/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 1.
    +18 -3
    neyse buldum bi tane.

    bol bol yazı yazacam bu başlığa.
    ···
  1. 2.
    +19
    keşke başlığı satın alabilsek lan. millet okusun çükü şuku versin ama yazamasın ne güzel olurdu değil mi dıbına koyim?
    ···
    1. 1.
      +4
      Geldi Kanka o xd
      ···
    2. 2.
      +1
      Gel ulan gel
      ···
    3. 3.
      0
      Yaşlanıyosun pinel
      ···
    4. 4.
      0
      Vay amk yıllar geçiyor
      ···
    5. diğerleri 2
  2. 3.
    +11
    aşık olduğun insan sana aşık olduğu kişiden bahsediyor ya hani ...
    ···
  3. 4.
    +13
    ilk defa omzumda uyuduğunda saçının teli kalmıştı. aldım sakladım çok uzun zaman
    ···
    1. 1.
      -4
      Amk pisliği
      ···
    2. 2.
      0
      Büyü yapsaydın kız elindeydi
      ···
  4. 5.
    +9
    lan bir de suratına bakıyorsun ama ne kadar istesen hayal etsen de sarılamıyorsun ya, işte o zaman tüm insanlığın dıbına koyim diyesim geliyor.
    ···
  5. 6.
    +11
    ortalığın dıbına koymak istiyorum.

    her geçen gün insanlara olan nefretim artıyor dıbına koyim. ufak bir şey ya da geçici bir düşünce değil ama. bildiğin büyük bir nefret. nefret ettiğim, kızdığım, beni bu nefretin içine çeken her insanı teker teker öldürmek istiyorum.

    ya da direkt olarak ben öleyim anasını satayım. her gün ağrı kesici içmekten hapçıya döndüm zaten.

    bu aralar uykusuzlukta başladı. 3-4 saat anca uyuyorum günde.

    sonum son olmayacak biliyorum.
    ···
  6. 7.
    +9
    sabahtan beri sıla dinliyorum.
    dışarıda yağmur yağıyor mis gibi, kahve içiyorum arada.
    bugün güzel olacak ya.
    bugün sinir olmak istemiyorum, baş ağrısı istemiyorum. eskisi gibi sözlükte takılıp kahve içip müzik dinleyip sakin sakin takılmak istiyorum.

    eskiden sözlükte sohbet ettiğim kişiler vardı, teker teker gittiler ya da eskisi kadar sık girmiyorlar sözlüğe.
    eskiden sözlükte takip ettiğim yazarlar vardı, yeni tasarım gelince kaybettim dıbına koyim hepsini. nickleri falan farklıydı aklımda tutamadım. e zaman takip sistemi yoktu, sol taşakta denk geldikçe görüyordum. ne bilim lan eski tasarım daha samimi geliyordu bana. sanal alemde en çok vakit geçirdiğim yer burasıydı eskiden. yeni tasarımla beraber seyrekleşti tabi. şimdi tekrar ısınmaya çalışıyorum.
    ···
  7. 8.
    +10
    bugünde sinir olduk çok şükür.

    insanın kendini gibesi geliyor yemin ederim. sanki ne kadar şuursuz varsa etrafıma toplanmış gibi. kendimi üstün gördüğümden değil ama gerçekten şuursuz embesillerle dolu etrafım.

    iki günde toplam 5 saat uyudum. en sevdiğim fayt kılap repliği: Kendini geliştirmek mastürbasyondur. Kendini yok etmek ise asıl soruların cevabı...

    dün gece yağmurun altında son sürat koşarken aldığım zevki hiçbir şeyden almadım. normalde sürekli oyun falan oynarım geceleri ama kesmiyor artık. ardı ardına şimşekler çakarken şiddetli yağmur altında koşmak... uzun zamandır aradığım şeymiş aslında.

    şimdi içimde öyle bir koşma isteği var ki.. canımı sıkan bütün gibkoları çarpıp yıkmak istiyorum. egosunun, kibrinin esiri olmuş bütün insanların ensesini topuğumla ezmek istiyorum.
    ···
  8. 9.
    +12
    en güzel kahvaltı; çay-simit-üçgen peynir.

    eskiden gelen bir alışkanlıktır benimki. tabi şimdilerde yalnız başıma yapıyorum kahvaltıyı.
    eskiyi çok düşünüyorum bu aralar. düşünmek beyin kıvrımlarımı acıtıyor zaten.

    keşke herkes ya da herkes değil hak edenler hayal ettiği hayatı yaşayabilse. Kendim hak ettiğimden değil de hak etmediği şeyleri yaşayan, hak etmediği acıları çekenler var. olmamalı.

    bugün içim buruk. ne bileyim lan işte canım sıkkın. konuşmaya ihtiyacım olduğu için yazıyorum zaten.
    ···
  9. 10.
    +11
    ruh halimde çok değişken eheheheh

    bunlar hep içime attığım için oluyor belkide. Konuşacak kimse olmayınca bir yerden sonra dayanamayıp kusuyorum nefretimi. Eskiden böyle değildim. Belkide eskiden bu kadar mutsuz değildim. Hayatın ne getireceğini bilemiyoruz işte. Gerçi hep gibko gibko şeyler getiriyor bu aralar.

    Her şey düzelsin lan.
    ···
  10. 11.
    +7
    bugün sinir olmadım lan ama uykum var.

    Sinir olmadım ama hala bazı insanların hayat damarlarını gibmek istiyorum.
    ···
  11. 12.
    +6
    Canım çok sıkılıyor. Saçmalıyorum elimde olmadan.

    Bazen çevremdeki insanları çok kırıyorum lan. Ama sonradan fark ediyorum. elimde olan bir durum değil bu. insanlar o kadar sinirime dokunuyor ki sinirden gözüm bir şey görmüyor. baş ağrısından zaten bahsetmiyorum.

    ne bileyim ya bir şeylere ihtiyacım var ama neye ihtiyacım var bilmiyorum.
    kafam çok dolu.

    belkide tek ihtiyacım her şeyden ve herkesten uzaklaşmaktır.
    ···
  12. 13.
    +5
    içimin sıkıntısı geçmiyor lan bi türlü. Her zaman duruyor içimde. Hayatı düzene koymak için bir adım atıyorum ama yanlış yapıyormuş gibi hissediyorum.

    Eskiden hayatın içinde mutlu olduğu ufak anlar olurdu ya da konuştuğumda bile mutluluk veren insanlar.. ne öyle anlar oluyor artık ne de o insanlar var. Hayatım ne yöne doğru gidiyor bilmiyorum.
    Şimdi bu nefret ettiğim şehirden kurtulma ihtimalim var bir de. %90 kurtuluyorum bu şehirden. Ama her şey benim için iyi olacak mı bilmiyorum. Bundan bir ay önce sorulsa iyi olacak biliyorum derdim ama şu an hiçbir tak hissetmiyorum. Gittikçe içime işleyen bir karanlık var.

    Eskiden böyle değildim dıbına koyim. Hayat güzeldi, bir şeylere inanmam ya da güvenmem için nedenlerim vardı. Sevmem için, yaşama isteğine sahip olmam için nedenlerim vardı. Ne oldu bilmiyorum ama bu haldeyim şimdi. Her şeyden nefret eden bir karamsara döndüm. Heyecan, mutluluk falan hiçbir şey hissetmiyorum şu hayatta.

    Pek hayra alamet değil gidişim.
    ···
  13. 14.
    -2
    binlik yapacağum
    ···
  14. 15.
    +1 -6
    artık boş deil yarramı ye
    ···
    1. 1.
      0
      Taktir ettim
      ···
  15. 16.
    +5
    Tüm insanlığın dıbına koyim!

    Evet içimden geçen ve sürekli aklımdan geçen cümle bu. bir de şu var; http://imgim.com/qRnl1V.jpg

    Olay basit aslında. Ne kadar iyi niyet gösterirsen o kadar suistimal ederler. O kadar sinir olursun. O kadar nefret birikir içinde. O yüzden hiçbir zaman iyi niyet göstermeyeceksin. Ezdikçe ezeceksin, üzeceksin, kıracaksın, sert davranacaksın, aşağılayacaksın. Başka türlü insanlara yaranmıyorsun. Mazoşist bir toplumda sevilmek için sadist olmak gerekir.

    Bu hayatın her anında böyledir. iş hayatında olsun sosyal ilişkilerde olsun böyledir. iyi oldukça giberler insanı. Gaddar olmak iyidir o yüzden.

    içinde biriken nefreti, siniri kusmak dışa vurmak o kadar rahatlatıyor ki insanı.. Ama ne kadar dışa vursam da değişmiyor bir şey. içimdeki sinir harbi devam ediyor, baş ağrım devam ediyor, insanlar aynı gibko hareketlere devam ediyor. Katil olma fikri hala aklımda.

    Artık yazma yeteneğimi bile kaybettim. Eskiden bir kaç dakika düşününce takılmadan yazardım. su gibi akardı kelimeler. Şimdi sürekli düşünüyorum ne yazsam diye. Sürekli küfür geliyor dilimin ucuna. Sürekli nefretimi kusmak istiyorum. Sürekli sinirimi anlatmak istiyorum. Bazen uyuyamıyorum gece sinirden. Şakaklarımdan bir ağrı giriyor, boğazım yırtılana kadar bağırmak istiyorum.

    Son olarak bazı insanların nefes alması çok saçma.
    ···
  16. 17.
    +6
    içimdekileri yazarak atmaya çalışmakta zor artık. Hiçbir şey eskisi gibi değil çünkü. Yazma isteğim yok. Eskiden sabah akşam yazardım, dökerdim içimi. Şimdi yaşama isteğim bile yok ki. içim çürümüş gibi hissediyorum. hiçbir duygum yok artık. Ya depresyondayım hem de ağır bir depresyon ya da bazı şeylerin zamanı gelmiş. Hep uzak durduğumuz, sansürlediğimiz şeylerin.

    Aslında sadece anlaşılmak istiyorum. Konuşmak istiyorum. Dinlemek istiyorum. Dertleşme falan değil bu dediğim. Her şeyden konuşmak istiyorum. Ne bulursak ne düşünürsek.

    Ekşi sözlükte bir kızla tanışmıştım. Eskişehir'de üniversitede biri. Uzun süre sohbet ettik. Ama adını bile bilmiyorum. Bir kez Ankara'da buluşup kahve içmiştik karşılıklı. Mekan değiştirmeden 4-5 saat sohbet etmiştik. Birbirimize nickimizle hitap ediyorduk. Tanımıyorduk birbirimizi ama kafamız uyuşuyordu. O kadar uyumluyduk ki hatta başladığı cümleyi ben bitiriyordum.
    Sonra buharlaştı. Sözlükte yok artık yani yazmıyor. Bir anda buharlaşıp gitti hayatımdan ve her şey başa döndü.

    Hayatımda beni anlayabilen iki kişi tanıdım. Birisi birden çıktı hayatımdan, diğeri hala hayatımda ama tek taraflı. Kendi adına fesih bedeli ödemeden bitirdi bütün görüşmeleri. Sandıkta duran VHS gibi kaldım ortada.

    Eğer sizi anlayan, tamamlayan biriyle tanışırsanız mesafenizi koruyun. Çünkü gidiyorlar bir gün. Milyonda bir denk gelen güzel ilişkiler bize denk gelmiyor. Ne kader ne de tanrı bize gülmüyor.
    ···
  17. 18.
    +7
    "Ama gene de ona yazmak, hep onun için yazmak, ona durmadan anlatmak, nerede olduğumuzu bildirmek istiyorum.
    Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"

    En sevdiğim Oğuz Atay cümlelerinden. Yok mudur herkesin okutmak istediği yazılar? Bizim yazdığımız ama sahibinin başkası olduğu yazılar. Kalemi kalbimize senkronize edip içimizdekileri kağıda döktüğümüz yazılar. Okuyucusunu bildiğimiz ama okutamadığımız yazılar. Bir yığın duyguyu bir kaç kelimede özetliyor işte bu cümle.

    Bazen bazı cümleler okuruz o cümlede kendimizi buluruz. Bazen romanlarda bazen şiirlerde bazense şarkılarda. O cümle çevresindeki binlerce kelimeyi anlamlandırabilir. Her bir dizeyi ezberlemenize neden olabilir. O şarkıyı tekrar tekrar dinlemenize neden olabilir. Ya da bir insanı kendinizden vazgeçercesine sevmenize neden olur. O insan giderse o cümle anldıbını kaybetmez ama. Önceden size anlam katan, kayıp bir eşyayı bulduğunuzda yaşanan sevinci veren kelimeler size acı verir o insan giderse.

    Hayat o kadar boş ve anlamsız geliyor ki artık. Ne dinlediğim müzikten ne okuduğum kitaptan zevk alabiliyorum.

    Kelimelerde tükeniyor artık.
    ···
  18. 19.
    +5
    Kaçış noktası olarak kendi dünyamızı yaratıyoruz. Hatta kaçış rampası olarak. Hayatın freni boşaldığında sürüyoruz kendimizi hayal dünyasına. Bir ton hayal kurarak rahatlatıyoruz zihnimizi. En azından ben öyle yapıyorum. Kendi uzay boşluğumda süzülüyorum, galaksiler arası kaybolmak istiyorum.

    Bir insanın gözlerinde gökyüzünü görebilmekle karanlığa gömülmek arasında çok ince bir çizgi vardır. Ben çizginin ne tarafında olduğumu bir türlü çözemedim. Gökyüzümde karanlık benim. Güneşi olmayan bir gökyüzüm var. Kimsenin giremediği bir atmosferim, duygu yetişmeyen bir yeryüzüm var. Hataların sabit, mutlulukların değişken olduğu bir dünyam var. Anahtar kelimesini benim bile bilmediğim bir kapalı kutum.. Şiddetli baş ağrılarım var.

    Eskiden böyle değildi dünyam. Zamanla bir yıldız gibi içe çöktü. Kendi derinliğinde boğuldu. Zamanı yok oldu.
    ···
  19. 20.
    +5
    Yaşadığımız hayat çok ucuz ama bizden aldıkları hep pahalı. En azından benim için böyle durum. Bir gün moralim iyi olsa bir hafta bozuk oluyor.
    Yine öyle oldu. iki - üç gündür moralim iyiydi, gün itibari ile başladı bozukluklar. Daha bu saatte baş ağrısı başladı, stres başladı. ve elimden gelen bir şey yok.
    Bazen kendi kendime "çevremde insan olmasa daha mutlu olurdum dıbına koyim" diyorum. Sonra bu fikrim değişmiyor işte. Biliyorum haklı olduğumu. Çevremde ufak beyinleri ile yaşamaya çalışan insanlar olmasa gayet mutlu olurdum. Karakteri bozuk insanlar olmasa daha mutlu olurdum.
    Özellikle sorun çıkarmak için yaşayan insanlar var. Hayattaki varoluş nedenleri sorun çıkarmak, başka işe yaramazlar, kendilerini başka türlü tatmin edemezler.
    Birde en ufak olumsuzlukta surat asanlar var. Bir şey isterler yapmazsın anında suratları düşer, tavırlar değişir. Anında dünyanın en mutsuz insanı olurlar. Sinirlerini sonuna kadar zorlarlar. Bir şey dediğin anda küserler. tanıdın mı?

    Bu şekilde ne olacak, hayat böyle nereye kadar devam edecek, dertler bitmese bile ne zaman azalacak?

    Bilemiyorum Altan bilemiyorum.
    ···