-2
Kardeş hikayeni tamamen okumadım. Doğru veya yalan biseyde diyemem. Fakat aynı erzurumun bi köyünde cinlerle ilgili bi olayı dinlemiştim. O zamanlar kastamonu da universitedeyim. Bi abim vardı orali, hakim ve savcilik sinavini kazanmis orda adliye de staj yapıyordu. Baya samimiydik. Bi gün üniversiteden bi arkadaşı ziyarete gelmişti yanına. Sohbet esnasinda bahsetmişti. Ismi ilhan di hatta şimdi oda savcı, benim abide savcı. Bu ilhan savcı öğrenciyken yazın köyde köpeğini alıp ava falan çıkarmış. Bi gün yine avdayken köpeği kaybediyor, düşüyor bunun peşine, başlıyor aramaya. Burda şunu belirteyim bu ilhan abi nasıl derler gönül gözü açık biri, yani cinleri görürmüş bazen. Neyse etrafta çalı çırpı arasında, mağaralarda falan köpeği ararken mağaranın birine giriyor. Bi baksa yirmi otuz cin toplanmış kimi oturmuş birşeyler yiyor bi grup halay cekiyor falan. Tam geri çıkmaya niyetleniyor, o ara oturan cinlerden biri sesleniyor buna, gel yanımıza zarar gelmez bizden sana diye. Bizimkide gidiyor. Ne arıyon buralarda diye sormuş cin. Ilhan abi de köpeğini kaybettiğini söylemiş. Cinde bak köpeğin halayda sağda ikinci sırada demiş. Tabi şaşırmış baya falan sonra ayrılmış ordan. O kopekte bi daha dönmemiş hiç. Bu olayi dinledigim adamda, bizi tanıştıran abide hala savcı olarak görev yapıyorlar. Senin hikayen cinlerle ilgilimi bilmiyorum. Ama sen şimdi söyleyince erzurum, mağara falan diye aklıma geldi.