/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 176.
    +11
    Kutay ara yolları kullanmayı tavsiye etti fakat Burak bilinmeyen bir yere giderken daha çok anayolların kullanılmasını uygun görmüştü bu yüzden önce Etimesgut’a gidecek ardından istanbul yoluna çıktıktan sonra HARiKALAR DiYARI’na gidecektik.
    Yola çıktıktan kısa süre sonra Turgut özal köprüsünün orada yürüyenlerin oluşturduğu büyük bir kalabalık gördük yaklaştıkça kalabalığın içinden tek tek ateş edilme sesi ve bağırışma sesleri geliyordu.
    Olanları biraz daha ilerledikten sonra kavrayabildik.
    ···
  2. 177.
    +12
    Toplayıcılardan birileri yolda giderken kaza yapmışlar, sanırım ölü var içerde yada açık yara bunu fark eden yürüyenler arabanın etrafına doluşmuşlar ve onlar daha dışarı çıkamadan onlar içeri girmişler ve sanırsam biz onları gördüğümüz zaman canlı canlı kemiriliyorlardı.
    Araçlarımızı ara yollara sokmak zorundaydık ve bu işten burak hiç hoşnut olmamış gibiydi. Yolda yürüyenler vardı, doğanda onlara çarpmamak için büyük çaba sarfediyordu genede arada çarptıkları ve oluyor ve o çarptığı yürüyen sinirli bir şekilde etrafına ellerini sallıyordu.
    Sonunda köprünün üzerine çıkabildik ve istanbul yolundan harikalar diyarına doğru yola çıktık.
    Vardığımız yer sanki harikalar diyarı değilde “ CEHENNEME HOŞ GELDiNiZ” partisi gibiydi.
    ···
  3. 178.
    +11
    Toplayıcılar çoktan buraya gelmişler ve ellerine geçen yürüyenleri büyükçe olan kapının yüksek yerlerinden aşağı doğru sallandırmışlardı. En az 20 tane yürüyen boynundan asılmış şekilde giriş tarafında sallanıyordu.
    işin kötüsü hiçbirisi ölmemiş ve amaçsız bir şekilde etrafa bakınıyorlardı.
    Bazılarının vücutları tek parça iken…..
    Bazılarının vücutlarını hayvanlar yiyordu……
    Bir tanesinin belinden aşağısı yoktu….
    Bağırsakları aşağı doğru sarkıyordu…..
    20’li yaşlarında bir kadındı….
    Yada halen nefes alabildiği günlerde öyleydi…..
    ···
  4. 179.
    +10
    Pek sevimli olmayan hoş geldiniz seremonisinden sonra bir zamanlar insanların eğlenmek için geldiği şimdilerde ise değil insanların hayvanların bile uğrak noktası olmaktan çıkmış yere girdik.
    Girdiğimiz gibi bizi yürüyenlerin çıkardığı anlamsız sesler karşıladı.
    Burak ve kutay yanyana geldiler ve burası yeni bir düello için uygun bir yer değil dediler.
    Burası hakkında en son hatırladığım şey her yerden görünen bir dev bir Guliver heykeliydi.
    ilk girdiğimizden andan itibaren onu aradım ama bulamadım.
    Yavaş bir şekilde yürümeye devam ettik.
    ···
  5. 180.
    +12
    Etraftaki çimler uzamış ve yürüdüğümüz yerleri daha tehlikeli bir hale getirmeye başlamıştı çünkü içlerinden ne çıkacağını bilmiyorduk.
    insan boyu kadar değilllerdi ama bu yürüyenlerin hepside ayakta değildi zira.
    Sürünerek gelenlerde bir hayli fazlaydı.
    Gözümüzün önüne olduğu kadar yerede dikkat ederek yürümeliydik.
    Burak olduğu yerde durdu ve etrafına bakmaya başladı.
    ···
  6. 181.
    +10
    Bana bakarak bu böyle olmaz gözümüzün önünü göremiyoruz dedi.
    Bende ne yapabiliriz dedim.
    Tepelik bir yere çıkarak en azından nereye gideceğimizi görmemiz gerek dedi ve kutayla beraber sırtlarındaki büyük bıçakları çıkartarak otların arasına girdiler.
    Ben ve doğanda onların arkasını koruyarak büyükçe bir tepeliğe çıktık. Buradan her yer daha belirgin görülebiliyordu.
    Ben ve kutay yatarak nişan vaziyeti aldık. Doğan ve burakta haritayı çıkartarak şimdi ne yapacağımızı konuşmaya başladılar.
    Anasını s.kmişler ortalığın dedi burak etrafa bakarken.
    ···
  7. 182.
    +11
    Kutayda çantasından çıkardığı dürbün ile etrafta ne olduğunu görmeye çalışırken anasını s.kiyim bu ne dedi sessiz bir şekilde. Bende kendi dürbünümü çıkartarak ne gördüğünü görmek istedim. Ne tarafa bakıyorum dedim.
    Amfi tiyatronun oraya bak dedi kutay baktığım yer zamanında yakılmış ve etrafına da teller çevrilmiş bir yerdi.
    Ne gördün kutay ben sadece yakılmış simsiyah bir yer görüyorum dedim.
    Dürbünün zoom özelliği varmı diye sordu evet dedim bende.
    ···
  8. 183.
    +9
    O zaman zoomlayıp tekrar bak dediği zaman ne demeye çalıştığını anladım.
    O simsiyah dediğim amfi tiyatro sürekli hareket eden bir şeyler ile doluydu.
    içinde sürekli hareket eden bir şeyler vardı.
    Kutay nereye gitmememiz gerektiğini ben size söyliyim dedi arkasına bakmadan.
    Oraya kesinlikle gitmeyelim dedi.
    Burak kutaya bakıp nereye la dedi ve dürbününden kutayın gösterdiği tarafa doğru baktı.
    Oha .mına koyayım dedi dürbün ile bakarken burak.
    Doğan ilk defa böyle bir şey görüyorum dedi.
    ···
  9. 184.
    +11
    Burak tekrar haritaya bakarken anasını s.kiyim dedi sinirli bir şekilde.
    Ne oldu dedim.
    Burak görünüşe göre buradan tek girişi ve tek çıkışı var ve çıkış tam o kodumın yerinden geçiyor dedi.
    Yani ya geldiğimiz yerden geri çıkacaktık yada etrafı iyice keşfetmek için o lanet yerin yanından geçecektik.
    Çok yaklaşmayız dedi burak.
    Tamam hadi gidelim o zaman dedim bende ve etrafı elimizden geldiği kadar keşfetmek için elimizden geleni yaptık ama yaklaştıkça o allahın belası kokuda çoğalmaya başlamıştı.
    ···
  10. 185.
    +9
    Sanki bozuk bir eti terbiye edip baharatlamışsınız ve o halde mangala koymuşsunuz gibi bir kokuydu bu.
    Her zaman doğanın ayaklarının koktuğundan bahsederdim ama bu koku onu bile aşıyordu.
    Gölge bile yaklaşan kokudan rahatsız olmuş olacakki hapşurup duruyordu.
    Eninde sonunda olan oldu ve amfi tiyatronun kapısına geldik.
    Koku dayanılmayacak gibiydi.
    iğrenç kokmak terimi tamda bunu ifade ediyordu sanki.
    iĞRENÇ KOKUYORDU.
    ···
  11. 186.
    +10
    Toplayıcılar yada her kim yaptıysa bir şekilde etraftaki tüm yürüyenleri buraya toplamayı başarmış ve sonra üzerlerine çakmağı çakmıştı anlaşılan fakat unuttukları bir şey vardı.
    Yürüyenler beyinlerine herhangi bir zarar gelmediği sürece ölmüyorlardı.
    Ve buradakilerde ölmemişti.
    Hepsi kemiklerine kadar yanmışlar, etleri kemiklerinden ayrılmış…..
    Ama ölmemişlerdi.
    Gözleri yuvalarından çıkmış ve o şekilde yanmış…
    Ama ölmemişlerdi….
    ···
  12. 187.
    +12
    Koskoca amfi tiyatronun her yeri simsiyahtı çok büyük bir yangın olduğu belliydi yerde ne kadar ölü varsa ayakta ondan 10 kat fazlası etrafa anlamsızca bakıyorlardı.
    Burak ve doğan kapıya yaklaştıkları zaman yürüyenler kapıya doğru bakmaya başlamışlardı.
    Çevrili dikenli tellerin sadece bir kapısı vardı.
    Burak çantasından bir parça et çıkardı ve kapının öteki tarafına doğru salladı.
    O sırada ne kadar yürüyen varsa etin üzerine üşüştüler vahşice ses çıkartarak eti elde etmeye çalışıyorlardı.
    Burağa bunu neden yaptın diye sordum.
    ···
  13. 188.
    +10
    Aç olup olmadıklarını anlamak için dedi. görünüşe göre baya açlardı.
    Binanın yan tarafından geçerken kafamızın üzerinden kırbaç şaklamasına benzer bir ses duyduk.
    Kutay sesin ne sesi olduğunu anında anlamıştı.
    Yere yatın dedi sessiz bir şekilde.
    Yere yatarak etrafta ne olduğunu anlamaya çalıştık. Ne oldu diye sordu doğan
    Birisi ateş etti dedi mermi yakın mesafaden geçti dedi ve ekledi.
    Keskin nişancıydı….
    Beni çağırdı yanına ve tüfekle istediği yere bakmamı istedi.
    ···
  14. 189.
    +7
    Gösterdiği yer tesisin dışındaki binaların olduğu yerdi.
    Oralarda bir yerde olmalı dedi.
    Dürbün ile binalara bakarken camların birinden bir yansıma gözüme ilişti.
    Nişancı yerini belli etmişti.
    Bulunduğum yerden sadece tek bir atış yaptım ve parıltının olduğu yeri devirdim.
    10 saniyelik bir sessizlikten sonra aynı yerden üzerimize ağır makinalı tüfek atışı yapılmaya başlandı. Hemen binayı kendimize siper ederek etrafından dolaşmaya çalıştık fakat öteki taraftan 3 kişilik bir grup üzerimize doğru geliyordu.
    Anlaşılan amfi tiyatroyu yem olarak kullanıyorlardı ve bizde o yemi yutmuştuk.
    ···
  15. 190.
    +8
    Bulunduğumuz yerin karşı tarafındaki tepeliğe çıkmayı düşündük.
    Kutay 3 kişinin geldiği yöne burakta makinalı tüfeğin olduğu yöne sis bombası attılar ve kısa süreli bu sis bombalarını perde niyetine kullanabileceğimizi söylediler.
    3 e kadar sayıp bombaları attılar ve bombalardan sarı dumanlar çıkmaya başladı.
    Plan tutmuştu ve ateş kesilmişti bizde kendi arkamızdan oldukça hızlı bir şekilde tepeliğe doğru koşmaya başladık.
    Gölge yanımdan ayrılmadan hızlıca koşuyor arada arkasına bakıyordu.
    Tepeliğe çıktığımızı gören makinalı tekrar ateşe başladı ve olanda o sırada oldu.
    Mermilerden biri veya bir kaçı amfi tiyatronun kapısındaki kilide denk gelmiş ve kapısının açılmasına neden olmuştu.
    ···
  16. 191.
    +9
    Aynı zamanlarda bir mermide doğanın omzunu sıyırmıştı.
    Yani kan akmasını sağlamıştı.
    Kan demek
    O kadar aç olan yürüyenin arkamızdan gelmesi anldıbına geliyordu ve bu saklanmak istediğimiz şu anlarda hiç iyi bir olay değildi. As
    Kapı açıldığı gibi yürüyenler bizim olduğumuz tarafa doğru hızlı adımlarla gelmeye başladılar. Makinalı tüfek ateşe devam ediyor ve yürüyenlerin düşmelerine sebep oluyordu.
    Ama peşimizi genede bırakmıyorlardı bir ara burak çantasını çıkardı ve bize siz koşun arkanızdan geleceğim diyerek bağırdı.
    Kutay gene aynısını yapacak dedi ne yapacak diye bağırdı doğan.
    Birazdan görürsünüz dedi kutay koşun.
    ···
  17. 192.
    +9
    Burak geride kalmıştı sonra kutay bizi durdurdu ve etrafı dinlemeye başladı.
    ilerden bir çok patlama sesi geldi ama ortalıkta burak yoktu.
    Koşan birinin sesi gelmeye başladı nişan alıp geleni öldürmeye niyetliydim ama koşanın burak olduğunu gördüm.
    Kaçın anasını s.kiyim çok fazlalar mayınlar hiçbir işe yaramadı diyerek bağırdı
    Araçlara koşmaya devam ettik.
    Çıkış kapısına doğru ilerlerken çıkışında toplayıcılar tarafından tutulduğunu gördük.
    Anasını s.ktiğimin yerinde gene gelmişler dedi burak ve tepeliğe çıkarak ateş etmeye başladı.
    Or.spu çocukları diyerek ateş ediyordu
    ···
  18. 193.
    +11
    Ben ve doğan karşı taraftaki tepeliğe çıkarak yürüyenlere ateş ediyorduk burak ve kutayda toplayıcılara nişan almış her attıklarında birini indiriyorlardı ama sayıca çok fazlalardı.
    Bir ara tepemizde çok yukarılarda çok kalın pervaneli motor sesleri duyduk.
    Aslında ilk başta ben kendim duyduğumu sanıyordum kulaklarım silah seslerinden sağır oldu sandım ama aynı sesi ötekilerde duymuş olacak ki yukarıya baktılar.
    Tepemizdeki ses bir AC-130 LOCKHEED sesiydi.
    ···
  19. 194.
    +10
    Biz asker olduğumuz için sesi tanıyabiliyorduk ama onların bu sesin ne kadar tehlikeli olabileceğinden haberleri bile yoktu.
    Yukardaki uçaktan ateş sesleri geldi.
    ilk patlama yürüyenlerin ortasında olmuştu. Sanırım bu bir 88’lik toptu düştüğü yerde kocaman bir krater açmıştı.
    Sonra toplayıcıların olduğu yere yukardan mermi yağmaya başladı sanırım buda bir vulcan ateşiydi.
    15 saniye süren ateşten sonra o bölgede hiçbir toplayıcı kalmamıştı.
    88’lik toplar yürüyenlerin üzerine düşmeye ve patlamaya devam ediyordu.
    Aynı esnada mermilerde yağmaya başlamıştı.
    ···
  20. 195.
    +11
    10 dakika kadar sonra etrafta canlı ndıbına hiçbir şey kalmamıştı. Uçağı halen tepemizde görebiliyorduk ama garip bir şekilde bize ateş edilmemişti.
    Son kez yukardan bir patlama sesi geldi
    Kutay yere yatın bu 105’lik M101 dedi ve hep beraber aynı anda yere yattık.
    Amfi tiyatro büyük bir patlama ile yerle bir olmuştu.
    Ayağa kalkıp yok olan tiyatro ve yürüyenlere boş gözlerle bakıyorduk.
    O esnada telsizlerimize yabancı bir frekans girdi ve ;
    ···