/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 42.
    0
    Reis devam et be burada bırakma okuyan çok kişi var hesabı olmayıp okuyan da çok vardır eminim.
    ···
  2. 41.
    0
    Reis devam et be burada bırakma okuyan çok kişi var hesabı olmayıp okuyan da çok vardır eminim.
    ···
  3. 40.
    +2
    Bu entry 10 veya üstü favlanirsa devam edicem
    ···
  4. 39.
    0
    Başkan rez nerelerdesin
    ···
  5. 38.
    0
    Devam ederse haber verin
    ···
  6. 37.
    0
    rez baba hadi
    ···
  7. 36.
    0
    rezerve
    ···
  8. 35.
    0
    Burdayız panpa. Bu arada lanet bana geçerse yaşlı teyzeye acımam.
    ···
  9. 34.
    +4
    Beyler bugünlük daha fazla yazamayacağım işlerimden dolayı. Yarın kaldığımız yerden devam ederiz. Hikayeyi yazmak benim için sandığınızdan çok daha zor . Inanamazsiniz . Bu sebeple beni teşvik etmek için burdayiz veya rez şeklinde entryler girerseniz belki yarın kendimde uzunca bir paylaşayım yapmaya ve konunun özünü anlatmaya güç bulabilirim. Iyi akşamlar olsun
    ···
  10. 33.
    +4
    Aradan haftalar geçmiş insanlar evlerine dönmeye başlamıştı. Enkazlar yavaş yavaş toplaniyor, çürümüş ceset kokusu her kaldırılan enkazın ardından havaya kesif bir konu bırakıyordu. Alışmıştık bizde. O sokağın insanları olan bizler hayatın yeni şekillenen günlük rutinine ayak uydurmaya çalışıyor, asık suratlarımızın yerini ufak tebessumlere terk etmeye uğraşıyorduk. Benim yaşıtım çocuklar duruma pek haiz değildi. Ama aileler çocuklarını sokaklardan yavaş yavaş çekmiş, televizyonda kimsesiz kalmış çocukları kaçıran şebekeler turediginden hatta bunun için yurtdışındaki çeşitli ülkelerden özel illegal gruplar geldiğinden bahsediyorlardı. O sebeple çocuk sayısı azalmıştı sokaklarda . Bense ailemin bana tanıdığı sınırsız dışarı çıkma özgürlügune kaldıgim yerden devam ediyor , yağmur yagdiktan sonra sokağın kaldırimla birleştiği yerde oluşan local cukurlarin içindeki şu birikintilerine yerde gezen karıncaları atıyor, âdeta arsanın ordaki küçük uçuruma attığım çocuklar gibi çok garip bir haz duyuyordum .
    Yine bir şu birikintisi yine elimde etrafta karıncalar vardı. Sokakta hiç oyun arkadaşım kalmadığı için karıncalar üzerinde deney yaparak günümü geciriyordum. Aniden bir bakisin beni takip ettiğini farkettim. Pencerelerin birinde kapalı perdelerin arkasında koltuğuna oturmuş beni görebilen biri olmalıydı. Bunu nasıl başarıyordu bilmiyordum ama yapabildiğini hissediyordum. Yaşlı kadının penceresine doğru bakmaya başlamıştım bende .
    Depremden sonra hiç dışarıya çıkmamıştı yaşlı kadın. Bakkalin çırağına bir kaç günde bir saldığı sepetini de göremiyordum uzun zamandır. Ne olmuştu yaşlı kadına.
    Beni derin bir merak duygusu almaya başladı sonra. Sonra şunu farkettiğimi hatırlıyorum. Yaşlı kadını ne zamandır görmüyordum veya düşünmüyordum. Aklıma bile gelmediğini farkettim uzun zamandır. Bana yaşattığı garip duyguların ve korkuların daha büyüğünü kendim dahil herkeste gördüğüm o deprem sonrasında sanırım buna vakit bulamamistim.
    Nereden bilebilirdim yaşlı kadının kafayı yediğini. O depremin ve sonrasında her şeyin daha kötü olacağını
    Bilemezdim.
    Ama olmuştu.
    Bana sadace anlatacak bir omuru yaşamayı nasip etmişti Tanrı.
    Kim bilir bu hikayeyi bitirebilirsem çok uzaklara doğru uzun zamandır yelken açma fikrimi yerine getirebilirim.
    Bitmeli bu hikaye.
    Yaşlı kadın bitmeli ve gitmeli zihnimden.
    Yeni yeni zihinlerde bu hikayeyi okuyan talihsiz insanlarda yaşamaya başlarken, benden silinecegini umut ediyorum artık.
    Laneti başkalarına devrederek kurtulmayı ümit ediyorum .
    Evet kötülük yapıyorum biliyorum .
    Yapacağım
    Ve kurtulacağım.
    Evet artık şimdi gerçek hikaye başlıyor
    Tümünü Göster
    ···
  11. 32.
    -1
    ihtiyarı gibiyor mu beyler ona göre okuyacağım
    ···
  12. 31.
    0
    rez kardeşim
    ···
  13. 30.
    0
    Rez devam
    ···
  14. 29.
    +3
    Bir kaç gün sonra benim için her şey normale dönmeye başlamıştı . Evimizin karşısındaki arsada kızılay yardım çadırlarıyla ınsanları barındırıyordu şimdi. Evimizin onu artık bir panayır yeriydi. Insanlar caresiz insanlar korkmuştu. Bizim gibi bir elinin parmaklarını geçmeyecek insanlar dışında herkes çadırlarda yaşıyorlardı. Evleri olmuştu onlar için. Evleri yoktu artık. Evler onlara ihanet etmişti. Güvendikleri dağlara kar yağmıştı öyle hissediyordu insanlar . Başımı sokup isindigim kucağında büyük bir teslimiyet ve güvenle uyudugum o ev bana ihanet etmişti. Öyle düşünüyordu insanlar. Insanların yaşadıkları evlerle duygusal bağ kurduklarını anlamıştım. Gözlerine bakıyordum pencereden insanların. Hiç birisi ama hiç birisi etraftaki binalara bakmıyordu. Evlerin onlara öyle ihanet ettiğini dusunuyorlardi ki . Tam bir delilik haliydi. Yardım kamyonları vardı etrafta. Insanlar birbirlerine haber veriyorlardı. Ecevit gelecek ecevit gelecekmiş bugün diyorlardı birbirlerine . Hatırlamıyorum depremden kac gün sonraydi i gün. Ama 10 gün kadar olmuştu. Insanlar çadırlarında mülteci gibi yaşarken, büyük bir kalabalığın kargaşa sesinden başka havada hiç bir şey yoktu. Bir tane bulut bile göremiyordum. Annem pencereye ganima gelmis oğlum hadi koş ayakkabı dağıtıyorlarmis demişti sende al bir tane . Bende hayır anne alamam demiştim. Utanmistim. Alamazdım ki . Ayakkabım vardı benim . Ama annem fakirliğin o sarmalına girmiş çoktan tecrübe etmiş, bu fırsatı çocuğunun kaçırmaması gerektiğini düşünüyor, doğrunun bu olduğunu düşündüğünu israrlariyla bana hissettiriyordu. Bende tamam diyip evden çıktım. Bu sefer arsayı sağıma alıp 25 30 metre aşağıya yardım kamyonunu aramaya gittim . Ayağımda annemin terliği vardı. Yürümekte zorlaniyordum. Ayakkabılarımı giymeye üşenmiştim, ama Şimdi düşünüyorum da acaba annem mi giydirmisti . Tam hatırlamıyorum ama ben giymiştim evet . Dışarı çıkınca kapının önünde ne varsa onu giyerdim o zamanlar. Zaten amaç oynamak değil miydi eskiden . O alışkanlıkla gecirivermistim terlikleri .
    En az karpuz kadar untamadığım o anı yaşamak için yürüyordum.
    Kamyona ulaştığımda damperin üstünde bir adam etrafta çoğunlukla kadın ve cocuklar ellerini açmış bagiriyorlardi. Birbirlerini itip kimisi kucağında bebesiyle bir çift ayakkabı almak için savaşıyordu. Küçük olmanin verdiği ceviklikle en on sıraya bir kaç dakikada ulaşmış, adamdan ayakkabı istemiştim. Abi abi diye seslenerek . Adam bana bakmış ve öfkeli bir yüzle ve kalın bir sesle beni terslemişti. Igrenmisti sanki benden . O an ne dediğini tam hatırlamıyorum ama büyük bir utanç ve korkuyla oradan hemen ayrılmış eve gitmiş, salonda kanepede kendimi sarar gibi bacaklarımı karnıma çekmiş perdelere bakarken buldum kendimi.
    O an büyük muhasebeler içine girmiştim.
    Çok utanmış ve öfke duymuştum o adama . Benimde ihtiyacım vardı.
    Herkese üçer beşer ayakkabı verirken bana niye vermemişti. Azarlamıştı hor görmüştü.
    Ağladım sonra . Uzun uzun sessiz sessiz ağladım.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 28.
    +4
    Bir hafta kadar babamın işyerinde o bankın üzerinde annemle sefalet içinde yaşadığımızı hatırlıyorum . Benim melek annem , canım annem . Dünyanın en güzel kadını . Sen kralların saraylarında bir prenses belki de büyük bir tiyatronun sahnesinde başrol oyuncusu , üzerinde dünyanın en güzel,
    görenlerin çarpıldığı en güzel elbise olmalıydı, olmalıydın. Sen annem en güzel şeylere en ulaşılmaz şeylere layıktın. Mutluluk ve refah derin bir sevgi. Bunlar kucaklamaliydi seni . Canından çok sevdiğin yavrunla o bankta 1 hafta sefalet içinde kalmamaliydin. Düşünüyordum da anne şimdi o bankta tekrar biz o ama geri donseydik, herkesle her şeyle savaşır, yuzu bir biblonun ifadesi kadar cansız o ınsanları yataklarından zorla alır, seni yumuşak bir yatağa yatırırdım. Başucunda beklerdim uyudun mu diye. Saçlarını oksardim anne. En güzel kahvaltıyı hazırlardım sana sabah olunca. Ah anne .
    Bankta geçen bir haftadan sonra annem babam ve ben evimize geri dönmüştük. Insanlara evlerinize girmeyin diyorlardı ama babam bu tarz şeylere o kadar da ehemmiyet vermeyen bir insandı. Gireceğiz demişti bir şey olmaz . Girmiştik eve . Eve ilk girdiğimde dolapların birbiri üzerine yattığını, halilarin dalga şeklinde kıvrildigini hatırlıyorum. hala aklımda bir kac dakika önce yaşamışım gibi duran o resmi ise hiç unutamıyorum. Mutfakta buzdolabınin kapakları açılmış, buzdolabının içindeki karpuz yere düşmüş bir kaç parçaya ayrılmıştı. O karpuzun o hali öyle bir tesir etti ki bana , hayatın o tarafıyla ilk o zaman kucaklasmistim. Bizimle aynı zaman diliminde yasamayan bizden farklı çok büyük güçler vardı etrafimizda. Gece yatagimizda sabah okula veya ise giderken veya gözlerini kapatmış teslim ederken kendini sevdiğine. Sana uzanacak sana sevdiğin her şeye uyanabilip tesir edecek büyük güçlerin acımasız katillerin varlığını ilk o zaman resmetmiştim kafamda.
    Ortadan ikiye ayrılmış
    Parçaları etrafa yayılmış
    Siyah çekirdekleri bir irin gibi bize bakan
    Olması gerektiği gibi değil başka türlü yasayan
    Beyaz fayansin üzerinde yatan
    Yeşil siyah desenli o karpuz
    Ruhumda telafisi mümkün olmayan yaralar açmıştı.
    Hiç bir zaman o resmi aklımdan çıkaramadım
    Bugün bile .
    ···
  16. 27.
    +5
    Annem babam ve ben beyaz bir kartalın içinde ilerliyorduk şimdi . Gece saat 3 buçuk 4 suları olmaliydi vakit . Şöför babam mıydı yoksa bir arkadaşı mi bizi almıştı hatırlamıyorum şimdi. Sadece şoförün arkasında oturup pencereden dışarıya baktığımı hatırlıyorum. O zamanlar sokak lambalarının ışıkları beyazdı beyler. Sonralar sarı işığın ınsanları daha az etkilediğini anlayınca devlet sokak lambalarının ışıklarını sarıya çevirmişti . Hafızamı yokladigimda sokak lambalarinin yaydigi o beyaz ışığı hatırlıyorum. Arabanın penceresinden bakınca o beyaz işığın havada nasıl kırıldığını, etraftaki manzaranin görüntüsünü nasıl uzatıp kisalttigini , mideme tarifi mümkün olmayan bir kusma hissi verdigini unutamam . Yol akıyordu. Insanlar telaşlı ve donuktu. Telâşlarını hiç durmayan feryatlarindan donukluklarini hareket etmeyen bacaklarından anlayabilirdiniz. Sadece o an donukluk ve telaş bir bütün olarak yaşayabilirdi. Öyle anlar vardır ki iki zit duygu bir butun yaşayabilir, işte o iki haleti ruhiyenin o an dışında bir anda beraber var olduğunu hatırlamıyorum beyler . Kıyamet gibi bir şey olmalıydı. Bambaşka bir şey. Bir ceza da olabilirdi tanrinin verdiği. O şok halini 98 yılında henüz 5 yasindayken barış manço oldugu zaman kısa bir an için yaşadığımi hatırlıyorum . Çok kısa bir an için . Sokaktaki insanlarda ve kulağıma gelen seslerde bir bozukluk her zamanki tınısı kaybolmusluk vardı sanki . Barış manço ölmüş duydun mu , gerçekten mi . Bu sözler duyuluyor du sokaktan. Biz çocuklar susuyorduk. Anlıyorduk ama bos gözlerle susuyorduk . Şimdi ne alakak diyecek çoğu genç arkadaşım ama bilmez . O zamanlarım türkiyesinde bizim gibi çoğu insanın sahip olduğu tek şey televizyon ve teyiplerdi. Ve satın veya ödünç alabildiği kasetler . Işte barış manço o televizyonun en buyuk kahramanlarından biriydi. Bir kemal sunal ise iki barış mancoydu. Ve o gitmişti. Sanki babamız allahımiz olmuş gibiydi. O hissiyatı nasıl anlatabilirim sizlere bilemiyorum . O insanların anlık sarhoşluğunun ve buhranını nasıl tarif ederim bilemiyorum. Sevgiye ve kucaklanmaya çok ihtiyacı olan o mahallenin ınsanları barış mancoyu bir kutsal varlık sevgi meleği büyük bir anlayış büyük bir zihin bambaşka bir şey gibi görüyordu demek ki . Evet beyler tüm bu manzaralar ve ruhumda uyandırdığı ona benzer yankılarla beraber babamın işyerine gelmiştik. Isyerinin geniş çok geniş bir bahçesi vardı. Sanki ormanın içinde kurulmuş gibiydi . Oradaki banklara oturmuş biraz sonra uzanıp uyumaya başlamıştık annemle . Babam isyeri binasına doğru girip çıkıyor, şuan aklında hayalet gibi yaşayan o anın görüntüsünde babam netaş marka telefonuyla birileriyle konuşuyordu. Amcam olmalıydı arayan memleketten . Istanbul dışındaki herkes akrabalarına ulaşmaya çalışıyor telefon hatlarını kitliyordu. Amcam şanslı olacak ki babama ulaşabilmişti.
    O kaos içinde uyuyakalmistim bende .
    Cehennemin içinde uyumaya ilk o zaman başlamıştım.
    Zayıflığını ilk o zaman görmüştüm insanın.
    En büyük korkuları tecrübe edip
    En büyük acıları yaşayıp
    En büyük ayrılıklardan sonra
    Uyuyabildigini insanın
    Ilk o zaman anlamıştım,
    Ve dehşete kapılmıştım.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 26.
    +1
    Rez sardı. Allah rahmet eylesin bu arada panpa
    ···
    1. 1.
      +2
      Allah razı olsun çok teşekkür ederim.
      ···
  18. 25.
    0
    güzel hikaye pnp
    ···
  19. 24.
    0
    rez⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    ···
  20. 23.
    0
    Yaşlı kadının seni taciz ettiğini babana söyledin mi
    ···