/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 2026.
    +2

    YARINA R E Z

    ···
  2. 2027.
    +6
    16 Eylül

    ---

    Eskisi kadar askeri kampa gelen yoktu, belki havaların ufak ufak değişmesinden dolayıydı, bilmiyordum. Dün bir başka dönem bitti, bugün tekrardan çarşıya çıkacaktık. Hazırlandık güzelce, bindik askeri minibüse Marmaris merkezde indik. Buranın insanının askere bakışını pek beğenmesem de oralarda takılmaya mecburduk, başka bir yere gidemezdik sonuçta. Her zamanki gibi önce bir internet kafeye girdik, bi yarım saat falan işimizi hallettikten sonra ben çıktım oradan, diğerleri kaldı, takılacaklarını söylediler iyi dedim tamam siz takılın akşam görüşürüz. Yemeğimi yedikten sonra nedense canım alkol almak istedi, bize yasak olduğunu biliyordum ama "Amaan kim fark edecek içtiğimi" diyerek bir yere girdim ve içeceğimi söyledim. Birinciyi içtim, ikinciyi içtim, üçüncüyü içmeye başladım, sigaramı da yaktım etrafı izlerken tanıdık bir ses fazla uzak olmayan bir mesafeden ama arka tarafımdan "King" diye seslendi, arkamı bir döndüm Melih astsubay..

    M: Vaay vaay vaay
    K: Komutanım düşündüğünüz gibi değil
    M:(Güldü) Hıyara bak düşündüğüm gibi değilmiş, basbaya bira içiyorsun işte neyi düşündüğüm gibi değil
    K: Ben kimse fark etmez içtiğimi diyordum ama yakalandık anlaşılan
    M: Kaçıncıyı içiyorsun
    K: 3 oldu komutanım, bu 3ncü
    M: Bundan başka içme ayrıca ben seni görmedim sen beni görmedin, anlaştık
    K: Nasıl yani komutanım
    M: Sana emir veriyorum sen beni görmedin ben seni görmedim tamam(Göz kırptı)
    K: Emredersiniz komutanım

    Kafama bir iki kez vurduktan sonra gülerek gitti, gitmeden önce de etrafta diğerleri olabilir fazla takılma diyerek uzaklaştı benden, Melih astsubay hani benim komutanım olmasa öz abim diye tanıtabilirdim herkese
    ···
  3. 2028.
    +4
    Yan masada iki kız güldüler de güldüler ben Melih astsubay ile konuşurken.

    K: Ne gülüyonuz siz iki saattir
    K1: Sana gülüyoruz, nasıl da yakalandın ama
    K: Hıı çok komik, bi vurcam şimdi ağzının ortasına ömür boyu gülemicen
    K2: Vursana hadi(Hala gülüyorlar)
    K: Adınız ne sizin, söyleyin de ona göre askerle dalga geçtiğiniz için işlem yaptırayım hakkınızda
    K1: Askerle dalga geçmek mi, sen ciddi misin ya
    K2: Yüzüne baksana ciddi herhalde, Hacer ben
    K1: Tülay
    K: Soyisminiz ne sizin
    H: Tülaay bu ciddi galiba baksana(Gülüyor)
    T: Ya yok sırf isim soyisim öğrenmek için numara yapıyor askerliğini kullanarak, güzel taktikmiş bu arada beğendim ben
    H: Aynen ben de çok beğendim, senin adın ne peki
    K: Abdülrezzak
    T: Dalga geçme düzgün söyle ismini
    K: King benim ismim
    T: Hadi ya, güzel isimmiş, memnun oldum King
    K: Ben hiç olmadım
    H: Bak bak triplere bak niye memnun olmadınız acaba asker bey sorabilir miyim
    K: Sanane
    H: iyi be soru soranda kabahat
    T: King, nerelisin
    K: Bursa, sen
    T: Tekirdağlıyım
    K: Hadi sen de asma suratını konuş, sen nerelisin
    H: Bana mı dedin
    K: Yok masadaki şişeye dedim

    ikisi de hoş kızlara benziyordu aslında, masaya çağırdılar beni, bardağımı alıp geçtim yanlarına.
    ···
  4. 2029.
    +3
    Tülay Tekirdağlı, Hacer ise Edirneliymiş, Hacerler Tekirdağa taşındıklarında 6-7li yaşlarda, orada tanışmışlar ve samimi dostlukları olmuş, benimle aynı yaşta ikisi de. Bir süre sohbet ettikten sonra konu cikse geldi.

    T: Kız arkadaşınla yattın mı hiç peki
    K: Bu şu anda seni ilgilendiren bir şey değil
    T: Hadi ya öyle mi
    K: Maalesef ki evet güzelim
    H: Bakıyorum güzelim falan, hoşlandın mı sen Tülaydan
    K: Hayır, güzel olduğu için söyledim, kötü bir şey mi dedim
    T:(Gülümsemeye başladı) Teşekkür ederim
    K: Bu arada sorunun cevabını vereyim, sayısını bilmiyorum bile, yani evet
    T: Anladım
    H: Aksazda mısın sen
    K: Evet Aksazdayım

    Dördüncüyü söylemişim farkında olmadan.

    T:(Gülmeye başladı) Komutanının ne dediğini unuttun mu yoksa
    K: Amaan boşversene iç gitsin bir kez yaşayacan zaten
    T: Doğru, haklısın
    H: Sigara, alkol ooh ne ararsan var sende he
    K: Uyuşturucu yok sadece, o da olmaz zaten
    T: O olmasın zaten boşver bulaşma bile ona

    Muhabbet ilerledikçe ilerledi, Hacer kendi içtiklerini ödeyip kalktı, bir yere gitmesi gerekiyormuş, ben kaldım Tülayla orada. Bir süre sonra Tülay dolaşalım mı biraz dedi, iyi dedim tamam dolaşalım daha vaktim var
    ···
  5. 2030.
    +3
    Deniz kenarından yürürken kaldığımız yerden konuşmaya devam ettik.

    T: Vay be demek öyle ha, nasıl peki Amerika iyi mi
    K: iyi ya kötü değil, buradan daha iyi hatta
    T: Şanslısın, ben de gitmek istiyorum ama gidemiyorum bir türlü. Kiminle gittim demiştin
    K: Burak ve Aylin
    T: Kıskandım şimdi onları bak
    K: Nelerini kıskandın
    T: Yurtdışına gitmişsiniz, nelerini kıskandın diye soruyorsun bir de
    K: Numaranı almak isterim ama telefon kullanmıyorum ne yazık ki
    T: Şimdi kullanmadığın sonra kullanmayacağın anldıbına gelmiyor

    Bir yerde durduk, kağıda numarasını yazıp elime sıkıştırdı o kağıdı

    K: Teşekkür ederim
    T: Ben teşekkür ederim asıl, neler yaşamışsın öyle dinledikçe dinleyesim geldi
    K: Atlattım ya hepsini, bir tanesi hariç o da Zeliha, hala canım yanıyor ve geçecek gibi de değil
    T: Geçmez kolay kolay

    Karşımıza bizim Erol ve Hüsnü çıktı amk.

    H: Oooo King bey bakıyorum manita yapmışız haber vermiyoruz
    T: King, bu kim
    K: Bahsettim ya sana Hüsnü işte bu, benim okul arkadaşlarımdan biri
    K: Ayrıca ne manitası amk daha yeni tanıştık
    E: Hadi hadi yeme bizii
    K: Sus ağzının ortasına çakarım bi tane ha, diz nereye böyle
    H: Takılıyoruz ya işte gördüğün gibi, neyse biz yengeyle yalnız bırakalım sizi

    Tam tekme atacaktım sıyrıldılar ve koşa koşa gittiler, baktım yanımda Tülay oturmuş gülüyor

    K: Çok mu komik
    T: Evet bence komikti, ne alaka ya manita falan
    K: Akılları fikirleri orada da ondan
    T: O da iyiymiş
    ···
  6. 2031.
    +4
    Tekrar bir kafeye oturduk, saat 3e kadar falan muhabbet ettik, ben gideceğimi söyledim.

    T: Kalsaydın biraz daha konuşuyorduk ne güzel
    K: Vaktim az ya, hem daha sana bahsettiğim kişileri arayacam daha
    T: iyi bakalım, numaramı verdim sana artık ararsın arada beni de he
    K: Bakarız, memnun oldum tekrar tanıştığıma, muhabbet için de teşekkür ederim inan o kadar iyi geldi ki içimi dökmek
    T: Sen de beni dinledin o kadar, esas ben teşekkür ederim. Ben de çok memnun oldum King, kendine iyi bak
    K: Sen de öyle

    Hesabı kendisinin ödeyeceğini söyleyince çıktım oradan, etrafta ankesörlü telefon aradım ve bizim minibüslere bindiğimiz yerin yakınında bir tane olduğunu hatırladım, hızlıca oraya gittim, zaten yanımda bir tane kart vardı. Burak ve Aylini arayamıyordum buradan, önce Cansuyu, sonra da Ahmetcanı aradım, saat 4e kadar da mal gibi oturdum orada, bizimkiler toplandı, bindik minibüse ve döndük Aksaza geri. Askeriyede indiğimizde bir kişi telefon sokmaya çalışırken yakalandı, üstünü başını aradılar falan sonra onu ayrı zütürdüler. Hiç koğuşlara uğramadan direkt plaja geçtim, baktım Fatih odada tek başına takılıyor, üstümü değiştirip geçtim oturdum yanına.

    F: King, nasıl geçti
    K: Nasıl geçsin amk gittik gezdik geldik işte da, her seferinde aynı soru
    F: Sen alkol mü aldın
    K: Hagibtir amk belli mi oluyo
    F: Kokuyon olum fark etmediler mi yukarıda, gerçi fark etseler yarak girerdin buraya kadar
    K: Vay amk ben hiç farkında değilim lan
    ···
  7. 2032.
    +4
    Serdarları çağırdı, onlar da alkol kokusu geldiğini söyledi.

    S: Nasıl fark etmediler olum seni
    K: Ne bileyim amk etmediler işte
    S: Sen fazla takılma dışarıda gerekirse buradan dışarıya çıkma, fark ederlerse taku yersin
    K: Hay ananı avradını ya, neyse tamam burada takılırım zaten, nöbetçi kim
    M: Yüzbaşı
    K: Şaka yapıyosun
    F: Hayır, Muratın ne zaman bu konuda şaka yaptığını gördün veya duydun, basbaya bizim amcık yüzbaşı nöbetçi
    K: Ee o muallak gelir buraya o zaman
    F: Herhalde gelir, hatta çarşıdan döndünüz ya damlar buraya birazdan, belki koğuşlara başlamıştır bile girmeye

    Belki bi yarım saat geçtikten sonra yüzbaşının "Herkes sıraya" diye bağırdığını duyduk, aha dedim yarra yedin fark ederse. Yüzbaşı geldi yanımıza, önümüzde yürümeye başladı.

    Y: Burada garip bir koku var, ne kokuyor burası Fatih
    F: Ne kokusu komutanım
    Y: Bilmiyorum böyle garip bir şey sanki
    F: Bilmiyorum ki komutanım, bi bakın isterseniz
    Y: Dur bakalım biraz

    Köpek gibi etrafı koklamaya başladı, adam bi bana dönüyo bi etrafına bakıyo, bense o arada "Sanırım anladı" diyip içe doğru sıçmaya başladım omzumdan tuttu beni sola doğru ittirdi.

    Y: Burada çöpün ne işi var Fatih
    F: Unutmuşuz komutanım, hemen atıyorum şimdi
    Y: At at, demek o koku ondan geliyormuş, neyse kaçınız kalıyor burada ve nöbetçi kim
    F: Nöbetçi Murat, hepimiz buradayız komutanım
    Y: Tamam, telsiz var sizde bir sorun olursa haber verin

    Diyerek gitti yanımızdan. Fatih çöpü oraya bile bile koymuş, sırf benden gelen alkolün kokusunu almasın diye, ama bir ara öyle bir bakmıştı ki bana kesin anladığını düşünmüştüm. Hava karardı, geçtik sahile şarkı söylemeye başladık, havuzdakiler de geldi yanımıza Çağataylar falan, gece yarısına kadar takıldık sahilde ne de olsa dönem arasıydı, yarın da çarşılar olacaktı o yüzden erken kalkmamızı gerektiren bir durum yoktu.
    ···
  8. 2033.
    +4
    Bundan sonra bir süre bu şekilde 5-6 part devam edeyim, izin durumuna göre gitmeyeceğim günün bir önceki gecesinde yardırırım. Saat gece 1-2den önce yatmayan ben 9:30da yatar oldum amk.

    iyi geceler herkese.
    ···
    1. 1.
      +2
      iyi geceler panpam
      ···
  9. 2034.
    +4
    Panpa artık partlar bu saatlerde mi gelecek? Bugün biraz gecikmişim yarın için şimdiden rez alayım daha erken gelirim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Yani, 8:30-9 arasında başlarım artık yazmaya
      ···
  10. 2035.
    +4
    3 Ekim

    ---

    Melih astsubay dün bize tayin yerlerimizi yarın yani bugün açıklayacağını söyledi, 6-7 Kasımda gidecekmişiz. Bu yıl havalar erken bozulduğu için bu şekilde Ekim ayının başında çıkmış nereye gideceğimiz, oturduk hepimiz odada Melih astsubayı beklemeye başladık, çok geçmeden geldi.

    M: Eveet, içinizden iki şanslı mı diyeyim şanssız mı diyeyim bilemedim ama, iki arkadaş aramızdan ayrılıyor, gerisi kalıyor bizle
    S: Kim komutanım onlar
    M: Biri Sefa, diğeri King
    Sf: Neresi komutanım
    M: Sen de amma sabırsızın ha, az bekle muhabbet edelim söyleyecem
    F: Bence şanssızlar komutanım buradan gittiklerine göre
    M: Bilemiyorum artık gidecekleri yerde nasıl karşılanacaklar, ne yaşayacaklar. Bakma burası da bitti artık
    F: Haklısınız komutanım
    M: King, yak oğlum sigaranı, Çanakkale Subay Orduevine gidiyorsun
    K: Çanakkale Subay Orduevi
    M: Evet, Sefa sen de istanbul Tuzla, Deniz Harp Okuluna gidiyorsun
    K: Orduevi nasıl bir yer
    M: Valla nasıl söyleyeyim, muhtemelen beyaz gömlek siyah papyon takılacaksın artık nereye alırlarsa seni
    K: Orada da mı burası gibi birimler var
    M: Var tabi ya, otel var, lokanta var, kafe var tabi bir de koğuşlar var
    K: Anladım komutanım, 7 Kasımda gitmemiz gerekiyordu değil mi
    M: Evet, en geç 7 Kasımda teslim olmuş olman gerekiyor, akşam 5e kadar.
    K: Sağ olun komutanım
    ···
  11. 2036.
    +3
    izin alarak koğuşlara gittim, ilk işim annemle babama haber vermek oldu, onlardan sonra Cansuyu aradım açmadı, muhtemelen işi vardı, Ahmetcanı aradım o açtı onunla konuştum, daha sonra plaja geri döndüm, Melih astsubay hala oradaydı.

    M: Ya şimdi Çanakkale de fena değil, Tuzla da fena değil ama bulunacağınız yere göre değişecek. Mesela King'i Hakan astsubay alabilir, çok sinsi biri çünkü otelde iyi iş görür
    K: Komutanım ayıp oluyor ama sinsi falan
    M:(Güldü) Sinsi değil misin oğlum sanki, görmüyor muyum sanıyorsun ara ara gelen kızlara iş atıyorsun burada
    F: Aha yakalandı
    K: Ne diyim yani bilemedim komutanım cidden
    M: Takılıyorum alınma hemen, bakacaz nereye gideceksin ama tahminim ya otel ya resepsiyon olur
    K: Demek Çanakkale, bakalım nasıl bir yermiş orası
    M: Kordondasın sen işte, Nara'nın yakınında, askeri hastaneye falan yakınsın yani

    Konuştuk konuştuk Melih astsubay kalktı gitti, ben başladım kimler benimle aynı yere gidecek diye araştırmaya. Anasını satayım tek bizim celpten gidiyorlar, diğerleri hep kalıyor burada. Ahmet ve Ramazan benimle geliyor, Hüsnü Tuzlaya gidiyor. Diğerlerinin de büyük bölümü Tuzlaya gidiyor ama Ahmet, Ramazan ve benim dışımda Çanakkaleye giden olmamış.
    ···
  12. 2037.
    +3
    Bir hafta kala biletlerimizi ayarlayalım diye konuştuk Ahmet, Ramazan ve ben, 6sında ayrılacaktık birlikten, o gece otobüse binip sabah Çanakkalede olacaktık, bir sıkıntı çıkmazsa planımız buydu. Plaja gitmeden koğuşlara geri gittim, çantamı kontrol ettim falan derken bizim Semih geldi yanıma.

    S: Ohoo Çanakkale yolcusu, nabıyon beya
    K: Gördüğün gibi uğraşıyorum, sen nabıyosun
    S: Dolanıyorum öyle işimi bitirdim, Doğukanı gördün mü ebesi gibilmiş gibi dolanıyodu etrafta
    K: Gördüm gördüm, o kalıyor burada amk Murat manyağıyla birlikte, üzüldüm çocuğa
    S: Sorma, ben de buradayım ha
    K: Senin işin rahat olum
    S: Rahat ama yine de Muratın baskınıyla karşılaşabilirim amk
    K: Yapcak bişey yok gardaş

    Semih gitti yanımdan, ben de koğuştaki telefondan plajı arayıp Fatihe biraz koğuşta uyuyacağımı söyledim, tamam dedi nasıl olsa kimse yoktu ve bir sıkıntı çıkmazdı, koydum kafayı yastığa uyudum, gözümü birinin ranzaya vurmasıyla açtım, bir baktım Murat astsubay, altta yatmanın zararı olarak aniden kalkınca kafayı üst yatağa vurdum, gülüyor şerefsiz, hava da kararmış akşama kadar uyumuşum amk.

    M: Paşanın keyfine bak ya, diğerleri çalışıyor bu yatıyor oooh ne güzel memleket, KALK LAN YATAKTAN
    K: Kalktım komutanım
    M: Nasılsın
    K: Sağ olun komutanım siz nasılsınız
    M: Sanane benim nasıl olduğumdan
    K: ?
    M: Niye yatıyorsun sen
    K: Rahatsızım komutanım
    M: Raporun nerede
    K: Hastaneye gitmedim komutanım ciddi bir şeyim yok diye
    M: Ciddi bir şeyin yoksa niye yatıyorsun
    K: Rahatsızım diye komutanım
    M: Madem rahatsızsın neden hastaneye gitmiyorsun
    K: Ciddi bir durum değil, ondan
    M: gibtir git koğuştan işinin başına, plajdasın dimi sen birde
    K: Evet komutanım
    M: Senin ben şansını gibeyim
    ···
  13. 2038.
    +3
    Arkama bile bakmadan plaja koştum, iyi ki başından beri arkada kalmamışım yoksa elimden ciddi şekilde kaza çıkarmış anasını satayım, ne sinir birisi bu adam ya.

    F: Niye koşuyorsun olum deli mi kovalıyo seni
    K: Yok Murat astsubay uyandırdı beni, işimin başına gelmemi istedi sanki çok iş varmış gibi
    Sr: Hagibtir Murat astsubaya mı yakalandın uyurken
    K: He öyle oldu biraz
    Sr: Geçmiş olsun kardeşim
    K: Niye la
    F: gibecek seni o, hele içtimadan önce yattığın için ayrı gibecek
    K: Deme öyle şeyler zaten izbandut gibi herif amk
    Sr: Doğru söylüyor bu arada
    K: Diğerleri nerde bu arada
    Sr: Dolanıyorlar etrafta muhabbet ede ede
    K: Hee tamam, neyse ben geçiyorum yatağa şimdi, yine uyuyacam uykumun içine etti huur evladı
    F: Sabahtan beri yatıyorsun, hala mı yatmak istiyorsun
    K: Evet, uyumak istiyorum olum zaten iş yok bişey yok

    Geçtim yatağa, uyuyamadım, uzun bir süre döndüm yattığım yerde, kalktım ve odaya gittim, diğerleri hala yoktu Serdar ve Fatih oturuyorlardı.
    ···
  14. 2039.
    +2
    Bir saat sonrasında falan diğerleri de geldi, beni büfeye gönderdiler kola almak için ama kapalıydı, alamadan geldim geri, bir yağmur başladı ki o an, akıllara zarar.

    K: Oha amk bu nasıl bi yağmur
    Sr: Gayet normal
    K: Bu yağmur mu normal, ulan altına girsen parçalar seni bu damlalar
    Sf: Kes lan, gayet normal yağmur işte bu
    K: Gündüz yağmadı neyse ki, o yüzden bi sıkıntısı yok ama yine de plaja falan geçemicez tıkıldık buraya
    M: Orası öyle ama bi akşam da çıkmayıver plaja amk ölcek misin
    K: Son 1 ay, tadını çıkartmak lazım, ben gidiyom plaja giberim yağmurunu
    F: Bunun kafada sıkıntı var, samimi diyorum bak

    Çıktım odadan, plaja doğru yürümeye başladım, üçüncü veya dördüncü adımdan sonra keskin bir U dönüşü ile odaya geri girdim.

    F: Hani gidiyodun plaja
    K: Gittim geldim işte saatler geçti
    F: Hagibtir ordan gördük nasıl gidip geldiğini, sen mi yağmuru gibiyon yağmur mu seni gibiyo
    K: Fatih uğraşma benimle
    F: Takılıyoruz olum ya
    M: Koğuşa falan mı gitsek bu akşam yatmaya, baksanıza bu yağmurda burası çok sıkıntılı olur
    K: Sevdim bu fikri, içtima bitsin öyle gidelim veya bi kez içtimaya katılalım burada amk, belki son içtimamız olur

    Toparladık orayı kalktık, hep beraber koğuşların oraya geldik, ben telefona yöneldim, numarasını aldığım ama hiç aramadığım biri vardı, Tülay.
    ···
    1. 1.
      +2
      Tülayın numarasını nerde aldın aga hatırlayamadım
      ···
  15. 2040.
    +4
    Aradım meşguldü, onu beklerken Cansuyu aradım, bi yarım saat falan konuştuk, sonrasında Özgeyi aradım, onunla elimdeki kartı bitirdikten sonra yeni kartı takıp Tülayı aradım, açtı.

    T: Numarayı tanıyamadım, kimsiniz
    K: King ben, naber Tülay
    T: Anaaaaa Kiiiiiiiiinggg ahahaha hiç beklemiyordum ya, iyidir senden naber
    K: iyidir benden de, öyle bi arayayım dedim müsaitsin dimi
    T: Müsaitim müsaitim, hiç beklemiyordum ya aramanı şok oldum resmen, ben sana numaramı verdim ama unutmuşsundur diye düşündüm
    K: Yok be ne unutması saçmalama, uygun zamanım yoktu sadece, nasılsın görüşmeyeli iyi misin
    T: Valla iyiyim ya, memleketimdeyim işte okul falan derken yuvarlanıp gidiyorum, sen nasılsın nasıl gidiyor askerlik
    K: iyi gidiyor, Çanakkaleye gidiyorum 7 Kasımda
    T: Hadi ya, neresine
    K: Subay orduevi varmış bir tane Kordonda, oraya
    T: Hee anladım, kolay gelsin
    K: Teşekkür ederim

    Bir süre konuştuktan sonra kapattık, neden bilmiyorum onunla konuşunca sırıtmaya başladım, gören herkes ne oldu diye sordu durdu hep, bir şey demedim. Murat astsubayın içtimasında sporumuzu yaptık bir güzel, şınav, mekik derken iyice açtı bizi sonra koğuşlarımıza gönderdi, bir kaç dakika sonra bağıra bağıra gezmeye başladı. Hiç çekilmezmiş gerçekten burada olmak.
    ···
  16. 2041.
    +4
    Bunu da burada bitireyim, yarın yeni yasak sistemine uyarsa bizim patron 6:30-7 gibi evdeyim, bir süre fazla part atabilirim sanırım. Rahatladım biraz, ilk haftanın yorgunluğunu attım üzerimden, en azından ayaklarım ağırmıyor amk

    iyi geceler herkese.
    ···
    1. 1.
      +2
      Ben yine geç kalmışım bak iyi geceler panpam
      ···
  17. 2042.
    +2
    buralara uğramıyordum bayağıdır. rez
    ···
  18. 2043.
    +3

    R E Z

    ···
  19. 2044.
    +2
    Bugün de geç kalmadan bir rezimi alayım
    ···
  20. 2045.
    +4
    6 Kasım

    ---

    Sabah saat 8de ayrıldık Aksazdan, kimimiz istanbul'a gidiyor, biz ise 3 kişi, sadece 3 kişi Çanakkaleye gidiyoruz, 1 gün yol süresi verdiler. Ahmet, Ramazan ve ben akşam 11e aldık biletimizi, sabahın köründe Çanakkalede olacaz diye anlaştık, akşam 4-5e kadar takılıp sonrasında teslim olacaktık. Hüsnü, Erol falan saat öğlen 12ye aldılar bileti, gece uyumayacaklarmış istanbul'da, ne yapacaklarsa artık. Geçtik oturduk bir kafeye, bir süre orada takıldıktan sonra Ahmet ben ve Ramazan kaldık orada, diğerleri gittiler.

    A: Yarın ver elini Çanakkale, bakalım nasıl bir yermiş
    K: Daha önce gitmediniz mi siz oraya okulla falan
    R: Ben ilkokulda gitmiştim ama hiç hatırlamıyorum, zaten şehitlikteydik başka yerde değil
    K: Acaba oranın telefon durumu nasıldır, sokabilir miyiz içeri
    R: Rahatmış, bir iki arkadaşa sordum ben Narada olanlara, ordu evine telefon sokmak basitmiş
    K: Nara şu yanındaki büyük birlik dimi
    R: Aynen
    A: Siz onu bunu bırakın da biz niye sabahın köründe ayrıldık, şu an neden buradayız ve akşama kadar ne yapacaz
    K: Gezeriz be olum, çantaları bizim abiye salarız bekler köşede
    A: Neyini gezecen yeteri kadar gezmedin mi zaten
    K: Karı kız keseriz yaparız bir şeyler amk, la içelim az, bir iki şişe bişeyler canım felaket alkol istiyor şu an

    Zor da olsa ikna etmeyi başardım onları, alkol söyledik tabi içmeyen arkadaşımız da bir şişe bizim hatırımıza içeceğini söyledi. Alkollerimiz geldi, bir güzel içtik onları sonra kalktık oradan, elimizdeki çantaları bırakıp yürümeye başladık
    ···