/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 1.
    +18 -3
    neyse buldum bi tane.

    bol bol yazı yazacam bu başlığa.
    ···
  2. 2.
    +19
    keşke başlığı satın alabilsek lan. millet okusun çükü şuku versin ama yazamasın ne güzel olurdu değil mi dıbına koyim?
    ···
    1. 1.
      +4
      Geldi Kanka o xd
      ···
    2. 2.
      +1
      Gel ulan gel
      ···
    3. 3.
      0
      Yaşlanıyosun pinel
      ···
    4. 4.
      0
      Vay amk yıllar geçiyor
      ···
    5. diğerleri 2
  3. 3.
    +14
    Son dakika gelişmesi aldım. Gözlerimin önünde kırmızı ışıklar yanıp sönüyor bir kaç saattir. içimde resmen sirenler çalıyor. Hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Elbette ihtimaller arasındaydı, her zaman göz önünde bulunduruyordum ama böyle birden olunca..

    Resmen içimdeki boşluğa düştüm. Zaman geçtikçe alışmıştım aslında ama unutmamıştım. Unutmak istemedim ya da unutamadım bilemiyorum. Ama bundan sonra unutmanın kendi yararıma olacağını anladım.

    En büyük problemim bu işte çok fazla takıyorum, çok fazla düşünüyorum. En sonunda kendi düşüncemde boğuluyorum.
    "Ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan" bu haldeyim duyduğumdan beri.

    Hala düşüncelerim derli toplu değil. Sadece ne bilim dıbına koyim işte yazmak istedim.

    Nişanlanmış, evlenecekmiş.
    ···
    1. 1.
      0
      Ağlattın
      ···
    2. 2.
      0
      Böyle iş olmaz bee
      ···
    3. 3.
      0
      Ansını sıkıyım ağladık yeter be hiç mi gülmeyeceğiz amk hayatında reyiz toplan de kaçıralım basalım nikahı düğünü toplan de yeter be
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 4.
    +13
    ilk defa omzumda uyuduğunda saçının teli kalmıştı. aldım sakladım çok uzun zaman
    ···
    1. 1.
      -4
      Amk pisliği
      ···
    2. 2.
      0
      Büyü yapsaydın kız elindeydi
      ···
  5. 5.
    +12
    en güzel kahvaltı; çay-simit-üçgen peynir.

    eskiden gelen bir alışkanlıktır benimki. tabi şimdilerde yalnız başıma yapıyorum kahvaltıyı.
    eskiyi çok düşünüyorum bu aralar. düşünmek beyin kıvrımlarımı acıtıyor zaten.

    keşke herkes ya da herkes değil hak edenler hayal ettiği hayatı yaşayabilse. Kendim hak ettiğimden değil de hak etmediği şeyleri yaşayan, hak etmediği acıları çekenler var. olmamalı.

    bugün içim buruk. ne bileyim lan işte canım sıkkın. konuşmaya ihtiyacım olduğu için yazıyorum zaten.
    ···
  6. 6.
    +11
    ortalığın dıbına koymak istiyorum.

    her geçen gün insanlara olan nefretim artıyor dıbına koyim. ufak bir şey ya da geçici bir düşünce değil ama. bildiğin büyük bir nefret. nefret ettiğim, kızdığım, beni bu nefretin içine çeken her insanı teker teker öldürmek istiyorum.

    ya da direkt olarak ben öleyim anasını satayım. her gün ağrı kesici içmekten hapçıya döndüm zaten.

    bu aralar uykusuzlukta başladı. 3-4 saat anca uyuyorum günde.

    sonum son olmayacak biliyorum.
    ···
  7. 7.
    +11
    ruh halimde çok değişken eheheheh

    bunlar hep içime attığım için oluyor belkide. Konuşacak kimse olmayınca bir yerden sonra dayanamayıp kusuyorum nefretimi. Eskiden böyle değildim. Belkide eskiden bu kadar mutsuz değildim. Hayatın ne getireceğini bilemiyoruz işte. Gerçi hep gibko gibko şeyler getiriyor bu aralar.

    Her şey düzelsin lan.
    ···
  8. 8.
    +11
    aşık olduğun insan sana aşık olduğu kişiden bahsediyor ya hani ...
    ···
  9. 9.
    +10
    bugünde sinir olduk çok şükür.

    insanın kendini gibesi geliyor yemin ederim. sanki ne kadar şuursuz varsa etrafıma toplanmış gibi. kendimi üstün gördüğümden değil ama gerçekten şuursuz embesillerle dolu etrafım.

    iki günde toplam 5 saat uyudum. en sevdiğim fayt kılap repliği: Kendini geliştirmek mastürbasyondur. Kendini yok etmek ise asıl soruların cevabı...

    dün gece yağmurun altında son sürat koşarken aldığım zevki hiçbir şeyden almadım. normalde sürekli oyun falan oynarım geceleri ama kesmiyor artık. ardı ardına şimşekler çakarken şiddetli yağmur altında koşmak... uzun zamandır aradığım şeymiş aslında.

    şimdi içimde öyle bir koşma isteği var ki.. canımı sıkan bütün gibkoları çarpıp yıkmak istiyorum. egosunun, kibrinin esiri olmuş bütün insanların ensesini topuğumla ezmek istiyorum.
    ···
  10. 10.
    +10
    Hayatımda bir şeylerin yolunda gitme süresi max. 3 gün. Sonra tekrar aynı gibkoluklar başlıyor.
    Anlamıyorum dıbına koyim cidden anlamıyorum. Neden böyle oluyor bilmiyorum. Çok büyük bir günah işledim ve cezasını mı çekiyorum, biri beddua mı etti lanet mi okudu, büyü mü yaptılar noluyor dıbına koyim ya anlamıyorum.

    Bıkmış ve tükenmiş vaziyetteyim.
    ···
    1. 1.
      +4
      Galiba son entrysiydi...
      ···
    2. 2.
      0
      bişey mi oldu adama
      ···
    3. 3.
      0
      Reisss geri dön lütfen
      ···
    4. diğerleri 1
  11. 11.
    +9
    sabahtan beri sıla dinliyorum.
    dışarıda yağmur yağıyor mis gibi, kahve içiyorum arada.
    bugün güzel olacak ya.
    bugün sinir olmak istemiyorum, baş ağrısı istemiyorum. eskisi gibi sözlükte takılıp kahve içip müzik dinleyip sakin sakin takılmak istiyorum.

    eskiden sözlükte sohbet ettiğim kişiler vardı, teker teker gittiler ya da eskisi kadar sık girmiyorlar sözlüğe.
    eskiden sözlükte takip ettiğim yazarlar vardı, yeni tasarım gelince kaybettim dıbına koyim hepsini. nickleri falan farklıydı aklımda tutamadım. e zaman takip sistemi yoktu, sol taşakta denk geldikçe görüyordum. ne bilim lan eski tasarım daha samimi geliyordu bana. sanal alemde en çok vakit geçirdiğim yer burasıydı eskiden. yeni tasarımla beraber seyrekleşti tabi. şimdi tekrar ısınmaya çalışıyorum.
    ···
  12. 12.
    +9
    lan bir de suratına bakıyorsun ama ne kadar istesen hayal etsen de sarılamıyorsun ya, işte o zaman tüm insanlığın dıbına koyim diyesim geliyor.
    ···
  13. 13.
    +9
    Bir müddet buralarda olmayacağım. Tedavi süreci vs. beni oldukça yoracak şeyler yaşanacak. Hem fiziki hem pgibolojik olarak yıpranacağım ya tamam ya devam diyeceğim. Garip hissediyorum kendimi sanki son sözlerim gibi geliyor bu yazdıklarım ama sanmıyorum böyle saçma bir şekilde son bulacağımı. Hayatımı yoluna koyduğumu düşünürken dünya çukurunun etrafında sınırda dolanıyormuşum meğerse. Hayat gerçekten çok garip. Açmak istediğim dükkanı açtım ama çalıştırmaya başlamadan anahtarı başkasına devrettim. Kuzenime aslında. benim tedavi süresi sonuna kadar o bakacak işlere, batırmaz inşallah ne diyeyim.

    Hayal ettiğim hayatı yaşayabildim mi bilmiyorum. Belki biraz. Son zamanlarda aklıma hep güzel anlar geliyor. Sanki zihnime bir süzgeç takılmış arasından sadece güzellikler geçiyor.. Mis gibi geliyor kulağa. Ama yüzleştim kendimle. Yaşadığım şeylerin tek sorumlusu benim. Bu düşünceyi son zamanlarda aklıma çok getirdim, çok düşündüm ve tutundum. Uzun bir süre hayatımı yoluna koymadım, saçmaladım, geçmişe takılıp kaldım. Kendimle barışmadım, O'na kızdığım her an aslında kendime kızıyordum, fark etmedim. O'nun hiçbir suçunun olmadığını çok geç anladım. Herkes kendi kaderini çizer, yürüdüğü ve yürüyeceği yolu seçme konusunda herkes yalnızdır. Bunu anladım. O şimdi evinde eşi ve çocukları ile mutlu mesut yaşarken, ben iç kavgamı yıllar sonra sonlandırmış geleceği belirsiz bir şekilde bu satırları yazıyorum. Hareketlerim, tavırlarım ne kadar anlamsızmış yeni anladım. Onu ne kadar üzdüğümü, beraber yaşadığımız anılara hakaret ettiğimi, hatıralarıyla küçük düşürdüğümü yeni anlıyorum. Şu anki aklım olsa o yazıyı, "bir kızı ilk kez öpmek"i yazmaz, anlatmazdım. O benim için alelade "bir kız" değildi, her zaman özeldi ve hala öyle. Şu an sanki Ona haksızlık etmiş, küçük düşürmüş gibi hissediyorum kendimi. Ama artık silemem. Zaten bir yandan da silmek istemiyorum. Hatta bazen iyiki anlatmışım diyorum. Çünkü o zaman içim öylesine doluyduki anlatmazsam yanlış bir şeyler yapabilir, her şeyi mahvedebilirdim. Kafam değil içim karmakarışık ne hissedeceğimi bilmiyorum. Bilemiyorum Altan, bilemiyorum.
    Acaba son kez Onunla konuşsam mı diye düşünüyorum. Özür dilemek ve teşekkür etmek için. Fazla mı klişe? Evet. Çok saçma.
    içimden geçenleri yazamıyorum, yazmak istemiyorum aslında. Her bir hücrem ile reddediyorum. Son olmayacak biliyorum diyorum ama bende inanmıyorum. Neyse..
    Bu hayatta gereğinden fazla kırıldığımı hissediyorum. Kalbimle ve zihnimle oldukça çok hırpalandım. Çok içime attım. Tepki vermem gereken çok şeye sustum. Sanırım büyük pişmanlıklarımdan biri bu durum. Ve hala içimden atamadığım, söylemek, konuşmak istediğim çok şey var ama isteğim yok. isteğim tükendi ve bu durum biraz korkutuyor beni. Şu dönemde isteğimin olması çok önemli imiş ama bende yaprak kımıldamıyor. Değişken ruh hali beni içler acısı bir duruma sokuyor.
    Her şeyi geride bırakmak ihtimali biraz acayip. Durumumu ailem dışında kimse bilmiyor. Yakın arkadaşlarım bile. Boş yere insanları üzmek ya da garip bir umut beslemelerine neden olmak bana çok alçakça geliyor. Yolun sonuna yaklaşıyorum belki ama her şeyin başı daha. Yenebileceğim bir rakip var karşımda. O yüzden kimseye veda etmiyorum ama yine de ne olur ne olmaz diye çaktırmadan hoşça kal diyorum.
    Heyecan var. Ya da korku tam emin değilim. Şu an Müzeyyen Senar - Fikrimin ince Gülü pikapta dönüyor, klavye başında değil de elimde kalemle mektup yazmak isterdim. Her zaman dediğim gibi ben bu zamanın insanı değilim. Ama bu zamanda bulunmaktan da artık şikayetçi değilim. Süreç sonunda dönersem iliklerime kadar yaşayacağım bu hayatı, gezecek, tozacak, ayağım takılıp düşsem bile bu durumdan zevk alacağım. Bazı şeylerin değerini anladım. Geç ama yapacak bir şey yok. Kafam yeni bastı. Siz böyle bir hata yapmayın dostlarım. Vakitlice yaşayın. Ne kadar vaktiniz var bilmiyorsunuz sonuçta. Böyle bir ihtimali düşünmek yani sona geldiğini düşünmek insana ufaktan bir aydınlanma yaşatıyor aslında. Bazı şeyleri netleştirip yola devam ediyorsunuz. Ertelediğiniz şeyler aklınıza geliyor, biraz içiniz şişiyor ama onları yapmaya fırsat bulmaya çalışıyorsunuz. Bir miktar canlılık geliyor insana. En gelmemesi gereken anda gelen bir canlılık, hayatın özeti xd.
    Çok uzattım biliyorum ama dediğim gibi bir daha fırsatım olur mu bilmiyorum. Agresif ve sert bir tedavi dönemine başlıyorum. Hayatın pause tuşuna basıyorum ve sizleri bir müddet kendinizle baş başa bırakıyorum. Bir müddet şikayetlerimi, hayatımdaki çalkantılı dönemlerimi okumayacaksınız. Okuyan var mı bilmiyorum ama ben yine de yazdım. Günlük gibi, içimi dökmek için yazdım. Okuyup eşlik eden oldu teşekkür ederim onlara. Bu mecra benim için çok farklı bir değere sahip aslında. Eski haliyle benim için bir şehir gibiydi. Sokaklarında dolaştığım, arkadaşlarımı gördüğüm, güldüğüm, eğlendiğim, üzüldüğüm, hüzünlendiğim bir şehir gibi. Yeni haliyle kendimi bu başlığa kapatıp soyutladığım bir yer oldu. içimi dökmek, zihnimi rahatlatmak için bu başlığı kullandım. Hayatımın büyük bir izi aslında bu başlık. Ben öyle görüyorum. Ve okuyan yazan herkes istemeden hayatımda yer edip hayatımın bir parçası oldu. Çok saçma gelecek kulağa ama bu durum için teşekkür ederim. Dönersem devam ederim yazmaya dönmezsem yapın bir şeyler ne diyeyim. Tıkanıyorum bu düşünceye ulaştığım zaman.
    Artık bitiriyorum. Uykum geldi zaten. Geri dönmek isteği ile gidiyorum, hoşça kalın demek istemiyorum. Şimdilik gidiyorum, geldiğimde her şeyi yerli yerinde görmek istiyorum.
    Selametle, sağlıcakla.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      bu başlığa yazdığın her entry'i okudum, okuduk. bu başlığı 2-3 günde bir açıyorum "bir şeyler yazdı mı acaba?" diye. sen son entryni atana kadar buradayım. geçmiş olması dileğiyle, kendine iyi bak abi.
      ···
    2. 2.
      +3
      Elbet bir gün geri dönecek. O döndüğünde buralarda olursam hatırlatırsanız sevinirim panpalar. "Olumniyekabuletmiyo" içini dökmek için yazdığın hikaye ve sonrasında günlüğe benzer başlığınla bu sözlüğe, yüzlerce yazara ve bana çokça dokundun; her zaman bir yerlerde ufak bir tebessüm tatlı bir buruklukla hatırlanacaksın abi. Savaşını ver ve sağlıcakla geri dön. iyi günler iyi akşamlar ve iyi geceler.
      ···
  14. 14.
    +9
    Göbekler atıldı, altınlar takıldı, bir takım rezillikler yaşandı ama sorunsuz atlatıldı. Gece yarısına yakın düğün mekanının terasına çıkıp öylece dikiliyordum ki arkadan birinin boğazını temizlediğini duydum. Döndüm, aramızda 5-6 adımlık mesafe var, karşımda duruyor ama söyleyeceklerini söylemek konusunda kararsız. Hala güzeldi ama güzelliğinin üzerimde etkisi yoktu, bakışları hala delici gibiydi ama içime işlemedi. Bir adım daha atıp “önceki konuşmamız için kusura bakma. Sen bir anda öyle şeyler söyleyince ne diyeceğimi bilemedim. Ve daha farklı şeyler söyleyeceğini düşündüğüm için kendimi ona göre hazırlamıştım. Şaşırttın beni ama böyle düşündüğüne sevindim. Doğru söyledin artık ergen değiliz, bazı şeyleri konuşarak yoluna koymamız gerekiyor. Bana söylediklerini tekrar etmeyeceğim merak etme. Sadece teşekkür etmek istedim.” Dedi. Sadece hafifçe kafam onayladım. Dönüp manzarayı seyretmeye devam ettim, karanlık ve şehrin ışıklarından başka bir şey yoktu ama kafamda chris stapleton çalarken iyi gidiyordu. Bir müddet bekledi, sanırım tam gideceği an “mutlu olduğun için memnun olduğumu biliyorsun değil mi? istediğin hayatı, hayal ettiğin şeyleri yaşamana engel olmadığım için memnunum" dedim. Bir an sessizlik oldu. Sonra gelip manzara karşı yanımda durdu. “Evet, biliyorum. peki hiç mi kızmadın? hiç mi nefret etmedin?” diye sordu. Gevşek gevşek ehehe deyip “hiçbir fikrim yok, senin etkin her zaman allak bullak ederdi hislerimi. Kızdım mı kızmadım mı bilmiyorum. Kızdıysam kendime mi yoksa sana mı kızdım hiçbir fikrim yok. Sen? ” yine sessizlik oldu. Bir şey söyleyecekti vazgeçti. Sonra “kader” dedi. “kader ve keder… insana ne acayip şeyler yaşatıyor değil mi” bunu söylerken yüzünden birçok farklı his yansıması geçti. Bunu gördüm. Balkon demirinin boyasını tırnağı ile kazımaya çalışırken “Biliyor musun, bir dönem neşemi kaybettiğimi ve sensiz bulamayacağımı düşündüm. Kızgınlık, pişmanlık, yitip giden bir şeyler hissettim” Dedi. “Aramızda çok fazla duygu var. Her duyguyu ilk seninle tattım. Aşktan korkuya, huzurdan, kedere… o kadar çok şey yaşadık ama şimdi bu haldeyiz. Sanki yıllar önce beraber izlediğimiz bir film hakkında konuşuyor gibiyiz. Bazen aşırı neşeli bazen aşırı kederli bir film gibiymişiz.” Bunları söylerken hiç bana bakmıyordu tabi ama ben yüzündeki hiçbir mimiği kaçırmadım. içten ve samimi söyledi bunları. “Kederin aşırısı güldürür, neşenin aşırısı ağlatır... ” dedim. “William Blake demek... yürüyen özlü söz olmaktan vazgeçtiğin oldu mu hiç?” diye sordu. “Yok” dedim. “hatta bu huyuma italyanca devam edebilmek için Dante, Boccaccio falan okuyorum. Ruhum dedemden yaşlı, biliyorsun bunu” dedim. Eskiden görmeye alışkın olduğum içten gülümsemesi hiç değişmemiş. Hani bazen eskiye dair bir şey hatırlarsın, bir anlığa gözlerin bir noktaya sabitlenir ve keyifsiz bir gülümseme olur ya, ha işte onu gördüm yüzünde. Tam bir şey söyleyecekken sustu. “Artık gideyim, bizimkiler beni bekliyordur muhtemelen, telefonum yanımda değil.” Dedi. “iyi geceler, kendine çok iyi bak” dedim. “sen de” deyip kapıya doğru yürüdü, tam içeri gireceği an “hiç keşke dediğin oldu mu?” diye sordum hay ağzımı sikeyim. “döndü “sen hep keşkeler ve belkiler çok tehlikeli derdin. Eski hissettiğim şeyleri artık hissetmiyorum ama bunu unuttuğum anldıbına gelmiyor. Sen farkında değilsin belki ama her zaman anlamlı şeyler söylerdin. Söylediğin çoğu şeyi hala hatırlarım. Ama hayata devam etmek için hiç keşke demedim. Evet, bir müddet aklımın bir köşesinde fısıldadım kendi kendime uzun zaman önceydi tabi.” Dedi. Rahatsızlık verdiğimi anladım. Yanına kadar gidip “merak etme, ne aklını bulandırmaya ne de seni geri kazanmaya çalışmıyorum. Her şeyin geride kaldığını biliyorum. Evlisin, mutlusun biliyorum. Ve senin adına mutluyum. Böyle soru sorarak rahatsız ettim seni, herhangi bir şey ima etmek istemedim, özür dilerim” dedim, panikledim yanlış anlaşılacağımı sandım. “bunca yıl sonra bile beni çok iyi tanıman, anlaman biraz sinir bozucu olsa da hoşuma gittiğini gizleyemem. iyi geceler” deyip hafifçe koluma dokundu. Ardından gitti. Bir müddet durdum orada. Keşke o soruyu sormasaydım. Keşkeler harbiden çok tehlikeli.

    Bu da böyle bir anımdır.
    En azından bir kısmı. Bir ara yine yazarım.
    Sanırım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Abimsin yemin ediyorum ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Allah seni niceleriyle karşılaştırsın mutluluk yüzünden hiç ekgib olmasın inşallah. Ben okurken bile ağlamaklı olurken senin başından geçenleri hayal bile edemiyorum, çok güçlü durmuşsun. Dilerim italya'da mutlu olursun.
      ···
    2. 2.
      +2
      Doğruyu söyle sen eyşan'ı geri istiyosun.
      ···
      1. 1.
        +1
        artık istemiyordur bence
        ···
      2. 2.
        +2
        beyler bu düğün nerde olmus la cok merak ettim 11 sene geçmis üstünden bugüne kadar ilerledi yazı vay be
        ···
  15. 15.
    +9
    S.A anımı anlatmaya geldim.

    O.ç'un biri geldi oturdu yedi yemeğini hatta öyle bir yedi öyle bir yedi anlatamam. Tabağı yıkama kurula yerine koy öyle yedi yani. Sonra kasaya geldi ve aramıza şöyle bir konuşma geçti;

    O.ç: Yav yemek yannan gibiydi hiç beğenmedim.
    Ben: Yarak yemeyi seviyorsunuz sanırım, tabağınız tertemiz :)
    O.ç: ...

    Anım bitti iyi günler.
    ···
  16. 16.
    +9
    S.A

    "Giden gittiği yerde mutluysa kalanların dıbına koyim."

    diye bir söz var. Bunu yazmaya gelmiştim. Sonra dedim gelmişken biraz klavye eskitim.

    sonra vazgeçtim.

    Ali Koç'un başkanlığından başka iyi bir şey olmadı lan sanırım. Biraz düşüneyim aklıma gelirse yazarım. Zaten hava çok sıcak dıbına koyim.

    Ayrıca Ümit Sayın - ben tabii ki
    ···
  17. 17.
    +8
    Ben yeterince yaralandım arkadaşlar, gereğinden fazla yıprandım. Söyleyecek yazacak bir kelimem dahi kalmadı sanırım.

    Güzel hayatlar yaşayıp iyi vakitler geçirin.
    ···
    1. 1.
      0
      Abi valla sana ne kadar canını sıkma desekte yine bir fayda etmeyecek biliyorum ama gercekten üzülüyoruz be abi
      ···
  18. 18.
    +7
    bugün sinir olmadım lan ama uykum var.

    Sinir olmadım ama hala bazı insanların hayat damarlarını gibmek istiyorum.
    ···
  19. 19.
    +7
    Gerçekten yoruldum.
    Öyle ufak bir şey değil, ya da bir anlık bir düşünce değil bu. Çok uzun zamandır hissediyorum bunu. Yorgunum, tükendim, ruhum terk etti belki de bilmiyorum.
    Bildiğim hiçbir şey düzelmiyor şu hayatta. Yaralar hiç kapanmıyor. Söylenen bir şey ifade etmiyor. Kendi hapishanemizden kaçış yok. Hayattan kurtuluş yok.

    Daha çok gencim aslında biliyorum bunu. Hatta bende olanın kat be kat derdi olanlar var, bunu da biliyorum. Ama herkes güçlü değil şu hayatta. Herkes dayanamıyor.

    Bir müddet sonra kelimeler birikiyor içinde. Asla taşmıyor ama. Ne kadar ağlasan, kendini yırtsan ya da nefret haline getirip vura kıra dışarı atmaya çalışsan olmuyor. Ruhuna yapışıyor hepsi. için bunalıyor. Yazıyorsun geçmiyor, okuyorsun geçmiyor, dinliyorsun konuşuyorsun geçmiyor. Bazı şeyler olmayınca olmuyor.

    Küçükken hep hayallerde yaşardım. Hala aynı. Hala hayallerde yaşıyorum. istediğim şeylere çok yakınım aslında. 1 bilemedin 2 adım uzaktayım belkide. işte en kötüsü de o; o adımlar hiçbir zaman atılamıyor, atılamayacak. Böyle olunca da insan kuruyor işte.

    Eskiden bir komşumuz vardı. Tahsin amca. Çok harbi adamdı. O zamanlar arada sırada çikolata verdiği için öyle diyordum ama şu an anlıyorum ki gerçekten harbi adammış. Bir keresinde onlara gitmiştim. Oğlu selimle oyun oynarken elektrik kesildi, korktuk haliyle. Sonra tahsin amca bi mum yakıp geldi yanımıza. Beraber oturduk elektrik gelene kadar. Bize dedi ki " Karanlıkta görmediğinden korkmak, ışıkta gördüğünden korkmaktan iyidir." Hala ne demek istedi onu düşünürüm ve her zaman çok muhteşem anlamlar çıkarırım. Hayat felsefem gibi bir şey.

    Babam pek öyle öğütler vermedi bana. Hep işle, eğitimle alakalı öğütler verdi. Küçük yaşta adam etmeye çalıştı. Bir kez bile vurmadı ama çoğu zaman hayal kırıklığına uğrattım onu. Ulan düşünüyorum da geçmişte değiştirmek istediğim ne kadar çok var be. Hiçbir zaman "çocuktum oğlum ondan yapmışımdır" demedim hatalarıma. Şu an bile 8-9 yaşımda yaptıklarımdan dolayı utanırım, kendime kızarım. Ne yapalım kaçış yok işte.

    ortaokuldayken insanlar beni ezik sanıyordu. Aslında sınıftaki en karakterli çocuk bendim dıbına koyim. Çok çalışkan değildim. ama en çok beni severdi hocalar. Birinde kolum kırılmıştı. 2-3 hoca ziyarete gelmişti. Okuldaki binler nasıl kıskanmıştı ehehehe. Onun dışında bir kazancım olmadı zaten.

    Hayat benim için boş geçti yani. Ve o şekilde devam ediyor. okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler, izlediğim filmler, ciks, yemek, uyku hiçbir şey zevk vermiyor artık.

    Hayatımda bir kez pgiboloğa gittim. 3. seansta o anlattı ben dinledim dıbına koyim. O seanstan sonra iki kez daha gittim. Bir daha da gitmedim. Kendimi bulabileceğim başka bir yöntem keşfetmiştim; yemek yapmak.

    Şu hayatta en zevk aldığım şey yemek yapmak. Farklı yemekler yapıp denemek. Sevdiklerime yemek yapmak. Hatta yemek çirkin olsa bile yerken mutlu oluyordum dıbına koyim. Ama hayat o duyguyu da hissettirmeden aldı elimden.

    Bir keresinde eskort çağırmaya karar verdim. "Elit beyler gelsin" diyenler var ya onlardan ama. Ne bilim işte değişik şeyler yaşayayım dedim. Buldum bi tane 2 saatliği 1800 TL. Ulan tamam dedim. Kadın geldi ama nasıl kadın. Kadınlığın ham maddesi nedir deseler gidin ona sorun derim. Geldi gelgit falan derken gitti. Tadı damağımda kaldı. Ertesi hafta bir daha aradım bir daha geldi. Bu şekilde aralıklarla devam ettik. Sohbet falan ediyorduk. Gayet zeki biriydi belli. Aradan birkaç ay geçti yine aradım şehir dışındayım gece gelirim sonra görüşelim dedi. beklerim gece gel dedim. 3 gibi gelirim sonra falan dedi ama ısrar ettim dıbına koyim. gibtiri basar dedim ama tamam dedi. Gece 3'te geldi. Yorgunluk falan dinlemedim aldım içeri. ilk defa yatak odama girmiş oldu. sevişme faslı bitince uyuyakalmışız. Sabah kalktım yatak yatıyor hala. Gittim kahvaltı hazırladım, iki çeşit omlet, salam falan bildiğin sofra kurdum kadına. ben mutfaktayken uyanmış giyinmiş apar topar. içeri geldi masayı gördü. Ağzını açmasına fırsat vermeden gel kahvaltı yapalım dedim. Şaşırdı amk haliyle. Kaç kişiyle yattı bilmem ama böyle bir şey görmediğini söyledi. Kahvaltı ederken sohbet ettik. Kaç yıldır bu işi yaptığını sordum. Sanki çok normalmiş gibi. 8 ay ama iki ay önce bıraktım bu işi dedi. Çay burnumdan çıktı anasını satim. Vay efendim ben çok iyi biriymişim, yatakta da iyimişim o yüzden bir şey dememiş falan. Ulan her gelmeye niye para aldın o zaman fuckbuddy olurduk diyemedim. Hiçbir şey diyemedim. Düzenli olarak takılmaya devam ettik tabi para vermedim xd. Sonra pufff ortadan kayboldu. italyaya gitti.

    Kafamda yazdıklarım gibi. Dolu, karmakarışık ve anlamsız.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +1 -6
    artık boş deil yarramı ye
    ···
    1. 1.
      0
      Taktir ettim
      ···