/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Bölüm7 - Varla yok arası

    Okulda Betül Öğretmen için yas ilan edildi, taze güller bırakıldı anısına. Tüm okul cenazesine gitmişti. Savaşın, dün ağlamaktan şişen gözleri yorulmuştu , artık damlayacak yaş kalmamış kurumuştu. Cenazede tüm çocuklar ağlıyordu istinasız tüm öğretmenler göz yaşı döküyordu, Savaş hariç. Savaş uzun süre gözlerini kırpmadan cenazesine baktı hocasının. Bir damla yaş dahi dökmedi o gün. Hiç kimseyle konuşmadı, eve gittiğinde direkt yatağına girip uyudu. Betül hocasının yatak odasında etrafı süzüyor bir süre sonra babası, Erol ve Kemal geliyor. Betül bayılmış bir halde, onu yatağa fırlatıyor. Üçü de bin gibi gülümseyip kemerlerini çözmeye başlıyor. Savaş, bir hışımla üstlerine doğru atılmak istiyor fakat iki eli de kalorifer peteğine arkadan kelepçeli halde hareket edemiyor. Bağırmak istiyor fakat sesi çıkmıyor , babası ve arkadaşları onu görmüyor. Hayvanca gencecik kızın üzerine çıkıyorlar sırayla, gözlerini kapatmak istiyor Savaş o yaşananları görmemek için ancak kapatamıyor. Gözlerini kırpmadan dakikalarca o işkenceyi seyretmeye maruz kalıyor. Bir süre sonra gözlerini tekrar açıyor Savaş. Ellerindeki kelepçeler kaybolmuş , yatak odası kapısı kendiliğinden ardına kadar açılıyor içerideki pis ter kokusundan midesi bulanmaya başlamıştı odadan çıkıyor ve salonda ağlayan Betül hocasını görüyor. Babası ve arkadaşları onu tavana asıyor. Betül sesleniyor "Ne olur yardım et yalvarırım!" salona doğru koşmak istiyor Savaş. Ancak tam salona adımını atacak iken kapı boşluğundan demir parmaklıklar yükseliyor. O parmaklıkları kırıp geçmek , hocasını kurtarmak istiyor ama nafile "Baba yapmayın!" diye avazı çıkana kadar bağırıyor fakat hiç biri duymuyor Savaş'ı.

    Kan ter içinde "yapmayın" diye bağırarak uyanıyor Savaş. Nefes nefese kalmış uyandığında hala sayıklıyor "yapmayın, yapmayın" diye. Zor yutkunuyordu kalkıp sürahiyi kafasına dikti. Gözleri hala o rüyada, evden çıkıp Betül Hocasının evine doğru koşmaya başladı. içeriden çığlık sesleri yükseliyordu. Bu ses Betül'ün sesi. Savaş, kapıyı yumrukluyor "yapmayın lan" diye var gücünle bağırdı. Bir süre sonra kapı tıkırtıları olmaya başladı. Yüksek sese uyanan Erol Beyler ve anne babası Betül Hocanın katına yöneldi. Savaş'ı kapıyı tekmelerken görünce hepsi telaşa kapıldı. Erol Bey "Ne oluyor yahu gecenin bu saatinde!" diye söylendi. Savaş'ın babası oğlunu sakinleştirmeye çalıştı. Savaş, içine şeytan girmiş bir halde kızarmış ve terden sırılsıklam olmuştu. Betül Hocasının kapısını tekmeliyordu ve içeridekilere bağırıyordu "Dokunmayın ona! Sakın dokunmayın!" .Sonra biraz durup sakinleşti yaklaşmaya çalışan ailesinden kaçıp var gücüyle koşmaya başladı. Binadan çıktı ve mezarlığa doğru koşmaya devam etti. Betül Hocasının mezarlığına. Mezarlık bekçisi Savaş'ı durdurmaya çalıştı ancak çok hızlı koşuyordu Savaş, bekçi onu yakalayamadı.
    Savaş , hocasının mezarına gelince durdu titrek ve ağlamaklı bir sesle yakardı Betül Hocası'na:

    "Kurtaramadım hocam.. yetişemedim.. beni affedin hocam sizi duyamadım, anlayamadım olanları. Hocam beni affet nolursun seni kurtaramadım benim ellerim kelepçeliydi , bağırdım yapmayın diye kimse duymadı.Ben sizi o gün duymadım hocam ne olur, yalvarırım ne olur sen beni duy! Seni mezara koyanları bende koyacağım bunu bil Hocam. Yanlarına kalmayacak.. kalmayacak."

    Bekçi koşarak Savaş'ın yanına geldi. Koluna girip bekçi kulübesine zütürdü sakinleştirmeye çalıştı ,elini yüzünü yıkattı. Bardağa su doldurup Savaş'a uzattı. Savaş , kendine gelince evine dönmeye karar verdi bekçiden sigara istedi Uzun 2000'inden çıkartıp Savaş'a uzattı bekçi, ardından çakmağıyla sigarasını yaktı ve dikkatli olmasını tembihleyip uğurladı. Bekçi bu tür vakalara karşı alışkındı pek tuhaf karşılamadı bu isyanı. Savaş, iki elini cebine attı. Ağır adımlar, başı yerde ağzında tembel bir sigara aklı gördüğü rüyada ve ettiği intikam yemininde.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster