A: Aa hayırdır
K: Önemli bir şey yok ya, bir arkadaşı ziyarete gidiyorum da
A: Ha anladım
K: Döndükten sonra konuşur ayarlarız o zaman, Kübra ne anlattı benim hakkımda merak ettim
A: O günü anlattı, bilmediğim şeyleri öğrendim o günle ilgili. Öncesinde senin hiç korkmadan Kocaeliye ilk gelişini anlattı, Senaya bakışını falan anlattı
K: Sena ne alaka peki
A: Yani demek istediği şey kiminle nasıl konuşacağını bilen, gayet sessiz ve sakin biriymişsin
K: Sessiz sakin ve ben, anladım abi güzel benzetme
A: Öyle yani
K: O zaman tamam dimi, ben döndükten sonra buluşabiliriz
A: Evet, aynen öyle
K: Ben gelirim Kocaeliye
A: Onu konuşuruz o dert değil, neyse ben kapatayım şimdi, az işim var görüşürüz yine
K: Olur tamam, görüşürüz

Kapattıktan sonra düşünmeye başladım ne yapmalıyım onunla buluştuğumda diye. Ya açık açık oyunu anlatacaktım ya da cidden duygularıyla oynayacak şekilde gerçekten sevgili olup, hem istediğimi yapacaktım hem de yaptıklarımızı Senaya gösterecektim. ikincisi aslında ilkinde olacak olan şey gibiydi, sadece biraz farklı boyutta bir şey.

Aralarında oluşacak ilişki Sena’ya ve King’e güvenen Aleynaya hasar verecektir bence bir diğer ihtimalde -içimden geçen- bu ilişki ciddiyete binecek.

Evden dışarı çıkmaya karar vermemle pencereden bakıp sandalyeye geri oturmam bir oldu, o nasıl bir yağmur amk, paramparça eder beni. El mahkum, dışarı çıksam boş boş dolanacaktım buluşacak edecek insan da yoktu. Tayfun aradı beni bir ara, onunla muhabbet ettim, Ömer abi Alinin ebesini gibti dedi en son kapattı telefonu. Şikayetçi olmamış Ali Tayfundan, daha doğrusu olmaya zütü yememiş. Whatsapptan bir mesaj geldi, bilmediğim bir numara, baktım "Yeni numaram, istersen kaydedersin, Özge ben" yazmış. Çevrimiçiydi, yazayım dedim.

K: Hiç sesin soluğun çıkmıyor
Ö: Bilmem konuşmak istemiyorsun diye ses etmedim hiç
K: O nerden çıktı
Ö: Aramıyorsun, yazmıyorsun öyle düşündüm
K: Yazarsan konuşuruz yazmazsan konuşmayız bu kadar basit
Ö: Haklısın
K: Neler yapıyosun
Ö: Ne yapayım işte arada Zelihanın mezarına gidip eve geliyorum o kadar, bazen de arkadaşlarla dışarı çıkıyorum
K: O da güzelmiş
Ö: Ara sıra rüyama giriyorsun, bir garip oluyorum
K: Normaldir, Zeliha da benim rüyama giriyor garip oluyorum
Ö: Özlüyor musun onu

K: O nasıl bir soru
Ö: Saçma bir soru oldu dimi, pardon
K: Baya saçma hem de, ne olursa olsun, kiminle beraber olursam olayım. Hatta yarın bir gün başkasını sevip evlensem bile Zeliha hem aklımda hem de kalbimde olmaya devam edecek
Ö: Anladım
K: Belki kimseyi cidden sevmeyecem ama dediğim evlilik olayı olsa bile onu sürekli özlerim. Normal şekilde ayrılmadık biz bunun farkındasındır umarım
Ö: Orası öyle tabi
K: Yani seninle beraberken de aklımdaydı o ve özlüyordum onu, şu an bile özlüyorum 10 sene sonra da böyle olmaya devam edecek
Ö: Kader işte, ne yapacaksın
K: Her ne kadar kadere inanmasam da gibeyim böyle kaderi

Annem seslendi bana, hiç bir şey demeden telefonu fırlattım koltuğa annemin yanına gittim. Yardım istedi bir şeyler için, halledip geri döndüm. Özge yazmışta yazmış, tek tek okudum sonra yazışmaya devam ettim. Aleynadan bahsettim biraz, kısacık cevaplar vermeye başladı.

Belli ki keyfi kaçmış, cevaplarından onu anlamıştım. Ben biraz oyuna kaçıyorum, sonra görüşürüz dedim bitirdim konuşmayı. Aslında oyuna gireceğim falan yoktu, sadece biraz kafamı dinlemek için aniden bahane bulmuştum. Tam uzandım yatağa uyuklayacam, puşt Burak aradı.

K: Ne var amk ya ne güzel uyuyacaktım şurda
B: Hazırlanıyo musun diye aradım amk ne bağırıyosun
K: Hee, valiz falan hazır işte 16sında geliyom sabahın köründe
B: Güzel, ama sakın evde duracağımızı falan düşünme geldiğinde
K: O niye amk
B: Full dışardayız olum
K: gibtir puşt, yeğenimden ayırabilirsen beni çıkarırsın dışarı, o varken seninle mi takılırım ben
B: Satıldık hemen he
K: Ne sandın amk
B: Ya onu bırak sen gel gerisi önemli değil
K: Gelcem gelcem merak etme
B: iyi bakalım

Özgeyle konuştuğumu söyledim, taktım kulaklığı mesajları tek tek okudum.

B: Bilemiyorum, yani Özge iyi birisi ama
K: Ama?
B: Ama işte yanlış zamanda yanlış yerden çıktı
K: Haklı olabilirsin
B: Öyle işte aga
K: Neyse ya bi geleyim de iyice konuşuruz şu muhabbetleri
B: Aynen öyle, sen bi yanıma gel gerisi halledilir

Aylin seslendi, Burak ben seni ararım yine dedi kapattı. Ben de gülerek söve söve uyumaya çalıştım yatakta, bir ara su içmeye kalktığımda anneme klagib meteor düşse bile uyandırma uyarımı yapıp tekrar geçtim yatağa.

Bu geceyi böyle bitirmem lazım, aslında yazmayacaktım ama hazır 1 saat eve uğrayacaz yazayım dedim ardarda yazmadan olmasın.

Yarın akşam bir sorun çıkmazsa 8, 8:30 gibi burdayım, iyi geceler.

Bugün kaçırdım moralim bozuldu amk

ЯЭZ

Bu gece uyuyamıyorum bi siteye gireyim dedim. Madem uyku yok devam edeyim o zaman hikayeye yav, 12. Sayfadan devam iyi geceler panpalaaaar

Okumasam da bu hikâyeleri şukuluyorum. Sözlüğün böyle şeylere ihtiyacı var.

Ben de bi rez alayım..

15 dakikaya başlıyorum

16 Ekim, uçaktan indikten sonrası.

---

Brandenburg havaalanında indim, rutin pasaport kontrollerini geçtikten sonra havaalanının içine dalmak için harekete geçmiştim ki Burağın bana seslendiğini duydum. Biraz etrafıma bakınca Burağı gördüm ve yanına gittim, ilk yaptığı şey bana sarılmak oldu.

B: Vay kardeşim benim ya, hoşgeldin
K: Hoşbulduk, naber lan lale
B: iyidir de amk bana valiz dediğin şey bu sırt çantası mıydı sadece
K: Hee, 2 haftalığına burdayım olum eşek kadar valiz mi taşıyayım kendime
B: Sen valiz diyince ben herhalde büyük bir şeyle gelecek dedim taksi bekletiyorum dışarıda, taşımayalım eve kadar direkt gidelim diye
K: Keşke söyleseydim amk
B: Neyse gel eve geçelim, olum amma çok özlemişim lan seni
K: Ben de ben de, Zeliha nasıl iyi mi
B: iyi ya, hemen hemen 7 aylık oldu
K: Olum sizi geçtim esas onu görmeye geldim ben buraya
B: Ya bi gibtir git amk, yürü hadi çıkalım şurdan taksi daha fazla beklemesin

Bindik taksiye, yolda muhabbet ede ede, etrafı izleye izleye geldik evin önüne kadar. Bulunduğumuz sokakta bir şey dikkatimi çekti, neredeyse sokaktaki her ev ahşap gibiydi ve Burakların yaşadığı yer de öyleydi, hoşuma gitti bu detay, ayrıca dubleksmiş. Kapıyı çaldı Burak, Aylin elinde kızla açtı kapıyı ben orada bi dondum kaldım, salak gibi de gülmeye başlamışım.

B: Noldu lan
A: Şaşırdı galiba
B: Aloooo
K: Ha yok bişey, bana şaka gibi geliyodu amk
A: Bak gördün mü şakayı, geçin hadi içeri hava soğuk zaten üşütmeyin
B: La olum yürüsene
K: Tamam tamam geldim

Girdim içeri ilk işim kızı kucağıma almak oldu, tabi annesinden ayırdık ya hemen ağlamaya başladı, Ayline verdim direkt.

A: Hoşgeldin King
K: Hoşbuldum
A: Nasıl geçti yolculuk
K: Baya iyiydi ya
B: Aç mısın sen
K: Bi bak bakayım suratıma, nasıl gözüküyorum

Baktı şöyle bi "Tamam değil" dedi, güldük ettik sonra salona geçtik

R E Z

Oturduktan sonra annemle babamı aradım tek tek, sağlam şekilde geldiğimi söyledim. Zeliha hakkında konuştuk baya bi, sonra konu yavaş yavaş lise zamanına geldi.

A: O ilk seneyi hatırlıyorum da, Kingle aramda geçen konuşmayı, ne günlerdi ya
B: O gün aslında belli etmesem de bi tuhaf olmuştum ama geçti işte
A: Öyle öyle, doğru yolu bulduğuma inanıyorum ben, baksana şuna(Zelihayı gösterdi)
K: Neden ismini Zeliha koydunuz, sorabilir miyim
A: Benim çok sevdiğim bir isimdi, söyledim Burağa zamanı gelince, kırmadı beni
K: O da güzel
B: Sen onu bunu bırak şu Aleynayla ne yapacaksın onu anlat bakalım
K: Ona henüz karar vermedim be
B: Kızın duygularıyla oynamaya kalkma, birincisi sana yakışan bir şey olmaz ikincisi yanlış bir şey olur, sırf başkasını sinir edeceksin belki de üzeceksin diye suçsuz günahsız birini üzeceksin
A: Burağa katılıyorum, o kızı tanımam etmem ama bir kız olarak ben de düşüncemi söyleyeyim, o kızın kalbini kırarsan o şekilde sırf Senayı sinir etmek için sevgili olup işini bitirdikten sonra ayrılırsan o kızın tüm erkeklere karşı güvenini zedelersin, hayatı söner yavaş yavaş

B: Şu ihtimali de düşün, sen ona oyun olduğunu söylemeden sevgili olursun, bir yerden sonra cidden bir şeyler hissetmeye başlarsın devam edersin oyun fikrini unutup, hatta belki evlenirsiniz bile
K: Evliliği geç, havada bulut onu unut, evlilik benim yapacağım bir şey değil
B: zütüm, ben de bir ara evlenmem diyordum hatırlıyorsun dimi, bak sonuç bu
A: Doğru bak o da var, ama ben ona ilk baştan oyun olduğunu söylemen taraftarıyım King, ne olursa olsun. Baktın harbiden hoşlanmaya başladın, açılırsın kıza evet der hayır der bilemem

Zeliha ağlamaya başladı, Aylin aldı onu yukarı çıktı ben kaldım Burakla aşağıda

B: Aleyna konusunda şansını gibeyim öncelikle, bu nasıl bi tesadüf amk
K: Sorma sorma, Cristinadan yardım isteyecektim öteki türlü. Belki böylesi daha iyi olacak
B: Sahi o nasıl iyi mi
K: En son 2-3 gün önce görüştüğümüzde iyiydi, şu anda da iyidir herhalde
B: Az beklesene ben bi Aylinin yanına çıkayım geliyorum
K: Tamam, bekle demesen ben gidecektim zaten iyi oldu söylediğin

Burak da çıktı yukarı, bir kaç dakika sonra indi aşağıya "Değiştir üstünü, dışarı çıkıyoruz" dedi.

Nereye diye sormadım bile tamam dedim, bana kalacağım odayı gösterdi, orda muhabbet ederken değiştirdim üstümü sonra çıktık evden, bir yandan muhabbet ediyoruz bir yandan bir yere gidiyoruz, en son kafama takıldı nereye gittiğimiz

K: Aga iyi hoş güzel de, biz nereye gidiyoruz şu an
B: Bir arkadaşın yanına
K: Ha senin arkadaşlardan biri mi
B: Yok ortak
K: Nasıl ortak
B: Geçenlerde denk geldik burada, o da liseden sonra direkt buraya gelmiş hatta aynı üniversitede okumuşuz ama denk gelmemişiz hiç, geçenlerde tesadüfen beni durdurdu ilkokulu sordu sonra tanıdım onu. Sana da söyleyecektim ama gelmene 1 hafta falan vardı sürpriz olsun istedim
K: Kim olum o
B: Ortaokul bittikten sonra ortadan kaybolanlardan
K: Adam gibi söylesene kim olduğunu
B: Tevfik abinin oğlu
K: Tevfik abi kim amk
B: Eben amk eben, şurda barda çalışıyor gidince görürsün

K: Hangi dönem, lise, ilkokul
B: Ortaokuldan sonra kaybolanlardan dedim ya
K: Ha pardon, bizim sınıftan mıydı
B: Evet, az düşün bakalım kimler yok oldu haber alamadık ortaokuldan sonra
K: Ertuğrul, Gökhan, Hakan, Gülşah falan gerçi Gülşahı gördük ismaille
B: Bingo
K: Hangisi
B:(Suratıma bakıp bir gülüş attı) Tevfik abinin oğlu
K: Hay gibecem Tevfiğini ha
B: Tamam amk kızma az kaldı, bak şu 2. caddenin sonundaki barda

Sigaramı evde bırakmışım, Burağa söyledim sigara nerden alabilirim diye soktu bir markete, amk buradaki sigaralar Türkiyede olsa günde 10 pakete kadar içerdim herhalde. Patlatmalı aldım bir tane denemek için, 4 euro verdim çıktık ordan. Yaktım sigarayı, barın önüne geldik bana diyo ki "Bitir de girelim, hatta dur sorayım ona burada mı şu an"

Bence o kişi gökhan

Burak aradı artık kimi aradı bilmiyorum, o an sigaramı bitirmiştim eliyle "Gel gel" dedi girdik içeri, ulan bakıyorum hiç tanıdık bir sima yok etrafta. Burak kolumdan tuttu beni barın önüne getirdi, biri geldi selamlaştık ettik, amk çocuk benim adımı biliyor ben tanıyamadım.

B: Hala tanıyamadın mı gerçekten
K: Hayır, ses falan hiç tanıdığım birine benzemiyor
E: Esin, Burçin, Burak, sen, Zeliha, ben. Sekizinci sınıfta hep birlikteyken kantinde ne olduğunu hatırlıyor musun
K: Yanlış hatırlamıyorsam Zeliha ve bu çocuk şakalaşıyordu, sonra Zeliha bunun kafasına ağzına kadar dolu kola kutusunu atmıştı. Bir saniye, Esin, ben, sen, Burçin ve Zeliha ve bu çocuk, kantinde bu kişilerle yaşadığımız tek bir olay. Burada ismi geçmeyen tek kişi var
B: Kim o
K: Gel lan buraya şerefsiz

Gözlerim doldu birden, Ertuğrul çıktı barın içinden geldi yanımıza, sarıldık orda birbirimize.

B: Lan tamam ayrılın amk
E: Kaç yıl geçti be
K: Amk sekizinci sınıf bitti bi kayboldunuz daha ulaşamadık size, nerdeydin sen
E: Liseyi Gemlikte okudum oraya taşınmamız gerekti, o dönemde de telefonum yoktu biliyorsunuz o yüzden görüşemedik hiç. Lise sonda annemle babam boşandı, babamla da annemle de sorun yaşadım. En son dayanamadım artık dedim sokarım yapacağınız işe, üniversiteyi başka ülkede okumaya karar verdim, neresi olursa olsun önemli değil dedim. Buraya geldim, bitirdim ve dönmeyi de düşünmüyorum Türkiyeye