1. 151.
    0
    az sonra devamı geliyor beyler ...
    ···
  2. 152.
    +1
    @130 zaten dinleyen arkadaşlar için yazıyorum. dinlemeyeni zorla tutmuyoruz . işine gücüne bakabilirsin yani.
    ···
  3. 153.
    +1
    hadi mk up up
    ···
  4. 154.
    +1
    panpalar sonunda gelebildim. isterseniz hikayenin devdıbını anlatayım. okuyanlarda bu arada yerlerini alsınlar.
    ···
  5. 155.
    +1
    üniversitede arkadaş ortdıbının olması harika bir şeydir. çünkü onlarla stres atarsın, onlarla sohbet edersin.
    hele de çok samimi bir can dostunuz varsa , her sırrını paylaşabileceğin bir dert ortağınız, mükemmel bir hayatınız var demektir.
    benim de üniversite birinci sınıfta tanıştığım bir arkadaşım vardı. şu ana kadar ondan bahsetmediğim size. çünkü ilk üç senede , tüm sırlarımı paylaşabileceğim bir dost olduğundan şüphe duyuyordum.
    ismi fatih'ti. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. birçok sırrımı paylaştım kendisiyle. tuğçeyi de anlattım. fakat her sırrımı paylaşabileceğim biri olduğunu 4. sınıfta iken öğrendim.

    ---
    4. sınıf yeni başlamıştı. artık hastane dönemlerimiz gelip çatmıştı. uygulamalı olarak birşeyler öğrenmek , okuyarak öğrenmekten daha zevkli ve kolaymış onu anladım.

    yazın memleketteyken boş durmanın acısı beni sarsıyordu. içimdeki katil, artık aşk filan dinlemiyordu. çünkü o da sırrıma vakıf olduğu için pgibolojik olarak kendimi daha rahat hissediyordum. bu da güdülerimi tetikliyordu.

    ---
    hastanede yeni şeyler öğrenirken, hayatlarını kurtarmamız için bize avuç açmış insanları görüyordum. bu da benim içimi fazlaca burkuyordu.
    ama güdülerimi tatmin etmek için bu zavallı insanları kullanamazdım. bu yüzden gözüm hep dışardaydı. birine kafayı takıp öldürmek istiyordum.
    ---
    artık tuğçeyle ders gördüğümüz mekanlar ayrılmıştı. bu yüzden ancak akşamdan akşama görebiliyordum.
    fakat gün boyu benim yanımda zaten bir dostum vardı.
    sabahtan akşama kadar bir meslektaşın, bir dostun, bir sırdaşınla birlikte olmak , mutluluk veriyor insana.
    çünkü işini yaparken zevk almak, her meslek sahibi olan insanın hayalidir. çünkü işinde mutlu olmak ister insanlar. emekliliğe kadar çalışacağı işinde mutlu olmak, işini yaparken zevk almak ister.
    ben de okudukça anlıyordum zevk alıp almamayı. bir yandan insanlara yardım edince mutlu oluyorsun, bir yandan da sana emir verip duran hocalar, geceyi gündüze katan nöbetler, sabahlara kadar kitabın başında ders çalışmak sıkıyordu insanı. bu meslek de böyle bir meslek işte...

    ---
    dedim ya fatihin değerini ancak 4. sınıfta anlamıştım. birçok derdimi anlatıyordum. birçok sırrımı paylaşıyordum.
    ama o gün, gözümde değeri bir başka artmıştı sanki...

    ---
    hastane çıkışı yorgun argın kendimi eve atmıştım. saat 5i geçiyordu. tuğçenin çoktan evde olması lazımdı.ama eve vardığımda kimsecikler yoktu.
    telaşlanmıştım . hemen telefona sarıldım. ulaşılamıyordu. iyice telaşlanmıştım.
    aceleyle evden çıktım. tam binadan çıkmıştım ki telefonum çaldı...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 156.
    +1
    evet beyler şimdi uplayalımda herkes okuyabilsin
    ···
  7. 157.
    +1
    birazdan devamı da geliiyor..
    ···
  8. 158.
    +1
    devamı geldi millet sıcak sıcak
    ···
  9. 159.
    +1
    telefona baktım. arayan fatihti. hemen açtım :
    -ne oldu fatih?
    -hiç sorma kardeşim sana ihtiyacım var!
    - noldu lan ?!
    -anlatılacak gibi değil nerdesin?
    - bizim binanın önündeyim.
    - bekle alayım seni.

    ---
    fatihin çok güzel bir renault arabası vardı. babası tıpı kazandığında kendisine hediye etmişti . birlikte ne gezdik onunla. ama böyle bir işimize yarayacağını hiç tahmin etmemiştim...
    ---

    hemen evin önünden beni aldı. arabaya bindiğimde tuğçe de vardı . arkaya pusmuş oturuyordu. ama fatihin telaşı gözlerinden okunuyordu.
    tenha bir yerde arabayı durdurdu.

    ben de sıkıştırıyordum ne oldu diye. tuğçeye de soruyorum ama o da söylemiyordu . çıldırmak üzereydim. fatih ,"az sonra söyliycem bekle" diyip duruyordu.

    ---
    arabadan indi ve beni çağırdı. sonra bagajı bir açtı ki...

    ---
    fatihle çok samimi olduğumu söylemiştim. ama bu işlediğim cinayetleri asla ağzıma bile almadım. bir tek tuğçe ve ben biliyorduk.
    ta ki o güne kadar...
    ---

    bagajda , bir ceset vardı!!
    bu ceset bir erkekti ve üstü başı yırtık pırtıktı.
    tabi ben önceden çok ceset gördüğüm için , bana yabancı bir tablo gibi gelmedi. ama fatihin arabasında böyle birşey görmek, beni şaşırtmıştı açıkçası. kendisine sordum:
    -bu ne fatih?
    -ya ben ne biliym işte aniden oldu. yani off
    - ya oğlum geveleme de adam gibi anlat . ( o esnada gelen geçen biri olur diye bagajı kapattım. )
    -ben işte eve gidiyordum.
    -ee?
    -sonra aklıma geldi , bi kitap varmış hocada onu alacaktım. önemliymiş tusa hazırlanırken.
    - yahu tamam sadede gel.
    -hastanenin oraya giderken, tuğçeyi gördüm . ama eve gitmiyordu. durdurdum arabayı , seslendim kendisine . duymadı beni. ben de meraklandım . arkasından gelirken, o da ara bir mahalleye girdi.
    -ne işi varmış ki oralarda?
    - bilmiyorum işte , neyse mahalleye bi girdim ki bu kızı bi alkolik midir tinerci midir her neyse rahatsız ediyordu. seslendim gene duymadı. çıktım arabadan gittim yanına . duymuyor musun beni dedim. kulaklık takmış gidiyormuş ondan duymamış.
    -ee ?
    -işte, gel dedim arabaya bin eve bırakayım. yok dedi sibel diye bi arkadaşı varmış ona uğrayacakmış ama yolunu bu çocuk kesmiş . tamam dedim çabuk atla seni bırakayım. o esnada tinerciye de bağırdım defol git diye.
    -sonra ?
    -o da bana bağırdı üstüme geldi sanane falan diye ben bunu ittim , yere düştü . sonra arabaya gittim.
    -ee ?
    -bağırarak koşa koşa bana geldi . arkamı bi döndümki bıçağı çekmiş geliyor, kendimi savunayım diye elini tuttum. valla başka bir niyetim yoktu.

    olayı anlamıştım. boğuşurken bıçağı tinerciye saplamıştı. aslında öyle pek kazayla olacak bir olaya benzemiyordu. çünkü bıçağı tut ters çevir geri sok , olmaz yani . daha doğrusu ben böyle düşünüyorum.
    belli ki kendisi de öldürmeyi bi an bile olsa aklından geçirmişti. ve aklına gelen başına gelmişti...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 160.
    +1
    evet beyler devamı daha sonra . şimdi yoruldum biraz yarın devam ederiz.
    ···
  11. 161.
    +1
    güzel gidiyosun panpa ama fazla bekletme yarın yaz mutlaka
    ···
  12. 162.
    +1
    sağol panpa . bekletmem bu sefer yazarım merak etme.
    ···
  13. 163.
    +1
    evet beyler okumayan kalmasın upupupupupup
    ···
  14. 164.
    +1
    illa uplayalım mı amk girin işte
    ···
  15. 165.
    +2
    yaz olum yaz kesme şöyle *
    ···
  16. 166.
    +1
    ANANI SATIYIM bu ne biçim entrika
    ···
  17. 167.
    +1
    çok fena anlatıyorsun gerçek yada değil harika bir yazar olabilirsin kitap yaz alarım o derece hadi bekletme up up
    ···
  18. 168.
    +1
    evet beyler devamı geliyor, yerlerinizi alın...
    ···
  19. 169.
    +1 -1
    öldürme hissi, tüm canlılara verilmiş yegane hislerden biridir. mesela hayvanlar , beslenmek amaçlı birbirlerini öldürürler. hâtta insanlar bile toprak kazanmak için veya ekonomi için , veya daha değişik sebepler için birbirlerini öldürmüşlerdir..
    bu güdü herkesin içinde vardır. ama tetiklenmeyi bekleyen bir silahtır. tetiklendiği an geri dönüşü yoktur.
    bu yüzden şu an insan hayatı, yasalarla korunmaktadır. ve katiller, ağır cezalara çarptırılmaktadır.
    çünkü cezalar, caydırıcı unsurdur. hata yaptığınızı anladığınız anda ilk korktuğunuz şey cezalardır.

    fatih te belliki alacağı cezadan korkmuştu. müebbet hapis hâtta ağırlaştırılmış müebbete kadar giden bir süreç gelmişti aklına. doktor olacağım derken , ömrünü hapiste geçirme korkusu , çaresiz kalıp benden yardım istemesinin temelini oluşturmuştu.

    ---
    ben bu konua tecrübeli olduğum için soğukkanlı davrandım. ve :

    -fatih , korkmana gerek yok. ben senin her zaman arkandayım. şu an telaşlısın . korkmuşsun tirtir titriyorsun. istersen arkaya geç otur ben sürerim. bu olayı temizleyeceğimiz bir yere gideceğiz . sen endişelenme.

    bu sözler onu rahatlatmıştı. arkaya tuğçenin yanına oturdu ve ben de şoför mahaline geçtim. arabayı çalıştırdım ve bildiğim bir yere gitmek üzere yola çıktık...

    ---
    fatihin , gözümde değeri artmıştı. çünkü o benim sevdiğim kişiyi korumak için , ömrünü hapiste geçirmeyi göze almıştı. şu cesetten kurtulduktan sonra , kendisine benimle ilgili herşeyi anlatacaktım...

    ---
    fatih, bir tinerciyi öldürmüştü. belki halk buna bir şey demezdi . çünkü her mahalleyi tek tek gezen ve insanları taciz eden bir tinerciden kim hoşnut olabilir?
    ama polisler, mutlaka ceza verirlerdi . çünkü o tinerci de bir insandı.

    ---
    bizimkilerin, nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikirleri yoktu. bense nereye gitmem gerektiğini çok iyi biliyordum.

    şehirden çıkmıştık. polatlıya doğru giderken , yol kenarında bir köy vardı. sağa kırdım ve köye doğru devam ettim.
    genelde buraya kimse uğramazdı. sadece köy halkı yaşardı ve belli kişiler ticaret amaçlı , arada sırada kasabaya inerdi.
    yani köyün dışarıyla teması sadece buydu. onun dışında kendi hâlinde, ürettiğini tüketen , kendine yetebilen bir köydü.

    ---
    arabayla köy meydanından geçip , köy mezarlığına doğru yol aldım.
    bu cesedi de orada bir yer kazıp gömdüm. sonra da arabayla tekrar köy meydanına indim.

    köy mezarlığına gömmemin sebebi de şuydu:
    şehirde, asri mezarlığa gömülen her kişinin kaydı düzenli olarak tutulurdu. fazladan bir yer görülürse hemen kimlik tespiti yapılıp , olayı açığa çıkarabilirlerdi. ama köyde mezarlıkta kayıt tutulmuyordu.
    hem işimizi halletmiştik , hem de köyde biraz kalıp kafa dağıtabilirdik.

    eğer hemen eve dönmeye kalksaydık, o şoku üzerinden atlatamadan mutlaka bir pot kırardı. bu yüzden sakinleşmesi için bir kaç gün burda kalmayı önerdim. o da kabul etti.
    muhtarla konuştum. biz öğrenciyiz dedim . birkaç gün kalacak yer ayarlayabilir misin dedim.
    o da sağolsun bize yardım etti. bir kaç sene evvel şehre taşınmış birinin evine zütürdü.
    içeri girdik ve dinlenmek için yataklarımıza uzandık.
    ---

    fatihle konuşmadan önce tuğçeye danıştım, benimle ilgili herşeyi anlatacağımı söyledim. o da , önce sakinleşsin sonra anlatırsın, şok üstüne şok yaşamasın çocuk , dedi.
    haklıydı aslında. bir müddet sakinleşmesini bekledim .

    biraz kendine gelince yanına gittim ve konuşmaya başladım...
    Tümünü Göster
    ···
  20. 170.
    +1 -1
    az sonra devamı gelecek, merak etmeyin
    ···