/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Bölüm3- Kaynar Kazan

    Bir pazar sabahı erken kalkmanın acısıyla doğruldu yatağından. Çekti düşük donunu, kolunda kurumuş bir sümük izi bariz berduş bir görüntüsü vardı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kendine aynada şöyle bir baktı. Yüzünü ekşitti bu hali kendisini bile tiksindirmiş olacak ki çıkardı üstünü attı bir tarafa, kendine giyebileceği temiz bir üst aramaya başladı. Annesi kalkmış rutin olarak sabah kalktığında yaptığı ilk iş olan çayı koymaya mutfağa gidiyordu. Mutfaktan seslendi annesi "Oğlum, hadi iki ekmek alda gel. Telefonluğun çekmecesine bak, orada bozuk paralar var." Ayılmak istiyorsanız sabahın serinliğinden bir koşu ekmek almak gibisi yoktur. Savaş evinden çıktı merdivenleri sakince iniyordu. Alt kattaki Betül'ün , iki kere kitlenmiş kapısının açıldığını fark etti.
    "Günaydın Savaş."
    "Günaydın Öğretmenim."
    "Nereye gidiyorsun bakkala mı?"
    "Evet hocam bir isteğiniz var mı?"
    "Aa.. Gitmişken hazır banada bir ekmek bir Winston Light alır mısın? Dur parasını vereyim." dedikten sonra içeriye yöneldi montunun cebindeki cüzdandan bir 10 lira çıkarıp Savaşa verdi.

    Bakkal Kemal elli yaşlarında emekli memur, emekli olunca ikramiyesi ve birikmişiyle bakkal dükkanı açmış. Beş senedir işleri tıkırında gül gibi geçinip gidiyor. Karısını akciğer kanserinden kaybetti, işin tuhaf yanı günde üç paket bitiren Kemal amcaya bir şey olmamış pasif içici Suna Teyze nalları dikmişti. Hayat ne garip şey bir gün şu pazar kahvaltısı için ekmek alırken sorumsuz şoförün teki gelip Savaş'ı altına almayacağı ne malum? taktan bir yaşam böyle taktan bitmesin diye her zaman dikkatli davranır. Unca Bakkal, Savaşların evden karşıya geçip sağ yöne doğru kaptırdıktan sonra ilerideki soldaki dükkan. Dükkanın ismi Kemal amcanın soy adından geliyor Kemal Unca. Unca Bakkal, gayet çok sıradan dandik mahalle bakkalı adı. Savaş, genelde böyle esnafların ileriyi düşünmeyip basit bir iş
    olan dükkana soy ismini verme olayını çok saçma bulurdu. Bakkalın tezgahına 3 ekmeği koydu birde Winston Light istedi Kemal Amca'dan. Kemal şöyle bir baktı Savaşın yüzüne:
    "Betül Hanım mı istedi?"
    "Evet"
    "Hee"

    Nevaleleri aldıktan sonra yola koyuldu hala esniyordu uykusunu tam alamadığı yüzündeki ifadeden belliydi. Apartmanın giriş katında oturan Betül'ün kapısını çaldı. Ayak seslerini işitince duruş pozisyonunu aldı, artık kapının açılması için hazırdı.
    "Savaş çok teşekkür ediyorum."
    "Ne demek hocam iyi günler."
    "Sağ ol iyi günler."

    Betül, onun hayal dünyasına hitap etmiyordu. Sarı saçlı,bal gözlü ve açık tenli,ne zayıf ne de şişman bu tanıma uymayan bir Betül olamaz. Karmaşık bir iç dünyasına sahip bir genç henüz 17 yaşında her iletişime geçtiği bayanla ciks hayalleri kuran bir ergendi her şeyden
    önce, bu körpe delikanlı hayatının baharında henüz eline bir kız eli değmemiş ve yalnızlıktan çekingen suskun bir çocuk olup çıkmıştı. Tek konuştuğu bayan Betül Öğretmendi her ne kadar art niyetli düşünceleri olsada Betül Öğretmen bunların farkında olmadan bir abla merhametiyle ona sevecen ve şefkatli davranıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster