Özelden suku istiyor silin bunu

Işte böyle gençlerin önünü açmak gerekiyor, ablanı yüz yüze tebrik etmek isterim

Boşaldım

Serin hikaye kardeş.

Fake hesabıdır, silebilirsiniz.

https://www.brazzers.com/...d/7544/hot-tub-titty-rub/

şuna benzettim ben

merhaba arkadaşlar,

geçtiğimiz haftalarda sizlere kurmaya karar verdiğimiz şirketten bahsetmiştim. entry aşağıda, şimdi de sizlere bu yolda karşılaştığımız zorluklarla ve son olarak ne yazık ki türkiye'de bu işe başlamadan nasıl bitirmek zorunda kaldığımızı anlatacağım.

entry: http://www.incisozluk.com.tr/e/182492626/

büyük heveslerle girdiğimiz bu yolda çok destek gördük, gerek şirketler gerekse devletten. aynı zamanda sizlerin de ilgisi bizi çok fazla mutlu etti. fakat daha açılışımızı yapamadan yurtdışına yönelme kararı aldık.

her şey çok güzel başlamıştı, daha şirketi kurmadan anlaşmalar vs yapmış, ücretsiz malzeme temin etmek isteyen şirketler ve kişiler bile olmuştu. ofisimiz bakamayacağımız kadar çok katalogla doldu. o dönemde de sizlere açıklama yapmıştım. ancak işler istediğimiz gibi gitmedi ne yazık ki.

yaklaşık 2 3 hafta önce tehditler almaya başladık. gerekli yerlere başvuru yaptık fakat bir sonuç alamadık. hepimizin sonuçta sorumlu olduğu insanlar vs. var fakat yine de biz vazgeçmedik. bir süre sonra büyük bir şirketten gelerek patentlerimizi onlara çok ucuz fiyatlara vermemizi istediler. kibarca geri çevirdik fakat bu sefer bizi tehdit etmeye başladılar. kendilerini kapı dışarı ettik.

buradaki yazdığım entry'i bile bana karşı kullanmaya kalktılar. sen bu düzeni değiştiremezsin izin vermeyiz gibisinden konuşmalar geçti. biz yine de vazgeçmek istemedik fakat aynı zamanda almanya'daki üniversiteler ile iletişime geçtik. arkadaşlarımızın hocaları vs yardımcı oldu ve almanya ofisini daha erken açmaya karar verdik.

bardağı taşıran son damla geçtiğimiz cumartesi oldu. cumartesi akşamları bizim için özeldir çünkü o geceler iş stresinden uzaklaşır ve topluca eğlenmeye gideriz. fakat o gece öyle yapamadık. ofisimize kendi tasarımımız olan bir alarm sistemi kurmuştuk. o gece yoldayken bir müdahale olduğunu haber aldık ve hemen jandarmayı da arayıp geri döndük. normal alarm sistemleri olsa belki deaktive edebilirlerdi fakat farklı bir tasarım görünce bunu başaramamışlar. buna rağmen ortalığı savaş alanına çevirmişlerdi.

laboratuvara vardığımızda çevrenin darma duman edildiğini gördük. bilgisayarlarımız ve tasarımlarımız parçalanmış, işe yarayabilecek tarzda evraklar ise kayıptı. bir süre orada oturduk ve konuştuk, her şeyi yeniden toplarız diye düşündük. birkaç saat sonra gizli numaradan arandım ve bir dahaki sefere sizler de içindeyken geliriz, istediklerimizi yapın dendi.

bu bardağı taşıran son damlaydı ne yazık ki. bizler de çalışmalarımızı birkaç gün içinde derleyip toparladık ve tamdıbını almanya'ya gönderdik. oradaki bağlantılarımız da buna çok sevindi, biz de sevindik tabiki fakat buruk bir sevinç oldu bu. aldığımız desteklerin iadesi veya ne yapılabilir onun için bir arkadaşımız da türkiye'de kalacak bir süre daha. kimseyi dolandırmış gibi olmak istemeyiz.

önümüzdeki hafta almanya'ya gidiyor ve biraz büyüdükten sonra Türkiye'ye tekrar dönmeyi planlıyoruz. umarız istediklerimiz gerçekleşir. buradan umutlandırdığımız arkadaşlarımızdan özür diliyorum. gelecekte daha güzel günler göreceğimize dair umudunuzu kaybetmeyin sizler de lütfen.

Almanya şartları bizim için daha iyi olacaktır diye umuyoruz. kullanabileceğimiz daha yüksek teknolojili laboratuvarlar vs bizim açımızdan daha iyi olacaktır.

başlığın anlam ve önemine gelince ise; türkiye'de bilimde ilerlemenin az olmasının sebebi bilimin ilerlemesinin istenmemesidir. yakın gelecekte bu değişecektir umarım.

hepinize başarılar dolu bir hayat diliyorum.

Merhaba panpalar,

Epey zamandır sözlüğe girmiyordum fakat bu sevincimi yıllarımı geçirdiğim bu sözlükte sizlerle paylaşmak istedim. Geçen hafta tüm evraklarımızı tamamlamış ve tüm imzaları atarak şirketimizi kurmuş bulunmaktayız.

Kendimi anlatayım biraz. yenilenebilir enerji alanında yüksek lisans sahibi bir elektrik mühendisiyim. Epey uzun bir süre teiaş'da çalışıp aynı zamanda yüksek lisansimi bitirmistim. Yıllarca da kendi şirketimi kurma hayali ile yaşadım. Bana bu konuda ilham veren kişi de universite okurken yanında staj yaptığım ozan bey'di.

8 arkadaş birleştik ve kosgeb'in desteklerine başvurduk. Arge ve yenilenebilir enerji alanında dehşet yatırım var. Toplamda 6 tane özgün patentimiz olduğu için desteği almamız kolay oldu. Kendi birikimlerimizi de ekleyince epey bir anapara oldu.

Bu 8 kişiden en az okumuşu yüksek lisans öğrencisi, doktoralı da 2 arkadaşımız var. Bu yüksek eğitim oranı aynı zamanda devlet desteği olarak da geri dönüyor bize. Muhasebecimiz bile yüksek lisanslı.

içimizde 2 elektrik, 1 makine, 1 elektronik ve haberlesme, 1 bilgisayar mühendisi bulunuyor. 1 tane fizikçi ve 1 tane de matematikçi var. Muhasebe işleri ile ilgilenecek arkadaşımız da iktisat mezunu. Ekibimizin tamamı büyük şirketlerde büyük projelerde çalışmış insanlar.

Ekipten benimle birlikte 3 kisi de sözlükte yazar. Hatta bir tanesi ile sözlükten tanıştık.

Şimdiden büyük şirketlerle konuşmaya ve yapmayı düşündüğümüz projeler hakkinda fikir alışverişi yapmaya başladık. Hatta simdi adini soylemeyecegim birçok yurtdisi menşeli şirket arge ve malzeme desteği vermeyi kabul etti. Ve daha hala görüştüğümüz onlarca şirket var.

Türkiyenin arge pazarına 4 tane birbirinden farklı ve yenilikçi ürünle girmeyi planlıyoruz. 2 tanesinin çalışmaları tamam. Şirketimizi de açılış törenini yılbaşından sonra yapacağız.

6 ay içinde de almanya ofisi açmak istiyoruz. Orada yaşayan arkadaşlarımız çalışmalarına başladı bile.

Şimdilik geniş bir garajı olan mütevazi bir ofiste çalışıyoruz. Garaj meselesi önemli, çünkü laboratuvarımız orası.

Şimdi konunun özüne gelecek olursak iş arayan veya hazırdaki işinden memnun olmayıp arge alanına atılmak isteyen arkadaşlar varsa burada onları da aramızda görmek isteriz. Varsa böyle arkadaşlar bana mesaj ile ulaşabilir. Bizler bildiğiniz arge diye destek vs alıp sektöre atılan ve sonrasında ticaret yapan çakallardan değiliz. Bilimin kalbine giden yolda yol gösterici olmayı hedefliyoruz. Tüm sosyal hakları vs veriyor, rahat ve guleryuzlu çalışma ortamı hedefliyoruz.

internet sitemiz de yapım aşamasında, açılış günü siteyi de açıp şirketimizin adını da buradan duyurmuş oluruz, şimdilik spoiler vermeyelim o konuda.

Son olarak açılışa sınırlı sayıda sözlüktem de arkadaşlarımızı davet edecegiz. Bilime meraklı istanbul'dan öğrenci kardeşlerimizden 3 tanesini aramızda görmekten memnun olacağız. Isteyenler bana buradan mesaj ile ulaşabilirler.

Iyi gunler dilerim.

Edit: bizi kasıntı tiplerle de karıştırmayın, açılıştan sonra istediğiniz zaman gelip çayımızı kahvemizi içebilirsiniz. Çok eğlenceli bir ekibimiz var.

edit2: farklı sektörlerden iş arayanlara da ileri dönemlerde referans olabiliriz. iş aramak zordur, bilirim. iş aramak için gittiğim perpa'da beni iş arıyorum dediğimde kovanlar bile olmuştu. Yine sonralara doğru bi projemiz için kaynakcı, mekanikçi, elektrikçi ve vasıfsız elemanlara da ihtiyacımız olacak.

edit:3 beyler, ilgilendiğiniz için çok teşekkür ediyorum, bir sürü mesaj geldi, hepsini okuyorum fakat taktir edersiniz ki o kadar mesaja şu anda yetişebilmem mümkün değil. açılışımızı yapalım, kapasitemize göre mesajlarınızla ilgilenip sizlere kesinlikle cevap vereceğim. bu konuda hevesli olan bu kadar arkadaşımızı görmek bizleri çok sevindirdi. bizler bu alanda bir öncü olmak için çıktık zaten yola, işlerimizi kapalı kapılar ardında yürütmektense türkiye'nin her yerinden hevesli kişilere ulaşmaktı amacımız. açılıştan sonra bir toplantı yapıp şimdilik ekgiblerimize göre sizlere ulaşacak, ilerleyen dönemlerde ise tamdıbına cevap vermeyi planlıyoruz. önceliği de inci sözlük yazarlarına vereceğimize söz veriyorum. zaten bugün kariyer siteleri de tamamen çöplüğe dönmüş durumda ve şirketlerin ucuza reklamlarını yapacakları mecralar haline gelmiş.

aynı zamanda çalışmaya hevesli fakat istediği gibi iş bulamayan kişi sayısının bu kadar fazla olması da türkiye açısından çok sinir bozucu bir durum. bugün şirketlerin tamdıbına yakını kurumsallık bahanesi ile kapitalizmi doruklarında yaşıyor. umarız yakın gelecekte türkiye insanları ucuz iş gücü olarak kullanmaktan vazgeçer.

Edit4: arkadaşlar ilginiz için çok sağolun, elimden geldigince mesajlara geri dönmeye çalıştım fakat çok mesaj var, bu yoğunluk ve stresin altında tamdıbına yetişmem mümkün değil. Bunun için kusuruma bakmayın lütfen, fakat mesajların tamdıbını okuyorum, iş veya staj gibi durumlar için ilk bakacağım yer zaten burası oldu artık. Cidden harikasınız, gençliğimizin bu kadar bilinçli olduğunu görmek çok güzel. Hep birlikte daha güzel günler görmek dileğiyle.

Soranlar için genel olarak tavsiyem sevdiğiniz işi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Atılım yapmaktan korkmayın fakat hesaplarınızı da yapmayı ihmal etmeyin, zor duruma düşmeyin.

Çalıntı amk, 1 sene önce filan birebir aynısını ekşide okudum. Çükü.

En az üzde 40 yakıt dolu olur diyene kadar desteklemiştim ama senden de bi tak olmaz anlaşılan. Çükü.

Uçağın iniş esnasında ağırlıktan dolayı teker koymasının sert olması uçağın yapısal bütünlüğüne hasar vereceğinden dolayı iniş esnasında yüzde 40 gibi büyük bir miktarda yakıt bulunmaz. Yakıt miktarı uçağın cinsi, yolculuk yapılacak limanın uzaklığı ve yoğunluğu gibi parametrelere göre belirlenir. Kısacası iniş esnasında olabildiğince az fakat güvenli inişi garanti edecek kadar fazla yakıt bulunmalıdır. Bu da yüzde 40 filan değildir.

kanal 7'de olması ironi içerir

selam beyler,

size yıllar önce başımdan geçen bir olayı anlatıcam. eleştirim milletin üzerinden prim yapan sosyetik facebook teyzelerine.

3 4 sene öncesiydi. o zamanlar hem elektrik mühendisliğinde yüksek lisans yapıp hem de çalışıyordum. yüksek lisansın da 2.senesi, günde 8-10 saat mesai yapıp 4-5 saat de üzerine araştırma, tez yazma vs robota bağlamışım. sosyal hayat zaten sıfır da, üzerine de yorgunluk var epey bi. pgibolog bir arkadaşım vardı, o dönemde dedi kesinlikle bi tatil yapman lazım, iyice kafayı yiyosun. 2 sene olmuş nerdeyse tatil yapmayalı. işkoloğim amk. bunları niye anlatıyorum anlayacaksınız sonunda.

gittim tez hocama, tamam dedi. patronla da konuştum, git ne kadar istiyosan dedi, şirkette kimse istemiyo beni zaten, yapılan her hata bana ekstra yorgunluk olarak dönüyo, hata yapanın ağzına sıçıyorum, işimi de iyi yaptığım için patron da seviniyodu ama artık onun da canına tak etmiş. neyse her şeyi hallettim 2 haftalığına köye gittim. tam bu zamanlar. telefon filan çekmiyor, internet vs hak getire. ben de dünden razıyım. çok severim doğal ortamları filan.

o zamanlar da millet pekmez filan kaynatıcak, meyve toplanıyo heryerde. ben de geldim diye komşular kapıda sıra oluyo artık, genç kimse kalmamış ki köyde, bi gittim her gün elma armut ağaçları. birini toplayıp ötekine geçiyorum.

bir gün çıktım elma ağacına, topluyorum filan. ağaç da tam yol kenarı. üzerimde de çamurlu yırtık eski bi gömlek ile pis bi pantolon var. her gün çamaşır mı yıkanacak köy yerinde amk, pasaklı pasaklı dolaşıyorum. ağaç da yüksek çok, etrafı görüyorum hep. uzaktan baktım lüks bi araba geliyo. araba geldi tam ağacın yanında durdu, etrafta başka kimse de yok. arabadan güneş gözlüklü dip boyası gelmiş chpli teyze kılıklı 4 tane sosyetik kadın indi. aralarında da konuşuyolar ne kadar temiz, ne kadar doğal, otantik filan.

delikanlı bi bakar mısın dediler, ben de buyrun dedim, indim ağaçtan. elma alabilir miyiz filan dediler, tabi dedim en iyilerinden verdim ellerine yiyolar, hem de resim çekiyolar. ben de paspal paspal bakıyorum öyle. sonra bi komşumuzun adını söylediler, oraya gidiyoruz nerde filan. kadın evin geliniydi ege tarafında bir yerlerden, bunlar da onun akrabalarıymış, kadın da geçici süreliğine gelmişti zaten, bunlar da ziyaret edelim demişler. yerini tarif ettim, bunlar teşekkür etti, dur resim çekinelim filan işte bize elma ikram eden delikanlı çok yardımsever filan övüp duruyolar. sonra bunlar toplandı gittiler.

ben aynı şekilde aileme, komşulara filan yardım etme ile tatilimi bitirdim, harika hissediyorum ama, böyle güzel bir his olamaz. istanbula döndüğümde epeydir girmiyorum, bi facebook'a bakayım dedim. öyle dolanırken baktım o sosyetik teyzelerin akrabası kadın bende ekliydi, onun etiketlendiği bir resim var, yorumları filan gördüm. baktım bu teyzeler geldiği zamanda birlikte resim çekinmişler. bakayım diğer resimlere dedim, albümde ilerilere doğru gidiyorum, lan bi baktım benim de olduğum bütün resimleri atmışlar, resimlerde de amerikalılara yakalanmış vietkonglu esir gibiyim amk. yine de tamam oraya kadar sıkıntı yok da, yorumlar filan acayip.

benim olduğum bi resim için kitap yazmış nerdeyse kadın, vay efendim çok efendi düzgün köy çocuğu filan, ama okuyamamış buralarda cahil kalmış, okusa iyi yerlere gelse ne güzel olurdu, türk gençliği böyle köylerde eğitimsizlik ile mücadele ediyor filan bir sürü şey. herhalde okul zamanı köyde çalışıyo olmamdan çıkarım yaptılar. yorumlara bakıyorum şu tarzda "haklısınız efenim, buralarda insanlık da göremiyor çoğu insan, fakat anlattığınıza göre bu delikanlı dünya çöplüğünde bir çiçek " filan gibi manyak manyak yorumlar. bunlar ne biçim tarikat dıbına koyim dedim. aradım kadının kocasını, sevdiğim de bir abidir, dedim abi ne bicim muhabbet bu hiç görmüyo musun filan, tamam ben hallederim dedi, resimleri kaldırdılar.

burada tabi benim alındığım köylü olarak filan görülmek değil. bura benim doğup büyüdüğüm yer, ailem de burada yaşıyor, ben de bir gün kesinlikle buraya dönücem. fakat bunun için öyle bir edebiyat kasmış ki insanlar aklınız durur. köyde yaşayan insandan sizin ne farkınız var, memleket okumuş cahilden geçilmiyor. yani sanki kendileri çok matah bişeymiş gibi yukarıdan bakar tarzda yorumlar filan, insanları incitecek tarzda şeyler bunlar. insanların eğitimsizliğinden dem vuruyor fakat bunu değiştirmek için de ellerini taşın altına koymuyorlar hiç. burada uzun uzun siyaset veya toplum bilimi kasamam şimdi ama keşke insanlar köy hayatının değerinin farkında olabilse. 2 haftada kendimi nirvanaya ulaşmış gibi hissettim.

bu entry içinde son kısımda o kadınlara laf sokmuş olmak isterdim fakat bulaşmak istemedim. yanlış da yaptım belki ama bilemiyorum. onların da haklı olduğu yanları olabilir belki fakat bu olay beni bunun üzerinde düşünmeye sevketti. sonucunda çoğu zaman görüştüğüm kimselere de köy okullarına yardım gibi konularda duyarlı olmalarını, ufak da olsa bağışlar yapmalarını, en kötü ihtimalle kitap defter yollamalarını rica etmeye başladım. elimden daha iyi şeyler geldiğinde kesinlikle onları da yapacağım.

sizlerden de ricam çoğunuz belki bu konuda yardım edemeyecek durumda vs olabilirsiniz, fakat çevrenizdeki insanları bu tarz sosyal sorumluluk projelerine yönlendirebilir, gönüllü olabilirsiniz. sadece yapmak isteyin yeter, yapabileceğiniz çok şeyin olduğuna emin olabilirsiniz.

senesini hatırlamıyorum da, babamın sünnetci arkadaşı bizim evin salonunda sünnet etmişti beni. mahallenin tüm benim yaşlarımdaki veletleri bize toplanmıştı amk. salonun kapısını kapattılar kesilirken ama millet kapının önünde kavga ediyo kim anahtar deliğinden bakıcak diye, arada da çat diye kapıyı açıp çükümü görmeye çalışıyolar. sonra benle yaşıt samet diye bi arkadaş vardı, bu çok zayıf diye hamsi diyolardı buna. hamsi dedi ki, abi ben kapıyı tutayım kimse giremez, gözlerimi de kapatırım bakmam. tamam dediler bu geldi, gözlerini kıstı, kapalı gibi görünüyo ama bakıyo. sonra bunu da kapı dışarı ettiler.

tam kesilirken sünnetci sordu, "boncuk takcaz, hangi takımlısın sen onun renginden olsun", ben de giresunsporluyum yeşil beyaz olsun diyorum mal gibi. lan adam çantasını bi açtı, içinde birsürü makas var. bu makaslar ne diye sordum, adam bi şaşırdı sonra "bunlar pamukları kesmek için" deyip beni başından savdığını sandı. ben de beklenmeyen bi şekilde kanamayacak dediniz, ne pamuğu ya dedim. ama en fazla 5 yaşındayım ha, öyle bi cevap beklemiyolardı tabi. sonra babamın arkadaşı vardı bi de fikret abi. o sırada dikkatimi dağıttı, bak bak resmini çekiyorum dedi, 4 5 poz fotografımı çekti, ben oyle onlarla uğraşırken de kesmişler gitmiş.

ama asıl acayip şey yıllar sonra 7. veya 8. sınıfa giderken oldu. sınıftaki kızlardan birisi komşumuzdu. bi gün ben evde yokken bize oturmaya gelmişler annesiyle filan. öteki komşuların zıpır bi çocuğu vardı ufak, bizim fotoğraf albümlerini bulup kurcalamışlar. lan kız da onların içince benim kanlı çüklü gene resimlerimden birini bulmuş, saklamış amk. ertesi gün sınıfa bi girdim herkes bana gülüyo. kız ben gelmeden bütün sınıfa göstermiş resmi amk. 1 sene dalga geçmişti şerefsizler benimle.

denedim çalışıyor, şuku+nik6

instagram'dan profil resmine bakmayı anlatmış, teknolojinin çakallıklarını bilen ve bize öğreten adam gibi adam.

yolla panpa

Bordo bereli abinin f16'ların aksamı veya yazılımı ile o kadar ilgili olduğunu gördükten sonra okumadım. Bsg diyorum mk hülooocusu.

Amcık düzgün oku, 2 hafta önce olan başka 3 gun once benim yaptigim baska, 2 kere meydana iniyo millet

Kıskanma oç

https://m.reddit.com/r/NS...rnstar_snapchat_accounts/

10 tane adres için gelen şukuya bak aq, şuku butonu çöksün istiyorum.

şaka şaka başa yazın aq.

arkadaşlar beni sözlükte bilen bilir. elektrik mühendisi bir panpanızım fakat işlerim dolayısıyla uzun zamandır sözlüğe giremiyordum. okul bittikten sonra teiaş'ın konya 9. iletim tesis ve işletme müdürlüğüne atandım ve uzun zamandır burada çalışıyorum. bu yaptığım binlik yüzünden işimden olabilirim ama anlatmazsam içimde kalır, 3 gündür gülmekten uyku uyuyamıyorum.

yaklaşık 2 hafta önce falan evde otururken elektrik kesildi. arkadaşları aradım, arıza vs. dediler önemsemedim ben de, yatmaya gittim. ertesi gün öğrendim ki millet elektrik kesilince yine darbe oldu sanıp koşa koşa valiliğin önüne toplanmışlar.
link: http://www.ensonhaber.com...eden-oldu-2016-08-30.html

bu olanlar tabi aklıma bi sazan.avi fikri getirdi ama nasıl yapıcam diye düşünüp duruyordum. perşembe akşamı şalt sahasında nöbetçiyken aldığım arıza uyarısından bu fırsatı yakaladığımı anladım.

akşam 9 gibi oturmuş çay içerken eski bir transformatörün yağ sıcaklığının yükseldiğini söylediler. bu kısımda sizleri teknik terimlere boğmadan anlatayım. normalde transformatör devreden çıkarılır ve yedeklerle veya yeterli ise hazırdakilerle devam edilir.

ben arızayı daha büyükmüş gibi gösterip tam da prime time'da olduğumuz için bu kadar yük altında arızayı çözemeyeceğimizi söyleyip bütün tesisi kapatmaya karar verdiğimi amirime söyledim. şehrin tamamı dallı şebeke şeklinde bize bağlı olduğu için tesisi kapattığım anda tüm şehir karanlığa gömüldü.

ağır ağır transformatörde yağ soğutma çalışması yaptırdım, diğer yandan da yedekleri hazırda beklettim ve sırıta sırıta facebook'tan milletin meydanlara inişini takip ettim. vali telefon açtı ve ona ufak bir açıklama yaptıktan 15 dk sonra filan şehre elektriği geri verdim. şimdi 3 gündür resimlere ve videolara bakıp gülüyorum.
link: http://www.haberturk.com/...darbe-endisesine-yol-acti

Not: bu entry tamamen hayal ürünüdür.

tank soförünün adamı gördüğü bile süpheli amk

var panpa, avcılar merkez

lityum iyon piller hava ile temas ederse tutuşup patlayabilir.

kimlerdensin lan yolağzında