1. 1.
    +28 -1
    aileleri her ne kadar genel olarak zengin sayılsa da, üniversitelerin çoğuna para ödedikleri için öyle çılgın miktarlarda harçlıklar göndermez. bazıları part time işte çalışırlar. üniversitedeki profesörler kalitelidir. özellikle küçük yaştan kütüphane kültürüne alışmışlardır. günde 3-4 saatleri okulda geçer. haftada minimum 40 dakika yüzme havuzunda geçer. haftada minimum 2 saat fitness center da geçer. itunes dan ipodunuza parasını ödeyerek parçalar indirir ve dinlersiniz. genelde sırt çantanızın öndeki ufak gözünde bulunur. haftada 2 saatiniz kütüphanede geçer, geniş koltuklarda veya tahta sandalyelerde oturur kitap okur araştırma yaparsınız. genelde 4-5 kişilik arkadaş grubunuz olur. sevgili ilişkileri grup dışından kişilerle yaşanır. haftada 1 akşam, genelde cumartesi, bir yerde bir organizasyonda geçer. genelde üniversite dormlarında veya evlerde olur. ama başlangıç dışardadır. saat belirtmeyip de, 'akşam' görüşürüz dediğiniz pub a gider arkadaşlarınızla buluşursunuz. şehirden şehire değişmekle birlikte 40cent-2pound arasında bir bardak bira ile başlarsınız. 3 ten sonra muhtemelen evdesinizdir. erkekler genelde kısa saçlı, kollarında dövmeler olan, uzun boylu kafalarının arkası çıkıntılı, büyük gözlü, beyaz tenli, soğuktan dudakları çatlamış elleri hafif kızarmış tiplerdir. kızlar ise genelde kilolu, çiçekli güllü şalvar tarzı şortlar giyerler, üzerine bir askılı ki genelde sütyen beyaz ve kalın olduğu için görünür, geçirirler. ayakkabı ise heels olma olasılığı çok yüksek. hava soğuk olduğunda ise tabii ki kalın kıyafetler... bilgisayarlarınızda oyunlar değil, bir sürü powerpoint dosyası vardır. hele hele .pdf leri söylemiyorum bile. telefonunuzun şarjı asla (yüzde)100 olmaz. genelde 5-35 arası artar azalır. bet sitelerine üye olabilir haftada 5 euro-pound a oyun oynama ihtimaliniz olabilir. metro ana ulaşım aracınızdır. öğrenci olduğunuz için sosyal hakların hemen hemen çoğundan indirimli-ayrıcalıklı yararlanırsınız. hele hele üniversiteniz in anlaşmalı olduğu yerlere gidiyorsanız, yaşadınız. avrupa içinde vizesiz gezebildiğiniz için, ispanya-fransa yı gezmeme olasılığınız neredeyse yoktur. bir yazınız kesinlikle ispanya da geçecekdir. sigara içme olasılığınız düşüktür. gençler ot içebilirler. erkekseniz, striptiz kulübünde çalışan bir 'normal' kız arkadaşınız olma olasığılığı yüzde 90 dır. trafficking denilen kadın-köle ticareti çok tehlikelidir. 16 yaşında barlarda çalışan kızları kandırıp kaçırır mansion lara zütürür ve odaya kapatırlar. aylarca abortion yani kürtaj yaparak zorla pazarlanırsınız. salındığınızda ise polise giderseniz ailenizin zarar göreceği söylenir korkar ve gidemezsiniz. sağa sola gönderdiğiniz her mailden cevap alırsınız, bütün başvurularınız vb. bir birey olarak her yerde söz sahibi olma hakkınız vardır.

    not: anlatırken ağız değişiklikleri yaptım, cümleye göre hangisini canlandırırsanız hoş olur diyerekten tabii ki. belki biraz daha yazabilirim istek olursa. çünkü kafada canlanıyor gerçekten.

    özet: bunun özeti yok. çok yazık türk gençlerine, üzülüyorum.

    edit: @19 da bir şeyler daha yazdım
    edit: @24 de bir şeyler daha yazdım
    edit: @33 e de ekledim bir şeyler
    edit: @51 de sorulanları biraz cevapladım
    edit: @118 de yazdım bir şeyler.

    not: sadece benim entrylerim için http://ccc.incisozluk.cc/...%9Fam%C4%B1/@absolutvodka
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +14
    bune amk orhun yazitlari gibi kim okuyacak bunu
    ···
  3. 3.
    +9
    @101 ancak türkiye ile ilgili büyük problem zaten şöyle başlıyor: yaşamayı bildikten sonra dünyanın en güzel ülkesi demişsin. türkiye de yaşamayı bilmek demek, çok iyi bir gelire, 5 bin dolarlık arabaya 70 80 bin tl ödeyecek maddi kaynağa sahip olmak, dayanıyor. bu ülkenin yalnız yüzde 5 lik kısmı iyi yaşayabilir. bir işçi 1000 tl maaşla çalışıp dünyanın en güzel ülkesi diyemez burası için. ama avrupa da asgari maaşla normal bir işte çalışan biri bunu diyebiliri. yaşam standartları yüksek. evet ekonomi. ekonomiyi de sağlıklı ve üretken bireyler oluşturuyor. bunun için eğitilmiş insanlar lazım. sabah seyrettim haberlerde, kayseride röportaj yapıyorlar sokakta. hayvanat bahçesine dinazor gelecekmiş ne düşünüyorsunuz diyorlar, çoğu kişi gelsin süper olur çocuklarımız sever diyor. dıbına koyayım. bu insanlar 4 5 ay sonra oy atacak. bu bireyler mi bizim ülkemizi dünyanın en güzel ülkes iyapacak? he-he. yahu boşversene dostum. ulan doğru dzügün tv kanalımız yok, dizileri görmüyor musun, 2 saatlik dizi mi olur ya, 1 saati müzik fonlu bakışma sahneleriyle geçiyor. reklamlarımız keza çok dandik. haberler bile kalitesiz, o onu evden kovmuş, yok 15 yaşında kız hamile kalmış babası kesmiş. amk bu ülke dünyanın en kötü ülkesi bana göre. sinir oluyorum ben. -8tl bakiye yüklü iphone ile gezenler var bu ülkede.

    moruk uzun lafın kısası, sen biraz vatansever kalmışsın. muhtemelen ülke tarihine ve geçmişine bağlı birisindir. ben değilim işte bu yüzden. beni onlar mı kurtaracak, niye kendimi heba edeyim. daha bu amk ülkesinde kadınlar sokakta bile rahat dolaşamıyor. gibeyim böyle ülkeyi
    ···
  4. 4.
    +9 -1
    biraz bir şeyler daha yazayım.

    müzik olayına gelince, bir çok gece kulübü rnb çalmaktadır. o dinlediğiniz swedish house mafia lar falan öyle diskolarda değil, festivallerde çalar. festivaller zaten 3-4 gün sürer. 3-4 günlük ticket ını alır gidersin, içki de içinde ücretsizdir. hayattan tamamen soyutlanırsın. seyyar condom satanlar gezer, tanesini 5 euro ya almak zorunda kalırsın. bu deşarj yolma dışında gittiğin publarda hep 'gece' kavramı vardır. konsept yani. bir gece içki yarışması vardır, gider katılır, ödül olarak yine içki kazanırsın. zaten hemen yanında kova duruyor, içkiten sonra kusuyorsun mecburen. dart gecelerine öyle katılamazsın, üye olman lazımdır. genelde haftanın 2 veya 3 günü local bir band sahne alır. bi elektrocu bi baterici bi bassçı bi vokal tamamdır. ama bon iver tarzı tipler de bol bol sahne alır. öyle rihannalar, lady gagalar falan üniversite gençliğinin gibinde olmaz. sırt çantanın içinde en az 10 15 tane farklı organizasyonun broşürleri hep vardır. ya kan bağışı, ya hastalıklar hakkında bilgilendirme, ya cinsel ilişki korunmaları ya sağcı-solcu muhabbetleriyle iligli broşürler hep çantandadır. eğer almanya-fransa tarafında yaşıyorsan küçükken muhtemelen bir koroda-bandoda yer almışsındır, sesini kullanmayı bilirsin. bir de gitar çalarsın, arada cover yapıp üniversite sayfasına yüklersin falan. hava genelde 'gri' olduğu için telefonun arka planında güneşli bir sahne vardır, ya da bir oluşumun işareti (greenpeace vb). iphone koruyucunun arkasında ise müzik grubu falan vardır. yıllık olarak oluşturulmuş günlere uyarsın, sevgililer günü, christmas vb. hep hediyeler satın alırsın. anne-baba ayrı olayı özellikle kuzey taraflarında çok yüksektir. yani yalnız başına yetişmiş bir kişiliğin olabilir. biraz realiteye de girelim: part time işler zordur ama bahşiş kazanırsın. bahşişleri bahsettiğim arkadaş grubunla harcarsın. kız erkek cinsiyet ayrımı olmadan istediğiniz evde, istediğin kişinin kucağında uyanabilirsin. illa birlikte olmuş olman gerekmez, sabah gözlerini açarsın ve karnında bir kızın ayağını, ayağında kolunu falan bulabilirsin. kızları asla ve asla makyajsız göremezsin desem yeridir. genelde fotoğrafları yüzlerine çok yakındır ve bir ton makyaj vardır. okul hayatını düşünmene gerek yok. hiyerarşiye girdim mi, çıkamazsın zaten. derslerin zevkli, realiteye dayanıyor. ödev olarak bi afiş hazırlamıyorsun amk. gidiyorsun sana üniversitenin verdiği hesaptaki parayla, üniversitenin belirlediği bir şeyi belirli bir fiyata almaya çalışıyorsun. profit yapıyorsun. organizasyonların üniv yönetimi ve öğrenci ilşeri tarafından destekleniyor. aklında bir proje, birçalışma,bir hobi bile olsa 2 dosya kağıdına yazıp sunduğun zaman, kbul edilip hemen maddi destek veya her ne gerekiyorsa sağlanıyor.

    belki devam edebilirim. kız erkek ilişkilerine daha fazla değinmek istiyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +7 -1
    kız erkek ilişkilerini yazacağım biraz, anlatacağım.

    ilişkiniz genelde bir organizasyon-parti-buluşma-festival vb ortamda gerçekleşir. o gece iki ihtimal vardır, ya telefon numaralarınızı verirsiniz birbirinize, ertesi sabah günaydın mesajıyla başlar ilişkiniz. ikinci ihtimal ise sabah yanında çıplak uyanmıştır, ya kahvaltıya gidersiniz ya da o evine gider. her halükarda sonra tekrar görüşürsünüz. ciks olgusunu ciddi anlamda yaşarsınız, sevişirsiniz, birlikte olursunuz. eğer ingiltere taraflarındaysanız, ilk haftadan hamile bir sevgiliniz olabilir. doğaldır. genelde kürtaj yaptırmaz, doğururlar. hiç de oha amk demeyin, öyledir. 18 19 yaşında kızların çocukları vardır. birlikte yaşamya devam etme olasılığınız biraz düşük. 20-21 den sonra kafa yapılarınız değişiyor. ayrılırsan nafaka ödersin çocuk için evlenmiş olmasan da. tabii böyle çocuk falan olazsa sıradan ilişkiniz devam eder, birkaç ay sonra soğur ayrılırsın. kavga etmezsin, kendine başka bir sevgili edinirsin. o da edinir. ilerde karşılaşır selamlaşır sarılır hal hatır sorarsınız. çıplak fotoğraflarını ayrıldıktan sonra dağıtmazsınız ona buna. kabullenme diye bir olay var çünkü. ilginçtir ya bu ilişki. yaşayın ve deneyim edin. türkiye deki ilişkiler tamamen 'çöp'. daha da ötesi ama o kelimeyi bilmiyorum amk. rubbish amk

    bir genç olarak iş-staj ve sosyal hayatla ilgili biraz daha yazmak istiyorum
    ···
  6. 6.
    +5
    evet biraz iş-staj konuşalım.

    zaten üniversite okudğunuza göre bunu deneyimlemeniz gerekecek işe başlamadan önce. bu da sıkı ve eğlenceli bir iş deneyimi anldıbına geliyor. avrupa hq merkezli bir çok şirket çok büyüktür, ciddi anlamda. 40 50 bin çalışanları olan büyük şirketlerden bahsediyorum. hepsinin internship dalgasına kaydı da vardır. gider kayıt olursunuz.

    almanya taraflarındakiler için özellikle media-markt saturn çok büyük bi opsiyon. para kazanırsınız, kravat takmayı öğrenirsiniz. takım elbise alırsınız. aslında biraz boğulursunuz, çünkü boş vakitleriniz de plana girmiş gibidir.

    normal bir insanlığa ilk geçişiniz yani. iş arkadaşları falan da edinmeye başlıyorsunuz çünkü. bu stajlar ve sertifikalar doldurur cv nizi. çözüm-rapor öğrenirsiniz. gelişirsiniz. zor ama iyidir kısacası.

    sosyal hayat aslında o kadar da renkli değiliz. türkiye nin tatil mekanlarıyla kıyaslandığında oldukça sönük kalabilir. ama onu renklendirecek siz ve arkadaş grubunuz. bir guitar hero kafesinde eğlenceli bir akşam geçirebilirsiniz. aslında çoğu mekan erken saatlerde kapanıverir, hoppa daha gece yeni başladı derken dışarda bulursunuz kendinizi. bu yüzden tüm bu gecelerin sonları evde bitmektedir. eve gider, yer içer birlikte olur uyursunuz. aslında bu kadar eşcinsel popülasyonu işte bu rahatlıktan ve doymuşluktan kaynaklanıyor. benden söylemesi. ha hep aynı eğlencelere yer yok. cuma günü gider smokininizi kiralar bir viyana senfoni orkestrası dinlemeye de gidebilirsiniz. sizi tutan yok.

    ama asıl olay, tüm avrupayı gezmekte. işte o avrupalı gençseniz, alplerde kayak yapmaya, ispanyada güneşlenmeye, italya da butik kafe ve otelleri gezmeye, fransada bale falan seyretmeye gidersiniz. hep gidersiniz amk
    ···
  7. 7.
    +4
    gibişin ve gezmenin kolay olması dışında fazla artısı yok. Türkiye de işler sana bağlı ,avrupa'da her şey önünde hazır başvurman yeterli. Türkiye'de bir şeyleri başarman için daha çok çaba harcaman gerekiyor bu yüzden hayatın her aşamasını öğreniyorsun. Avrupa'da yaşayanlar hümanist insanlardır çok bildiklerini sanarlar çünkü hayatın gerçekleri hiçbir zaman onları vurmamıştır.Ama gözlemlerini tebrik ederim doğru olmuş.
    ···
  8. 8.
    +3
    evet bu gece biraz devam edelim panpalar. @42 panpa ben aslında amerikayı yazacaktım da hangi köşesini yazacaksın amk. en az 3 e bölmen lazım, kırsal iç kesimler doğu ve batı olarak. her bir parçası ayrı kafa amk.

    spor, üniv konusunu duymak isteyen arkadaşlar var, hemen bahsedelim.

    arkadaşlar üniversiteler bahsettiğim gibi çok aktif. her üniversitenin gurur duyduğu bi spor dalı var zaten. futbol takımları gayet gelişmiş. ama olay üniversite olunca, kürek yarışları, kayak, hentbol, treeking dağ tırmanışı gibi sporlar daha ön planda. özellikle o kadar çok kulüp var ki, şu kamp olayları falan uçmuş vaziyette zaten. bu öğrenci gelişim programları var aiesec gibi, avrupada daha çok var. yerel programlar var sporlar üzerine. avrupanın çeşitli yerlerinden öğrenciler toplanıp bigiblet turları falan düzenliyorlar. ücretsiz ve çok eğlenceli. zaten uçak olayları çok ucuzdur. önceden rezerv yaparsanız, 1 euroya bile uçak bileti promosyonlarından faydalanabilirsiniz. tren biletleri de keza öyle. üni de spor kulüplerine girdiğinizde lisansınız çıkıyor ve devlet zaten direkt olarak bu kulüplerle ilgileniyor. çünkü uluslararası müsabakalariçin sporcu arıyorlar.

    1-2 mesaj da gelmiş ciks falan nasıl oluyor diye merak ediyorlar.

    daha önce de anlattım ama orada ciks tamamen başka olgu gençler için. para karşılığı 5 euroya blowjob yapan 16 17 yaşında kızlar bulabilirsiniz geceleri. ama ne gerek var. üniversitedesiniz, bir sürü geceler var. gider katılır kaynaşırsınız. hele hele o üniversite freshers muhabbetleri vardır, herkes çaylak tişörtü giyer, dibine kadar eğlenirsiniz. biraz kuzey-doğuya giderseniz kızlar biraz çekingenleşir tabii. beyler, o olayı artık aşmak lazım türk genci olarak. 'gibtim, gibiş' diye bir şey yok amk. 'birlikte olmak var -make love- olgusu' var amk.

    sırada aile ilişkilerinden, arkadaş gruplarından, kısacası çevrenizdeki insanlarla ilişkilerinizden daha fazla bahsedeceğim.
    ···
  9. 9.
    +3
    @138 panpa belki böyle olması gerekiyordur? sonuçta bilmiyorum ama halk böyle istiyordur. belki böyle kalmayı seviyorlardır. yükseltemezsin bazı şeyleri. yurtdışında, amerikada orada burada o kadar çok biliminsanımız var ki... bilirsin sen de. kaçına yazdık geri dönün diye. geri dönen oldu mu * hayır elbette. yani sahip çıkılmadığın bir ülkeyi sahiplenmek çok zor. kendini ait hissetmemeye başlıyorsun bir süre sonra.
    ···
  10. 10.
    +3
    @122 kanka kitap yazdığımdan bahsettim zaten. kitapta buna değiniyorum. şimdi ırkçılık konusunu kısaca özetliyeyim. ırkçılık biz türklerde de var. kürtlere, diğer halklara vb. çünkü atıyorum bir çinli gelip ülkemize ben türk üm diyemez. biz gidip fransa da yaşayınca ben fransızım diyemiyoruz, almanım diyemiyoruz. gurbetçi oluyorsun. problem oradan kaynaklanıyor. ama amerika ya gittiğin zaman, ben amerikalıyım diyebiliyorsun. amerika da 320 milyondan fazla isnan var, hepsi amerikalı. çünkü lincoln ün dediği hala geçerlidir: ben amerikalıyım diyen herkes amerikalıdır! her neyse ırkçılık bu yüzden zaten. çalışma da iş olanağı çok. stajyerler çok para kazanabiliyor. emeğinin karşılığını alıyorsun merak etme. sıradan bir firmada normal bir ofis çalışanı olduğun zaman bile geçiniyorsun rahatça. o kadar anlattığım şeyi yapman için milyoner olman gerekmiyor. işte türkiyeden öyle görünüyor her şey. çünkü buradan bi avrupa turu yapmaya kalksan zaten 400 500 euro sadece vizelere gidecek. ama şu kıçı kırık bulgaristanda olsan bile, 50 euroya aldığın 1 aylık bilet ile tüm avrupayı gezersin. ücretsiz öğrenci hostellerinde kalırsın, ücretsiz müzeler, kamplar, organziasyonlar hepsine katılırsın. yeme içmeye para harcarsın o kadar. olay bu yani.
    ···
  11. 11.
    +3
    panpa ben sana gözlemlerimi söyliyim
    öncelikle çok ülke gezmiş olurlar
    steamden falan parayla oyun alırlar
    age of empires ı bile online oynamak için para öderler gameranger kullanmazlar
    mutlaka küçük yaştan bi sanata veya spora yönelirler
    genelde gereğinden fazla hijyen takıntıları olur
    evde boş boş oturmazlar sürekli bi etkinlik içinde olurlar
    kedi köpek beslemeyi çok severler
    bıçaklanmaktan serserilerden falan ölümüne korkarlar
    odaları hep düzenli olur
    güzel giyinirler
    ···
  12. 12.
    +3
    neyse konu bayağı bayağı daldı. birkaç bir şey daha yazalım...

    aile ilişkileri özellikle orta avrupa da daha sıkıyken, kuzey ve doğu taraflarda dağılmıştır. ingiltere de 15 16 yaşında çalışmaya başlar. 18 yaşında bir ingiliz kız ile vakit geçirin, ne kadar dolu olduğunu anlarsınız. anlatacak çok şeyi, yaşanmış çok şeyi vardır. parasını kazanmış, günlük gereksinimlerinin bir kısmını onunla karşılamış, artanını kendi için ayırmıştır. maçlara gitmiş, dans kulüplerine üye olmuş, avrupa yı gezmiştir. ve bir çok heartbreak yaşamıştır ;) kardeşler birbirine çok yakındır, özellikle kız kardeşler. dine ve ekonomik nedenlere bağlı olarak bazı aileler çok koruyucu olabliyor. özellikle almanlar. aile önemlidir.

    arkadaş grupları çok yakındır. aynı yerde okur, aynı evde aynı yurt odasında kalırsınız. özellikle kız kıza gruplar çok yaygın, dedikodu hat safhadadır. aslında içe ve dışa olarak iki kişilik taşır bu gençler, ilişkilerinde. arkadaş ortamında çok samimiyken, bir yabancıya karşı bir anda, sir/madame-excuse me tavrını takınırlar. halbuki evde herkes kucak kucağa oturup dudaklarına f u c k yazıp instagram a fotoğraf yüklerler. ilişkiler, tamamen statü ve durumla şekillenir. sınıf arkadaşıysanız sınıf arkadaşı ilişkisi yaşarsınız.

    sıradaki yazıyı daha uzun ve kafamdaki birkaç konuya değinerek yazacağım. siz de bir şeyler sorabilir yazabilirsiniz. aslında belirli zaman aralıklarıyla yazdığım için hangisini yazıp yazmadığımı da karıştırıyorum. neyse, okuyun gençler.
    ···
  13. 13.
    +2
    bu ülkeden gitme arzusu olan biri olarak ilgiyle okudum
    ···
  14. 14.
    +2
    ahahahah lan olum sen hiç erinmiyor musun o kadar satır yazmaya kör oldum amk

    aralarda entera bas gözümüz rahatlasın
    ···
  15. 15.
    +2
    helal devam amk ...
    ···
  16. 16.
    +2
    @34 panpa söylediklerin doğru. ama bunları okuyunca sanki aklımızda 'işte doğru insan, ben napıyorum amk yaaa' diye kahrettiriyor türk gencine. ne yaparsın... sonuç olarak bir özet geçmişsin. varsa yazacakların, çekinme. dıbına koyim ülke olarak neleri tartıştığımız ne kadar geride kaldığımız (sıradan geride kalmışlık değil, 'hala bunlarla mı uğraşıyoruz' geride kalmışlığı) gençler üzerindeki yaşam şartlarından belli oluyor zaten.
    ···
  17. 17.
    +2
    @109 moruk, samimiyet yok ve yalan hayatı yaşıyorlar demene katılmıyorum. o kurallar iyi kurallar merak etme. almanya da bazı tren istasyonlarında peronlara geçerken biletini kontrol eden kimse bile yok. kimse gelip biletin var mı yok mu diye sormuyor ama gidip biletini alıyorsun insan gibi. şimdi bu mu kuralcılık? dürüstlük ve iyi huyluluk üzerine oturmuş disiplinli hayatı kurallarla dolu olarak görmemek lazım. evet istanbul coğrafi olarak güzel bir şehir olabilir belki; ancak bilmiyorum yani. yazdıklarımla kıyaslayıp sayfalarca yazmaya gerek yok. okuyunca kafanda canlanıyor zaten.
    ···
  18. 18.
    +2
    @98 panpa fazla artısı yok demişsin ama, var var. sen olaya başka bir yerden bakmışsın. türkiye de her aşamayı öğrensen ne olacak, pratik ve uygulama 0. ya yazsam şimdi eksileri, çok uzun sürecek. uyuyacağım şimdi. ayrıca hayatın gerçekleri dediğin olay, kime göre diye de sorgulaman lazım. bize göre gerçekler var, cuma günleri smokinini giyip viyana senfoni orkestrasını dinlemeye giden adamın gerçekleri var. elmalarla armutları karıştırmamak gerek.

    yazdığın için teşekkür ederim bu arada şuku
    ···
  19. 19.
    +2
    @43 niye geldin panpa anlatsana

    @42 panpa bu arada ciddi yazmayı düşünüyorsan beraber yazabiliriz.

    @39 nickinden yalan söylemeyeceğin belliydi zaten panpa. benim de bir ingiliz sevgili olayı var(dı amk). eğer ilk tecrübense biraz anlatabilirim sana bir şeyler. ayrıca başlığını takip ediyorum.

    takip eden herkese teşekkürler. siz de ekleme yapın-sorun bir şeyler yapın amk. yazmaya devam edeceğim.
    ···
  20. 20.
    +3
    dıbına koyim hepsini okudum
    yarın vizem var okula gitmeyesim geldi.
    ···