Gece nöbetlerine genelde zaferle birlikte gidiyorduk, hem iyi arkadaş olmamız hem de köyde ki silület olayının gerçek olduğunu Erler arasında tek bilen Zaferdi. Nöbet gece olduğunu için biraz kestireyim diye saat 10 civarı ben yattım ,saat 3 civarı Zafer beni kaldırdı o gün nöbet saatine kadar hiç uyumamış Ben Zafer’e “ oğlum niye uyumadın hiç sabaha kadar nası durucan, mevzi de yatmayı düşünme bile gibsen tek başına o karanlığı gözetlemem “ diye laflamıyordum. Zafer’de bana “ Bilmiyorum abi uyumaya çalıştım ama içim daraldı bir türlü uyku tutmadı “ diye hayfılandı. Nöbet mevzisine gelip nöbeti devraldık. Ben mevzinin içine oturdum kola şişesinin içinde sigara yaktım o ara da zafer’e tembihledim etrafı kolaçan et çavuş’a yakalanmayalım diye. Böyle sırayla sigarayı içip nöbet süresini geçiriyorduk. Arada karakol’un girişinde ki mevzi nöbetçileriyle birbirimize rapor veriyorduk. Saat 4:30 civarı köyün evlerinden birinin ışığı yandı, Zaferi kaldırıp hayal mi görüyorum diye sordum Zafer “ abi bu gece baskın yiycez, yada biz kafayı yedik dedi” Telsizle diğer mevziden çocuklar bize köyden evin ışığının yandığını bizim görüp görmediğimizi sordu. Ben termal kamerayı Zafer’e verdim köyün girişi dahil komple termal kameradan köyü izle dedim. Telsizle çocukları ışığın yandığına onayladım , el bombaları dahil tam şarjör mermiyi sürün dedim. Bir yandan zafere soruyorum termal kameraya takılan bir şey var mı diye Zafer “ yemin ederim abi hiçbir canlı belirtisi yok” ben gözünü ayırma izle emrettim. Elim tetikte tam mevzilendim köyü izliyorum. Bir anda öyle şiddetli bir rüzgar esti ki karakola doğru direkte ki bayrağın sallanması beynimizde yankılanıyordu sanki. O an böyle tok bir davul sesi duymaya başladık. Ben içimden “Kul e'ûzü birabbinnâs, ,Melikinnâs,ilâhinnâs,,Min şerrilvesvâsilhannâs ,Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâs,Minelcinneti vennâs” duasını okumaya başladım Zafer koluma yapıştı “Noluya abi o ses nerden geliyor diye beni sirkeliyor” bir yandan diğer mevzide ki çocuklar telsizle bir ışık topu bize doğru geliyor diye bağırıyor ben şok geçirdim artık sadece “ Minel cinneti vennas” diye duayı toparlayıp okuyamıyorum, Köyün girişinden beyaz silüetli alay gibi kalabalık bir şeyler davul sesiyle köyün altından geçen dereye doğru gitmeye başladı benim dilim damağım kitlendi o sırada bizim diğer mevziden ilk ateş sesiyle ben bir şarjör mermiyi o kalabalığa doğru boşalattım .Zafer geçirdiği şoktan nişan almadan sadece ateş ediyor. Bizim mermi sesine diğer askerler Akif Komutan ve Hasan çavuş dahil sadece hücum yelekleri üstlerinde g-3 silahını alan mevziye girdi bölgeye doğru ateşe başladı o an bizim bütün karakolun camları içeriden dışarı doğru patladı koğuşun içinde öyle bir ayak sesi koşuşturma sesi geliyordu ki sanki bir tabur asker koğuşun içinde koşuyordu. Zafer’de dahil yanımda ki iki asker Harun ve Serkan tüfekleri atıp “Anne nerdesin” diye ağlamaya başladılar. Gün ışımaya yakın ateşi kestik, Akif Komutan hepimizi karakol’un avlusunda içtimaya soktu, diğer mevzide ki iki çocuk tramva sonucu dişleri kitlenmişti, olayı ben rapor ettim. Akif Komutan olayı aynen Tabur’a bildirdi , tabur’da Tugay’a rapor geçmiş, O gün Tugay komutanı dahil bir tim Asker bizim karakola geldi. Tuggeneral ben dahil Zafer ve Akif komutanı sorguya geçti. Gelen timle beraber bölge arama taraması yapıldı, ateş ettiğimiz noktada ne bir ceset ne de kan ve kovan izine rastlandı. Tugaydan gelen 4 helikopterle hepimiz tabur’a zütürüldük. Daha sonra Tugay komutanının emriyle Karakol lav edilerek tüm teçhizat ve biz dahil hepimiz tabur intikal ettirildik. O gün mevzide ki iki asker tramva şiddetine bağlı Ankara Gata’ya sevk edildi. Yücel’den aldığımız haber ise burda ki hastane teşhis koyamadığı için istanbul ruh ve sinir hastanesine sevk edilmiş en son halen gözleri kapatıp kendi kendine birşeyler söylüyormuş ,bizde tabur’da 1 hafta kaldıktan sonra o gün karakolda olan bütün askerlere erken tezkere verildi.Bu olaydan aileme hiç bahsetmedim, eski okul arkadaşımın tavsiyesiyle 2 sene pgibologla gittim. Şuan durumum iyi, Allah o gün gördüklerimi hiçbir insana göstermesin…