ben bir kere aşık oldum

Bu hep böyle olur, erkek bir kızı taparcasına sever hep alttan alır affeder amk, hele bir de erkeğin ilkiyse ooo sen o zaman gör tapmayı. Klagib hikaye işte sonra kız oglanı giber tabi züt kaltığı ıçin, tabi elinde kesin olduğunu düsündüğü icin hatta aldatırda bunu da yapar. Hayatın düzenı bu amk.

başlayayım mı beyleeer ?

*** gecesi ve ilerleyen günlerde bizi konuştuk. benim sibeli unutmam gerekiyormuş buna inanması gerekiyormuş vay amk. ben de bi dersaheneye yeni yazılmıştım ve burçin ile aynı snıftaydık. bu muhabbetle de onunla tekrardan barışmış olduk.

aradan 14 gün geçti beyler. o 14 günde sürekli birbirimize dair sözler falan verdik. işte bu sefer oldu galiba buldum doğru kişiyi gibilerinden konuşmalar geçiyordu. sözler ve yapılması gerekenler. inanılar şeyler bahsediliyor birbirimize destek olacak şeyler konuşuyorduk. kısacası birbirimizin zütünü kaldırıyorduk. e aşkta zaten bu değil midir ? karşılıklı pohpohlanmak..

14 nisan 2011. akşamüstü. hava rüzgarlı. çocukluk arkadaşım oğuzla karşılaştık konuşuyoruz öyle. telefonuma bir mesaj geldi yeşimden.

yeşim: ben bir şeye karar verdim

korkmuştum. öylesine ciddiydi ki galiba olmicak dicekti.

ben: ?
yeşim: seni seviyorum.

gençler o dıbına koduğum salak oğuzu öpücektim lan. uçucam havalara beyler uçucam. dünyada benden mutlusu yoktu o gün. bunu 4e 5e katlayan bi olay da var aslında.

***
yeşim: hmm anladım..

neyi anladın dıbına koduğum bi cevap ver olumlıu ya da olumsuz. delirmiştim o an.

ben: ee peki sen ?
yeşim: ben ?

salağa mı yatıyordu ben mi başka şey anlatmak istiyodum da onu anlamıyodum, anlayamadım.

ben: sende yok mu bişeyler ?
yeşim: yok değil diyemem

dedi ve ben o an yolda giderken herkesi öpesim herkese iyilik edesim geldi beyler. nasıl mutluyum nasıl sevinçliyim size anlatamam. hayatımın en mutlu günlerinden biriyle. amk eşek gibmiş gibi sürekli sırıtıyorum her gibe. gülüyorum. gebericem oğlum sevinçten. benimdi lan artık o. yeşim artık benimdi ananı gibeyim beniiim!

amk sübyancıları bizim okulda da vardı hiç sevmezdim amk kıvırcıklarını.

*** yeşim bana öylesine sıcak davranıyodu ki beyler sanki bana karşı bişeyler hissediyomuş gibi hissediyodum ama düşününce "gibtir lan sana bakar mı hiç bu kız ampur" deyip kapatıyordum kafamda konuyuç ama sürekli bu gelmeye başladı son zamanlarda. bir yandan ah keşke diyor bir yandan acaba diyor bir yanda da hadi lan diyordum. 2-3 gün 1 nisan olucaktı. aklıma bi fikir geldi. geçen sene bi kıza yapmıştım aynısını ona da mı yapsaydım acaba ? yapacağım olay birden ondan hoşlandığımı söylemek. eğer olumsuz sonuç alırsam 1 nisan deyip yırtıcam eğer olumlu bi cevap alırsam zaten çaktırmadan devam..

1 nisan oldu. o gün hiç mesaj atmadım nerdeyse. o da pek atmadı. hiç giblemedim. bi kaç sefer konuştuk öyle. cuma günüydü iyi hatırlıyorum. istiklal marşını okuduk çıktık okuldan. ben babamdayken artık zamanı geldi deyip yazdım:

ben: yeşim, benim sana karşı duygularım var

dedim. 15-20 dk geçti cevap yok ve bende dükkandan çıktım. işim bitmişti. 200-300 metre yürüdüm ve bir mesaj! yeşimden

@131 dünyanın en zor şeyini yaşadım demiyorum. kesinlikle. daha giben atan hikayeler biliyorum çevremde. daha olayım bitmedi. ben sadece burda körü körüne sevmek ne demekmiş ve bi gibimi de doğru dürüst yaşamadan bağlanmak, tapmak ne demekmiş onu göstermek belirtmek anlatmak için yazıyorum. yoksa öyle bi iddiam yok.

@132 zaten gibti attı üni sınavında beni. 278 bin amk nereye giricem ? o bölüm çoktan gibildi benim.

bakın tekrar söylüyorum ben hayatın en zor ilişkisini ya da acısını yaşamadım. yaşadığım tek şey sana ufacıcık bir olumlu bir şey gösteren insana senin dünyanı açman ve hayatının odak noktan yapman ve tam da geleceğini belirleyeceğin zamanda: üni sınavı zamanlarında. aile baskıları, arkadaşlarının deli gibi çalışması, ve bir yanda da onun verdiği bunaltı ve sonunda ailede olan bozukluklar.. senin de pgibolojik sorunlarının başlaması bu tip bi olay benimki ve ben bunu anlatıyorum. yoksa bu olaydan kat be kat zor şeyler yaşayanlar oldu oluyor da elbet.

*** bu olay tam 28 mart 2011 tarihinde gerçekleşiyo beyler. ama ben 1 hafta kadar öncesine gitmek istiyorum.

1 hafta önce yani 20 mart civarları falan ben kütüphanedeyim. yeşimle okulda bile smsleşiyoruz. baktım mineyle bunu bahçede gördüm. mine sigara içiyo bu arada beyler. ve teneffüste bazı öğrenciler sigara içmeye kaçar. elimde kahve camdan onları izliyorum. öyle bi izlenim verdilerki bana yüzlerinden sanki sigara içicekler hoca arıyorlar etraflarında gibi şeyler anladım. mesaj attım hemen

ben: ne o sigara mı içiceksin ?
yeşim: yoo nerden çıkardın ?
ben öyle hissetim
yeşim: *yok ya içmiyorum ben* (buraya dikkat beyler. yıldızlı bir şekilde. burayı unutmayın!)
ben: hele bi iç istersen. dene bi bakalım.

o gün öyle gitmişti. o günün akşamı olabilir tam hatırlamıyorum. bu etek hiç giymez beyler. hep pantolon. hep öyleydi 2 sene boyunca. bana dedi ki:

yeşim: etek giysem yakışır mı acaba ?
ben: boşver eteği
yeşim: neden ? güzel durmaz mı ?
ben: boşver diyorum
yeşim: yarın giyebilirim
ben: giymiceksin
yeşim: niye ?
ben: giymiceksin işte! istemiyorum. tamam ?

bi süre sessizlik ve..

yeşim: tamam

gibilerinden bir mesaj gelmişti. gelelim 27 mart akşdıbına. geçen sene bu akşam yani 27 mart gecesi onun doğum gününü kutlamıştım. hatta ilk kutlamıştım. mesajla. güzelce bi mesaj, iyi dilekler falan.. aynı olayı o sene de yapıcaktım. hiç bahsetmiyorum tabi doğum gününden. saat 00:00 oldu ve güzelce özene bezene hazırladığım iyi dilekli, onu önemseyen bir mesajla yine doğum gününü ilk ben kutladım.

sabahı 28 mart. 3. dersleriydi sanırım.. bedendi dersleri. iyi hatırlıyorum üstünde beyaz bi tişört. bi baktım burçin buna sarıldı koridorda ve ağlıyo bu. ondan evvel telaşlı telaşlı hallerini gördüm elinde de telefon vardı. hakan bini yine aldatmış ve ayrılmışlar. ben o an ona burçinin değil benim sarılmam gerektiğini düşünmüştüm çok istemiştim fakat.. yapamazdım amk işte. mesajla falan sordum öğrendim. aldatmış ayrılmışlar. o gün yine face'ten kutladım hala durur mesajlar inanamıyorum ciddi olamazsın gibilerinden şeyler yazmış ve akşamı da bugünkü o aldatılma olayına yine sert çıkışlı bişey işte. doğum günü ya gereken hayatımda gerekenmeyende takluktur fazlalıktır tarzından bir şeyler yazmıştı işte. ben tabi hep destek tam destek.

@131i iyi dinle sonuna kadar haklı bu adam. Dersanenin birinci sınıfındaydım. ygs'de 25bin oldum sayısalda. diş hekimliği istiyordum. tam lys kasıp diş hekimliğine gitmenin kapısını aralayacağım zamanda bir kızla tanıştım ve bir buçuk ay onunla çıktım. Mesajlar, gezmeler gırla.Ve bende o zamanlar senin dediğin gibi mutluydum. Hem kızla çıkar,hem ders çalışırım diyordum ama olmuyordu. Arkadaşlarım ders calısırken ben onunla mesajlastım sonunda ne oldu biliyormusun. Sınıf arkadaşlarımın hepsi istediği yerlere gitti. kimisi tıp'a,kimisi diş'e ulan koç üniversitesi elektrik elektronik mühendisliği kazanan arkadaşım bile var. bunların hepsi bu sene oldu. Bense sıralamamı 25binden 28bine düşürdüm. Diş hekimliği hayal oldu o 1buçuk ay benim hayatımdan 1 yıl aldı.. Burda yazılanlara kulak verde bizim gibi hayallerini ertelemek zorunda kalma

senin hayatını 18 yıl gibeyim bin. sende haklısın herkes haklı ama;
Daha bu yaşta sanki dünyanın en zor hayatını yaşadığını zanneden, çok sevse bile üniversiteye gittiği zaman zaten büyük ihtimalle bitecek ilişkisi bitti diye ağlayan, yıllar geçtikçe bir önceki yıldan daha olgun olacağını anlamayan binlerdensin.
hem anlatıp akıl istiyorsun hem verilen akıllarını beğenmiyorsun.
Sana verilecek tek gerçek nasihat zamanla geçecek 40 yaşına geldiğinde hala bu kızın pişmanlığını yaşıyor olursan o zaman hayatın gibilmiştir. şu anda gibik gibik konuşup durma otur alışmaya çalış. sana bir büyük tavsiyesi ne kadar erken alışırsan o kadar iyi olacak zamanla beni anlayacaksın ama bu aylarını yıllarını alacak baştan söyleyim.

*** neyse beyler kısa tutmaya çalışıcam. hakan onu aldatmış ayrılmışlardı geçen sene. sonra yine bi mevzu olmuştu galiba ayrılmışlar. umut adında onların köyden başka bi çocuğu bulmuş onunla çıkmaya başlamışlar. onu anlatıyodu mutluluğu anlatıyodu bana. ben de hep başka umutları işte. berili anlatıyodum. sonra gel zaman git zaman beril işi kesinleşti ve dedim giberler öyle işi. o muhabbet başlamadan bitti ama bende tabi fazla gaz yükleyerek anlatıyodum altta kalmamak için. o ise hep gerçekleri anlatıyodu. yani ben öyle hissediyodum sonuçta sevgilisi. sonra bir gün bu umutla ayrılmışlar. umut ayrılıyo. tak hemen umut eski sevgilisine gidiyo. hemen ardından. daha çıkarken bile özle dolu mesajlar atmaya başlıyo ve yeşimde bana onları söylüyodu. hatta çıkarken onlar da kızla görüşüyolarmış galiba hoop yeşime ikinci vurgun. yine aldatılma. ben hep destek tam destek. ama kim kıymet bilir amk.

günler haftalar derken beyler bunlar yine barıştılar dıbını gibtiğim bin hakanıyla. ben bu sefer dönüş yapıp sibeli anlatıyorum sibelde bi gibiklik yaptı benimle muhattabı kesti. arkadaşları hakkımda salak saçma şeyler söylemeye başladı ve tam gerizekalı bir ergenlerdi. bende gittim berile anlattım hoşlandığımı söylettim. onların beden dersi mi ne vardı onları aşağıda görmüştüm ondan ona söyledim. sibel zaten konuşmuyodu ya yeşime yağtığım gibi aynısı ona yaptım ve dan! gene bi gibim yok. sibelin çok yakında arkadşaı var ecem. onunla da tanışmıştım. o her şeyini biliyodu. sonra bi sür geçtikten sonra konuştu onunla ve eğer konuşmaya devam etseymişim belki bişeyler olabilirmiş. be amık kız kesiyo konuşmaya benimle falan fistan. şuan hala çözemediğim durumdur ve sibel o günden sonra benden nefret etmeye başladı. aladım ki babana bile güvenmicekmişsin bu devirde, dost bildim anlattım her şeyimi yazıklar olsun falan filan çemkirdi her şeyi tabi msn de *

aylar geçti ve biz yeşimle devam ediyoruz. son zamanlar hala sibel varmış gibi ben devame diyorum ama o bilmiyo bişey. ve hakan yine son darbeyi vurur beyler. yeşim yine aldatılır.

*** yazdığı mesaj: naber lan puşto ?

hay amk bende bi afallama bi afallama gibeyim öyle duyguyu. kıza bak amk ne anlattık gelip diyo aylar sonra. hay gibeyim yollarını be. heyecanlandım tabi amk ister istemez. ağırdan almak lazımdı. yumuşarsak şimdi gibildin aga. tükürdüğünü yalamak tarzı bi olay olurdu yani. bende " puşto ?" yazdıp gönderdim. çok geçmedi 1-2 dk içinde cevap geldi.

yeşim: puşto işte
ben: anlayamadım ?
yeşim: of tamam hadi barışalım

orda kaldım işte amk tamam desem bi olay olmaz desem daha da bi olay.

ben: ne puştluğumu gördün ?
yeşim: görmedim be takılıyorum
ben: iyi o zaman
yeşim: barıştık mı ?
ben: bilmem
yeşim: barıştık barıştık

deyip güldü pekekent. gibeyim dünyanı senin. fazla ağır başlı olmakta iyi olmazdı ve artık konuşmaya başlamıştık. günler geçti beyler biz eski kıvamın 5 katında bir koyu muhabbetlere başlamıştık. daha bi kaynaşmıştık yani. hani diyodum ya sıçarken bile mesajlaşıyoruz diye sıçtığımızı bile söylüyoduk artık. pislliğin bile doruk noktasına ulaşmıştık. ama mutluydum amk. her şeyden önemlisi çok mutluydum.

hızlı analtsana amk yarın 7 de kalkıcam ehliyet sınavına giricem hikayeni okucam diye uyumadım daha

gecenin son entry'si beyler..

14-15 nisan 1912'de bilirsiniz titanic faciası oldu. gerek gerçek kehanet, gerek perde arkadası, gerek filmi, gerek gerçek titanic bende bir ayrıdır beyler. benim için hayatımda çok önemli bir yeri vardır ve her sene bi değişik olurum o 2 gün. o gün böyle bir şey olması benim için ayrı bi heyecandı.

sözleştik ve yarın okula gidicektik. çok heyecanlıydım. ben her sabah berkan adında bi arkadaşı okuldan alırdım. orda onu beklerken onun serviste hep ordan geçer kısa süreli hızlı bi kesişme yaşardık. orda sözleştik. ve o benim için çok öneme sahip günün başlaması için ben onu beklemek için sözleştiğimiz yere gelmiştim.

rezerve

reserved

günaydın millet. devam edek mi ?

reserved

iyi tak yedin

reserve