/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 951.
    +4
    dedemi kaybettiğim sabah annem ağlayarak beni uyandırdırdı. "deden öldü." o an yeni uykudan kalktığım için hiçbir şey kavrayamamış, ağlıyor numarası yapmıştım. tabii 1 dakikalık şokun ardından 2 gün boyunca ağlayarak dolandım. hayatta kendimden en çok tiksindiğim an, annemin dedemin ölüm haberini verdikten sonraki 1 dakikalık an. 8 gün sonra 2 yıl olacak. kan bağım olmasa da kan bağım olan dedelerimden daha çok seviyordum seni. belki bunu görüyorsundur dede, hastaneye ziyaretine sırf oyun oynamak için gelmeyip, "haftaya yine gideriz" dediğim için özür dilerim. gerçekten özür dilerim.
    ···
  2. 952.
    +3
    Mekanı cennet olsun
    ···
  3. 953.
    +3
    Başınız sağolsun panpalar. Ben dede nine taraflarından sadece ananemi az buçuk hatırlatım dedelerimi babanemi falan hiç hatırlamıyorum. Acınızı hissedemesem de eminim büyük bir acıdır. Allah rahmet eylesin.
    ···
  4. 954.
    +3
    10da buradayım
    ···
    1. 1.
      +1
      Bekliyoruz
      ···
    2. 2.
      +1
      Biz de buradayız pnp
      ···
  5. 955.
    +4
    Okula geldiğimde saat 9:20 idi, ilk ders çoktan yarılanmıştı. Dış kapıdan girdiğimde eski binamızdan müdürün çıktığını gördüm, mecburen ona doğru yürümek zorundaydım hem geç kalmıştım hem başka yol yoktu diğer binaya geçmek için.

    M: Uykunu alamadın herhalde bu surat ne
    K: Uyumadım hiç
    M: Neden uyumadın? Uyumadığın için mi geç kaldın
    K: Yok hocam, dün babaannemi kaybettik de, cenaze falan derken uyuyamadım gece sinirim bozuktu çünkü.
    M: Hmm anladım, başın sağ olsun. Hadi geç sınıfına sen
    K: Sağ olun hocam

    Binanın içine girdiğimde o koridor çok uzun geldi gözüme, kendi kendime "Ben neden geldim ki okula" diye sordum. Belki gelmemem lazımdı, bu şekilde hiç bir şeye odaklanamazdım, ne derslerime ne Sena'ya ne de arkadaşlarıma. Ama bir kez girdiğim için çıkmak istemedim, sınıfın önüne geldiğimde kapının karşısındaki camın önüne oturdum, içeri girmedim. Zil çaldığında ilk önce hoca çıktı sınıftan, beni görünce yanıma geldi, seviyordum ben Cemil hocayı, belkide okuldaki en sağlam öğretmenlerden biri oydu.

    C: King neredeydin oğlum ve ayrıca bu halin ne bir şey mi kullanıyorsun sen
    K: Hocam dün babaannemi kaybettik(Bu arada bizimkiler çıktı sınıftan), o yüzden ben dün gece uyuyamadım sinirlerim bozuk çünkü, hala daha öyle
    C: Niye geldin peki okula, bu halde sen nasıl derslerine odaklanacaksın
    B: Nerdesin olum sen dün herkes seni aradı
    C: Burak bir saniye evladım konuşuyoruz, bizim konuşmamız bitsin öyle sorunu sorarsın
    K: Neden geldiğimi ben de bilmiyorum, belki de hiç gelmemeliydim bugün okula, belki de bu hafta.
    C: Neyse, gelmişsin gitmek olmaz ister dışarı çık ister sınıfa geç, başın sağ olsun
    Dedi ve gitti

    Ah: Lan kime ne oldu ne başın sağ olsunu
    C: Annen mi? Baban mı?
    K: ikisi de değil, o nasıl sorun annen mi baban mı ya Cansu iyi misin sen? Babaannem.
    B: Oha ne zaman lan
    K: Cumartesi gününü Pazar'a bağlayan gece ölmüş kalp krizinden, sabah uyandığımda babamın bıraktığı sesli mesajdan öğrendim. Onunla uğraştık işte dün o yüzden açamadım kimsenin telefonunu, akşam da keyfim olmadığı için dönmedim. Bugün de geç gelmemin sebebi bu zaten, canım istemiyordu.

    O anda Sena geldi koşa koşa ve bana tokat attı.
    ···
  6. 956.
    +4
    O kadar boş bakıyordum ki etrafa, bana neden vurdun diye sormak bile istemedim, boş boş gözlerle baktım suratına, ağzından çıkan ilk soru "Neredesin sen dünden beri" oldu, biraz da bağırmıştı.

    K: Bağırma Sena
    S: Aklım çıktı benim ya ortalığı ayağa kaldırdım sana ulaşamayınca, nerdeydin King sabah da gelmedin ne zaman geldin sen?
    C: Sena önce dinle sonra konuşacaksan konuş, hepimiz endişelendik ama konu bambaşka
    K: Boşver, bağırmakta haklı ne olursa olsun cenazedeyken de açmalıydım dimi o telefonu sonuçta sevgilim arıyordu
    S: Ne cenazesi?
    K: Boşver Sena, keşke bağırıp çağırmadan ve tokat atmadan önce dinleseydin.

    Onları orada bırakıp sınıfa girdim, arkamdan sadece Burak geldi oturdu yanıma. Öyle bir haldeydim ki dokunsalar ağlayabilirdim, hala şokunu atlatamamıştım çünkü.

    B: Kanka o da haklı sen de haklısın Sena dün ağlayarak aradı beni Ali acaba bir şey mi yaptı ulaşamıyorum diye, ben ulaşamadım, Cansu ulaşamadı, diğerleri ulaşamadı sonradan hepimiz panik yaptık ama Cansu bugünü beklememiz gerektiğini söyledi ki mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır bunun diyordu, varmış da.
    K: Ee yani
    K: Burak halimi görüyor musun bak bakayım gözlerimin altına, mosmor uyumadığım ve ağladığım için.
    B: Kanka tamam sakin ol, istersen müdürle konuşalım çık sen okuldan iyi değilsin çünkü
    K: Gidiyorum ben, çantam kalsın burada akşam eve getirirsin hiç taşımak istemiyorum.
    B: Tamam aga sen bilirsin

    Müdürün dışarı çıktığını bildiğim için müdür yardımcısının odasına gitmek üzere sınıftan çıktım, çıktığım anda Sena sarıldı bana.

    S: Özür dilerim, yapmamalıydım onu
    K: Sorun değil, bırakır mısın müdür yardımcısının yanına gidiyorum ben
    S: Neden
    K: Bugün ve mümkünse önümüzdeki bir kaç gün izin almak için, kafamı toplamam gerekiyor.
    S: King
    K: Efendim Sena
    S: Çok özür dilerim, kırıldın mı bana
    K: Hayır, kırılmadım sadece anlam veremedim neden öyle yaptığına
    S: Peki, tekrar özür dilerim, çok endişelendim bu son olanlardan sonra ne yapabilirim
    K: Anladım, neyse ben gidiyorum, kafamı toparladığımda görüşürüz

    Çektim Sena'nın kollarını, müdür yardımcısının odasına gidip durumu anlattım, sağ olsun anlayışla karşıladı. Ben onunla konuşurken tenefüs bitmişti.
    ···
  7. 957.
    +5
    Çantamı Burak getirecekti akşam eve, sınıfta onun yanında bırakmıştım onu. Bulunduğum binadan çıktım, diğer binaya geçtim ve Sena'nın sınıfına gittim, kapıyı tıklatıp içeri girdim. Orhan hoca oradaydı, biraz orta yaşlı çok tatlı bir adamdı. içeri girdiğimde Sena'nın yüzü gülmeye başladı ama yaptığından dolayı pişmanlık yaşadığı belli oluyordu.

    K: Hocam iyi dersler
    O: Teşekkür ederim Kingcim buyur
    Yanına gittim.

    K: Hocam buyrun izin kağıdı, Sena'yı alıyorum ben izninizle.
    O: Hayırdır?
    K: Önemli bir şey değil hocam ben de izinliyim de bugün bir konuda yardımına ihtiyacım var onun. O yüzden onun için de izin kağıdı imzalattım, bakabilirsiniz müdür yardımcısının imzası var.
    O: iyi bakalım madem öyle diyorsun
    O: Sena, kızım çantanı alabilirsin izin alınmış senin için
    S: Nasıl ya?
    K: Hadi toparlan bakalım gidiyoruz

    Topladı çantasını, yüzündeki şaşkınlık ifadesini görmeyen kalmadı herhalde sınıfta. Okulun kapısından çıkana kadar ağzını açmadı, ben de açmadım.

    S: Bu ne şimdi
    K: Bence sorma bunu, çok terledim çünkü seninde çıkabilmen için, bugün ve yarın izinlisin benim gibi.
    S: Yaa ama neden
    K: Ben tenefüste ne dedim sana, kafamı toparlamam gerekiyor demedim mi, sen olmadan nasıl toparlayabilirim ben kendimi

    Gülümsemeye başladı, gözleri doldu sonra ve sarıldı bana. "Kendi kendimi nasıl toparlayabilirim ki ben, sen olmadan asla" dedim kendi kendime.

    K: Dayını ara söyle istersen
    S: Eve gittiğimde söylerim de, saat daha 10 olmamış ne yapıcaz
    K: Hiç dışarıda sürtmek istemiyorum açıkçası bu haldeyken, iki seçenek vereyim mi sana
    K: Birincisi bizim eve gidelim annemi senelerdir görmediğini de biliyorum yani konuşmadığını falan, dün gece ben babamdaydım bu arada annem okula gelmem diye düşünüyordu.
    K: ikincisi ise dayının kafesine gidelim
    S: Dayımın kafesi çok gürültülü gelir bu haldeyken, size gidelim o zaman
    K: Peki o halde, annemi arayayım ben haber vereyim.

    Aradım annemi, Sena ile birlikte geleceğimi söyledim, okulu da eve geldiğimde anlatacağımı söyledim, tamam dedi.
    ···
  8. 958.
    +4
    Geldim merhabalar
    ···
  9. 959.
    +5
    Eğer kendisi için sorun olmayacaksa yarın da babamın yanına gidebilir miyiz diye sordum, ne sorunu duymamış olayım dedi. Sokağa girdiğimizde Beyza marketten geliyordu, öğlenci olduğu için henüz okula gitmemişti. Ben söylemeden tanıdı Sena'yı

    B: Aa Sena selam
    S: Selam
    B: Sonunda kanlı canlı görebildik seni
    S: Nasıl yani?
    B: Hep fotoğraflarda görüyorduk, küçükken de King anlatıyordu seni bize.
    K: Canım bu Beyza, bahsetmiştim ya sana bizim sokaktan diye, Ebru, Mehmet ve Beyza demiştim hani. Diğerleri okulda şu anda.
    S: Aa öyle mi memnun oldum
    B: Ben de memnun oldum hayırdır okuldan mı kaçtınız
    K: Yok izinliyiz bugün ve yarın
    B: iyi bakalım, neyse ben eve gideyim daha kahvaltı yapacam sonra biraz derslerime bakıp okula gidecem, görüşürüz
    K: Görüşürüz.

    Evin önüne geldiğimizde zile bastım, annem açtı kapıyı girdik içeri, anneme bugün ve yarın için izin aldığımızı söyledim, bu kafayla derslerle ilgilenmemin zor olduğunu söyledim hak verdi bana, üstümü değiştirmek için odama girdim, Sena ve annem diğer odaya geçtiler. Üstümü değiştirip yanlarına gittim, Sena'nın yanına oturdum.

    S: iyi annem de doğum günümde buradaydılar
    A: King üzüyor mu seni hiç
    S: Asla, o beni üzemez ki istese de.
    A: Oğlum ben teyzene gidecektim bugün öğlen biliyorsun çalıştığımız yerden gelenler paketlenecekti. Tam hazırlanıp çıkacaktım ki siz geldiniz
    K: Biliyorum geçenlerde söylemiştin bugün için gideceğini, orada mı kalacaksın peki yoksa gelecek misin akşam
    A: 3-4 gibi gelebilirim de orada da kalabilirim duruma bağlı
    K: Kal istersen teyzem özlemiştir seni
    A: Dediğim gibi duruma göre bakarız, neyse siz keyfinize bakın ben mutfağa geçeyim, aç mısınız siz?
    S: Ben sabah kahvaltı yaptım
    K: Ben de aç değilim
    A: Tamam o zaman
    ···
  10. 960.
    +4
    Yarım saat, 40 dakika sonrasında annem çıktı evden, biz de benim odamda uzanıyorduk yatakta.

    S: Keşke dün söyleseydin bana bunu
    K: Ne bileyim ya telefona bakmayı hiç istemedim, yaptığım belki büyük yanlıştı, yani sizi meraklandırmak ama diğerleri de salak modundaydı herhalde dün, hadi buraya gelip bulamazlardı babamın evine gelirlerdi oradaydım ben.
    S: Boşver oldu bitti, sabah vurduğum için de özür dilerim
    K: Ne zaman vurdun sen bana
    S: Sabah tokat attım ya tenefüste seni görünce
    K: Hatırlamıyorum ben öyle bir şeyi, bence sen yanlış hatırlıyorsun.
    S: Öyle mi dersin
    K: Öyle, sen dayını arayıp konuş önce okul işini söyle sonra bana ver telefonu.

    Aradı dayısını, durumu anlattı şu an benim yanımda olduğunu söyledi, bir süre konuştuktan sonra bana verdi telefonu.

    M: Başın sağ olsun King
    K: Teşekkür ederim abi, nasılsın
    M: Ben bildiğin gibi iyiyim de senin sesin kötü gibi
    K: Dün oldu ya abi, ondan daha şoku atlatamadım ve doğru düzgün toparlanamadım
    M: Anlıyorum, Sena için de izin almışsın bugün ve yarın için
    K: Aynen abi, biliyorsun o benim neşe kaynağım. Böyle bir zamanda sürekli yanımda olmasını da isterim açıkçası
    M: Size bazen o kadar imreniyorum ki anlatamam, sanırım ben senin ne diyeceğini anladım şu anda, kalabilir bu akşam
    K: Sahi mi?
    M: Sahi tabi, senin nasıl biri olduğunu biliyorum o yüzden gözüm arkada kalmaz böyle bir şeyde, rahat olabilirsin
    K: Teşekkür ederim abi, çok sağ ol
    M: Siz sağ olun, başka bir şey yoksa kapatayım ben şimdi yoğun burası biraz
    K: Kolay gelsin, görüşürüz

    Kapattım telefonu verdim Sena'ya, izin verdiğini söyledim çok sevindi. Bir kaç saat sonrasında da annemi aramaya karar vermiştim, bu gece teyzemde kalması iyi olurdu.
    ···
  11. 961.
    +4
    Saat 12'ye doğru annemi aradım, Sena'nın kalacağını ve onun eşyalarından vereceğimi söyledim, tamam dedi, o da teyzemde kalacağını söyledi, çok fazla paketlenecek şey olduğunu söyledi, tamam dedim.

    K: Parka çıkalım mı biraz yoksa evde mi duralım
    S: Bana fark etmez, sen nerede rahat edeceksen ben orada rahat ederim
    K: Gel hadi çıkalım biraz, az bir şey takılır döneriz eve film falan izleriz
    S: Tamam olur
    K: Hem belki diğerleriyle de tanışırsın, diğerlerinden kastım Mehmet ve Ebru, beraber geliyorlar zaten
    S: Sevgililer mi?
    K: Yok hayır değiller, aynı okuldalar sadece, sınıfları da ayrı
    S: Hee anladım

    Sena annemin kıyafetlerinden giydi üstüne, çok komik görünüyordu biraz büyük şeyler giydiği için ama rahat olduğunu söylediğinden problem yoktu. Parkın girişinde bulunan duvarın üzerine oturduk, kafasını omzuma yatırdı, bana burayla ilgili sorular sormaya başladı.

    S: Vay be sen burada büyüdün demek, çok güzel yermiş
    K: Evet bebeğim seninle ilk tanıştığımızda falan hep buradaydım
    S: Peki şu evlerde kimler var
    K: Bizim komşular işte, hepsi birbirinden iyi insanlar, hepsini ayrı severim
    S: Hadi ya öyle mi, o bahsettiğin kişiler kaç yaşında onu söylemiştin ama çok uzun süre geçti aşkım hatırlamıyorum hiç
    K: Hepsi benimle yaşıt
    S: Vay be ne güzel, peki biz evlendiğimizde burada mı yaşarız, ben açıkçası buna hayır demem biliyor musun
    K: Sen nerede istersen orada, ama önce o günler bir gelsin, gerisi hallolur elbet.
    S: Öyle tabi
    ···
  12. 962.
    +3
    Umarım evlenmişsinizdir kanka
    ···
  13. 963.
    +5
    S: Ben bu yaz o konu üzerinde baya bir düşündüm biliyor musun
    K: Hangi konu üzerinde
    S: Evlilik, bizim evliliğimiz yani. Henüz çok çok erken olduğunun farkındayım ama hayal kurmanın zararı yok sonuçta. Düşünsene evlenmişiz, burayı dediğime bakma neresi olduğunun hiç bir önemi yok bir yerde beraber yaşıyoruz yıllarca, çocuğumuz belki çocuklarımız oluyor, onlar büyüyor okula başlıyorlar falan
    K: Sen çok detaylı düşünmüşsün yalnız
    S: Hıhı öyle oldu biraz, ama çok güzel şeyler bunlar değil mi
    K: Evet öyle

    Parkın içine girdik, bankta oturduk Sena sessizleşip etrafı izlemeye başlamıştı. Saat 1'e doğru ona dediğim gibi Mehmet ve Ebru'nun geldiğini, Beyza'nın ise gittiğini gördük. Bizi görmediler ama ben seslenmiştim onlara, koşa koşa geldiler yanımıza oturdular.

    K: Sakin olun bu ne acele nereye koşuyorsunuz
    M: Bu saatte seni görmek şaşırttı ondan hayırdır
    K: izinliyiz aga işte bugün ve yarın, Çarşamba gidiyoruz okula
    M: Arkadaş kim
    K: Ulan Beyza tanıdı sen tanıyamadın, Ebru sen tanıdın mı?
    E: Ne bileyim hiç yabancı gelmedi ama, isim neydi senin?
    S: Sena ben
    M: Ben harbiden tanıyamadım görünce kusura bakma
    S: (Güldü) Önemli değil, tanımak zorunda değilsin zaten
    K: Ne demek zorunda değil? Seni anlattığım herkes seni görünce tanımak zorunda, nokta
    E: Bak sen nedenmiş
    K: Benim biricik sevgilim çünkü, dilimden düşmeyen tek kız
    M: Vay be, fotoğraflarda falan görüyorduk ama bu şekilde görmeyi hiç düşünmemiştim
    K: Bazen düşünmediğin şeyler gerçekleşebiliyor
    M: Az durun da ben üstümü değiştireyim gelecem
    K: Tamam git sen, biz burdayız zaten Sena burada kalıyor bu akşam takılırız işte
    S: Hayatım sen nasıl hissediyorsun kendini iyi misin biraz daha
    K: Sen yanımda olduğun için iyiyim, daha iyiyim
    E: Dün annenden duyduk ya King, başın sağ olsun
    K: Teşekkür ederim ama bunu konuşmayalım olur mu yaramı deşmeyin iyice
    ···
  14. 964.
    +2
    Rezerve
    ···
  15. 965.
    +4
    Bu parttan Ekim ayının 8'ine yani o ayın 2. Cumartesi gününe geçiyorum.

    ---

    Çok geçmeden Mehmet geri geldi yanımıza, Sena'ya soru sordular hep ilişkimiz hakkında, niye bana sormuyorsunuz dediğimde kızların daha doğru anlattığını söylediler, güldüm geçtim. Konu birden bizim küçüklüğümüze geldi

    K: Memo gerek var mı sence küçüklüğü anlatmaya
    M: Ne demek gerek var mı, bilsin olum nasıl birisi olduğunu
    S: Ya aşkım girme araya ne güzel konuşuyoruz işte hem merak ettim
    K: Biliyorsun ya işte
    S: Hayır bilmiyorum
    M: Neyse işte bu geldi annesiyle birlikte indiler arabadan, annesi girdi eve bu girmedi biz de sokakta oynuyoruz, konuştuk ettik biraz bu demesin mi ben büyüyünce Sena ile evlencem diye
    S: Hadi ya bak sen(Gülmeye başladı)
    E: Harbiden ya, tabi o zaman küçüktük çok komik geliyordu evlilik lafı falan ama ne olduğunu anlayınca işler değişiyormuş, sizin de maşallahınız var, eminim okuldakiler kıskanıyordur sizi
    S: Bilmem ki ilişkimiz kıskanılacak kadar güzel mi. Bir saat önce falan ileride evlenirsek burada yaşar mıyız diye sordum, burayı çok sevdim ben çok güzel bir yer
    M: Öyledir, bak buranın arkası var ya alabildiğine yeşillik ya öteki tarafta da iki tane ilkokul var ama oradan sonrası yeşillik değil
    S: Biliyorum o taraftan geldik sabah, o yüzden çok sevdim ya burayı yeşil yeşil
    K: Ebru sen okul kıyafetleriyle oturcan herhalde
    E: Bir şey olmaz be eve gidince atarım makineye sabaha temiz olur sorun değil
    K: iyi peki sen bilirsin
    K: Ya şeyi soracam bizim panda nerde
    M: Okuldadır o daha senin gibi tam gün ya o da
    S: Panda mı
    K: Gökhan bizim ya tam bir panda aşığı olduğu için panda diyoruz biz ona
    E: Bir insan kedi besler köpek besler ne bileyim kuş besler tamam ama panda beslemek nedir
    S: Panda mı besliyor oha
    E: Yok be nereye besleyecek, beslemek istiyor demek istedim
    K: Düşünsenize bir gün geliyormuş buraya elinde kafes, kafesin içinde panda yavrusu, yalnız ne komedi olur ha
    M: Ulan şimdi düşündüm de, harbiden beslese bu nasıl gezdirecek onu, yer Gökhan'ı o be

    Sena acıkmaya başladığını söyledi, o söyleyene kadar midemde hiç bir şey hissetmiyorken o acıkıyorum ben dediğinde ben de acıkmaya başladım. Tostçunun açık olup olmadığını sordum, Mehmet evden gelirken açık gördüğünü söyledi. "Gerçi niye kapalı olsun ki saat daha erken" dedim, sadece Sena ve ben yiyecektik diğerleri istemedi, gittim iki tane aldım, dönüşte de marketten büyük bir kola aldım ve yanlarına geri gittim. Bir kez daha sordum aç olmadıklarını söylediler, daha ısrar etmedim ama koladan seve seve içmek zorundaydılar çünkü benim gibi onlar da çok seviyordu. Saat 4 gibi evlerine gittiler, biz de eve geçtik. Toparlanmıştım biraz ve bunu tamamen Sena'ya borçluydum, yanımdayken gülümsemesi bile yetiyordu buna. Eve girdiğimizde annem aradı, ne yaptığımızı sordu, kısa bir süre önce eve girdiğimizi, yemek yediğimizi ve merak etmemesi gerektiğini söyledim, ihtiyacım olduğu zaman para alabileceğim bir yer söyledi ve kapattı telefonu. Arka arkaya filmler izledik, bir ara Sena annesiyle konuştu, benim yanımda olduğunu söyleyince beni istemiş telefona ben konuştum, gece her şeyi kapatıp yatağa geçtiğimizde saat 1 buçuk olmak üzereydi, uzun zaman sonra ona sarılarak uyuyacaktım ve bu beni çok mutlu ediyordu
    Tümünü Göster
    ···
  16. 966.
    +5
    Hava çok fazla bulutluydu ama yine de buluşacaktık, Aylin gelmeyecekti sadece sebebi ise Yağmurla buluşup gezecek olmasıydı. iyi satmaya başlamıştı bizi bu aralar ama bir şey demiyordu kimse ama Cansu çok uyuz olmaya başlamıştı bu duruma. Sena'yı alıp Koru Park'a gittim, kapısında bekliyorduk çünkü herkes geldiğinde topluca karar verecektik nerede ne yapacağımıza. Ahmetcan ve Burak beraber geldiler.

    Ah: Nabıyonuz
    K: Sizi bekliyoruz saatlerdir
    Ah: Hadi lan oradan saatlerdir bekliyorlarmış, yenge ne zaman geldiniz
    S: Ohooo saatler oldu geleli(Güldü)
    Ah: Oluyor mu ama şimdi böyle niye züt olan ben oluyorum ki
    B: Cansu ve Furkan ne zaman geliyormuş
    K: Valla bilmiyorum ki aga gelirler onlar da birazdan,
    B: Sinema yapar mıyız
    K: Saate 1 desek, bakarız ya güzel film varsa gireriz
    K: (Sena'ya döndüm)Girer miyiz hayatım?
    S: Güzel film varsa gireriz tabi
    K: Aylin nereye gideceğini söylemişti la
    B: Dedi ya olum Yağmurla bir yerlere gideriz diye
    K: Güzel tesadüf
    B: Ne oldu lan
    S: Aşkım ne oldu?
    K: Yolun karşısına baksana
    Baktı ama bir şey göremedi.
    K: Dikkatli bak orada oturanlara
    Sena hala fark edemedi, Ahmetcan fark etti.

    Ah: Oha lan Aylin değil mi şu
    S: Nerde be ben hala göremedim
    Ah: Bak şuradaki kafede oturuyorlar
    S: Hee gördüm şimdi
    K: Bırakalım otursunlar, Aylin satıyor bizi iyice.

    O arada Cansu ve Furkan geldi.

    C: Nabıyonuz gençler
    Ah: Gördüğün gibi de bak bizim satıcı da burada
    C: Satıcı?
    F: Aylin'i diyor herhalde
    C: Hani nerde?
    Gösterdik oturdukları yeri

    C: Keyfi bilir valla, benim mis gibi arkadaşlarım yanımda biri mallaşırsa diğeri anlar dediğimi
    K: O ne demek şimdi ya
    C: Yani diyorum ki bak kaç kişiyiz beni sayma 5, 5 büyüktür 1 bu kadar
    K: Neyse, biz ne düşündük bak, sinema diyoruz güzel film varsa
    F: Bize uyar valla bayadır da sinemada film izlememiştik

    Girdik içeri, baktık hangi filmler olduğuna ama hiç biri ilgimizi çekmemişti.
    ···
  17. 967.
    +5
    Üst katında bulunan oldukça geniş ve uzun olan balkona çıktık, iki tane masayı birleştirip oturduk. Saatlerce muhabbet ettik, bir ara Aylin aradı Burağı. "Aylin arıyor lan ne alaka" dedi açtı telefonu, Burağı aramasına şaşırmıştı herkes.

    B: He Aylin söyle
    B: Valla nerdeyiz şu an Koruparktayız üst katta balkonda, sen nerdesin
    B: Yakınsın, hatta dibindesin, ee gelsene yanımıza
    B: Yağmurla mı geliyorsun
    B: Tamam, bekliyoruz o zaman

    Çok geçmeden geldi yanımıza.

    C: Naber satıcı
    A: Öff Cansu ne satıcısı ya
    C: Bilemem artık tamam kız yalnız kalmasın diye onunla berabersin de, 3. senemizdeyiz artık bizi bırakıp onun yanına gitmen falan
    A: Kız buraya yabancı yabancı ne yapayım kanım ısındı ona, bana kalsa ayrı gayrı olmadan getiririm buraya ama işte King bey olmaz diyor
    K: Evet olmaz diyorum ve kararım asla değişmeyecek
    A: Sen mi karar veriyorsun buna
    K: Ben değil, biz karar veriyoruz ben tek başıma nasıl karar vereyim
    A: O zaman oylama yapalım mı madem topluca karar veriliyor, Yağmur bizimle takılmasın diyenler kimler el kaldırsın bi

    Önce Sena el kaldırdı, sonra ben kaldırdım benim arkamdan Aylin hariç herkes kaldırdı.

    A: Oha
    Ah: Demokrasiyi seviyorum, tamam kız kötü birisi değil ama herkesi de yanımıza alırsak olmaz biz birbirimizi senelerdir tanıyoruz, hatta Burak ve King birbirlerini ilkokuldan beri tanıyorlar. Bu durumda yeni gelen birini nasıl yanımıza alalım, onun yanında rahat konuşabilecek misin sen? En basitinden söyleyeyim, sırrını anlatırken, daha bir kaç haftadır tanıdığın birine
    S: Ahmetcan haklı, ayrıca o kız kötü olmasa bile çok itici. King ile aynı sınıfta olması bile delirtiyor beni
    C: Senacım sakin
    S: Sakinim ben merak etme bir şey yok
    K: Sakin şu anda, sesinin tonundan belli sakin olduğu.
    F: Aylin biz sana onunla takılma demiyoruz demeye hakkımız da yok zaten ama onunla takılacaksın diye bizi de boşlama, okul başladığından beri yanımıza gelmiyorsun neredeyse.
    C: Haklı, benim sinirimi bozuyor bu durum mesela.
    A: Kız buraya alışana kadar sadece
    B: Bir an önce alışsa iyi eder, çünkü..
    A: Çünkü ne
    B: Boşver
    K: Söylesene olum niye yarıda kesiyorsun
    B: Biliyorsunuz işte, konuşturmayın beni şimdi
    ···
  18. 968.
    +5
    A: Herkes biliyorsa da ben bilmiyorum, evet Burak çünkü?
    B: Hani biz seninle ilk sene bir şeyler yaşamıştık ya
    A: Ee
    B: Ben seni hala seviyorum Aylin, her ne kadar sen bana karşı bir şey hissetmiyor olsan da, yanımızda olmanı hepsinden çok ben istiyorum çünkü özlüyorum seni

    Aylin gülümsedi "Gerçekten mi" dedi sadece, başını salladı Burak orada. Kimse bir şey diyemedi, Burakla Aylin'e bakıyorduk sadece. Sessizliği Ahmetcan bozdu "Vay dıbına koyim" diyerek.

    B: Öyle işte, ondan dedim bir an önce alışsın da sende yanımızda olmaya devam et diye.
    A: Burak, nolur başlama yine
    B: Yanlış bir şey söylediğimi sanmıyorum
    A: Yanlış bir şey söylediğin için değil, o kadar zamandan sonra hala mı cidden
    B: inanıp inanmaman bir şey değiştirmeyecek bunu biliyorum o yüzden başka bir şey söylemiyorum
    Telefonunu çıkardı, Aylin'e verdi ve sadece "Bak bakalım" dedi, ben biliyordum telefonunda ne olduğunu ama diğerleri bilmiyordu, Aylinle ilk sene çektikleri fotoğraf vardı duvar kağıdında, o günden beri değişmemişti.

    A: Bunu hatırlıyorum, hala tutuyor musun
    C: Neymiş o göstersene, bakabilir miyim Burak
    B: Bakabilirsin sorun yok
    Gösterdi telefonun ekranını
    C: ÇÜŞ bu ilk sene buluştuğumuz bir gün çekilen fotoğraf değil mi
    A: Evet o

    Aylin derin bir nefes aldı ve Burağa bakmaya başladı telefonu geri verdikten sonra, Sena ile ben fısıldayarak konuşmaya başladık.

    S: Gerçekten o zamandan mı o fotoğraf
    K: Evet meleğim, seviyor işte çocuk her ne kadar Aylin olmuyor dediyse de
    S: Üzülüyorum Burağa, keşke Aylin de sevebilse çocuğu
    K: Keşke, ben de üzülüyorum sonuçta en yakın arkadaşım o benim ama elimden bir şey gelmiyor
    K: Hani Aylinle de konuşup kafa karışıklığı yaratmak istemem, olmuyorsa olmuyor yapacak bir şey yok
    S: Ama Burağın da umudu hala var yani yitirmemiş hiç
    K: Aynen öyle

    Hava kararana kadar hiç yerimizden kalkmadık, karnımız acıktığında içeriden bir şeyler alıp dışarı çıkardık, hava kapalı olmasına rağmen yağmur yağmamıştı ve şanslıydık. Herkesle vedalaşıp ayrıldıktan sonra Sena'yı evine bıraktım ve evime gittim, çok garip bir gün olduğunu düşündüm yatağıma uzandıktan sonra. Hiç kimse Burağın bu şekilde konuşacağını beklemiyordu belki de.
    ···
  19. 969.
    +2
    Bu gecelik bu kadar olsun.

    Lise 3te dediğim gibi çok fazla şey yok muhtemelen bu hafta 3 biter, biraz uzun sürecek olan lise 4e başlarım diye düşünüyorum Pazar veya Pazartesi günü. Hikayenin gidişatını etkileyecek bir olay yok ama Aralık ayında birinin geçirdiği kaza var, ondan devam edicem yarın yani tarih 20 Aralık Salı gününe atlayacak.

    iyi geceler herkese.
    ···
  20. 970.
    +2
    iyi geceler panpa
    ···