/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +6
    Eskiden evimizin olduğu sokağa girdim. Önceden burada çocuklar koştururdu. Zamanında ben de koşturmuştum. Fakat şimdi, terk edilmiş bir kasaba gibiydi upuzun sokak. Gözlerimi o sisli yerde açtığımdan beri hastalıklı
    yaratıklardan hiç görmemiştim. Kendimi nasıl savunacağımı da bilmiyordum. Karşıma bir ölü çıkmaması için duaetmekten başka şansım yoktu. Aslı bana saldırdığında kafasına salonlarındaki sandalyeyle vurup kendimi sokağa
    atmıştım. Bundan tam olarak iki gün önceydi. Korkmuştum, çünkü hayatımdaki herkesi kaybettiğimi anladığım ilk dakikalardı. Şimdi daha güçlü hissediyorum.
    Benim şimdi yaptığım gibi, her şeyin bittiği ve dünyadaki milyonlarca düşmanın içinde yapayalnız kaldığınız durumlarda, bir süre sonra kabullenme sürecine girersiniz. Kötü olan her neyse olup bitmiştir. Geri gelemez,
    düzeltilemez, acısı dinemez. Geçmişi düşünmenin hayatta kalmanıza yardımı olmaz. Fakat biraz yiyeceğin yardımı olur. Evimin bahçesine kadar sağ salim gelebilmiştim. istediğim şey evdeki yiyeceklerdi. Yaşamıma devam etmem, biraz
    enerjimin yerine gelmesi, en azından hareket edebilmem için herhangi bir şey olurdu. Bir gofret, biraz meyve suyu, konserve yiyecekler... Karnım aklımdan geçen görüntüler yüzünden guruldadı. Girişin önüne gelince durdum. Kapı açıktı ama içerden hiç ses gelmiyordu. Bir aylağın hırıltılarını duymuyordum. Belki
    de eve benden önce başka insanlar girmişti. Kaç kişinin hayatta olduğunu merak ettim. Sokaklar boştu. Hiçbir canlının sesi, bir hayat belirtisi duyulmuyordu. Basamakları çıkıp parmak uçlarıma basarak içeri girdim. Zombiyle karşılaşıp
    gafil avlanma riskini göze alamadığım için olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum. Bir yandan da gözlerimle olası bir durumda kendimi korumak için sert veya kesici bir şey aradım. Sonunda yerimde kaskatı kesilmemi sağlayan bir tıkırtı duydum. Lanet olsun. Bir tane daha. Poşet sesleri... Hışırtılar... Birisi eşyalarımızı karıştırıyordu. Zombi olmadığına sevinsem mi yoksa korksam mı karar veremiyordum.
    "Kimsiniz?"
    Sesimi duyan kimse durdu. Salonun yanındaki kapıdan mutfağa döndüm. Her şey çok ama çok hızlı oldu. Ne olduğunu bile anlayamadan sol ayağıma bir kurşun yedim. Yorgunluğu, açlığı ve acıyı kaldıramayan vücudum kendini
    yavaşça yere bırakırken karşımda bana doğru gelen sıska bir gölge gördüm. Yumuşak sesiyle bir şeyler mırıldandı. Dediklerinin bayılmadan önce yalnızca bir cümlesini algılayabildim:
    "Çok üzgünüm, of, insanmışsın."
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster