Çok geçmeden geldi Furkan, elinde 2 poşet var. Ne onlar diye soruyordum ki Cansu aldı poşetleri "iyi ekgib yok" dedi, ne onlar ya diye sordum, kafama bez fırlattı bir tane, sonra da gülmeye başladı.

K: Gerçekten mi
Ca: Hadi bırak konuşmayı da şurdan başla sen silmeye
K: iyi tamam, ben gidiyorum arkadaşlar hakkınızı helal edin, geri dönemezsem eğer
C: Ne diyosun King
K: Ne bileyim ben, elimde bez var bak Cansu suratıma attı bunu, ne dememi bekliyorsun
Ca: Ahmetcanla Burağı çağırsanıza buraya, ne yapıyor onlar arkada

Seslendim, geldiler.

Ah: Ne oldu
K: Cansu çağırdı sizi
Ca: Heh geldiniz mi, bakın şimdi Burak sen şu salondaki camları sileceksin, Ahmetcan sen şu odadan başla camları silmeye
B: Camları derken
Ca: Basbaya camları, hem içeriden hem dışarıdan

Burak bir elinde camsil, bir elinde bez, onlara baka baka salona gitti, gülmemek için zor tutuyordum resmen kendimi. Oradaki herkese tek tek ne yapması gerektiğini söyledi, ben halen bekliyordum orada, bir süre sonra benle Cansu kaldık odanın önünde.

K: Bu kadar şeye gerek var mıydı
Ca: Dur bitsin de öyle gör sen, şimdiki halini aklında tutmayı ihmal etme ama, sen de dediğimi yap
K: Tamam yapacam da, abartmadın mı biraz
Ca: Hayır

Ca: Bunu düşünmesem yarın ne olurdu acaba burada
K: Aleyna biliyor ki halini, sorun yok yani biz beraber toplayacaktık zaten
Ca: Yorma kızı en mutlu gününde, hep beraber hallederiz biz şimdi
K: Nasıl bu arada ev, baktın az önce her yerine
Ca: Ev baya güzel de, daha da güzel olacak akşama doğru
K: O kadar sürer mi ya
Ca: Bilmem, sürebilir de
K: Hadi ya
Ca: Neyse, biz de başlayalım da çabuk bitiririz belki

Dediğini yapmaya başladım, arada sırada diğerlerine bakıyordum ne yapıyorlar diye. Aylin aradı, Burağı aramış ama açmamış Burak, az bekle diyip Burağın resmini çekip attım ona.

En son saate baktığımda 17:40 falandı, öyle bir kaptırmışım ki kendimi diğerlerini unutmuştum bir ara, Cansu, Furkan falan ara ara evden çıktılar, geri geldiler ellerinde bir şeylerle. Bir süre sonra baktım espriler havada uçuşuyor, gülüşmeler falan var ve nerdeyse herkes bitirmiş, oturuyorlar salonda. Geldim yanlarına oturdum, bitti benim de dedim.

Ca: Bence on numara oldu
i: Yoruldum lan, ellerim acıyor
C: Değdi ama bence, baksana parlıyor ev
Ca: Dimi dimi
E: Yani ilk başta ne alaka falan diyordum da, şu an bakıyorum baya iyi iş çıkardık, ev gibi ev oldu, lan King bana bak sakın mutfağı kirletmeyin, zütüm çatladı orayı bu hale getirecem diye
K: Rahat ol
Ah: Olum bak cidden evin her köşesine iyi davranın, halime bak ter döküyorum resmen, vücudumda su kalmadı amk
K: Eyvallah

Cansu birazdan geliyorum ben diyip evin anahtarını aldı, yine çıktı evden.

B: Yatak odasını gördün mü
K: Yok görmedim
B: Git bak Cansu ne hale soktu orayı
K: Cidden mi
B: Git bak

Odanın kapısını açtım "Güzel olmuş" diyip salona döndüm, ne var ki odada normal duruyor dedim.

B: Olum ilk girdiğimiz haliyle şimdi ki hali bir mi sence
K: Ya hayır tabi
B: O zaman
Gü: Bana deselerdi King evlenecek, evini toplamasına yardımcı olacaksın, inanmazdım
i: Al benden de o kadar, ama muallak arayıp sormuyor bile bizi
Gü: Cansunun kıymetini bil King, belki de kendisinden çok seni düşünüyor çünkü, bu fikri ortaya atan oydu mesela
K: Cansu bir tane, merak etme kıymetini biliyorum
Gü: Umarım öyledir
Ah: Kingle Cansunun ilişkisini bilmiyorsunuz siz dimi
i: Yok
Ah: O kadar samimiler ki, hani sevgili olsalar evlenseler asla sırıtmaz
Gü: O kadar samimiyet var mı aralarında
B: Var, dışarıdan biri görse sevgili zannediyor onları

Cansu geldi o arada, dedim iyi insan lafın üstüne gelir. Kola almaya gitmiş, gerçekten sadece onun için gitmiş.

Bir güzel gömdük o kolayı, Burak bir ara Ertuğrula "Aga sen Damlayı al git istersen, yoruldunuz dinlenirsiniz hem" dedi, Ertuğrul yok falan dese de ben de ısrar edince tamam dedi, cidden dinlensinler istiyordum, herkese söyledim bunu. Hepsine tek tek teşekkür ettim, sarıldım onlara birer birer. Yavaş yavaş çıkmaya başladılar, ismail çıkarken "Böyle bir şey olursa ara, hatta olmasına gerek yok ara sor her gün" dedi, tamam dedim gülerek. En son Ahmetcan ve Gözde çıktı, aslında Ahmetcan çıkmayacaktı ama Gözdeyi tek başına göndermek istemedi. Saat 7 buçuk gibi Cansu, Burak, Cristina ve ben kaldık evin içinde.

Ca: Yoruldum be, cidden yoruldum
K: Siz de gitsenize niye duruyorsunuz
Ca: Yok ben iyiyim böyle
K: Burak sen
B: Yok aga ben de iyiyim
C: Bana hiç sorma, sen çıkmadan çıkmam
K: iyi peki siz bilirsiniz
Ca: Bak sana bir şey itiraf edeyim mi King, hani sen bir ara Senaya evlenme teklifi edeceğini söylemiştin ya, onunla evleniyor olsan bunu yapmazdım
K: Aleynanın ne özelliği var
Ca: Mutlusun, bu bence geçerli bir sebep
K: Senayla mutlu olmayacağımı bildiğin halde yanımda olduğunu söyledin dimi
Ca: Evet, seni satmam ben asla ama bazı durumlarda tavrımı da koyarım
B: Ben de

Tam o an kapı çaldı, kim diye baktım Ahmetcan, kapıyı aç diyor megafondan. Açtım kapıyı, çıktı yukarı, Gözde tek başına gidebileceğini ve onun benim yanıma gelmesini söylemiş.

C: 5 kişi kaldık mı burada şimdi
Ca: Öyle oldu sanırım
K: Gözdeyle gideydin ya sen
Ah: Öyle yapacaktım da, bana senin yanında olmamın daha doğru olacağını söyledi nedense
K: Bak sen, sanki doğum yapıyorum daha doğru olacakmış
Ca: Yok eben, doğum ne alaka
K: Ne bileyim ben, aklıma ilk o geldi. Ev bu işte, gördünüz hepiniz
B: Yarından itibaren size mutlu yaşamlar burada
K: Olum, şaka maka ben anlamadım ne zaman geldik bu noktaya
Ca: O kadar mutlusun ki, farkında bile değilsin bak
K: Sanırım haklısın
C: Ben yatak odasına geçip uyusam nasıl olur Kingcim
K: Uyu, fark etmez
B: Gidelim biz de, burada kalmayalım harbiden
Ah: Aynen, biz de evlerimize geçelim, Hürriyette son bir kez dağılırız, yarın akşam 4te Merinosta görüşürüz
K: Mantıklı

Kalktık, şöyle bi tekrardan baktım etrafa, şahane gözüküyordu, yanımdakilere tekrardan sarılıp teşekkür ettim, Cansu gülüp "Evlilik hediyemiz olsun" dedi. Çıktık evden, otobüs durağına geldik konuşa konuşa.

Bindik otobüse, Aleynayı aradım, meşgule atıp "Şş, yarına kadar konuşmak yok, biraz özle yarından sonra bıkacaksın benden :D" diye mesaj attı, güldüm sadece. Hürriyette indik, durakta vedalaşıp ayrıldık, Cristinayı babamın evine zütürüp oradan da annemin yanına geçecektim, belki de son kez girecektim o eve.

C: Yarın evleniyorsun ha en yakın arkadaşım
K: Evet evleniyorum
C: Senin adına o kadar mutluyum ki
K: Teşekkür ederim
C: Sesinden bile belli ne kadar mutlu olduğun, ayrıca ne kadar heyecanlı olduğun da belli
K: O kadar belli oluyor mu
C: Olmaz mı

Geldik babamın evinin önüne, ben de girdim içeri biraz. ibrahim abi de, babam da yarınla ilgili soru yağmuruna tuttu beni yok şunu ne yapacaksın yok bunu nasıl ayarlayacaksın. Elimden geldiğince hepsini cevapladım, fazla oturmadan çıktım oradan. Annemin evine geldim, annem de benim düşündüğüm gibi düşünüyormuş ki, içeri girer girmez "Son kez hoşgeldin oğlum" dedi. Mutfakta baya bi konuştuk, evi temizlediğimizi falan anlattım hep, sonra odama geçtim. Bir kaç daat bilgisayar başında takıldıktan sonra yatağa girmeden önce odanın içinde turladım baya bi, hep bu odada yaşadıklarımı düşündüm.

- Başta Sena, sonra Zeliha, sonra Özge, en son Aleyna. Bu odada o kadar çok anım oldu ki hepinizle. Aslında Aleynayı düşünmemem gerekiyor belki, ama olsun. iyi veya kötü, anı anıdır. Yeri geldi bu odada güldüm, yeri geldi bu odada ağladım, gerek Cansunun, gerek Burağın, gerek Ahmetcanın, gerek Aylinin omzunda. Yarından itibaren buradaki tüm anılarıma veda ediyorum, bu beni biraz üzse de yapacak bir şey yok. Ulan şu yatağa bak, bu yatak neler neler gördü burada, bu bilgisayar senelerdir aynı konumunda nelere şahit oldu, neler neler yaptık beraber. Bir kaç gün sonra sizi de alıyorum yeni evime, ya ne evimi, alış artık King, evimiz diyeceksin, eşinle yaşamaya başlayacaksın yarından itibaren, tekil konuşma, çoğul konuş.

Baya baya söylendikten sonra yatağıma geçtim, Aleyna bir kaç dakika önce mesaj atmış "Bu gece son kez yalnız yatıyorum, yarından itibaren her gecem seninle uyumak, her sabahım senin yanında uyanmak olacak, seni herkesten ve herşeyden çok seviyorum" diye, aynı şekilde cevapladıktan sonra kafayı yastığa koydum.

Bu geceyi bitireyim, saat ne ara 1 olmuş amk yeni fark ediyorum.

iyi geceler herkese.

--spoiler--
Okanla veya cristanayla yaşıyor olabilir demişsiniz ama king 1 haziranda yarın bi arkadaşımın doğum günü var demişti. Düğün aleynanın doğum günüyle aynı günde yani 2 haziranda arada birini kaybetmedilerse hikaye bundan sonra mutlu ilerleyecek sanırım :D
--spoiler--

king sen şu matt'in numarasını versene bi' şey konuşcam.

2 Haziran, saat 1 ve sonrası.

---

Annemin evinde oturuyoruz, arada sırada Cansular arıyor, saati hatırlatıp duruyorlar. Aleynanın ailesi, babam da annemin evinde, Kübra Cansuların yanında, gelip aldılar onu az önce evden.

C: Biz saat 2 gibi çıkarız herhalde, dimi dünür
B: Aynen, biz önden gideriz salona, son kez bir göz gezdirelim her şey ekgibsiz hazır olsun
An: Gergin duruyorsunuz hepiniz
C: içimizde ne fırtınalar kopuyor bir bilsen
An: Doğrudur, bende de öyle
H: Kızım siz de fazla geç kalmayın salona olur mu
A: Kalmayız anne merak etmeyin
K: Oraya da geç kalınmaz ya, kalınmaz dimi
A: Bilmem, düşünsene bir an kafamıza esiyor gitmiyoruz
An: Kinge söyleme öyle şeyler, yaparsınız bak ayıp olur
A: Şaka yapıyorum

Babamın telefonu çalmaya başladı, açtı telefonu ibrahim abi aramış "Biz bir saate çıkıyoruz ibo, sen kızla salona gelirsin, ha tamam o zaman, orada görüşürüz" dedi kapadı, bana dönüp "Cristina sizinkilerleymiş haberin olsun" dedi. Onlar kendi aralarında muhabbete daldılar, Aleynayla ben de birbirimize bakıp salak salak sırıtmaya başladık. Kapı çaldı, annem baktı camdan, bana aşağı in Mert geldi dedi, indim aşağı

M: Gitmemişsiniz daha
K: Aynen aga gitmedik
M: 4te Gökselle oradayız haberin olsun
K: Diğerleri
M: Bekirler gelebilirse gelecek
K: Tamam aga ya dert değil, gelemezlerse de sağlık olsun
M: Tamam bakalım, salonda görüşürüz tekrar
K: Görüşürüz aga eyvallah

Gitti Mert, ben de yukarı çıktım ama merdivenleri 3 3 atladım resmen.

R E Z

Saat 2ye doğru aileler evden çıkmaya hazırlanıyordu, o an onlarla beraber çıkmaya karar verdik, biz de bakmak istedik ekgib bir şey var mı yok mu diye, bizi beklemeye başladılar. Aleyna "Bence daha dönmeyiz eve, sen de hazırlan öyle gidelim" dedi, mantıklı geldi. Giydim nikah için hazırladığım takımı, aynanın karşısında saçlarımı düzelttim, Aleyna da hazırlanmış o arada, zaten makyajlıydı, kıyafetini değiştirdi sadece ve çıktık evden. Eniştem arabasını bırakmıştı bize sabah, Cengiz abide ehliyet olduğu için arabayı o sürdü salona kadar, bu saatte normalde trafik oluyordu Merinos yolunda ama şansımıza trafik yoktu. Geldik salona, ekgib bir şey yoktu, biz işimizi bitirdiğimizde ibrahim abi geldi.

i: Ohooo gelinle damatta buradaymış
K: Aynen abi
i: Olum sizin ne işiniz var burada
K: Niye abi
i: Gerçi boşver düğün değil ya nikah bu, salla gitsin
B: Biz baktık aga ekgib bir şey yok, her şey tamam burada
C: Buradaki tek moruklar biz mi olacaz şimdi, ben duygusal adamım etrafta gençleri görünce ağlayabilirim haberiniz olsun
K: Ya abi öyle yüzlerce kişi olmayacak ki, 35-40 kişi anca olacaz
C: Biz dahil dimi
K: Sanırım hayır
C: Yeter bile o sayı, 35-40 diyor az mı 35-40
K: Çok mu
C: Bilmem çok mu az mı, bence çok
K: Çok olsun şimdilik

Başlamışız rez

Annemler ağlamaya başlamış, annemle babam değil, iki tane annem var diyorum artık. Ben babama dedim burada bekleyelim eve dönmeyelim daha o kadar hazırlandık, haklısın duralım burada belki gözümüze bir şey çarpar da düzenleriz dedi. Büyükler orada oturdu, bir şeyler içerken ben Aleynayla dolanıyordum içeride.

A: Çok az kaldı ayağına basmama
K: O topuklularla basmayı cidden düşünmüyorsun dimi
A: Bascam ki kaçarın yok hiç(Gülmeye başladı)
K: Ayağımı kırma da
A: Bilemem artık ne olur, içim içimi yiyor o an için
K: Delisin sen ya
A: Senden bulaştı bence
K: Delilik bulaşıcı değildir derler ama
A: Bence tam tersi

Burak aradı beni, açtım benden daha heyecanlı amk.

K: Sakin ol lan, salondayız amk ekgib var mı diye bakmaya geldik
B: Salondasınız, ulan biz kültürdeyiz
K: Nabıyonuz orda amk
B: Oturuyoruz aga saatin 3ü geçmesini bekliyoruz
K: Kim kimsiniz şu an orada, saysana bi
B: Aylin, Cansu, Ahmetcan, Gözde, Furkan, Cristina, Kübra, Ertuğrul, Damla ve ben varız, bir de kızı da getirdik. Gülşahlar 4 gibi orada olacaklar, gerisi sana sürpriz olsun haber bekliyorlar benden
K: Söyle işte amk zaten elim ayağım titriyor heyecandan, terledim de
B: Nah söylerim, sürprizi bozulmasın
K: Neyse tamam hadi, siz de fazla geç kalmayın 3 buçuk gibi burada olursunuz işte
B: 3 buçuk, tamam uygun bize. Ben diğerlerine söyleyeyim
K: Kim o diğerleri amk
B: Geldiğinde görcen, şaşırırsın şaşırmazsın orası beni bağlamaz damat, hadi görüşürüz orada
K: Sağ ol be, görüşürüz

Aleynanın elinden tuttum, girişe zütürdüm, elimle bir yeri gösterdim "Bak orada bir yerde oturuyor bizimkiler" dedim, güldü. Kültürpark ile Merinos arasında 200 metre ya vardı ya yoktu, aslında dikkatli baksam görür müyüm diye düşündüm, nah görürüm.

K: Sen de bi arasana arkadaşlarını, gelmişler mi nerdeler
A: Aradım hayatım ben, Bursada hepsi şu an, 3 buçuk gibi burada olacaklar
K: Ne güzel
A: Aslında hayalimdeki gibi bir nikah olacak biliyor musun, etrafta hiç yaşlı insan yok, sadece arkadaşlar
K: Aile hariç tabi dimi
A: E yani
K: Yaşlılar hiç çekilmez be böyle bir günde
A: Aaaynen öyle, ya aşkım babamdan benim ceketimi alabilir misin üşüdüm de biraz
K: Üşüdün mü, ceket yetmezse söyle gençliğimi yakayım ısınman için
A: Ya ama

Dudağımdan öptü beni orada, gittim ceketini aldım geldim.

Bir süre sonra babamların yanına geçtik, bizim hakkımızda konuşuyorlardı, konu eskilerden açıldı, babam "Sena diye bir kızla beraberdi King, ne yalan söyleyeyim o yıllarından çok daha mutlu şu an" dedi bir yerde, güldüm geçtim. Annem dürttü beni, Buraklar geldi dedi döndüm baktım harbiden kapıdalar "Ne alaka ya" dedim, nasıl dalmışsak saat olmuş 3 27. Aldım Aleynayı, Burakların yanına geldik kapıya, tek tek sarıldık hepsine, en son Zelihayı aldım kucağıma

B: Bu tip ne lan
K: Ne bekliyordun olum fosforlu yeşil çizgili siyah eşofman mı giyseydim
Ay: Çocuk yakıştı eline ha
K: Öyle mi
Ca: Evet, bence de yakıştı
A: ileride bizim de böyle bi kızımız olur mu dersin
K: Neden olmasın

Aleyna kızarmaya başladı ama gülüyordu da bir yandan, o esnada bizim aileler gelmiş yanımıza, onlarla da selamlaştılar. Burak birini aradı, salondayız biz yavaştan gelirsiniz dedi kapadı. Cansuya baktım "Ya Edaların geleceğini biliyorum ama ilkokuldanmış onun çağırdıkları" dedi bana.

Annemler gitti oturdu eski yerine, babamlar ve ibrahim abi yanımızda kaldı. Biz kendi aramızda muhabbet ederken Aleynanın arkadaşları geldi, hepsi toplanıp gelmişler. Benimle tanıştıktan sonra Aleynayla muhabbete başladılar, Kübra yanıma geldi.

Kü: Tebrik ederim King
K: Teşekkür ederim
Kü: ilk başta duyunca şaşırdım biliyor musun
K: Normaldir
Kü: Hiç beklemiyordum bunu
K: Olabilir
Kü: Hala dargınsın sanırım bana yıllar önce olanlardan dolayı
K: Yoo dargın falan değilim, gergin ve heyecanlıyım sadece ondan böyle konuşuyorum
Kü: Peki madem, sen öyle diyorsan

Aleyna tuttu kolumdan çekti, az kalsın düşüyordum.

A: Aşkım bak bu Barış, çok sıcakkanlı birisi
K: Memnun oldum Barış
B: Ben de memnun oldum
A: Benim dert ortağım kendisi biliyor musun, bahsetmiştim sana bir ara
K: Biliyorum anlatmıştın
A: Kübra ne dedi sana
K: Hala dargın mısın falan diye sordu da, değilim dedim niye dargın olayım
A: Dargınlık ne alaka ki
K: Sena muhabbetinde işte
A: Haa, tamam tamam hatırladım şimdi

Bir kaç dakika sonra Burak yanında Ertuğrulla yanıma geldi "Kapıya gel bizle" dedi, ne oldu dedim sen gel dedi, gittik kapıya Gülşahlar gelmiş, onlarla konuşurken arkasından bizim liseden arkadaşlar geldi, Aleyna geldi yanıma, tanıştırdım onu hepsiyle. Öyle bir ortam vardı ki, sanki rüyada gibiydim, Aleyna başkasıyla konuşurken yüzüne bakıyordum, o kadar güzel gülüyordu ki. Mertle Göksel geldi, Mehmetler de geldi. Onları içeri gönderirken babam geldi, kulağıma "Hepsi arkadaşınız diye biz yokuz ha burada, haberin olsun" dedi omzuma vurup geri gitti, önemli değildi ki bu benim, daha doğrusu bizim için. Burak Ertuğrula "Geliyolar bak bak modellere bak" dedi, kafayı çevirmemle 6 kişi gördüm, yüzleri inanılmaz tanıdık ama çıkaramıyorum bir türlü.

B: Gizem, hoşgeldiniz
K: Gizem mi
B: Ne oldu
K: Sen ne yaptın ya, herkesi toplasaydın bari, gençler hoşgeldiniz
G: Hoşbulduk King, hayırlı olsun
K: Gel buraya gel bırak şimdi hayırlı olsunu, kaç sene geçti ya

Sarıldım Gizeme, sonra Burçine, Gökhana, Sabriye, Kadire ve Ergine sırayla sarıldım, tutamadım kendimi ağlamaya başladım.

B: Valla tek ulaşabildiklerim bunlar oldu
K: Ya yeter de artar bile ne diyorsun sen, ben ulaşamadım hiç birine sen nasıl ulaştın
B: Yaptık işte bir şeyler
Er: Facebooktan yazdı bana ya, galiba diğerlerine de yapmış aynı şeyi
Bu: Bana da
B: Aslında herkese yazdım da tek siz döndünüz mesajıma

Şöyle bi kafayı içeri çevirip saydım, 38 kişiyiz toplam Gizemlerle birlikte, aileler hariç. Saate baktım 3:49, az kalmıştı o imzayı atıp evet diye bağırmaya. Aldım hepsini içeri, galiba gelecek yoktu başka ama Burak her ihtimale karşı kapıda beklemeye karar verdi, sonuçta Aleynanın arkadaşları gelmişti ve bu saatten sonra gelen olursa Burak tanıyacaktı. Annemlerin yanına gittik Aleynayla

K: 38 kişi, yeter bence kendi aramızda olacak bir şey için çok bile
B: Var mı başka gelecek
K: Burak kapıda, olur herhalde 3-5 daha. Ben içeri geçeyim Aleynayla, Cansuya söylerim gelir yanınıza 5 dakikaya içeri geçmeye hazırlanırsınız olur mu
B: Olur olur, ulan şuraya bak be, üniversite toplantısı mübarek her taraf genç dolu
i: Sorma, ne güzel ama baksana arkadaşları yanlarında ikisinin de
K: Keşke ekgibsiz hepsi burada olsaydı ama sağlık olsun

Aldım Aleynayı, Cansuya söyledim babama söylediğim şeyi, Ahmetcanla Cristinaya seslendi, onlara bir şeyler söyledi sonra saate baktı, gidin siz dedi. Zaman ağır ağır akmaya başlamıştı sanki içeri giderken, bir an göz göze geldik Aleynayla, öyle bir gülümsedi ki, öldüm sandım o an.