Planım basit. Alt komşumun kapısı tık der demez kedimi salıcam. Hop eve giricek, ben de arkasından koşma numarası yapıcam. Sonra “Ay özür dilerim, noyuy affedin” derken kızın evine dalıcam… Sırf bunun için paraya kıyıp tekli 5 liraya kaliteli çorap bile aldım be. Sıktığım parfümlerden ayaklarım buruştu. Merdivende oturmuş, kedimle “büyük an”ı bekliyoduk. Rahat 3 saat oldu. Kucağımda perperişan hayvancık. Hayvanlığından utandı. Zaten onu gönül işlerime alet ettiğim için vicdanım çürümüş domates gibi. Ama kedilik zor günler içindir! Yapıcak tabi köpek.
Aha kapı sesi!

Kapı açılıyo valla! Saldım bunu “Voavv” diye başladı görevine… “Dur Grey yapma etme oğlum” diye ben de arkasından. Aşağı indiğimde bi baktım açılan kapı benimkinin değil, Müzeyyen teyzenin kapı! Bu sefer gerçekten “Hayır Greyyy” dedim ama her şey için çok geç! Benim fırlama, babasının evi gibi dalmıştı. Kadın da anti hayvansever çığlıklarını bastı. “Dur Müzeyyen teyze hemen alıyorum” dedim. “Al hemen çık” dedi. Buradaki “hemen çık” nedir ya? Alıp çıkıcam heralde çaya gelmedim. O ne s.ktir gibi. Ayaklarımı çıkardım, girdim, sağıma baktım, sonra soluma bir baktııım! Keşke kafam kilitlenseydi de bakamasaydım o sola! O sol beni insanlığımdan çıkardı o sol. Bir üst kattan Hüseyin amcanın bornozlu hali banyodan çıkıyodu o solda! inanamadım, kendimi tokatladım! Beni gören Hüseyin amcanın da göz damarları bacak damarı gibi oldu. Ömrü bi 10 sene geriledi. Kalbi başka yerden atmaya başladı. “Mehmet Alicim, Hüseyin amcanın suları kesilmiş de bende yıkandı o yüzden, ehe” dedi Müzeyyen ablamız.

“Benim saç stilimi değiştirmem lazım Müzeyyen abla. Böyle çok aptalca görünüyorum demek ki, bana böyle basit bi yalan uydurduğuna göre. Yoksa biraz daha düşünüp daha zekice bir yalan bulurdun, he mi ablacım?” dedim. Müzeyyen’in ter yolları açıldı. Yağmur oldu akıyo kadın. Gözlerimin önünde maddenin katı halinden sıvı haline geçiyo. Hüseyin desen arabasını üstüme yapmaya hazır.

“Sakin olun ahlaksızlar. Kimseye söylemem. Kocanıza söylemem, karınıza söylemem, apartmanın girişindeki “Aidatlarını Ödemeyenler” listesinin altına “Apartmanımızın Ahlaksızları” diye bir liste yapıp adınızı soyadınızı yazmam. Yapmam. Ama bir şartım var. Şu karşıdaki kadına aşık oldum ben. Onunla ilgili her şeyi bilmek istiyorum” dedim.

Müzeyyen hemen atladı, “Aaaa hemen hemen. Yalnız başı bağlı. Benim bi tanıdıkla çıkıyolar. Neriman’ın oğlu ayol” dedi.
“Senin başın bağlı da noluyo, hemen çözülmüş baş” dedim.
“Ayır hemen onları. O kızı ‘ilişkisi yok’ olarak istiyorum” dedim.

Ne ayırması, kadına kolunu kes kasaptan kıyma yaptır getir köfte yap ve bana besle desem hayhay diycek. Hemen telefonuna atladı ayırma işlemleri için. Korkmaktan ses tonu değişmişti kadının.
Çocuk sesiyle konuşuyo şu an. Kızın numarasını çevirdi:
“Alo. Beren. Sana çok üzücü bir şey söyliycem. Bunu söylemem lazım çünkü seni o çocukla ben yaptım. Berencim Ahmet seni aldatıyo. Kendi gözlerimle gördüm demin. iyiliğin için bunu söylemem lazımdı. Beni bilirsin vicdanım dayanmaz bu aldatma olaylarına.”

Arkadaş bu kadın yalan makinesi. Ben bunu artık ömür boyu bütün kirli işlerimde kullanırım. Her yol var. Afferim lan. Telefon kapandı.
Müzo “Ağlıyo olması lazım şu an. Git hemen teselli et. Kadınlar böyle anlarda itle köpekle tanışsalar aşık olurlar” dedi. iyi fikir. “Müzeyyen teyze az .rospu değilsin” dedim. Beren’le ilgili biraz veri istedim. Kedileri çok seviyomuş, bu kadar olur. Yardımsever erkeklerden çok hoşlanıyomuş. Şapşik ya. Ve yalnızlığa gelemiyomuş. Gelmesin zaten, geliyorum ben. Ok, attım hafızaya.

Her şeyde bi şey vardır be, hem iki tane kölem oldu, hem de kızı sevgilisinden ayırdık. Mutluluğuma değmeyin. Grey’i alıp çıktım. Çalıştım kızın kapısına. Kapı, derece derece açıldı. Ve karşımda bir yüz belirdi. Anonim bir yüz. Erkek cinsiyetli.
“Merhaba. Beren hanım yok mu” dedim.
“Beren içerde, ben erkek arkadaşıyım noldu siz kimsiniz” dedi.
“Bennn, ben, ben. Bi şey ister misiniz diye sorucaktım” dedim.
“Kapıcısı mısınız apartmanın?” dedi.
Benim saç stilimi kesin değiştirmem lazım. “Evet evet” dedim.

Vay .rospu Beren, yedeği varmış. Aldatıldığını öğrenince hemen çağırdı herhal. Tamam yalnızlığı sevmiyo ama iki dakka da mı sevmiyo arkadaş. Adam bir kucağımdaki Grey’e baktı, bir bana...

Bakkala gitmek üzere merdivenleri boynum bükük bükük inerken, aşağı kattan bir kapı açıldı. Duydum o “tık”ı. Ne demişler; bir kapı kapanır, bir kapı açılır. Yeni taşınan öğretmen Zeynep’in kapı bu! Güzel kadın ya Zeynep. “Atla oğlum” dedim, saldım Grey’i…

-SON-

Kaynak: http://www.bikahveicebilirmiyiz.com

Bundan daha efsane bir hikaye okumak isteyen varsa yeni bir başlık açtım. ilgi olursa devam edicem beyler:

http://www.incisozluk.com...ld%C4%B1m-beni-terk-etti/