bir insanın en dipten zirveye yükselmesi

beyler 10-15 dakika da bir entry giriyorum ama girince hayvan gibi giriyorum görüdüğünüz gibi.

bu kadar uzun yazarken seri yazmam mümkün olmuyor. istiyorsanız paragraf paragraf yazıp yollayayım çok bekliyorsanız.

@53 kardeşim herhangi bir poşeti alıyorsun. marketlerden alışveriş yaptığında aldığın poşetlerden herhangi biri. delik olmayacak yalnız. sonra içine işiyorsun. daha sonra yukarıdan içine üfleyerek hava yaparak bağlıyorsun. içi su dolu balon gibi oluyor.

ağacında tepesine sallıyorsun, dallardan birine takılıyor kesin. 8-9 poşet salladım ben yere düşende oldu ama çoğu dallara takıldı. 3-4 tanesi de sapanla vurduk zaten. hepsini vuramadık.

entry nick degildir inş

git gide dilek ile görüşmeye ağırlık veriyorum. bazen eda ferhat ben dilek hep beraber buluşuyoruz. şimdiki gibi ilk okulluların elinde olduğu gibi cep telefonu yok kimsede. belirli saatlerde ben arıyorum. müsait olduğunda dilek beni arıyor. mektup yazıyoruz birbirimize, aynı okula giden tanıdıklarla yolluyoruz.

ferhatla sigara vodka içmelere devam ediyoruz arada bir. arada bir internet kafeye gidiyorum tek başıma. levent ile icq da falan konuşurum belki diye. evde nedenini bilmediğim bir huzursuzluk var. babam çok agresif. para artık istemediğinde vermiyor.

bir gün geldim eve baktım annem yerel gazete almış onu okuyor. dedim bu gazete nereden çıktı diye, bir şey demedi. baktı öyle gözlüğünün üstünden. abim üniv. sınavına hazırlanıyor, herkes kendi ayarında gidiyor yani.

@176 fkıjldşsjxasogdshıaujxasıdhasj as:ASXmasdöşas

böyle rutin bir biçimde geçiyor günler. neyse haber aldık dayım gelecek bize. ben çok sevindim 3 yıldır falan görmüyoruz çünkü dayımı, ama babamda bir elektriklenme oldu. o zamanlar aklıma gelmedi ama şimdi anlıyorum beyler babamı. dayıma olan borcunu ödemediği için rahatsız oluyor ister istemez.

şimdi mesela dayımı da çok iyi anlıyorum. dayım hep başka şehirlerdeydi. 3-4 ayda bir gelir 2-3 gün anneannemi görür giderdi. babam dayımdan borç aldı, adam 3 yıl gelmedi beyler. düşünebiliyor musunuz? sizin kardeşinizle evli olan dış kapının mandalı sayılacak bir adama borç vermişiniz, ve gitsem memlekete, borcumu istemeye geldim zanneder diye yıllarca anneyi, kardeşi görmemek. şimdi bulunabilir mi böyle insan kolayına? dayım benim, büyük adamsın.

dayım geldi beyler. hep beraber anneannem mantı yapmış oradayız. bütün akrabalar. sofrada suskunluk hakim. günlerden 21 şubat 2001 çarşamba. şimdiki deyimiyle kara çarşamba. türkiyenin tarihinde ki en büyük krize girdiği gün. doların bir günde fırladığı, başbakanlara yazar kasaların atıldığı yıl 2001. krizin bir tabakayı ezip geçmesine, bir tabakanın servetini ise katlamasına tanık oluyoruz.

kötü günler başlıyor. annemin o baktığı yerel gazete de okuma amacı yokmuş meğersem. kadın iş arıyormuş. babamın işler çok bozuk, işçilerin maaşını zor ödüyor. evin borcu duruyor. bir oğlu üniv. sınavına hazırlanıyor, dershane masrafı vs...

şimdi açtığım başlığa dönüyoruz beyler. dibe vurmaya başlıyoruz. çekelim birer fırt biramızdan.

sigaramı da yaktım beyler. yavaş yazdığımdan şikayet edenler var. elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyorum. biraz daha hızlı olmaya çalışcam.

@147 kardeşim tek bir yalan yok. tamamen yaşadığım şeyleri anlatıyorum. arada unuttuğum bir sürü olay da vardır muhakkak. fazlası yok, eksiği var anlayacağın.

tutar bu hikaye babamdan çaldığım tek dal artı kendi iki dal winstonum ve kahve yapcam bitene kadar okuycam sonrası rez.

reserved şukular şelale reyizzz

dinliyoruz emekçi kardeşim

devam

hadi panpa devam

@204 hay amk esmer beyaz tenli nasıl oluyo lan hahaghaha gramerine sokuyum

harbiden poşetliyo sanırım beyler

neyse kalktık, bu üstünü giyindi ben tuvalete gittim aynada kendime bakıyorum, boynum kıpkırmızı. lan bu ne diyorum mantar mı olmuş falan. ki arada mantar döker vücudum kırmızı benek halinde. ama bu çok yoğun ve farklı. boğazlı kazak giydim o sıcakta amk. çıktık evden biraz gezdik falan bunu bıraktım eve hemen eve koştum. taşşaklarım deli gibi ağrıyordu, hemen boşaldım. akşam annemle babam geldi. ben boğazlı kazağı çıkardım anneme dedim ki anne mantar kremimi getirsene. annem getirdi mantar ilacını. o sırada babam da girdi içeri, direk dedi ki: " kime kemittirdin lan boynunu?" vay amk. meğer kız sömürdükçe olmuş hep. bu konuda tecrübeyi sonradan kazandık tabi ama acaip utandım babama karşı.

neyse öss günü geldi. son dualarımı falan ettim. teyzem aldı beni okula o zütürecek sınava. arabanın camından uzattım kafayı uykumu açmaya çalışıyorum. bir yandan sigaraya asılıyorum falan. girdim çıktım sınava. sonra yeli aradı buluşalım diye. buluştuk bu bitap düşmüş amk. sınav esnasında ön sıradaki kız kalp krizi geçirmiş, ambulans falan gelmiş. ruh hali haşar kızın. kazanamam falan diyor. ben yinede dershane birincisi olduğu için kazanır diye düşünüyorum.

dükkana gitmeye başladım tekrardan. fabrika yapılıyor bir yandan. işler yoğunlaşıyor. zor yetişiyoruz yine. kazancımız çok süper. babam çok güzel paralar veriyor, deli gibi biriktiriyorum parayı da. her ay 800 dolar veriyor babam, onuda biriktiriyorum.

ağustos ayının içinde fabrikaya geçtik beyler. 3 tane banyo kuruldu. önceden tek banyoda işe yetişemezken artık 3 banyoda işe yetişemiyorduk. aynı firmanın farklı işlerini de almıştık. ödemeler hiç aksamıyor her şey gayet güzel gidiyordu. öss sonuçları açıklandı, kendi şehrimde iktisat okuyacaktım. yeliz barajı geçememişti.

üniversite başlayana kadar çalışmaya devam ettim. üni de ilk sene hazırlık okudum, yine sabah 8 de derse gidiyor, 4 gibi çıkıp fabrikaya gidiyordum. geceye kadar çalışıyordum. hafta sonları full mesai yapıyorduk. eleman sayısını yavaş yavaş arttırdı babam. artık çok daha az çağırıyordu beni. bende ünide yeni ortamlar kurmaya başladım. bir tane şehir dışından gelmiş arkadaşım vardı. öğrenci evinde kalıyordu. çoğu zaman ona gidiyor orada kalıyorduk.

@198 biraz hızlı gitmiyomusunuz (:

@156 eksiledim

noluyo lan

@118 sen hikayeyi yaz gibtirtme şimdi haklılığını