1. 926.
    +25
    gece boyu, gerek sözlerimizle, gerekse araya kelimelerle köprü kurmaya gerek kalmadan, kalpten kalbe direkt olarak konuşmuştuk epeyce..

    bir ara ciddi ciddi güldürdü bile beni, "bak" dedim, "sen de kahkaha attırabildin işte bana, ben mümkün değil dediğim halde hemde * "

    dönüş yolunda yine sessizdik.. maç sonrası rejenerasyon çalışması misali, biz de içimizdekileri akıttığımız, kah gülüp kah duygulandığımız o güzel gecenin ardından, sakin, sessiz ve kendimizi yenileme adına çalıştırıyorduk kalplerimizi.

    yurdun önüne geldik,

    "teşekkür ederim" dedim.. başka bir şey eklemeye ya da sıfatla güçlendirmeye gerek duymadım, zira o an hayatım boyunca ettiğim en içten teşekkürlerden birini ediyordum zaten.. fazlası laf kalabalığı olurdu..

    o da bana uydu, yine elleriyle yanağıma uzanıp, sadece gözlerini kırpmakla yetindi.. söze gerek bile yoktu.

    ve bu kez veda öpücüğü, eskilerden epey farklı bir yerden, tam dudağımın kenarından yakaladı beni, bir an için.. bütün iç organlarımın havada taklalar atmasına sebep olup nefes alışverişimi hızlandırarak arttırdı kalp ritmimi.

    "iyi geceler"

    "iyi geceler bebeğim.. varınca mutlaka mesaj at"

    o karanlıkta bile, yine kapıdan girip gözden kaybolana kadar, onu görebildiğim her saliseye tutundum, çünkü ihtiyacım olacaktı onlara, rahat, belki huzurlu, belki bu kez karabasanlar tarafından kovalanmadığım bir uyku için.. ihtiyacım olacaktı..
    ···
   tümünü göster