1. 51.
    +1
    duymazdan geliyorum. bakıyorum dedeler hep ilgileniyorlar bizle. paso sağa sola bağırıyorlar.

    torunlara çay getirin.

    torunlara battaniye getirin.

    biri bağırıyor.

    istanbullu torun yok mu diye.

    koğuş bayram yeri gibi. anlamsız şekilde çok seviliyoruz.1 2 saat sürüyor bu muhabbet sonra yat veriliyor yatıyoruz.
    ···
  2. 52.
    0
    sabah oluyor uyanıyoruz. hafif bir spordan sonra zimmet işleri başlıyor.

    g3; şarjör;mermi;hücum yeleği;çanta;kazak;hedik;met;kar elbisesi;kar gözlüğü;panço;cep sobası;özel iklim elbisesi (gore-tex) vs vs.

    kendimi ediz hun sanıyorum bi ara. bi seferde bu kadar imza mı atılır ?

    zimmet bitince serbest bırakıyorlar bizi. zaten doğuda memur gibisindir. saat 6 ya kadar eğitim spor yaparsın gece pususu ;operasyonu ;olağanüstü hali ; acil müdahale mangası değilsende karışanın görüşenin olmaz.

    bende fırsattan istifade edip etrafı çözeyim dedim. nizamiye kapısına geldim.
    kapı dediğime bakmayın. şimdi ki apartmanların garajında olan gibimsonik kumandaya basılınca açılan direk yok mu ? işte onun vita yağ tenekesine beton doldurulmuş asker tarafından elinle bastırınca açılanı bizim nizamiye kapısı.

    sağa bakıyorum göz alabildiğince dağ. sola bakıyorum göz alabildiğince. zaten karşım dağ. arkamı dönüyorum munzur.bi arka nizamiye kapısının orada ufak bir köy var ama toplasan 30 hane yok. yaklaşık 30 kilometrekarelik alanda sadece biz ve 10 km aşağıda bulunan yumurta düşmanı jandarmalar var ve bir okul. onun özel bir ismi vardı okulların aklıma gelirse editlerim.
    ···
  3. 53.
    +1
    3. yada 4. geceydi sanırım. gündüzden sporumuzu eğitimimizi yapmış koğuşa geçip uyumuştuk.

    birden gecenin sessizliğini yaran o ses duyuldu.

    kalkın görüntü alındı. herkes kalksın. koğuşu boşaltın. herkes tam techizat içtima alanına.

    o zamanlar bilmiyoruz tabii neyin ne olduğunu. dedim uyku sersemi kendi kendime nez yeni sevgilisiyle paparazzilere yakalandı herhalde onun görüntüsünü aldılar.

    etrafa bakıyorum millet jet hızıyla giyiniyor ,çantaları kapıyor, bi bizim tim şaşkın birbirine bakıyorken dedelerden biri;

    hadi torunlar operasyona çıkıyoruz kutu deresinde terörist görülmüş hemen giyinin

    demesiyle kat kat giyiniyoruz. acemilik işte. - 40 derecede yapılacak şey mi?

    nerden bilebilirdik ki. soğukta tam aksine az giyinilmesi gerektiğini. gore-tex'in - 50 dereceye kadar soğuk geçirmediğini.
    ···
  4. 54.
    0
    üsteğmenimiz kısa bir konuşma yapıyor. herkesi hızlı bir şekilde kontrol ediyor.

    gore-tex'ler giyilmiş mi? kar elbiseleri kar maskeleri var mı? yer yer kar kalınlığı 4 metreye ulaştığı için herkes hediklerini yanına almış mı. cep sobaları mevcut mu.

    o arada kumanya dağıtılıyor.her şey aceleye geldiği için ufak 1 tane konserve ve bir ekmek hepi topu.

    derken başlıyoruz yürümeye. önceden işaret dilini öğrendiğimiz için her şeyi işaretle gösteriyorlar ama zifiri karanlık her yer. gecenin kim bilir kaçı.biz acemiliğimizden de kaynaklı konuşuyoruz aramızda görmediğimiz işaretleri. yaklaşık 2 saat karda yürüdükten sonra görüntü alınan yere çok yaklaştığımızı ve yolumuza değişik bir şekilde devam edeceğimiz söyleniyor.

    tüfekler yüksek tutuş diyor üsteğmen.
    ···
  5. 55.
    +1
    2 elimizi havaya kaldırıyoruz başlıyoruz derenin içinde yürümeye. zaten hava buz. suyun içindeyiz her adım atmada derinleşiyor dere.ilk botlar gömülüyor suya.buz gibi su doluyor ayaklarıma.ama öyle bir şey ki bu gore-tex'ler yürüdükçe ayağım su dolu olduğu halde üşümüyor.her adımda su daha da yükseliyor. nerdeyse çene hizamızda su .yarım saattir yürüyoruz. bi an kendimi rambo filmlerinde sanıyorum.lan diyorum başkası anlatsa inanmazsın ama yaşıyorsun diyorum.her adımda bir belirsizlik. daha kaçıncı gün? nerelerde neler yapıyoruz diyorum kendi kendime. biraz daha yola devam edip hakim bir tepeye konuşlanıyoruz. metleri yere serip o ıslak bedenlerimizle yatıyoruz karların üstünde pusuya.
    ···
  6. 56.
    0
    üçerli şekilde mevziye yerleştiriyor üsteğmen bizi. herkes 2 saat nöbet tutmak zorunda. onca saat yürüdükten su içinde bi plastiğin üstünde dağda dururken bir de nöbet belası çıkıyor başımıza. şehit düşen akrabanın intikdıbını alma günüdür bu gün kenan diyorum dayan diyorum kendi kendime.2 saat geçiyor badimi uyandırıyorum ali diyorum sıra sende. tilki uykusuna yatıyorum. içimde bir heyecan. yatmadan roketatar'ı tam dolduruşa getiriyorum yasak olduğu halde. üzerine çanta örtüyorum gözükmesin diye.

    sabah oluyor hafiften. karşı mevzilerimizde kelli felli adamlar var. bakıyorum hiç bizim yaşıtımız değil. usulca dedelerden birinin mevzisine gidiyorum. dede bunlar kim ?

    jitem ; kimse görmeden mevzine git diye tembihliyor.
    ···
  7. 57.
    0
    akşama doğru üsteğmenimiz geri dönmemiz gerektiğini söylüyor.hem kumanyamız az hem de etrafta kimse yok. kanı bozuklar ya bizi görüp yol değiştirdi ya da bir ine girip gitmemizi bekliyor.

    dönüş yolunda ızdırap başlıyor. hepimiz kalın giyindiğimiz için her adımda vucut ısımız inanılmaz artıyor resmen giysi içinde boğuluyoruz. zaten kar olmuş 4 metre. ayağımızda hedik olduğu halde bata çıka ilerliyoruz. üzerimizdeki mühimmat da buna eklenince ayaklarımızın dermanı kesiliyor ister istemez.

    bir kaç saat yürüdükten sonra bölüğe varıyoruz.ama tim komutanımızın suratı cin çarpmış gibi.bir aksilik olduğu belli. nedir ne değildir derken bölükte gürlüyor sesi.

    3. tim üstünüzde don kalacak şekilde soyun. şınav vaziyeti al.
    ···
  8. 58.
    0
    herkes şaşkın birbirine bakarken gürlüyor yine.

    kime diyorum geveze pekekentler.

    herkesin jeton düşüyor. ses ;çöp ; ışık disiplini vardır doğuda. ilerki entrylerde anlatırım. ses disiplinini ihlal ettiğimizi uyanıyoruz ama iş işten geçmiş tabi.

    soyunuyoruz hemen üzerimizde don ayaklar çıplak şınav vaziyeti alıyoruz.

    1

    komadooooo

    2

    komandoooo

    3

    komandoooo

    27

    komandoooo

    kaç oldu ?

    zütveren güdük rıdvan zıplıyo

    27 komutanım

    0

    komandoo

    1

    komandooo
    ···
  9. 59.
    0
    şınav çekmekten artık gögsümüz hizasındaki kar düzleşmiş. komutan hala kızgın.

    bağırın diyor .

    kendim ettim
    kendim buldum

    kendim ettim diyip şınav çekerek kalkıyoruz

    kendim buldum diyip tekrar gögsümüzü kara yaslıyoruz.

    bir müddet böyle devam ediyoruz .en sonunda insafa geliyor. koğuşlara yolluyor bizi.

    herkes donmuş. üstünü kuruluyor. kuru kamuflajları giyiyor.

    ikinci dersimizide böyle alıyoruz.
    ···
  10. 60.
    +1
    ertesi günü künyeler için lastik dağıtılıyor. çünkü gecenin karanlığında en ufak ses bile kilometrelerce uzaktan duyulabiliyor. hele bizim gibi en ufak canlının yaşamadığı bir yerdeyseniz. özenle künyeler lastiğe çeviriliyor. kamuflajların ses yapmaması özel bağlar getiriliyor. eklem yerleri özenle bağlanıyor. işaret dili eğitimleri devam ediyor bir yandan. gece görüş kameraları zimmetleniyor. gece ışık yakılmaması aynı ses gibi ufak bir sigaranın ateşinin bile kilometre uzaktan görüldüğünü nice vatan evladının bir sigara uğrana kanasla nasıl şehit edildiği anlatılıyor. arazide çöp bırakmanın teroristlere askerin nerde konakladığını bildireceğinden tüm çöpleri ya gömmemiz ya da yanımızda taşımamız gerektiği anlatılıyor.o şınavın üstüne zaten herkesin kulaklar dikilmiş pür dikkat dinliyoruz. aslında yaşamla ölüm arasındaki o ince çizginin burada ne kadar da yakın olduğunu hissediyoruz komutanımızın her kelimesinde.
    ···
  11. 61.
    0
    bir yandan gece pusuları başlıyor.bu sefer ilkine göre daha tecrübeliyiz tabi.

    kumanyalar; ekmekler alınmış. gündüz kantinden içilen kola petleri saklanmış içi suyla doldurulmuş; kamuflajlar ;kar elbiseleri giyilmiş;şarjörler kontrol edilmiş;silahın bakımı yapılmış çakı gibi içtima alanında bekliyoruz emirleri.

    komutanımız çok geçmeden geliyor. landlara binin diyor.

    biniyoruz. 1 saatlik yolculuktan sonra bir dağın yamacında indiriyorlar bizi.

    landçılara geri dönün bundan sonrasını yürüyerek devam edeceğiz diyor.

    başlıyoruz yürümeye. bir kaç saat sonra dağın tepesinde hakim bir mevki bulup konuşlanıyoruz. sırayla nöbet yine sabah oluyor.

    gözler ufukta eller tetikte bekliyoruz. gelen giden yok.

    sabah oluyor. yine aynı şekilde bekliyoruz. etraf sakin.
    ···
  12. 62.
    0
    o günün akşamı geri dönüyoruz bölüğe. komutanımızın yüzü gülüyor bu sefer.

    yarın izinlisiniz diyor. içtimada görünün yeter.

    sabah içtimaya çıkıyoruz. sonra tüm gün koğuşta uyuyoruz.

    akşama doğru silah bakımı yapıyoruz. sonuçta elimizde ki silahlar g3

    keleş gibi suda çamurda çalışan bir silah değil ki.

    karda yağmurda gezerken hemen pas tutmaya meyilli.

    zaten pusu dönüşü ilk silah bakımı olacağını komutanımızın bize bir seferlik kıyak yaptığını ilerleyen günlerde anlıyoruz.
    ···
  13. 63.
    +2
    bu arada koğuş demişken size koğuşumu tarif edeyim. içerde yaklaşık 30 tane ranza var. koğuşun kapısı tahtadan. eski köy evleri gibi. camın etrafıda tahta zaten. tahta kurularının arayıpta bulamadığı bir mekan yani. dışarda kar yağdığı zaman yağmur yağardı koğuşumuza. eriyen karlar tahtaların arasından üzerimize damlardı. hele kışın. kar kalınlığı 3 4 metreye ulaşınca elimizde kazma kürek tünel kazardık yemekhaneye gitmek için.ne günlerdi.

    2 bölük vardı kaldığımız yerde. bizim koğuşun az ilersi yemekhane onun az ilersi de 2.bölüktü. ön tarafta da içtima alanımız sağ çaprazında landçıların garajı sol çaprazda da revir vardı. ve göz alabildiğince dağ.
    ···
  14. 64.
    +2
    birde destek timi vardı. bizim bölükte karşı koğuşta. havancılar berber kantinci land şoförleri vs olurdu. bunlar mümkün mertebe pusulara bizimle çıkmaz bizim yokluğumuzda bölükte nöbet tutarlardı.biz ise tunceliyi karış karış gezer yeri geldiğinde jandarma karakollarına yeni asker gelene kadar desteğe kah skorski ile kah yürüyerek giderdik. ilerleyen günlerde bunlarla ilgili capsları da paylaşırım dostlar.
    ···
  15. 65.
    +1
    bu gecelik bu kadar dostlar. iş güç olduğu halde bu saatlere kadar sırf okuyan insanlar var diye yazıyorum. sonuçta bende insanım. kendime vakit ayırmadan burada yazıyorum. hatta bu gün ofisten bile bi kaç entry girdim cumartesi pazar yazmadığımdan dolayı. sonuçta okudukça anlayacaksınız pgibolojik durumumu. hala bazı geceler mermi sesleriyle uyanıyorum. anlatırken hep zaman mekan karmaşası yaşıyorum. şu caps olayını halledeyim o zaman daha çok hak vereceksiniz. şimdilik eyvallah.
    ···
  16. 66.
    +1
    arazi çok engebeli. kışın ayrı bir derdi yazın ayrı bir derdi var.

    kış olur kar kalınlığı 4 metreyi geçer hedikle zor yürürsün. - 43 derecede termometrenin donduğunu gördüm bölükteki. varın siz hesap edin gerisini. nöbetler 15 dakikaya düşer.her ne kadar gore-tex'te giysen kafan yüzün dışarda ister istemez. zaten tipi kar bir başladımı görüş mesafesi yer yer 1 metrenin altına düşüyor. zaten kansızlar erkekçe savaşmıyor. bir de görüş mesafesi olmayınca resmen ölüme yolculuk yapıyorsun intikal esnasında.

    yaz olur 40 dereceye varır sıcaklık.o dağlık alanlar bin meşe denen o lanet ağaçlarla dolar.bu öyle lanet bir ağaçtır ki anında 1 2 metreye ulaşır . dalları o kadar sık olur ki
    bazen önündeki adamı kaybedersin. serttir de bu ağacın dalları. gözün silahında olmazsa emniyeti açıp bir kaç adım sonra tetiğe giren dalla önündeki arkadaşını vurman kaçınılmazdır. roketatarcı olduğum için her zaman timin en arkasından geliyordum. benim bile başıma geldi. gözüm bir takıldı baktım silah seride.
    ···
  17. 67.
    +1
    arazide şartlar zordur. kumanyanı suyunu idareli tüketmek zorundasın.3 gün diye çıkarsın pusuya bir anons gelir 1 haftaya uzar pusu. kışın kar eritir içersin neyse de ya yazın?

    intikal esnasında belki 100 tane su birikintisinden ; nehirden geçersin ağzın yüzün çatlamıştır susuzluktan. birinden bir yudum su içemezsin suya zehir katılmış olabileceği ihtimalinden dolayı. nice babayiğitleri bu şekilde zehirlemiş kansızlar bizden 3 4 sene evvel.en güvenli içebileceğin su topraktaki çukurlara biriken su dur. rengi toprağın rengini almıştır suyun. seçim şansın yoktur.

    kumanya bittiyse yazın sorun çıkmaz arazide. bulduğunu yersin.ot bitki vs. kaçınız diken yedi hayatında ? evet bildiğiniz diken. onu taşla ezip dikenlerini çıkarıp içindeki katı şeyi? peki ya kışın? her şey karlar altındayken ?
    ···
  18. 68.
    +1
    18 aylık askerlik hayatımda hiç çarşı iznine çıkmadım. sadece bir kaç kez ovacıkta erzak almak için çarşıya çıktım. çarşı diyince öyle aklınıza büyük bir yer gelmesin. hepi topu 15 tane dükkan ya var ya yok. esnafı bildiğin sırtlan. o zamanlar rodi pantalonu 40 tl ye satıyorlar bizim görmemiş cahil devrelere.

    domates alıyorsun kaç para diyorsun

    komutanım görev nereye diyor amk kansızı.

    ananın dıbına.

    zarflıyor aklı sıra . haber verecek ya .

    etrafa bakıyorum bi korku filmi vardı şimdi tam hatırlamıyorum adını onu andırıyor. herkes yaşlı. bir tane genç insan yok. ulan nerde bu genç nüfus ?

    mehtaba 1 gün kala anlıyoruz genç nüfusun nerde olduğunu.
    ···
  19. 69.
    +1
    dağlarında ufak köyler bulunur. medeniyetin daha ulaşmadığı. köy dediğimde en fazla 10 hane. pusuya genelde geceleri giderdik. bu kansızlar tesadüfe bizi görünce hemen teneke davul ne bulursa çalmaya başlarlardı.ilk zamanlar denyolara bak gece 2 de eğleniyorlar derdik. sonradan anladık şerefsizlere komandolar geliyor kaçın diye haber verdiklerini.

    gece 4 te çamaşır asanları mı ?

    asker geçerken evin önündeki parlak metali ayın ışığına doğru tutanları mı ?

    ne kansızlıklar ne kahpelikler gördük.
    ···
  20. 70.
    +1
    öyle zor arazi şartlarında giderken burda hayvan bile yaşamaz diye kendi kendime konuşurken
    karşıma çıkan ufak köylerde elektrik direkleri gördüm.

    ulan kansız. sırtımda 40 kilo çantayla ben dağ keçisi gibi zor tırmanıyorum .

    hepi topu 10 ev ya var ya yok. zaten evlerin hepsi taştan yapılma. damları kerbinten.

    devlet sana buraya kadar elektrik getirmiş.

    sen hala nelerin peşindesin ?
    ···