düşüyomu böle pnp ?

bir kızı seversiniz, aşık olursunuz, iti olursunuz, köpeği olursunuz, ona her şeyinizi vermek isterseniz, onunla mutlu olursunuz, onunla yaşlanmak istersiniz

abla da sizi kabul eder, "kalbine" alır, sizinle çiftleşir, çocuk da doğurur. ama üç sene içinde size aşkını kaybeder. çünkü her gün başka bir zayıflığınızı görür. bu zayıflıklar, yani insansı yanlarınız her gün kadının içindeki hayranlığı yok eder. bunlar öyle yaratıklar ki, sizin bir insan değil, tanrı olmanızı ve onları dölleyerek, onları da tanrıça yapmanızı isterler. kadının aşkı budur. kadın sizi sevmez, tanrıça olmayı sever. sizi de onu tanrıça yapacak bir yunan tanrısı gördüğü sürece kukişkosuna akmanıza izin verir. ona tanrıçalık hediyesini vereceğiniz için sizi sever ve ister.

fakat ilişkinizin üç senesi içinde, her hareketinizden, her sözünüzden, her yaşanandan bir detay yakalar ve "ulan bu adam tanrıça değilmiş, zayıflıkları var, hastalıkları var, defektleri var," diye düşünmeye başlar ve sonunda sizin döllerinizi istemediğine karar verir... tüm bu süreç bilinçaltında sinsi sinsi devam eder. kadın bile ne yaptığının bilincinde değildir. ama bu süreç tamamlandığında sizin büyük aşkla hayatınızı vakfettiğiniz merveciğiniz için siz artık bir böcekten farksız hale gelirsiniz, mervenin aklı iş yerinde tanıştığı yakışıklı, zengin, güçlü, yeni tanrıcık tonguç'a kaymıştır. merveciğiniz artık tonguç'un malafingosunu arzuluyor, tonguç'un döllerini alarak tanrıçalaşacağını hayal ediyordur.

gördüğünüz üzere dostlarım... size öğretilen bütün aşk kuralları yalan.

sadece karınızın, sevgilinizin sizi küçük görüp saygısını/arzusunu kaybedeceği zamana kadar sevdiğiniz kadınla aşk dolu dokunuşların tadını sürecek ve sonra tüketilmiş, harcanmış, bitmiş bir posa olarak sevdiğiniz kadının zihninde/hayatında çöpe atılacaksınız.
üstelik tüm bu süreç sonunda suçlu da siz olacaksınız. toplum, ilişkinizde aşkın bitmesinin sorumlusu olarak sizi görecek, çünkü kadınların çok eşliliğini konuşmak nedir, yasak! tabu! dolayısıyla, suçlu otomatik olarak sizsiniz. kadını mutlu edemediniz, hatalar yaptınız, yanlışlar yaptınız ve kadın da sizi terk etti. aferinler ona, tükürükler size.

akıllı olun dostlarım.

kadınların ağına düşmeyin. bilinç kazanmamış, kafası çalışmayan, kendini ve duygularını analiz edemeyen, vahşi güdülerinin peşinde sevdiği insanları harcayacak kadar cahil kadınların, ki biz onlara kısaca kezban diyoruz, peşinde hayatınızı harcamayın. -peki abi başka türlü bir kadın mı var?
-yok.

çakal analarının beyinlerini yıkadığı kurban dostlarım benim.
sevdiğiniz kadın asıl sizi şimdi zütünüzden gibecek. çünkü delice sevdiğiniz o kadının içine çok acımasız bir çok eşli insan yatıyor. çok acımasız. insafsız. gözünüzün yaşına bile bakmayacak bir çok eşli canavar var o kadının içinde.
ama sizin bundan haberiniz yok, çünkü kadınların gerçek yüzünün öğrenilmemesi için sessiz bir anlaşma ile doğan bütün erkek çocuklarına kadınların masum melekler olduğunu öğreten tüm kadınlar, yani anneler, yani sizin de anacığınız, size bunun tam aksini öğretti. ya da, doğru ifadeyle, sizin beyninizi yıkadı ve sizi kadınların ağına düşüp sömürülecek bir kurbana dönüştürdü. elbette bunu bilinçli, isteyerek, oğlumu mahvedeyim, mutsuz edeyim diye yapmadı.

doğa ona, bu şekilde çocuk yetiştirmesini ve erkek çocuklarını aptallaştırmasını emrettiği için böyle yaptı. kendi çocuğunun, oğlunun ona aşık olmasını, ona tapmasını, onun sözünden çıkmamasını istediği için sizi kendine aşık etmek, sizi kendine hayran etmek, ömür boyu ondan ayrılmayasınız diye sizi kandırdı, size kadınların gerçek yüzünü anlatmadı.
oysa gerçek şu: kadınlar acımasız, insafsız, hiç gözünüzün yaşına bakmayan çok eşli canavarlardır.

bu gerçeği kabullenmek zorundasınız.