• 0 / 0 / 5497 entry
  • 512 başlık
  • 10.56 incipuan

sanat icin hosaf icen esek ikinci nesil normal

  • +1
    vladimir garin
    http://www.youtube.com/watch?v=c30KoOjLXNQ
    ···
  • +1
    sadece benim konuşabildiğim bi dil
    sen okuma ayı
    ···
  • +3
    sadece benim konuşabildiğim bi dil
    buldum
    biraz önce buldum evet
    Yaradılış, kusurdan çıkarmış gibi gözüküyor bence
    Çaba ve hayal kırıklığından kaynaklanıyor sanki
    Ve bence dil de buradan doğdu
    Yani, yalıtılmışlığımızı aşma arzusundan ve bir başkasıyla bir çeşit bağlantı kurma durumundan
    Sadece bir hayatta kalma sorunu olsaydı kolay olurdu
    Bilirsiniz işte, "Su" dediğimizde bir ses çıkarırız
    Ya da "Sivri dişli kaplan arkanda" dediğimizde yine bir ses çıkarırız
    Ama galiba gerçekten de ilginç olan şu:
    yaşadığımız tüm soyut ve kavranamaz şeylerde iletişim kurmak için aynı simgeler sistemini kullanıyoruz
    Ne demek "hayal kırıklığı" ?
    "öfke" ya da "aşk"?
    "Aşk" dediğimde ses ağzımdan çıkar
    sonra diğer kişinin kulağına çarpar, beyninin kıvrımlı kanallarında yolculuğunu yapar
    yani, sevginin bulunduğu ya da bulunmadığı anılardan geçerek, dediğimi kaydederler, sonra 'evet' derler, anlamışlardır
    Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim?
    Çünkü sözcükler uyuşuktur beyler
    Sadece simgedirler
    Ölüdürler, anlıyo musunuz?
    Ve deneyimlerimiz o kadar kavranamazdır ki
    Algıladığımız pek çok şey anlatılamaz. Dile getirilemez.
    Dahası, yani, biz bir başkasıyla iletişim kurduğumuzda, ve biz bağlantı kurduğumuzu hissettiğimizde, anlaşıldığımızı düşündüğümüzde, zannedersem manevi bir birlik hissetmiş oluruz
    Ve bu duygu geçici olabilir
    ama galiba da bunun için yaşıyoruz
    ···
  • 0
    nasılsa gecelik seks yaşıyorum niye para almim
    valerie ve zihnimin ücra köşesine yerleşen o şuh sesi
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    ertesi günün sabahı 7:14 de tavuklu saatimin herhangi bir epileptiği yaşamdan kısa süreli soyutlayabilecek o gürültüsü ile uyandım. metal tokmak hiç olmadığı kadar kızgındı o sabah. yatakta oturur vaziyete geldim. güneş o vakitlerde başucumdaki bardağa yansır, gözümü alırdı. bu sayede unutmam alacağım ilaçları. o gün gözümü alan herhangi bi yansıma olmadı. bardak her zamanki durduğu yerde duruyordu oysa.
    cama doğru yöneldim hışımla. jaluziyi araladım. suratıma anlamsız bi gülümseme yerleşti. aylar sonraki ilk yağmurdu bu. uzun zamandır beklediğim.
    köpek bu sabah havlamadı. hazırlanıp yola koyulacaktım yine. diğer normal insanlar gibi, belki olması gerektiği gibi. yetişmek zorunda olduğum bi işim, öperek uyandıracağım bi kadınım, ya da mahallemde içtima yaptırabileceğim belediye spor aletlerim yoktu. yine koyulacaktım yola. ama farklıydı bu sabah. gülümsedim.

    pikapın iğnesini yavaşca bıraktım dönen plağın üzerine. tek çorabım görünürlerde yoktu bu arada.
    http://fizy.com/#s/1dig3f
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    ben bunu bu halde görünce, söylemesi ayıp kahvaltıda da yerim diye karambolde zulaladığım bi kase irmiği uzattım. korkunçlu adam bakmadı bana. önüne koydum ben de irmiği. sonra dedim fakir olduğu için acıdığımı hissetip yerindi heralde. o an aklıma gelen ilk yabancı şarkıyla:
    - boney m?
    + ...
    - boney m'e bayılırım!
    - mam mam mam ma, ma baker she th..

    kafamda kurguladığım tablo şuydu
    http://www.youtube.com/watch?v=aAjevvw-mXE

    ancak korkunçlu kaba adam, ben daha büyük hevesle başladığım nakarat kısmını bitiremeden birden öne doğru davrandı. hışımla irmik helvasına uzandığı gibi çevik kol hareketi ile helvayı suratımın ortasına fırtlattı.
    bi 3-4 saniye şu pozisyonda kaldım
    http://imgim.com/1snf1.jpg

    tüm bu başıma gelenlerin nedenini sorgularken öne doğru eğilmiş korkunçlunun saçlarının kapattığı o rozeti farkettim. bir şeylerin döndüğünü o an anladım. rozetin taşıdığı sembol, samur bıyıklınınkiyle aynıydı..
    ···
  • 0
    mazurka
    kısa yaşamın ürettiği o son
    http://www.youtube.com/watch?v=FbrCi1TX_XI
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    dışarı çıktığımda görünürden kaybolmuştu samur bıyıklı. midemde ise acı bir yanma. yediğim son kaşıktı o anki düşmanım. kökeni olsa olsa esen rüzgarlarla manipur köylüsü indulananın kavruk tenini yalayan buğday taneleri olurdu bu irmiğin. başka irmik de yakamazdı zaten hassas midemi bu denli. bulutlar giderek yerini boy boy ayılara bırakıyordu. büyük olanın parlatmaya başladığı caddede yürümeye başladım cüviyk cüviyk. arnavut kaldırımı yolda yaklaşık 314.159 kaldırım taşını geride bırakmıştım. eski bir saatçi dükkanını geçince duvarın dibinde indian pipe tüttüren saçı sakalı birbirine girmiş bir adam oturuyordu. üzerindeki paçavradan bozma paltosu, akakievich görse üzerindekini çıkarıp verebilecek nitelikteydi. beresinin ve uzun saçlarının yanında eski ama büyükçe bir kulaklık kaplıyordu kulaklarını.
    dışarıya belli belirsiz bu melodi yayılıyordu
    http://www.youtube.com/watch?v=ylAPAENu84Y
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    beyler sizi gibebilir miyim çok istiyorum çünkü :(
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    bi 10 saniye falan zoraki gülmeye devam ettim. başkan yardımcısının kazanı elimden hışımla alırkenki bakışı, artık alışık olduğum o "zavallı ucube" bakışıydı. memurların helvaya giriştikleri sırada vitray camdan süzülen ışık süzmesi parlak deri pantolonumdan, o an kapıya doğru yönelmekte olan samur bıyıklının rozetine yansıdı. telaşlıydı samur bıyıklı. yüzündeki o anlamsız gülümseme yerini tedirgin göz-dudak-bıyık kombinasyonuna bırakmıştı. kapıya ilerlerkenki hızlı adımlarından bir şeylerin ters gittiği kanısına vardım kendimce. arkasından ilerlemeye başladım. samur bıyıklı kapıdan çıktığı sırada emekli ipli gözlüklü de kendine geliyordu. bıyıklının ardından çıkmak isterken bacağıma bir müdahale hissettim. ne olduğunu anlamadan yüzü koyun yere kapaklandım. "askeeeer!" diye bağırdı ipli gözlüklü ben yerde uzanmış ona doğru bakarken. "beyefendi ne yapıyorsunuz kafayı mı yediniz siz ya?!" diye karşılık verdim.
    "başla!" diye birden ayağa kalktı ve devam etti.
    "daglaraaaa atarız pusu
    haram olduuu gece uykusu
    bizim bölüğeee bir yudum suuu
    yetmez mi sanaaaa erzincan kızııı.."
    ···
  • 0
    popstar barış
    (bkz: popstar barışın deri pantolonu ile)
    ···
  • 0
    çerkes tavuğu yaptım capslii
    rengi koyu olucak biraz daha
    ayrıca tadı önemli
    bir çerkesin test etmesi lazım
    adresi veriyorum
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    "25. mekanize piyade tugayı!" diye bağırarak kapıya doğru hızlı adımlarla koşan ipli gözlüklü, tam o anda içeri giren kriminal büro amirliği görevlilerin açtığı kapıya yaklaşık 7km hızla çarptı. çarpmanın etkisiyle olduğu yere yığılan ipli gözlüklü muhtemelen tanrı parçacığını görecekti düşünde. daha sonradan emekli kore gazisi olduğunu öğrendim. sabahları 6 da belediye spor aletlerine içtima yaptırırken görenler oluyormuş. herneyse. "müftü zübeyir beyle konuşmamız lazım" dedi memurlardan biri. belediye başkan yardımcısı öne atıldı "zübeyir bey gelmediler henüz. konu neydi memur bey?". "kendisiyle konuşmamız lazım. geldiğinde en yakın şubeye uğramısını söylersiniz" diye cevap verdi memur. başkan "helva yer miydiniz?" diye sorduğu anda fırsattan istifadeden ziyade midemde bi kıyılma hissedince masanın üstünde duran kazandan bi kaç kaşık helva yiyim demiştim. bir anda bütün kadife pantolonlu ve kasketlilerin gözü bana çevrildiğini hissettim. ama çok geçti. kucağımdaki kazandan son kaşığı ağzıma atmıştım artık. ağzımdan dudaklarımın kenarına yapışan ılık irmikler fırlarken "doyu nöbücüm döştö omo dömö öhöhöhöhö"
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    yalan söyledim yok
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    ben takip ediyorum diyen ilk kişiye küçük bir sürprizim var:)
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    biraz sonra kadife pantolonluyu bir deste kaşıkla gelirken gördüğümde kan beynime sıçradı. muhtemelen sabah osuruğundan tam randuman almak adına züt yanaklarını birbirinden ayırmak için kullandığı o virüs yuvası elleriyle kaşıkları ağız kısmından avuçlamıştı. başkan yardımcısı plastik kasede irmik helvasını bana doğru uzattığında; " beyefendi ben bu koşullarda helva yemeyi reddediyorum. hijyen ndıbına en azından antibakteriy.." derken " al hacı abi " diyerek arkamdaki kasketliye uzattı irmik helvasını. neler olduğuna bir anlam veremedim. hayatım boyunca hiç bu kadar aşağılanmamıştım. o anki hırsımla 200.000 bin amerikalı önüne çıkıp "i have a dream" sözüyle konuşmama başlayabilirdim. yine de ağzımdan çıkan "ya bi dakka ne ittiriyosunuz?!" oldu. tam o sırada tüm kadife pantolonlular ve kasketliler dışarıya kulak kesildi.
    duyulansa bu acı sesti: http://inciswf.com/chfiq58r.swf
    ···
  • +1 -1
    popstar barışın deri pantolonu ile
    bu tatsız olayın ardından tekrar göbekli kareli gömleklinin gülüşüne odaklandım. bu grotesk kapanında o gülümseyişe sebep ne olabilirdi. sıranın bana gelmesi yaklaşık 45 dakika sürdü. bu sırada külot giymeden çıktığım için kendime kızdım biraz. çünkü taşşaklarımın buruşukluğu yıllar boyunca komünist düzene çapa sallayan yaşlı markov'un ellerindekini ya da pisagor'un tetraktys üzerinde çalışırkenki beyin kıvrımalarını andırıyordu. belediye başkan yardımcısı başka bi kadife pantolonluya talimat verdi. kaşık bitmiş.
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    "hey hey neler oluyor" diye karşılık vermek isterken "geç lah şöyle amua gorum senin" sözleriyle ikinci hamlede geri püskürttü beni kemerli burun. ilk hamledeki başarısızlığından dolayı sinirliydi. gözleri pantolonum ve suratım arasında gezinirken bu kemerli burunun hayatına gördüğü en ucube yaratıktım. en sonunda "yazık la kimin çocuğuysa" bakışı attı bana. bir kişi daha helvasını almış sırayı terkediyordu o sırada.
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    oraya vardığımdaki karmaşık düzen beni derin düşüncelere gark ettirdi. göbekli ve kareli gömleklinin samur renkli ince bıyığının altındaki gülümsemeye odaklanmaya çalıştım. yakından görmek için öne doğru hamle yaptığımda zütümün üst kısmından aşağı doğru sanki kredi kartını post makinasından çekme hareketi gerçekleştiğini hissettim. farkında olmadan sırasına geçtiğim kemerli burun beni pantolonun belinden tutup durdurmak istemiş, ancak zütüme yapışan dar pantolum o nasırlı parmaklara geçit vermemişti. sıcağında etkisiyle kayganlaşan zütümden ciyuv diyerek aşağı doğru püskürtmüştü eli zütüm.
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    bu kesif hava kütlesi görüşümü olumusuz etkiliyordu. gözlerimi kısarak salonun diğer ucuna baktım. belediye başkan yardımcısı ve 2 göbekli ve kareli gömlekli helva dağıtıyorlardı. oraya yöneldim cüviyk cüviyk
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    hemen kapının sol girişinde çömelik oturan kadife pantolonludan henüz müftünün orda olmadığını anladım. içerisin sıcaklığı, greenwichde kaynatılan bir ıhlamur kadardı. yaklaşık 1,2 fahrenait
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    salona ağır kadife pantolon ve kasket içi kokusu hakimdi. genel yapı itibariyle barok dönemine ait geniş skalalı tavan frenksleri, oval vitray camlarındandan sokulan güçlü aydınlık ve gölge kontrastlarına sahip tipik belde müftülük sosyal hizmet salonuydu.
    ···
  • 0
    popstar barışın deri pantolonu ile
    müftülükteki bayramlaşmaya katıldım
    sıcağın da etkisiyle zütüme yapışan pantolonumdan yürüdükçe çıkan cüviyk cüviyk seslerinin arasında salona giriş yaptım
    ···
  • 0
    valeryan
    işbu entry, yazarın hayat fonksiyonlarını kontrol amaçlı girilmiştir.
    eskilerden kim kaldı di mi?
    ···
  • 0
    haszirtakoz
    http://assets.diylol.com/...576e6f.gif?1305700666.jpg
    ···
  • daha çok