1. 26.
    +43 -2
    gene baya oturduk orda, artık hafiften akşam üstü oluyor, kalkalım mı biraz yürürüz dedim.

    çay bahçesinden çıkıp aşıklar yoluna girdik, çok güzel bir yer beyler gerçekten böyle sağı solu ağaçlı, banklar, süs havuzları, heykelcikler filan, her 5-10 metrede bir yukarıda başımızın üzerinde gül motifli taklar.. harika bir ortam. yürüyoruz beraber, ben bunların ortasındayım, bilerek aralarındaki bağlantıyı kestim aq..

    o ara bir baktım elma şekerci var yolun kenarında, hemen bunlara bir şey demeden gittim şekercinin başına, 2 tane elma şekerini aldım geldim.. bunlar nasıl kıkırdıyorlar, "kızlar hiç teklif etmedim kibarlık yapmak zorunda kalmayın diye" diyip ben de sırıttım. ayşen o ara bir yandan tatlı tatlı gülümseyerek, "ya çok tatlısın ama ben elma şekeri pek sevmem, bunu sen al, ben de bir tane pamuk helva alayım" dedi.

    tabi yiğit kahramanımız olarak ben daha cümlesine noktayı koymadan şekercinin başında pamuk helvayı alıyordum bile *

    neyse biz ellerimizde şekerler, helvalar, ilkokullu çocuklar gibi şen şakrak ilerliyoruz, her şey harika gidiyor beyler, planlasam bu kadar olmaz, ah bir de baş başa olaydık..

    bu pamuk helvadan arada benim ağzıma da veriyor koparıp koparıp, ben tabi o ara heyecan ve mutluluktan devrildim devrilecem.. yine ağzım kulaklarımda.

    epey yürüdük böyle, ve hep konuştuk.. işte buydu, böyle olmalıydı, biz kesinlikle normal arkadaştan fazlası olacaktık.. benim gözlerimin ne söylediği zaten apaçık ortadaydı da, onun gözleri de farklı ışıldamaya başlamıştı artık..
    ···
   tümünü göster