Önümüzdeki hafta hiç akşam rezervasyonu yok, en geç 10 gibi buradayım tüm hafta boyunca. Yarın 1 Hazirana geçiyorum, nikahtan önceki güne.

iyi geceler herkese.

Kanka hikaye boyunca çok tahmin yaptım erkenden tahminlerde bulundum (bkz: Senayı hikaye başında yere göğe sığdıramamak) pot kırdıysam affola ama Aleynadan daha iyi biri girmemiştir hayatına kız çok seviyor seni değer veriyor ve mesela senayla olan ilişkinizde gizliyordun birşeyleri senadan Aleynada tam tersi çok açıksın ve bi kız bukadar mı anlayışlı olur anlamıyorum bu istanbul'a gitmen hikayenin ilerdeki netliğini bozdu biraz ama Aleyna yengeylesinizdir umarım hâla

benim kafamda bir kaç soru işareti oluştu bu evlenme dalgası başladığından beri. sen bursada ev aldın daha sonra istanbula geldin. eğer aleynayla hala evliyseniz neden kendi evinizi bırakıp istanbula geldiniz? veya aleynayla ayrıldınız sen arkadaşının yanına mı geldin? ben okan diye düşünüyordum ama cristina olabilir gibi

Babam beni hiç uğraştırmadı yeni ev için, özellikle şu nikah günü iyice yaklaştığı için aşırı heyecanımdan dolayı beni yormadan evin neredeyse tüm ekgiblerini tek başına halletti, anneme bile fırsat vermedi. ilk başta eşyaları taşıdım ettim ama evin açılacak yerlerini tek tek o halletti, ufak tefek şeyler kaldı ama onları da ben hallederim diye ikna etmeyi başardım. Sabah Aleynayla konuştum, bugünden arkadaşlarından bir iki tanesi gelecekmiş Bursaya, kalanı da yarın gelecek. Ayrıca yarın kendisi, annesi babası ve Kübra birlikte geleceklerini söyledi. Bizim evde ise ayrı bir heyecan vardı, annem ne yapacağını şaşırmış gibiydi, tabi ben de öyle. Bana sürekli "Sen dışarı çık dolaş biraz heyecanın gitsin" diye söyleniyordu. Aleynayla yaptığım konuşmadan sonra da aynısını söyledi, en sonunda dedim tamam zaten çıkacam ama az dur Buraklar bana haber verecek, çağıracaklar. Saat 10 buçuğa doğru Burak aradı beni "Aga Ertuğrullarla Soğukkuyudayız biz oraya zıpla, diğerleri de gelecek" dedi, geliyorum diyip kapattım. Evden çıkmamla koşmaya başlamam bir oldu, niye koşuyorsam her zaman gittiğim yere. Ziraat parkına gelince durdum biraz, ibrahim abiyi aradım, Cristinayı sordum, uyanık dedi. Tamam söyle hazırlansın onu almaya geliyorum diyip kapattım, babamı aradım sonra.

K: Baba ben geliyorum şimdi Cristinayı almaya, dışarıda arkadaşlarla buluşacam o da gelsin
B: Nefes nefesesin hayırdır
K: Koştum biraz ondan
B: Niye deli mi düdükledi seni bu saatte koştun
K: Ben de bilmiyom ki niye koştuğumu
B: Allah canını almaya, neyse tamam nerdesin şimdi sen
K: Ziraat
B: Oha gelmişsin bile
K: Oturdum şu an, bir sigara içip gelecem o da anca hazırlanır zaten, kahvaltı yaptınız mı yedi mi bir şeyler
B: Yaptık, sen yaptın mı
K: Yok baba ne kahvaltısı zaten ölecek gibiyim, o yediyse tamam
B: Neyse tamam, bekliyorum
K: Geliyorum birazdan

Babamla kapadıktan sonra Burağı aradım, Cristinayı alıp geleceğimi, 15-20 dakikaya orada olacağımı söyledim, tamam bekliyoruz dedi kapadı.

Sigarayı yarıda atıp parktan çıktım, ne yemek yiyebiliyorum ne sigara içebiliyorum kaç gündür, hele bugün daha beterim. Geldim babamın evine, zile bastım babam içeri çağırdı ama arkadaşların beklediğini söyledim, 4-5 dakika sonra Cristina indi aşağıya, direkt gidiyoruz hadi dedim

C: Bu ne hal ya iyi misin
K: Hiç olmadığım kadar iyiyim
C: Aceleye gerek var mı bu kadar
K: Bekliyor çocuklar, ondan
C: Yok yok ondan değil bu, başka bir şeyden
K: Ya heyecandan ne yapacağımı şaşırdım işte, ayakta zor duruyorum zaten gidelim Soğukkuyuya hadi
C: Tamam tamam gidelim hadi, yoksa beni bırakıp gideceksin sen şimdi
K: O kadar da değil
C: Hıhı tabi, sol ayağın çoktan yürümeye hazır bekliyor baksana
K: Ee yürüyelim o zaman ne duruyoruz

Gülmeye başladı Cristina, Soğukkuyuya doğru yürümeye başladık, Burak aradı yolun ortasında nerde kaldınız diye soruyor "Bir arkadaşı gergedanlar gibmiş onun yanına uğradık da önce, ya geliyoruz amk az kaldı" dedim gülerek, sonra da kapattım telefonu.

Geldik Soğukkuyuya, Burak Aylin Ertuğrul ve kız kardeşi Damla oturmuşlar bir yere, gittik yanlarına, selamlaştıktan sonra Burak Ertuğrul'a bizim sürekli oturduğumuz yeri gösterip "Bak bizim ana yer burası, diğerleri gelmeden geçelim oraya daha iyi olur" dedi, biz daha oturmamıştık zaten, geçtik o ağacın altına oturduk.

K: Çocuğu nereye bıraktınız lan
B: Evde kaynanamın yanında, Aylin çok durmayacak gidecek zaten
K: Ha iyi, ulan kaç gün önce geldiniz ilk kez buluşuyoruz koşturmaktan vakit bulamadım hiç, aga siz de hoşgeldiniz
E: Eyvallah bro hoşbulduk, normalde gibsen gelmezdim buraya ama Burak bana o gün senin evleneceğini söylediğinde gelmeyi taktım kafaya
K: Aynı yerde çalışıyormuşsunuz Burakla
E: Aynen, aldık muallaktoru yanımıza, iyi de çalışıyor ha
D: Abi hayırlı olsun
K: Teşekkür ederim Damlacım
B: Aleyna nerde lan
K: Yarın geliyor ailesiyle
A: Heyecanlı mısın King
K: Heyecanlı mıyım, şu halime bi baksana koştum evden çıkınca, ne yapacağımı şaşırmış gibiyim kaç gündür, yarın siz ambulans bekletin kalp krizi falan geçirebilirim heyecandan
C: Saçmalama be
K: Ciddi söylüyorum bak
B: Sen nasılsın Cristina iyi misin, başın sağ olsun bu arada
C: Teşekkür ederim, iyi olduğum söylenemez pek
K: Kimler geliyor şimdi, kimi bekliyoruz biz
B: Gelsinler de görürsün
K: Amk Cansuyla Ahmetcan gelcek kim gelcek başka, benimki de soru sanki
B: Aynen kardeşim sadece Cansuyla Ahmetcan

Aylinle Cristina aralarında konuşmaya başladılar, bir kaç dakika sonra Burağın telefonu çaldı "Aynen hacı Soğukkuyudayız, girince az içeri doğru gelin görürsünüz bizi" dedi.

K: Aylin kimi çağırdı bu
A: Valla ben de bilmiyorum ki, eski arkadaşlardan dedi ama isim vermedi
K: Aga sana söyledi mi bir şey
E: Gü...
B: LAN SUS
K: Gülşahı mı çağırdın cidden
B: Ya Ertuğrul senin ben amk, niye söylüyorsun abi kimin geleceğini
E: Ne bileyim olum ben, ayrıca söylemedim ismi, tam söylüyordum sus dedin ama anladı ne yapayım
B: Neyse, evet Gülşah geliyor
K: Başka
B: Başka, yarın bakarız kim geliyor
K: Nerde kaldı şu Cansular da, gelsinler artık

Oturduğum yerden kalktım, etrafa bakmaya başladım artık.

K: Gülşah mıydı arayan
B: Ya amk salak mısın sen Gülşahla konuşuyor olsam hacı der miyim
K: O zaman ismaille birlikte geliyor bilmiyorum hala beraberler mi
B: Arayan ismaildi zaten
K: Neyse gelsinler bakalım
E: Şu orta ikide miydi üçte miydi ebesine atladığın iso değil dimi o
K: Ta kendisi amk
E: Ulan ne zamanlardı be
K: Sorma

Cansu gelmiş o ara, yanımıza geldi. Ahmetcanı sordum, Gözdeyi alıp geleceğini söylemiş. Cansuya şu bana göre saçma olan paintball fikrini halledip halletmediğini sordum.

Ca: Tam değil, yarın burada kalacaklara göre arayacam yeri, söyleyecem bu kadar kişiyiz diye
K: O da güzel
B: Nerden çıktı bu paintball işi
K: Cansuya sor
Ca: Eğer olursa inanın çok eğlenecez
K: Ondan şüphem yok da işte

Aylin kalktı, Burak da kalktı ama Burağa oturmasını söyledi, Burak yine de ben seni bırakırım dönerim sorun değil dedi, gittiler ikisi. Ben de dedim gelin bari şu kafeye oturalım bir şeyler içelim, tamam dediler kafeye geçtik, arkadaşların da geleceğini söyledik, 3 masayı birleştirdik oturduk.

Harbiden geldi ismaille Gülşah, görünce seslendim, geldiler kafeye yanımıza oturdular. Bir dönem ayrılmışlar ama yine barışmışlar.

E: La King, başka kimler gelecek bizim ilkokuldan haberin var mı
K: Buraya mı yarın mı
E: Her ikisi de
K: Onu Burak biliyor, kesin çağırmıştır bir kaç kişiyi
Ca: Ahmetcanı arayayım ben bi geliyorlar mı diye
K: Ara ara, Burak da gelir bi 20 dakikaya herhalde

Gülşah Cristinaya bakmaya başladı.

G: Evleneceğin kız mı bu King, çok güzelmiş
K: Hayır değil, yarın geliyor o
G: Ha pardon
C: Niye öyle dedin ki
G: Öyle geldi birden
K: Sen daha önceden görmedin mi Cristinayı
G: Hayır
K: Gerçi konuştuğumuz mu var, nerden tanıyacaksın onu, çocukluk arkadaşım benim
G: Vay be, yabancı galiba
K: Babası Türk, rahmetli annesi ispanyol. Babası babamın en samimi arkadaşı
G: Anladım

O esnada babam aradı beni, babamla konuşurken Ahmetcan, Gözde ve Furkan geldiler. Furkanı hiç beklemiyordum.

Cansu bize söylemedi belki babamla konuşmamı bölmek istemediği için, ben kapatınca "Geldik geldik parkın girişinde sayılırız dedi" dedi bana.

K: Nerdesin olum sen
F: Her yerdeyim kral
K: Bi varsın bi yoksun amk
F: Denk gelmiyoruz hiç ama buralardayım, Ahmetcanla konuştum geçen, evleneceğini söyledi, nasıl mutlu oldum anlatamam var ya
K: Neyse, Burak gelsin de başka gelecek var mı öğrenelim ona göre bir şeyler yapalım, belki Kültürpark
Ca: Rangera binelim topluca
K: Ona bineni gibsinler tamam mı

Konuyu bilenler gülmeye başladı, Ertuğrul, Damla, Cristina, Gülşah ve ismail neye güldüklerine anlam veremedi tabi.

Ca: Ya üstünden kaç sene geçti, hala mı
K: Bineyim, gibsinler sonra dimi
Ah: Binersin sen binersin
K: Aynen bak şu an rangerda dönüyoruz hatta vuhuuuuu
E: Ranger şu Kültürparktaki ters dönen alet değil miydi, nesi var onun
Ca: Boşver, anlatması uzun sürer, Kingin pek iyi anıları yok rangerla
E: Hadi ya, King anlatsana
K: Ya gibtir git amk
Ah: Bak şimdi biz seneler önce Kültürparka gittik bir gün
K: Anlatma sus
Ah: Tamam hadi acıdım anlatmıyorum, kıymetimi bil
D: Yalnız ben baya merak ettim ne olduğunu
C: Ben de
Ca: Anlatayım mı
K: Hayır, bırak merak etsinler
Ca: Nolur ya
K: Hayır dedim
Ca: Tamam be anlatmıyorum

Geç kaldım ama

R E Z

Burak aradı nerde olduğumuzu sordu, kafedeyiz içerde dedim, tamam geldim diyip kapadı. Burak kafeye girer girmez Cansu "Hiç oturma, biz de kalkıyoruz" dedi. Nereye gidiyoruz diye sorduğunda Furkanın gülerek "Kültürparka" demesi bir oldu. "Siz ciddi misiniz ya, ben şakasına demiştim" dedim giblemediler, kalktık ciddi ciddi gidiyoruz Kültürparka. istasyona geldik, içeri girerken annem aradı, dedim az bekleyin konuşayım kapattıktan sonra girelim, anneme söyledim arkadaşların yanındayım, muhtemelen geç gelirim diye, kapadı.

Ca: Çok eğlenecez
K: Neresinde eğlenecez
Ca: Hızlı tren olur, balerin olur, ranger olur
K: Lan biz direkt kalktık da, Burak başka gelecek yok dimi
B: Yok yok, olsa zaten bekleyin derdim. Bu arada şimdi fark ettim Furkan ne ara geldi
F: Yeni mi fark ettin
B: Harbi yeni fark ettim seni
Ah: Nasıl yeni fark ediyon sen
F: Ulan Kültürpark diye ben söyledim kafede
B: Hiç fark etmemişim orada lan
F: Gözünü seveyim senin

Cristina kulağıma "Sizin manyaklar toplanmış" dedi gülmeye başladı.

K: Annem aradı, konuştum, kapadım, hala burada boş boş bekliyoruz farkında mısınız acaba, tren buradan geçmiyor, merdivenlerden çıkınca oradan geçiyor, hani bilmiyorsanız söyleyeyim dedim
C: Siz baya baya daldınız, ben de bir şey demedim
B: Sizin yüzünüzden bekliyoruz burda, çıkalım şu istasyona artık

Çıkar çıkmaz istediğimiz trenin gelmesi de tam oldu aslında, hiç beklemedik, merdivenlerde beklememiz hariç.

Geldik Kültürparka, gözüme ilk çarpan şey amk rangerı oldu, oradaki sırayı gösterip "Alın size ranger, akşama kadar sıra bekleyin şimdi" dedim, içimi rahatlatan o teklif Ertuğruldan geldi "Bence önce bir şeyler içelim, yiyelim sonra girelim", biz biraz alkol alırız diye konuştuğumuzda Cansu Gözdeyi, Cristinayı, Damlayı ve Gülşahı yanına alıp "iyi o zaman ayrı oturalım, biz içmeyiz" dedi, iyi dedik tamam öyle yapalım, kafelerin olduğu yere yürüdük biraz, sonra Özgen'e girdik, harbiden de ayrı ayrı oturduk, verdik siparişleri

i: Senayla evleniyormuşsun
K: Ne diyosun amk, kim dedi sana bunu
i: Lan Burak, sen bana Sena demedin mi
B: Ne alaka lan ben Aleyna dedim
i: Benim aklımda niye Sena kalmış o zaman
Ah: Harbiden Sena ne alaka
B: Anlamadım ki
K: Lan züt sen Sena mı dedin
B: Niye Sena diyeyim amk mal mısın
i: Aleyna mı dedin sen bana ya, ben Sena mı anladım onu
K: Ebenin amı, Sena nerde Aleyna nerde nasıl Sena anlıyosun Aleynayı
F: Acaba yanlışlıkla Sena mı dedin sen
B: Hayır be, Aylin de yanımdaydı konuşurken

K: Neyse, bak adı bile geçince geriliyor ortam. Anmayın şunu
B: Harbi ha gerildik durduk yere
K: Onu bunu gibtir edin şimdi, yarın nikahtan saatler sonra paintball oynayabiliriz haberiniz olsun
E: Oynarız agam hiç dert değil
K: Siz benimle aynı takımda olsanıza
Ah: Daha kim kimle belli değil mi
K: Cansu yarın nikahtan sonra kalacak kişi sayısına göre belirleyecek muhtemelen
Ah: Peki eğer eşit olursa sayılar, kızlar erkekler yapmamız yok mu
E: Ağır ezeriz yalnız
i: Öyle mi dersin
E: Herhalde, yıllardır call of duty oynuyoruz attığımız tutar
K: Bak bak ne diyor, ulan yıllarımızı Gunza verdik, biz bu kadar özgüvenli değiliz
B: Harbiden ha, oyun değil bu amk
E: Fark eder mi
K: Eder tabi amk

Aleyna aradı beni, o anlık ortamın da vermiş olduğu gazla telefonu "Ne var lan gibik" diye açtım, evet tam olarak böyle açtım, bunu der demez Burak aldı eline telefonu "Yenge kusura bakma ben Burak, bir şey söylemek için seslenmiştim ona, o anda sen arayınca bana söyleyeceğini sana söyledi sanırım" dedi, uzattı bana telefonu, aldım ama Aleyna gülüyor telefonda.

K: Ya bu Burağı da şimdi
A: Onun yanında mısın hayatım
K: Baya kişi varız ya, ohoo sadece o olsa yine iyi
A: Ne güzel, eğleniyorsunuz sanki
K: Ne eğlenmek ne eğlenmek
A: Heyecanlı mısın
K: Ölüyorum ölüyorum, dedim Buraklara, yarın ambulans bekletsinler kalpten falan giderim heyecandan diye
A: Deli, ben de Kübrayla beraberim şu an, yarın hakkında konuşuyoruz
K: Ooh ne güzel
A: Sesini duyayım diye aramıştım, duyduğuma göre muhabbetinizi daha fazla kesmeyeyim diye kapatabilirim
K: Seninle akşama kadar konuşabilirim biliyorsun dimi
A: Evet biliyorum ama bugün daha sesimi duymayacaksın, yarına kadar beklemen gerekecek
K: Hadi ya o niye
A: Gıcıklık değil mi, benim için de zor olacak ama olsun, öpüyorum seni, görüşürüz yarın
K: Kaçta geliyordunuz
A: 11de falan orada oluruz bitanem, en geç 12
K: iyi bakalım, görüşürüz

Ah: Yalnız ben şok oldum sen öyle açınca
F: Harbi lan, önce güneşim arıyor demen sonra o şekilde açman
K: Harbiden ben de anlamadım niye öyle açtım, hepinizin amk
Ah: iyi kurtardı zütünü Burak, haberin olsun
B: Her zaman ben kurtarıyorum zaten amk. Şunları içelim de, girelim şu parka. Umarım rangerdaki sıra bitmiştir, tek o bile yeter bana
K: Hay ranger girsin sana, ne rangermış
B: Sen seversin onu
K: Ne severim ne severim
E: Ya aga bunun ne alıp veremediği var rangerla da istemiyor
B: Kendisine sor
E: Söylemiyor ki amk
i: Harbi söylesene ne oldu rangerla aranda
K: zütüme girdi, ne olacak sevmiyorum binmeyi
B: Korkuyor korkuyor
K: Bak söyledi, korkuyorum aynen
E: Yedim bunu ben
K: Afiyet olsun

Cristina bana seslendi, kalktım yanlarına gittim, oturttular beni yanlarına.

C: Ne kaynatıyorsunuz
K: Hiç, havadan sudan
C: Neyse, bak Cansu ne diyor
K: Ne diyor
Ca: Akşam senin şu yeni evine bi gidelim, söylediğine göre elektrik su falan hepsi hazır dimi
K: Evet hazır da, hala ufak tefek eksiği var ama o kadar da önemli değil, ne oldu
Ca: Yarına hazırlayalım orayı
K: Niye
Gö: Nasıl niye, King yarın Aleynayla o eve gideceksin biliyorsun dimi
K: Evet de
C: Bi kere de sormadan tamam desen ölür müsün
K: Nedenini merak ettim
Ca: Bodozlama sokma kızı eve, bak şimdi burada fazla takılmayalım gerekirse, çocukları da çağıralım bekle daha iyi olur, hatta masayı birleştirelim onlar da dinlesinler

Kalktım, Buraklara dönüp "Cansunun yine bir planı var, bakayım bu sefer ne diyecek" dedim güldüm, birleştirdik masayı.

Ca: Şimdi beni iyi dinleyin, kaç kişiyiz biz burada 10-11 falanız dimi
B: He
Ca: Diyorum ki burada fazla oyalanmayalım, biraz takılıp King'in yeni evine gidelim
Ah: Ne yapacaz la orada
C: Cansu dedi ki hep beraber orayı güzelce toparlayalım, şimdi incintır orası ki ben Kingi birazcık tanıyorsam ayı kaybolsa bulunmaz o evde şu an
K: Bence gayet toplu şu an
Ca: Kesin öyledir, senin toplunu biliyoruz. Bakın şimdi, o eve gidelim, el birliğiyle güzelce temizleyip toplayalım, hazırlayalım yarına güzelce. Yarın King muhtemelen nikahtan sonra, paintballdan önce gider oraya Aleynayla, dimi King
K: Öyle olur muhtemelen
Ca: Ne diyorsunuz
B: Aslında bana uyar, hem zaman geçer. Ertuğrul, iso siz ne diyorsunuz
E: Bana fark etmez, hem görmüş oluruz evi
i: Aynen, iyi olur
Ca: Biz az önce bunu konuştuk, biz tamamız
K: Gerek var mı böyle bir şeye
Ah: Bak düşününce bana da mantıklı geldi şu an
K: Niye herkes bana bakıyor şu an
Ca: Tamam dersen eğer
K: Ya gitmesine gidelim de, ev birazcık incin
Ca: Ne dedim size az önce bakın ne dedi, birazcık olduğuna emin misin
K: Evet eminim
C: Birazcık mı cidden
K: Tamam evin altı üstünde şu anda
Ca: O zaman senin tamam demene de gerek yokmuş ya
K: Kimin fikriydi bu

Kızlar Cansuyu gösterdi.

"O zaman gidiyorsak oyalanmayalım, anca biter toparlamak" dememle herkesin kahkaha atması bir oldu, Burakla Ertuğrul hesabı ödediler, ne kadar tutsam da onlar ödedi, çıktık oradan, sanki kavgaya gidiyormuş gibi 11 kişi Kültürparktan çıktık, Altıparmaktan geçip Heykele gittik yürüyerek, yolda cebimi kontrol ettim, anahtar ne olur ne olmaz diye yanımdaydı, iyiki de almışım yanıma. Apartmanın önüne geldik, tam kapıyı açıyordum Ahmetcan durdurdu.

Ah: Haberiniz olsun, beşinci kat ve asansör yok
Ca: Bunun için mi durdurdun şimdi sen bizi
Ah: Evet, beğenemedin mi
B: Yalnız o merdivenleri çıkmak ölüm olur gibi
K: Yok be, abartıyor merdivenler az, öyle 15-20 değil kat başına, gökdelene çıkmıyoruz ya
C: En üst kat mı oluyor beşinci kat
K: Aynen en üst kat
F: Ben bunu şaka sanıyordum lan
K: Yok yok şaka değil, girelim de umarım biri görüp ne oluyor demez 11 kişiyiz amk
Ah: Kim ne dicek, aç hadi girelim görelim eşyalı halini, ben boş halini gördüydüm de

Açtım apartmanın kapısını, Ahmetcan geçen seferki gibi yine söve söve çıktı merdivenleri.

Daire kapısını açmamla Cansunun bana bakışını yakaladım, sanki dövecek gibi bakıyordu "Bu mu toplu" dedi, girdi içeri, arkasından da biz girdik.

Ah: Oha lan baya güzel olmuş eşyalı hali, de toplamak lazım cidden
K: iki dakikada toplarız ya o sorun değil, baksana kaç kişiyiz
Ca: Topladık topladık, bak bitti bile
K: Evet Cansu hanım, kim ne yapıyor söyle şimdi
Ca: Sen önce hangi odanın ne olacağını göster bana
K: Ciddi ciddi yapacak mıyız bunu
B: Aga böyle olduğunu baştan bilsem sabahtan derdim sana gel evi toplayalım diye
K: O kadar mı kötü lan
F: Bence düzgün ya
K: Aha, adamın dibi, düzgün tabi ya
Ca: Elimin tersindesin, bir çakarım sana şimdi görürsün düzgünü
K: Kime bana mı
Ca: Furkana, bunun neresi düzgün Furkan bi baksana şuraya
F: Ya amma abarttın, şu kutuları kenara alsak yetiyor
D: Pek öyle yetecek gibi durmuyor
E: Bence de
K: Hay sizin ben, neyse hadi yapalım ne yapıyorsak

Cansu benden evin anahtarını istedi, neden diye sormadan verdim, Furkana attı anahtarı, bir şeyler dedi ama anlamadım, Furkan çıktı evden, Cansu "Çok işimiz var burayla" diyerek etrafa bakmaya başladı.

Gö: Eh yani King
K: Ne oldu
Gö: Yok bir şey
Ah: Burak sen benimle gel şu arkaya bakalım bi, bu mal kesin düşündüğüm şeyi yapmıştır
B: Nereye arkaya
Ah: Koridorun sonundaki oda, gel gel
K: Ya benim görmediğim ne görüyorsunuz siz
C: Biz görürüz ama sen göremezsin
Ca: Kız olsaydın anlardın
K: Heh, ne alakası var şimdi bununla
Ca: Furkan gelsin görürsün
i: Harbi nereye gitti o çocuk
Ca: Markete, nereye gidecek
K: Niye gönderdin onu markete
Ca: Görürsün gelince, o gelsin de başlarız

Cansu diğerlerine bir şeyler demeye başladı ama dediği hiç bir şeyi anlamadım, büyü mü yapıyor ne yapıyor anlamadım ki.