetler, allah'ın ve resûl'ündür.”. artık allah'a karşı takva sahibi olun ve aranızdaki durumu (sahip olduğunuz hali) ıslâh edin (düzeltin)!
    enfâl 41: bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka allah’a, peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir.

    - allah'tan başkasına tapanlara sövülmeli midir?

    en’âm 108: allah'tan başkasına tapanlara (yed'ûne) sövmeyin, aksi halde ilimleri olmadan, haddi aşarak allah'a söverler.

    cuma 5: tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.
    bakara 65: şüphesiz siz, içinizden cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. biz onlara, “aşağılık maymunlar olun” demiştik.
    bakara 171: ve o kâfirlerin (keferû) durumu, haykırması sebebiyle bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (anlamayan) kimsenin durumu gibidir. (onlar) sağır, dilsiz ve kördürler. bu yüzden onlar akıl edemezler (idrak edemezler).
    a’râf 176: ve şâyet dileseydik onu, onunla (âyetlerimizle) elbette yükseltirdik. ve fakat o dünyaya meyletti ve hevasına (nefsinin afetlerine) tâbî oldu. artık onun hali, köpeğin hali gibidir ki; onunla ilgilensen de solur, onu terketsen de (kendi haline bıraksan da) solur.
    a’râf 179: ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. onların gözleri vardır, onunla görmezler. onların kulakları vardır, onunla işitmezler. onlar hayvanlar gibidir.
    furkân 44: yoksa onların çoğunun, işittiğini veya (böylece) akıl ettiğini mi sanıyorsun? onlar sadece hayvanlar gibidir.
    tevbe 28: ey âmenû olanlar (allah'a ulaşmayı dileyenler)! müşrikler sadece bir necistir pisliktir
    mâide 60: de ki; "bundan daha şerli olup, allah'ın katında kesinleşmiş olan cezayı, size haber vereyim mi? onlar, allah'ın lanetlediği ve gadap duyduğu ve onlardan maymunlar, domuzlar yaptığı ve tâguta kul ettiği kimselerdir.

    -kadınlar?

    nisa 34: erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki allah çok yüce ve büyüktür.'

    nisa 3: ve eğer yetimler konusunda adalete riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, o taktirde hoşunuza giden (size helâl olan diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. fakat, eğer (onlara da) adaletle davranamayacağınızdan korkarsanız o zaman bir tane ile veya elinizin altındaki sahip olduklarınızla (cariyelerinizle) yetinin. işte bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.

    talak 4: kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. kim allah’a karşı gelmekten sakınırsa, allah ona işinde bir kolaylık verir.

    rahman/55/56. orada, bakislarini yalniz eslerine cevirmis, daha once ne insan ve ne de cinlerin dokunmus oldugu esler vardir.
    rahman/55/57. oyleyken, rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsiniz?
    rahman/55/58. onlar yakut ve mercan gibidirler.
    rahman/55/70. oralarda iyi huylu guzel kadinlar vardir.
    nisa/4:11: allah size, çocuklariniz hakkinda, erkege, kadinin payinin iki misli (miras vermenizi) emreder.
    bakara / 282: iki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir.
    duhan/44/54. bu boyledir; onlari iri siyah gozlu hurilerle eslendiririz.
    tur/52/19-20. onlara soyle denir: "islediklerinizden oturu, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin icin. onlara, ceylan gozlu esler veririz."

    edit: enam 140'da işine gelen çeviriyi alıp, "baagg burada beyinsiz deyür, çöktü deliller" diyen var.

    çok güvendiğiniz elmalı hamdi ne demiş;

    enam 140: "bilgisizlikle düşüncesizlikle evlâdlarını öldürenler ve allâhın kendilerine merzuk buyurduğu ni’metleri allâha iftirâ ederek harâm ve memnu’ kılanlar şübhe yok ki ziyan ettiler. şübhe yok ki yanlış gittiler, ve hiç bir zeman muvaffak olmadılar"
    bakara 13: "yine bunlara nâsın iman ettiği gibi iman edin denildiği zaman «ya biz o süfehanın iman ettikleri gibi mi iman ederiz?» derler, ha doğrusu süfeha kendileridir ve lâkin bilmezler"
    ···
   tümünü göster