/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 6076.
    +5
    içeriye girdik ama diğerlerinin yanına gitmeden önce Matt'in konusunu açmamaya karar verdik ve konuştuğumuz gibi de diğerlerine hiç bir şey söylemedik, bize ne yaptığımızı sordular çünkü "Biz 10 dakikaya gelecez" diyerek çıkmıştık dışarı ama içeri gelmemiz yarım saat sürmüştü. Ben sigara içtim dedim, Bartu'yu söylemek istemedim, kendisi de söylemedi zaten sigara içtiğini. O an Bartu benim kulağıma "Olum bu adam Kanada'da değil miydi lan" dedi, bir kaç gün önce geldiğini söyledim ve yarın da dönecekti zaten, Canan'a olan bu durum hepimizi öyle bir etkilemiş ki, Bartu bile pek çok şeyi unutmuş kafasında, benim gibi. Bana o soruyu sorana kadar geldiğini hatırlamamıştım bile ki dışarıda görünce de kafamda şimşek çakmamıştı.

    N: Ya ameliyat başarılı geçecek ya da terminal
    Ba: O ameliyat başarılı geçecek ki, sanki tanımıyorsun Canan'ı, çok güçlü bir kız o
    N: Evet güçlü Bartu biliyorum ama bu hastalığın adı da kanser ve neredeyse son seviye
    B: Bugüne kadar neden sakladı bunu bilmiyorum ama bu hoş bir şey değildi, saklamamış olsa belki de çözümünü, tedavisini ne bileyim bir şeyini bulacaktık, son raddeye gelip kemoterapiye başlamadan önce bilebilseydik seviyesini, o hep başlangıç dedi, öyle dedi böyle dedi ilaçlarla geçiyor falan diyordu ya hani
    Arz: Bana Canan'ı bu yüzden suçlayacağını söyleme sakın Barış, ne olur
    B: Hayır canım ben onu suçlayabilir miyim hiç saçmalama, sadece söyleseydi daha iyi olurdu, hatta olacaktı diyorum, hepsi bu

    Arda biraz gözlerini dinlendireceğini söyleyip Nilay'ın omzuna koydu kafasını, bizde onu fazla rahatsız etmemek için sessiz kalmaya karar verdik ve uzunca bir süre konuşmadık, kimseden çıt çıkmadı taa ki benim telefonum çalana kadar, saat 3ü geçmiş, arayan annemdi. Ona mesaj atmıştım çünkü Canan'ı hastaneye kaldırdık diye, Türkiye'de saat 4ü geçiyordu ve annem ise yeni uyanmıştı.

    A: Barış çok geçmiş olsun oğlum, nasıl Canan iyi mi
    B: Bilmiyoruz anne, 3 saat sonra ameliyata girecek ve iyi olarak çıkacak oradan
    A: inşallah iyi bir şekilde çıkar, bol bol dua edicem Canan kızım için
    B: Teşekkür ederim anne
    A: Bartular da yanında dimi
    B: Yanımdalar
    A: Tamam oğlum ben daha fazla tutmayayım seni ve sizi, bana mutlaka haber ver durumları olur mu
    B: Olur anne, görüşürüz

    Kapattım telefonu, bir gariplik başladı bende, nefes alıp verirken içimin acıdığını fark ettim.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 6077.
    +1
    rezleyelim.
    ···
  3. 6078.
    +5
    Saat 5'e geliyor, sadece 1 saat kaldı ameliyata ve herkes uyanık, Arda'nın biraz uyuması dışında kimse gözünü bile kırpmadı. Canan'ın bulunduğu odaya 2 tane doktor 1 tane hemşire girdi, hemşirenin girmesiyle çıkması bir oldu ve koşar adımlarla koridordan yürümeye başladı. Biz ayaklandık tabi haliyle ama "Muhtemelen ameliyata hazırlanacak, 1 saat kaldı ya" diyerek birbirimizi avutmaya çalışıyorduk. Durum öyle değilmiş, bunu tekrardan yanında 1 tane görünüşünden ve yaşından anladığım kadarıyla profesör olduğunu düşündüğüm kişiyle beraber geri gelen hemşireye sorduğumda anladım. Canan'ın organları durmaya başlamış, tek tek. Ben hiç bir şey yapamadım, ne hareket edebildim ne bir şey. Yerimden kalktığım sandalyeye düştüm, oturmadım direkt düştüm ve etrafı izlemeye başladım sadece.

    Ba: Sakin olun bir şey yok sadece müdahele edilmesi gerekiyor ve müdahele yapıldıktan sonra ameliyata zütürülecek
    A: Aga tamam iyi hoş da bu kadar panik halde olmaları
    Arz: Söylemek istemiyorum ama sanırım Canan için yolun sonu görünüyor, Allah kahretsin ya
    Ba: Arzu sus, öyle bir şey söylemedin tamam mı

    Arzu bayıldı orada, herkes onu ayıltmak için uğraşırken ben yalnızca oturduğum yerde onları izliyordum, ne yerimden kalkmaya halim ve gücüm vardı ne de bir şeyler yapmaya. Canım acıyordu sadece oturduğum yerde, ağlıyordum da bir yandan. Güç bela Arzu'yu ayıltmayı başardılar ama hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı yanımızda. Kendimi tutuyordum, hem de öyle böyle değil, o kadar sıkı şekilde tutuyordum ki kendimi, birisi bana parmak ucuyla dokunsa patlayacak gibiydim.

    Bana sürekli yanaştılar nasıl olduğumu sordular neden tek kelime etmediğimi sordular, ağzımı açmadım. Sadece o kapıya bakıyordum oturduğum yerde. Artık kendimi tutamadım, ağlamaya başladım ve o an içeriden sonradan gelen profesör ve hemşire çıktı, hemşirenin gözleri doluydu.

    Anladım.

    Kalktım yerimden kapıya gittim, içeriye bakmamla diğer doktorların Canan'ın üstünü kapattıklarını gördüm.
    ···
    1. 1.
      +3
      çok ağır bir entry ya çok ağır. öyle böyle değil
      ···
  4. 6079.
    +4
    Canan öldü, belki de o ameliyata girebilse kurtulacaktı ama olmadı. Kendi gözlerimle ölüsünün üstünü örttüklerini gördüm. Kendisiyle 14 yaşındayken tanıştığım, hayatımın en önemli parçalarından biri olan, uğruna canımı bir saniye bile düşünmeden vereceğim dostum Canan hayatımdaki 16. yılında öldü hastanede, ameliyatını beklerken. Hayat ne kadar acımasız bir şey böyle, hele ki ölüm denilen şu şey. Bartu bayılmış, Arzu bayılmış, Arda ve Nilay onlarla ilgilenirken ben halen kapıdaydım, hemşirenin kolumu tuttuğunu hatırlıyorum, ondan sonra gözümü açtığımda sandalyedeydim. "Çok kötü bir kabus gördüm ben herhalde, saat kaç oldu" diye sorduğumda Arzu bana "6 olmak üzere" dedi, ben de hala kabus olduğunu düşündüğüm için "Canan'ı zütürmüşlerdir herhalde ameliyathaneye, ben de uyuya kalmışım hadi gidelim" dedim, yerimden kalkmamla Bartu'nun bana sarılıp ağlamaya başlaması bir oldu, bunca senedir ilk defa bu şekilde ağladığını fark ettikten sonra gördüklerimin kabus olmadığını anladım, ağzımdan sadece "Canan" çıktı.

    N: Çok üzgünüm, gerçekten
    A: Ben hala inanamıyorum buna, ailesine, arkadaşlarımıza nasıl söyleyecez bunu biz düşündünüz mi hiç
    N: Sanırım onu buradan hiç kimse yapamayacak
    A: Bana da öyle geliyor çünkü hiç kimse kabullenemez bunu
    B: Furkan'a ne söyleyecez biz onu düşündünüz mü, çocuk buraya geliyor yarın, Canan'ı görmeye
    A: Hiç bilmiyorum aga, hiç
    B: Neden burada duruyoruz hala
    Arz: Gitmek istiyorsanız gidin, ben burada kalıp işlemleri halledicem, birimizin bunu yapması gerekiyor
    B: Hepiniz gidin, ben halledicem ne varsa

    Bartu Arzu'yu çekti kenara, konuşuyorlardı ama ikisi de ağlamaktan bitmiş bir durumdaydı önümde, Bartu zaten hala ağlıyordu Arzu ile konuşurken. Bir süre sonra yanıma gelip kolumdan tuttu beni "Arda, Nilay, gidiyoruz hadi Arzu burada kalacak ben daha sonra onu almaya gelecem" dedi.

    B: Nereye
    Ba: Çocuklar evde biliyorsun dimi
    B: Çocuklar evdeyse annelerinin gitmesi daha iyi olmayacak mı
    Ba: Barış, uzatma abi lütfen gidiyoruz dediysem gidiyoruz hadi yürü

    Arzu hastanede kaldı, biz çıktık hastaneden Bartu'nun evine gittik.
    ···
  5. 6080.
    +4
    Evin içinde büyükler olarak Arzu hariç hepimiz ve çocuklar vardık sadece. Terry benim kucağımdaydı. Ne kadar kötü bir şey, babası yavşağın teki, annesi ise bir kaç saat önce hayatını kaybetti. Ben türlü türlü düşüncelere dalmışken diğer konuşmaları da duyuyordum ve Terry hakkında konuşuyorlardı, çocuğun Matt'e verilip verilmemesi gerektiği tartışılıyordu.

    B: Bu çocuk Matt'e verilmeyecek, verilecekse de Matt bizim yakınımıza taşınacak ve çocuğu ne zaman, istisnasız ne zaman istersek görecez, yoksa havada bulut Matt çocuğu unut, bu kadar basit abi neyini tartışıyorsunuz
    Ba: Ya adam dibine kadar haklı ama çocuğun babası dıbına koyim hani ne yapabileceksin
    B: Babasıysa babası, bizim ondan daha çok faydamız oldu çocuğa, haksız mıyım abi sen söyle ya
    Ba: Haklısın ona diyebileceğim hiç bir şeyim yok, dibine kadar haklısın hem de ama işte, babası
    B: giberim babasını, buraya taşınacaksa alacak çocuğu yok taşınmayacaksa alır ama başını. Şuraya bak ya, adam buraya geliyor tekrar, durumdan da haberi var gibtir olup gidiyor, onun babalığını gibeyim ben

    Zeliha durumu tam anlamamış olacak ki, o hepimizin ağzına tekrardan sıçan soruyu sordu Bartu'ya "Baba neden böyle diyorsunuz, Canan abla öldü mü yoksa" diye, çünkü ona söylememiştik henüz. Bartu sarıldı Zeliha'ya, sadece evet diyebildi, kız da ağlamaya başladı "Nasıl ya nasıl" diye sayıklayarak.

    Z: Nasıl öldü baba nasıl ya
    Ba: Sakinleştikten sonra anlatıcam kızım tamam mı
    Z: Annem nerde ayrıca
    Ba: Hastanede, Canan ablanın işlemlerini halletmek için orada kaldı

    Ağlayarak odasına gitti Zeliha, hepimiz birbirimize baktık sadece.

    "Keşke şaka olsaydı da şaka yaptık gel buraya" diye bağırsaydım arkasından dedi Bartu, haklısın abi keşke şaka olsaydı.
    ···
  6. 6081.
    +2
    Okurken canım acıdı ya, başın sağ olsun tekrardan:(
    ···
  7. 6082.
    +4
    Arzu'nun Bartu'yu aramasıyla birlikte Bartu çıktı evden, bize evde kalmamızın daha iyi olacağını, sadece Arzu'yu alıp geleceğini söyledi çıkmadan önce. Annemi aradım, Canan'ın öldüğünü söylediğimde kadının "inanmıyorum" dedikten sonra ağlamaya başladığını duydum, bir şekilde sakinleştirdikten sonra kapadım telefonu, elim bir türlü Furkan'a gitmiyordu, arayıp söylemek adına. Söyleyemezdim ona böyle bir şeyi, nasıl söyleyebilirdim ki? Başta Hilal olmak üzere, zamanında bizim sınıfta olmuş olup numarası olan kim varsa tek tek söyledik durumu, dalga geçtiğimizi düşünüp telefonu suratımıza kapatanlar oldu, gerçekten inanıp üzülenler oldu.

    A: Barış, Furkan ne olacak
    B: Geldiğinde öğrenecek aga, ne olacak başka
    N: Çocuk yıkılacak resmen ya nasıl söyleyecez böyle bir şeyi ona
    B: Bilmiyorum, bir şekilde söyleyecez.
    A: Şu yavruya ne olacak ya ona çok acıyorum ben
    B: Konuştuğumuz gibi, babası olacak andaval bu çocuğu istiyorsa bizim koşullarımızı kabul edecek, etmeyecekse alacak ama başını aga, bu kadar basit
    A: Of dıbına koyim of bu ne gibim bir hayat böyle ya
    B: Sorma sorma

    Ben hala olanlara inanamamışken birden aklıma Canan'ın yıllar önce, daha lise zamanındayken iki kere intihara kalkışması geldi, tutamadım kendimi ağlamaya başladım.

    A: Hepimizi bir kenara bırak da, Barış için çok ağır geçecek bu dönem
    N: Farkındayım, eh bizim de elimiz boş değil ya yanında olacaz onun sonuna kadar
    A: Orası öyle tabi, dostuz dedik biz tostuz demedik ya
    N: Barış iyi misin sen
    B: Bana bir daha bu soruyu sormayın olur mu, değilim, olacağımı da hiç sanmıyorum bundan sonra

    Kalktım yerimden dışarı çıktım, sigara içmeye.
    ···
  8. 6083.
    +4
    Aslında içeride de içebilirdim sigaramı, sıkıntı yapmıyorlardı ama rahat rahat ağlamak istediğim için dışarı çıkmıştım. Oturdum kapının önüne, dayadım sırtımı duvara, yaktım sigaramı ve ağlamaya başladım. Kafamı sol tarafa çevirdiğimde Canan'ın evini gördüm, bir daha hiç bir zaman ışığı yanmayacak olan o ev. Ben dolu gözlerle o eve bakarken Bartu ve Arzu gelmişler, yanıma kadar yanaşmışlar hatta Bartu arabayı bahçeye bile koymuş ama o kadar uzaklaşmışım ki Dünya'dan, duymamışım bile, Bartu'nun beni dürtmesiyle kendime geldim.

    Ba: içerde içsene aga sigaranı unuttun mu içebildiğini
    B: Yok unutmadım da, ağlamak istedim biraz rahat rahat, ne yaptın Arzu hallettin mi
    Arz: Hallettim, sadece bedeni almak kaldı
    B: Güzel, ailesiyle konuşalım mezar ayarlasınlar benim güzel gözlüme
    Arz: Ben onu da hallettim, çok zor oldu söylemem ama söylemeyi başardım ve ayarladım, cenazesi Türkiye'ye gidecek
    B: Güzel, biz de gidiyoruz o zaman
    Ba: Tabi ki, ben halledicem biletleri orasını bana bırakın kalanları siz halledersiniz
    B: Bak ya
    Ba: Ne bak ya gibik, hadi boş yapma da gir içeri donacan burada

    Yeni sigara yakmıştım, onu bitirince gireceğimi söyledim, onlar girdiler içeri ben kaldım dışarıda yine tek başıma. Kendi kendime konuştum da konuştum, o kadar çok söylendim ki en sonunda yorulduğum için susmak zorunda kaldım, sigaram da bitmişti zaten, girdim içeriye. 3 4 ay öncesine kadar gırgır şamata dönen şu salonda herkesin sessiz sakin ve ağlamaklı oturduğunu görmek o kadar çok koyuyordu ki bana.
    ···
  9. 6084.
    +4
    Konu döndü dolaştı tekrardan Terry'e geldi. Arzu'ya da aramızda konuştuklarımızı söyledik, böyleyken böyle olursa şu olur, şu şu olmazsa bu da olmaz diye anlattık başından sonuna kadar. Arzu dinledi dinledi, en sonunda konuşmaya başladı

    Arz: Şimdi, ben şöyle bir şey düşündüm, siz Matt'e bu teklifi yapacaksınız, kabul ederse gelecek ve Terry'i alacak ama çocuk yine gözümüzün önünde olacağı için rahat olacaz
    Ba: Aynen öyle, ne düşündün söyle bakayım
    Arz: Canım, diyorum ki baktık Matt anlaşmaya varmadı, zütlüğünü ortaya koydu tekrar ve sorun çıkarttı, ben diyorum ki Terry'i biz üzerimize alalım, ne dersin? Hem bak Zeliha ile de güzel anlaşıyorlar

    Bartu şaşırmış bir şekilde Arzu'nun suratına bakıyordu ve saatler sonra yüzü biraz gülümsemişti bunu duyduktan sonra, tabi hepimizin aynı şekilde.

    B: Vay be, güzel fikir aslında. Ama önce babasıyla konuşuruz, olmazsa bu dediğin olabilir
    Ba: Çok güzel olur şimdi bir düşündüm de, Canan'ın emanetine de çok güzel sahip çıkmış oluruz, seviyorum kızım seni gerçekten bak
    Arz: Bilmiyorum yani birden geldi aklıma ama olma ihtimali olan bir şey, çocuk başı boş kalmamış olur hem
    N: Ya biz burada olduğumuz sürece başıboş kalmazdı da, bir ailenin altında olması mükemmel bir fikir olur, tuttum bunu.

    Bir yandan bu günden sonra ne yapacağımızı, ne yapmayacağımızı tartışırken bir yandan Terry ile ilgili olayı kesinleştirmeye başladık. Arzu'nun dediği olacaktı, eğer Matt anlaşmak istemezse ki istemezse zaten huur çocuğudur, senin kendi öz oğlun bu, eğer istemezse Terry resmi olarak Bartu ve Arzu'nun oğlu olacaktı. Hepimizin aklına yatmıştı bu fikir ve en azından çocuk için neşemiz biraz da olsa yerine gelmişti.
    ···
  10. 6085.
    +1
    1 saate yakın sürecek ufak bir işim var evde, devam edeceğim bu gece yazmaya.
    ···
  11. 6086.
    +1
    Maalesef çalışıyorum ama gece okumaya çalışıcam

    R E Z

    ···
    1. 1.
      +2
      Kolay gelsin palamutum
      ···
      1. 1.
        +1
        Sağol panpam
        ···
  12. 6087.
    0
    6. sayfadayım 2-3 güne yetişirim güncele
    ···
  13. 6088.
    +3
    Kendini Volkan Demirel sanan bir kaç tane arkadaş beni evimden aldı aga, şu an arabadan yazıyorum. Eğer çok geç olmazsa eve döneceğim saat bu gece mutlaka yazıcam, sabaha karşı gelirsem yarın akşam devam edecem artık.
    ···
    1. 1.
      +3
      Sorun yok reisim sen geri başladın ya o yeter * beklemedeyim ben
      ···
  14. 6089.
    +1
    Başın sağolsun panpam. Maalesef bunun bir benzerini ben de 6 şubat depreminde yaşadım ben o an ne tepki verdiysem neredeyse aynısını sen vermişsin. Okuyunca tekrar gözümün önüne geldi. Beklemedeyiz inşallah bu gece hikayeyi devam ettirebilirsin.
    ···
  15. 6090.
    +2
    Daha gelecek karakter var mı ben daha baslardayim şuan sena, burak Aylin filan var baya uzunmuş bu hikaye
    ···
    1. 1.
      +3
      Olmaz olur mu ya karakteri bitmiyor ama çok efsane hikayedir
      ···
    2. 2.
      +2
      karakter çook yeri gelecek güleceksin yeri gelecek şok geçireceksin yeri gelecek gerçekten ağlayacaksın. biz zamanında canlı canlı okuyorduk part part. ne mutlu barış devam ediyor şuanda.
      ···
  16. 6091.
    +2
    rezleyelim
    ···
  17. 6092.
    +2
    Rezervasyon
    ···
  18. 6093.
    +1
    uzun zamandır bekliyordum devam etmesini.
    bende yerimi alayım buraya tekrardan.
    ···
  19. 6094.
    +1

    R E Z

    ···
  20. 6095.
    +3
    11 gibi eve girmiş olurum çok yüksek ihtimalle, o civarlarda başlayacağım yazmaya.
    ···
    1. 1.
      0
      Beklemedeyiz
      ···