1. 76.
    -1
    iki yanımdaki iki polisle, polis arabasına yaklaşırken yanımıza, yanımdaki polislerden daha yaşlı, uzun boylu ve uzun paltolu, bıyıklı bir adam geldi, elindeki telsizden polis olduğu anlaşılıyordu... yüzünde sert çizgiler vardı ve esmerdi...

    yanımdaki polislere adımı söyleyerek,

    "cass mi bu" dedi...

    sağ kolumdaki beyaz tenli polis,

    evet amirim diye cevap verdi...

    uzun paltolu polis, “zütürün” manasında arabayı işaret ederek, elindeki telsizi kulağına zütürdü...

    iki kolumdaki polislerce arabaya doğru zütürülürken uzun paltolu polisin yaptığı telsiz konuşmasını duyuyordum...

    "4540 merkez"

    "merkez dinliyor amirim."

    "malum şahsı evinde yakaladık, geliyoruz."

    "anlaşıldı, amirim"

    beyaz toros’un arka kapısından arabaya bindirildim… iki kolumdaki iki polis beni arabaya bindirdikten sonra arabanın her iki arka kapısının yanında beklemeye koyuldular...

    çok geçmeden yanıma sokakta görsem ayyaş diyeceğim bir adam oturdu, onu da benim gibi yakalanmış biri sanıyordum ama o da polisti... yanıma oturunca belindeki silahının kabzası görünüyordu ve elleri kelepçeli değildi..

    yanıma oturan ayyaş görünümlü polise dönerek,

    “neden zütürüyorsunuz beni, ne yaptım ki ben” dedim…

    yüzüme bile bakmadan” merkezde öğrenirsin” dedi…

    sen umursamıyorsan ben de umursamam dedi kendi kendime, içimden de "nasılsa yanlışlıkla beni zütürüyorlar akşama bırakılırım" diye geçiriyorum...

    arabanın camından dışarıda olan biteni izlemeye koyuldum… bütün mahallelinin gözü arabanın camından gözlerimi dövüyordu… mahalleliyle göz göze gelmemek için, arabanın sağ tarafındaki cama döndüm…

    biraz önce telsizle konuşan adamın yanına, yatak odasındaki koltukta oturan beyaz pardösülü bıyıklı adam geldi… dişlerinin arasında sadece kibriti vardı, sigarası yoktu… uzun paltolu adamla bir şeyler konuştuktan sonra uzun paltolu polisin yanından ayrılarak öndeki torosa bindi… uzun paltolu adam da benim olduğum arabanın ön koltuğuna oturdu…

    dikiz aynasından bana bakıyordu…

    o gözlerimin içine baktıkça ben de inatla onun gözlerinin içine bakıyordum…

    cebinden bir sigara çıkardı, tekel 2000 içiyordu… ceplerini karıştırdı ateş bulamayınca arabanın çakmaklığına bastı…
    gözlerini yine bana dikerek, siyah bıyıklarının ortasını kaşıdı…

    “arif nerede” dedi…

    "bilmem, evdedir" dedim...

    alaycı bir ses tonuyla...

    "he, he evdedir... " dedi...

    o sırada tık diye bir ses geldi, torpidodaki çakmaklık ısınmıştı, çakmağı alarak sigarasını yaktı... sigarasından bir fırt alarak arkasına döndü...

    yanımdaki ayyaşa dönerek,
    -"cafer nerede oğlum ya" dedi...
    "içerde amirim"
    -"çağır da, gidelim... ne bekliyor hâlâ"
    yanımdaki ayyaş, arabadan inmeye hazırlanırken, uzun paltolu...
    "ismet burada kalsın, sonra da morga gitsin" dedi...

    ayyaş bir şey demeden ayrıldı...

    dikiz aynasından uzun paltolu polise bakıyordum, dikiz aynasından ona baktığımı görünce...

    biraz öncekinden daha sert bir ses tonuyla...

    -"arif nerede lan" dedi...

    "bilmem, evde yok mu amirim" dedim...

    arkasını döndü, gözlerimin içine bakarak...

    -"niye öldürdün lan" dedi...

    uzun paltolunun yüzünde de, sesinde de, bakışında da benim katilliğimin resmi vardı...

    oysa kimseyi öldürmedim ben...

    donup kalmıştım, ne cevap vereceğimi de şaşırmıştım...

    "kimi" dedim sadece...

    "kimi"

    kimseyi öldürmemiştim ve öldüremezdim de ama keşke öldürseymişim...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster