/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1226.
    +1
    panpalarım bir şey soracağım burada olan var mı?bi ses verin.
    ···
    1. 1.
      +2
      sene 2015 biz hala buralardayız
      ···
    2. 2.
      0
      Sene 2016 biz hala buralardayiz
      ···
    3. 3.
      0
      Sene 2017 biz hala burdayiz
      ···
    4. 4.
      0
      2017 oldu mk
      ···
    5. 5.
      0
      sene 2019 2 ay sonra 2020 vay amk zaman nasıl geöiyor
      ···
    6. 6.
      0
      ···
    7. diğerleri 4
  2. 1227.
    0
    @sinus sen hep varsın zaten canım panpam (: mesaj attım.
    ···
  3. 1228.
    +1
    @5248 hikayenin içine uyarıcı maddeler girince silik yer miyim panpa? hani özendiriyo falan deyip silik atmasınlar?ona göre silicem bazı kısımları...
    ···
  4. 1229.
    +1
    arabeske bağladım.

    http://www.youtube.com/watch?v=2z6PX7apUyU
    ···
  5. 1230.
    0
    neyse ben ufak ufak başlayayım...
    ···
  6. 1231.
    +2
    insanoğlu... dünya'ya ayak bastığından beri merak eder... şehvet bile dizginlenebilir bu hayatta!ama ya merak?bir şeyin tadını merak etmek,bir şeyin nedenini merak etmek,bir şeyin nasıl hissettirdiğini merak etmek... her şeyi merak ederiz. çoğu zaman merakımıza yenik düşüp cevapları öğreniriz. hoşumuza gidenler olur, gitmeyenler olur. cevaplar sorularla var olurlar. sorular ise merakla...

    "miray'ın neden öldüğünü öğrenmek istemiyor musun?"

    beynimde yankılanıyordu bu soru. zamanında vücudumu bile satardım bunu öğrenmek uğruna! çünkü inanmazdım miray'ın bu kadar taktan sebeplerle canına kıyacağına... ilk zamanlar başka şeylerinde işin içinde olacağını düşünürdüm.ama sonra bunun üzerine gitmek canımı yakmaktan başka bir işe yaramayacaktı. bunu geç de olsa fark etmiştim...

    öğrenmem neyi değiştirirdi?onu geri getirir miydi?
    ···
  7. 1232.
    +2
    her insan gibi ben de merakıma yenik düşerek çıktım yola... mekanın birinde tek başıma oturup iki bira içtikten sonra! ağır ağır çıktım merdivenleri. üstünde 13 yazan bir kapı. bekaretimi hediye olarak sunduğum ev.kapısından mirayla defalarca girdiğim ev... miray'ı en son gördüğüm ev.yavaşça açıldı kapı. içeri adım attığımda bu zamana kadar verdiğim tüm uğraşların, ayağa kalkma çabalarımın sona ereceğini biliyordum. içimde kalan son mutluluk kıvılcımının söneceğini biliyordum.o kıvılcım ateşe dönüşebilirdi.ama o kapıdan içeriye adım attığımda biliyordum bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını... biliyordum o kapı ardımdan kapandığında bu evden bir daha hiç çıkamayacağımı... ruhumu burada bırakacağımı biliyordum!

    onur hiçbir şey söylemeden kanepesine oturdu.en büyük müptezelleri bile kıskandıracak bir cigara sardı. ağır roman filminden biliyordum onun ne olduğunu... gözleri kanlı kanlıydı... korkuyordum onurdan...

    cigarasına asıldı. dumanını bana doğru üfledi.

    ardından soğuttuğu cigarasını bana doğru uzattı...
    ···
  8. 1233.
    0
    istemeye istemeye giriyorum bu partları... neyse ki ağlamıyorum artık (:
    ···
  9. 1234.
    +2
    içmek istemediğimi söylediğimde tepki vermedi. dolaba gidip bir bira getirdi.bu sessizlik,bu ortam,bu ev... ruhum bedenimden çıkıp odaları dolaşıyordu sanki. kanım çekiliyordu.

    onur cebinden kocaman bir bıçak çıkarıp koydu önümüzde duran sehpaya...

    "vuracağım onu" dedi titrek bir sesle.
    "öldüreceğim o pisliği ve mutlu olacak"
    "anasını gibeceğim onun. bunun bedelini ödeyecek"

    bunlar tekrarladığı cümlelerdi.ben korkudan ve şaşkınlıktan ne yapacağımı,ne söyleyeceğimi bilmezken ağzından çıkan cümleler... bana zarar verebilir miydi? kalkıp gitmek istedim. ayağa kalktım.

    -onur beni korkutuyorsun.ben gidiyorum daha sonra konuşuruz.

    önünden bıçağı aldım ve çantama koydum çıkınca çöpe atmak amacı ile... kapıya doğru yürürken arkamdan seslendi.

    "merve" dedi.

    "gitme, konuşmalıyız."
    ···
  10. 1235.
    +2
    durdum... çantamı kapının yanındaki dolaba koydum her ihtimale karşı. önümde bir bıçak dururken onunla nasıl konuşabilirdim? esrar içiyordu ve kafası trilyonlara koşuyordu. geri döndüm ve oturdum. cigarasını söndürmüştü, ilerleyen dakikalarda tekrar yakmak için.

    "korkma... sana zarar verecek değilim. sadece bilmen gerektiğini düşündüm. yazlığa gittiğimizde konuşmuştuk hatırlıyor musun?bu kadar basit olamaz demiştin... sen işin peşini bıraktın ama ben bırakmadım merve."
    -bunun ikimize de bir faydası yok onur! bunu kabullenmeliyiz. hiçbir şey onu geri getirmeyecek!
    "en azından mezarında rahat edecek... "
    -ne diyorsun sen onur?ne öldürmesi? kimi öldüreceksin o bıçakla? böyle bir şeye asla izin vermem!
    "iznini isteyen yok... nefes almamalı böyleleri."
    -bilmek istemiyorum! sakın söyleme onur! sakın bana miray'ın neden intihar ettiğini söyleme!
    "söyleyeceğim... "

    kalktım ayağa. koşar adımlarla uzaklaşıyordum onurdan. peşimden geldi. açtığım kapıyı eliyle sertçe kapattı. elini kapıya dayadı. açmaya çalışıyordum izin vermiyordu. bırak beni gideyim diye yalvarıyordum dinlemiyordu. yumrukladım.bırak dedim beni. bırak!dinlemedi. sonra kulağıma yavaşça fısıldadı...

    "ben o huur çocuğunu öldüreceğim sen de bana yardım edeceksin... çünkü o huur çocuğu babası miray'ı öldürdü."

    öyle hastalıklı, öyle inandırıcı kurulmuştu ki bu cümle... bu cinayetin ortağı olmak istedim bir an için.bir kaç saniye sürmüştü bu isteğim. yığıldığım yerde, kapının eşiğinde zaman durdu.az önce duyduğum cümle kaldırabileceğim bir şey değildi. orada sessizce oturuyordum. yıllar geçse de kalkmayacak gibi. sanki birisi beni oraya çiviyle çakmış gibi. oradan kalkarsam ölecekmişim gibi...
    ···
  11. 1236.
    +1
    kilitledi kapıyı ve cebine attı anahtarı. sanki ayağa kalkma gücünü kendimde bulup bu evden çıkabilecekmişim gibi... yakıp geldi cigarasını. yere yığılmış bedenime bakıyordu. sırtımı kapıya dayamıştım. istanbul'un en ücra köşesindeki bir barın leş kokulu tuvaletinde altın vuruşunu yapmak için yere oturup sırtını duvara veren eroinman bir huur gibiydim. kollarımı iki yana açmıştım. birazdan altın vuruşu yapacaktı onur denen cellatım.ve ben bir daha yaşamayacaktım...

    "taciz ediyormuş hep miray'ı... "

    cümlesi döküldü zehir kokan ağzından... dumanla birlikte çıktı bu cümle o ağızdan...
    kapadım gözlerimi.bir daha hiç açmamak üzere...

    elveda merve.
    ···
  12. 1237.
    +1
    onur'un beni sarsmasıyla hala hayatta olduğumun farkına vardım. hala nefes alıyordum.

    "hala içmek istemiyor musun?" diye sordu.
    beni kaldırıp koltuğa yatırdı.

    "korkutma beni merve. şundan biraz iç sinirlerin yatışsın."

    onu duyuyordum fakat cevap vermeye halim yoktu. aklımdaki bütün parçaları birleştirmeye çalışıyordum. babası evdeyken eve gitmemek istemelerinin nedenini şimdi daha iyi anlıyordum.o adamdan bahsederken iğrenmesini,ona duyduğu nefreti... bir bir geliyordu gözümün önüne miray'ın ondan bahsedişleri...

    kalbim sıkışıyordu. tüm hücrelerim intihar ediyordu!

    nasıl anlatılır ki o duygu? içimde bir anda muhteşem büyüklüğe ulaşan nefret,kin ve öldürme güdüsü...

    ve son nefesini veriyor merve. gözünü açıp kapatıyor ve tamam!
    merhaba merve kılığındaki mahlukat!

    -bi duman versene...

    çekiyorum içime zehri... salıyorum sonra dumanı loş ışıklı odaya...

    merhaba hayat merhaba!
    ananı gibmeye geliyorum. içimdeki tüm iyilikleri bu evde bırakıyorum. tüm iyi şeyleri burada bırakıyorum.bir gün gelip alacağım.o güne kadar burada dursun tüm iyilikler. merve sen burada kal!
    kaldıramazsın çünkü bundan sonra olacakları...

    burada kal ve bekle!
    ···
  13. 1238.
    +1
    merve'nin ölüşünü okudunuz siz bu satırlarda... merve'nin ruhu yanına miray'ı alıp uzaklaştı o bedenden... o gün merve, merve olmaktan vazgeçti... ve işin acı yanı hala merve olabilmiş değil. çırpınıyor.bundan sonra okuyacağınız satırlar pek de hoşunuza gitmeyecek, üzgünüm...
    ama biliyorum.hep bir umut var ben de.bir gün o günkü merve'ye geri döneceğim.bir gün o kapıdan içeri girmemiş olan merve'ye kavuşacağım... umut her zaman olduğu gibi yine beni hayatta tutuyor...
    ···
  14. 1239.
    +1
    cigaradan aldığım ikinci duman beni oldukça fazla öksürtmüştü. sinirlerimin gevşediğini hissediyordum. koltuğa yayıldım. küfürler savuruyordum etrafa. ağlıyordum.gözlerimi kanatırcasına ağlıyordum!

    hiçbir uyuşturucu dindiremezdi bu acıyı.o adama duyduğum nefret tarifsizdi. öldürmek istedim. önce onu sonra kendimi. öldürmeliyim diye düşündüm onu benden aldığı için! çıkmalıyım karşısına ve sıkmalıyım kafasına!tek bir kurşun yeter o pisliğin canını almaya!
    yaşamaya hakkı yok! nefes almamalı onun gibi bir pislik! benden aldı mirayımı! sadece onun hayatını değil, benim hayatımı da çaldı!
    evet, evet öldürmeliyim o adamı. onurla birlikte yapmalıyım bu işi. bıçakla değil, silahla yapmalıyız bunu!
    belki kiralık katil tutmalıyız.biz beceremeyiz diye. parası neyse veririz!
    o adamı bedavaya öldürecek kiralık katil bile bulabiliriz!
    ölmeli o adam! ölmeli...
    gözyaşları akıyorlar. duvarlar attığım yumruklarla kanıyorlar. onur sadece oturuyor. belki de onun gibini kesip ağzına vermeyi düşlüyor!
    zor. çok zor bunu kaldırmak!
    yapamayacağım ben. yapamam!
    zamanı geriye alalım ne olur. öğrenmemiş olayım!

    -onur yalan de bana!ne olur böyle bir şey olmadığını söyle! kaldıramam onur ne olur!
    "gerçek bu... "
    -olmasın!
    kaldıramam...
    ···
  15. 1240.
    +1
    kafamda o adamın ölüşünü canlandırıyorum binlerce kez,bin bir farklı şekilde... her seferinde gülüyorum nasıl öldüğüne!

    ne yapacağımı bilmiyorum.ne düşüneceğimi de.sadece duruyorum. yerimden kalkamıyorum. gerçek öyle bir ağırlaştırdı ki bedenimi, öyle uyuşturdu ki beynimi... bedenim bir ton geliyor sanki. saatlerce oturdum o koltukta. nereye gider insan bunu öğrendikten sonra? aklım almıyordu. böyle bir iğrençlik midemi bulandırıyordu.bir baba öz kızına bunu nasıl yapabiliyordu?

    ne yerimden kalkma isteğim vardı ne de konuşmak.tek istediğim aylarca bu koltukta oturmak... düşünmek istemiyorum hatta nefes almak bile istemiyorum.o kadar ağır geliyor ki miray'ın intiharının nedeni, ciddi ciddi öldürmek istiyorum kendimi.bu kirli dünyada yaşamak gereksiz...
    ···
  16. 1241.
    +1
    içim acıyor içim! nasıl kaldırır insan böyle bir şeyi?

    baba tacizi...

    bunun için vazgeçmişti miray hayallerimizden!
    bunun için sonlandırmıştı yaşdıbını!
    bunun için atmıyordu artık kalbi!
    bunun için uzaktaydı artık bedeni!

    karşıma geçse hiç düşünmeden keserdim o huur çocuğunun bileklerini. gerçek apaçık ortadaydı. aklıma bile gelmeyecek olan şeydi hakikat!
    biricik sevgilim,her şeyim dayanamamıştı... kim bilir neler yaşadı?ve ben bilmedim hiçbirini. destek olmadım ona!o bu çirkin gerçekle yaşdıbını sürdürürken ruhum duymadı benim! elimden hiçbir şey gelmedi!

    meleğim benim... huzur içinde yat.
    ···
  17. 1242.
    +1
    nasıl anlatabilirim ki sizlere? anlayın işte. kendinizi benim yerime koyun.ve hissetmeye çalışın hislerimi. tüm kötülüklerin dıbına koyayım. yakın sigaralarınızı, doldurun kadehlerinizi. beni görmeye çalışın...
    ···
  18. 1243.
    +1
    ne yaparsınız bu durumda? polise mi gidersiniz? yoksa onurla benim gibi öldürme planları mı yaparsınız?ne gelir elinizden?eli silah tutan, pislik,karanlık bir herife neler çektirebilirsiniz? devlet bile bunu onun yanına kâr bırakırken iki genç ne yapabilir?
    ne hissettiniz öğrendiğinizde? sizce ben öğrendiğimde ne hissettim? nasıl bir etki yapar bünyede böylesine acı verici bir gerçek? hangi uyuşturucu dindirir bu acıyı?
    düşünün biraz...
    kimi tam anlamıyla bilebiliriz ki?

    okumaya devam etme dur da düşün biraz söylediklerimi...
    ···
  19. 1244.
    +1
    saat epey geç oldu. onur'u uyandırdım. kendine gelene kadar başında bekledim. ağzımızı bıçak açmıyordu. uyuşturucuyla dindirdiği acısı yüreğini dağlıyordu. bunu gözlerinden okuyabiliyordum.ben yine hissizleşmiştim. hiçbir şey yok... tamamen bir boşluk. ruhum uçup gitmiş sanki.

    "hadi gidelim bir şeyler yiyelim." cümlesiyle ayaklanıyoruz. gelecekte katil olması muhtemel iki genç olarak evden çıkıyoruz. yakınlardaki bir dürümcüde 4 dürüm söylüyoruz. üç ona bir bana. hayatımızın en acı ve en taktan gününde yemeğimizi afiyetle yiyoruz. arıyorum annemi onurla olduğumu ve sabaha karşı beni eve bırakacağını söylüyorum. plan yapacağız onurla çünkü... yemeği yedikten sonra onur beni cafeye bırakıyor.1 saat sonra geleceğini söylüyor.ot alacakmış biraz da içki... o geldikten sonra bir eve gideceğiz. kimin evi olduğunu söylemiyor. yarım saat önce çıktığımız eve bir daha giremeyeceğimi söylediğim için kızgın bana onur. önemi yok...

    zaman su gibi akıp gidiyor ve ben hiçbir şey düşünmemek için kendimi tavla pullarıyla oyalıyorum. onur'un gelmesi için sabırsızlanıyorum...
    ···
  20. 1245.
    +1
    onur geldi ve beni aldı. yaklaşık 15 süren bir taksi yolculuğuyla eve vardık. onur'un kapıyı çalmasını bekliyordum fakat anahtarı vardı. yavaşça kapıyı açtı ve içeriye girdik. evin ışıkları yanıyordu, üst kattan müzik sesi geliyordu. onur salonu gösterdi 'sen otur ben şimdi geliyorum' diyerek üst kata çıkan merdivenlere doğru yöneldi.her yer içki şişeleriyle doluydu. tabiri yerindeyse adım atacak yer yoktu. yenilmemiş pizzalar, cips paketleri, boş sigara paketleri... dışarıdan küçük bir saray gibi görünen bu evin içi terk edilmiş bir harabeyi andırıyordu. junkielerin seveceği türden anlayacağınız. kısa bir süre sonra müzik sesi kesildi. merdivenlerden onurla birlikte bir kız ve bir erkek indi. sevgili oldukları her hallerinden belliydi. zoraki tanışma merasiminden sonra hepimiz oturduk. benden hoşlanmadıklarını sezmiştim. sevimsiz suratıyla onur gereksiz bir şekilde gergin olan ortamdaki sessizliği bozdu.

    "kova nerede?"
    ···