/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +3
    Bir kaç gün sonra benim için her şey normale dönmeye başlamıştı . Evimizin karşısındaki arsada kızılay yardım çadırlarıyla ınsanları barındırıyordu şimdi. Evimizin onu artık bir panayır yeriydi. Insanlar caresiz insanlar korkmuştu. Bizim gibi bir elinin parmaklarını geçmeyecek insanlar dışında herkes çadırlarda yaşıyorlardı. Evleri olmuştu onlar için. Evleri yoktu artık. Evler onlara ihanet etmişti. Güvendikleri dağlara kar yağmıştı öyle hissediyordu insanlar . Başımı sokup isindigim kucağında büyük bir teslimiyet ve güvenle uyudugum o ev bana ihanet etmişti. Öyle düşünüyordu insanlar. Insanların yaşadıkları evlerle duygusal bağ kurduklarını anlamıştım. Gözlerine bakıyordum pencereden insanların. Hiç birisi ama hiç birisi etraftaki binalara bakmıyordu. Evlerin onlara öyle ihanet ettiğini dusunuyorlardi ki . Tam bir delilik haliydi. Yardım kamyonları vardı etrafta. Insanlar birbirlerine haber veriyorlardı. Ecevit gelecek ecevit gelecekmiş bugün diyorlardı birbirlerine . Hatırlamıyorum depremden kac gün sonraydi i gün. Ama 10 gün kadar olmuştu. Insanlar çadırlarında mülteci gibi yaşarken, büyük bir kalabalığın kargaşa sesinden başka havada hiç bir şey yoktu. Bir tane bulut bile göremiyordum. Annem pencereye ganima gelmis oğlum hadi koş ayakkabı dağıtıyorlarmis demişti sende al bir tane . Bende hayır anne alamam demiştim. Utanmistim. Alamazdım ki . Ayakkabım vardı benim . Ama annem fakirliğin o sarmalına girmiş çoktan tecrübe etmiş, bu fırsatı çocuğunun kaçırmaması gerektiğini düşünüyor, doğrunun bu olduğunu düşündüğünu israrlariyla bana hissettiriyordu. Bende tamam diyip evden çıktım. Bu sefer arsayı sağıma alıp 25 30 metre aşağıya yardım kamyonunu aramaya gittim . Ayağımda annemin terliği vardı. Yürümekte zorlaniyordum. Ayakkabılarımı giymeye üşenmiştim, ama Şimdi düşünüyorum da acaba annem mi giydirmisti . Tam hatırlamıyorum ama ben giymiştim evet . Dışarı çıkınca kapının önünde ne varsa onu giyerdim o zamanlar. Zaten amaç oynamak değil miydi eskiden . O alışkanlıkla gecirivermistim terlikleri .
    En az karpuz kadar untamadığım o anı yaşamak için yürüyordum.
    Kamyona ulaştığımda damperin üstünde bir adam etrafta çoğunlukla kadın ve cocuklar ellerini açmış bagiriyorlardi. Birbirlerini itip kimisi kucağında bebesiyle bir çift ayakkabı almak için savaşıyordu. Küçük olmanin verdiği ceviklikle en on sıraya bir kaç dakikada ulaşmış, adamdan ayakkabı istemiştim. Abi abi diye seslenerek . Adam bana bakmış ve öfkeli bir yüzle ve kalın bir sesle beni terslemişti. Igrenmisti sanki benden . O an ne dediğini tam hatırlamıyorum ama büyük bir utanç ve korkuyla oradan hemen ayrılmış eve gitmiş, salonda kanepede kendimi sarar gibi bacaklarımı karnıma çekmiş perdelere bakarken buldum kendimi.
    O an büyük muhasebeler içine girmiştim.
    Çok utanmış ve öfke duymuştum o adama . Benimde ihtiyacım vardı.
    Herkese üçer beşer ayakkabı verirken bana niye vermemişti. Azarlamıştı hor görmüştü.
    Ağladım sonra . Uzun uzun sessiz sessiz ağladım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster