/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 26.
    +7
    "Ama gene de ona yazmak, hep onun için yazmak, ona durmadan anlatmak, nerede olduğumuzu bildirmek istiyorum.
    Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"

    En sevdiğim Oğuz Atay cümlelerinden. Yok mudur herkesin okutmak istediği yazılar? Bizim yazdığımız ama sahibinin başkası olduğu yazılar. Kalemi kalbimize senkronize edip içimizdekileri kağıda döktüğümüz yazılar. Okuyucusunu bildiğimiz ama okutamadığımız yazılar. Bir yığın duyguyu bir kaç kelimede özetliyor işte bu cümle.

    Bazen bazı cümleler okuruz o cümlede kendimizi buluruz. Bazen romanlarda bazen şiirlerde bazense şarkılarda. O cümle çevresindeki binlerce kelimeyi anlamlandırabilir. Her bir dizeyi ezberlemenize neden olabilir. O şarkıyı tekrar tekrar dinlemenize neden olabilir. Ya da bir insanı kendinizden vazgeçercesine sevmenize neden olur. O insan giderse o cümle anldıbını kaybetmez ama. Önceden size anlam katan, kayıp bir eşyayı bulduğunuzda yaşanan sevinci veren kelimeler size acı verir o insan giderse.

    Hayat o kadar boş ve anlamsız geliyor ki artık. Ne dinlediğim müzikten ne okuduğum kitaptan zevk alabiliyorum.

    Kelimelerde tükeniyor artık.
    ···
  2. 27.
    +7
    Sabah matkap sesiyle uyanmak ♥

    E cinsini cibiliyetini gibtiğimin insanı sabahın köründe matkap çalıştırmak nedir?
    ···
  3. 28.
    +7
    Vay halasını.. bu hesapla sözlükteki 12. yılım.

    birkaç güne boş vaktim olur yazarım buraya yine.
    Aslında boş vaktim var ama şimdi kim yazacak pehhh.
    Feci üşendim. Bir araya anılarla öpmeye gelirim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Biz buradayız hep sen yazdığında okuruz panpa
      ···
    2. 2.
      +1
      Kral kitabı denize attın aradın mı kızı geri Allah'ını seversen anlat.
      ···
    3. 3.
      +2
      senin için 5 senelik inci sözlük hayatımda ilk kez hesap açtım. Nickime bak .
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 29.
    +7
    Olay cevap verememe değil sadece geri zekalılara tahammülüm yok.

    Evet o günkü yemekte bu cümleyi kurdum. Akabinde esen soğuk rüzgar eşliğinde Eda hanım ile göz göze geldik. Sonra çılgınlar gibi seviştik.

    Şaka lan şaka. Bir bakış attı ama nasıl bir bakıştı ne anlama geliyordu anlamadım hiç. Kadir denen yavuşak ne demek istediğimi anlamadığı için sırıtıp duruyordu. Neyse ki Timur bey bir şişe daha söyleyince laf arada kaynadı gitti.

    Ortada 200 bin TL'lik bir yatırım varsa herkes konuşmasına dikkat etmeli. Orta çaplı bir işletme/şirket için özellikle şu zamanda bu piyasa değerlerinde bu yatırım çok önemli bir fırsat. iki kadeh içince dilini tutamaz hale geliyorsan, konuşurken kelimelerini düzgün seçemiyorsan benimde "geri zekalılara tahammülüm yoktur." cümlesini kurmam oldukça normaldir.

    Bu yatırımı elimin tersiyle itmiş olabilirim, evet ama en azından karakterim ve kurallarım konusunda net olduğum görülmüştür. Parayı iş için yatırım için veriyorsunuz karşınıza gelen insanı aşağılamaya çalışmak ya da ezebilmek için değil. Piyasa içerisinde öyle omurgasızlar var ki böyle işleri almak için zütünden vazgeçerler. Onlar yüzünden bu işlerden nefret ediyorum.

    Açmasam mı yeni yer vallahi sıktılar artık.
    ···
  5. 30.
    +6
    Kafama sıksam kurşun geri çıkar abi ben yapamam senin kafanda der. Öylesine dolu kafam 69 gün önce yazmışım bu başlığa ama hiçbir şey düzelmedi. Hayat gibik sistem sıkı insanlar gibik ben gibik.

    Varolmanın gibik hafifliği diye kitap çıkarmayı planlıyorum.
    ···
  6. 31.
    +6
    S.A ben sağdıç oldum.

    Geçen hafta, kendisinden tiksindiğim ama kaderin bir cilvesi olarak sürekli görüştüğümüz, arsız bir keyif pezevengi olan, kardeşim kadar yakın canım götveren arkadaşlarımdan biri evlendi. "Senin düğün ne zaman lan sikik ehüehüehüe" şeklinde sorduğu soruya "vize alabilirsen gelirsin" şeklinde küfürsüz bir cevap verdiğim için tadı kaçtı biraz ama affedersiniz çokta sikimde değil. Güzel bir düğün oldu, maalesef ki tanıdık çok yüz gördüm, götü ateşlenesiceler. Ama güzel vakit geçirdim. Alkol işini bıraktıktan sonra ayık kafayla milletin rezilliklerini izlemek tatmin edici idi. Halen bekar olmamın gerek arkadaş gerekse akraba çevremde bazı tedirginliklere yol açtığı doğru. Niye bilmiyorum ama evlenmedim diye çok gerginler amına koyim. Herkes bu durumun geçmişimde yer alan malum olaylar nedeniyle olduğunu düşüyor ama değil. Ben aşk arıyorum kardeşim, sahiplenecek bir beden değil. Ben sabah yanında uyandığım için mutlu olacağım bir hanım istiyorum. Pazar sabahları o uyurken kahvaltı hazırladığım için memnun, onsuz planlar yaptığım için kızgın, gün sonunda gönlünü aldığım için mutlu olacak bir hanım.. böyle biri yok desem yalan olur. Bu sayfadaki son entry'mde bahsetmişim zaten. Zamanında heyecan ile hayal toprağına ekilmiş bir tohum bugünlerde aşk ile büyüyor, zamanı gelince mutluluk ile yeşerecek. Eminim.

    Merak edenler için belirteyim, evet onu gördüm. Hissiyatım öncekinden fersah fersah uzak olmasına rağmen hiçbir zaman nefrete dönüşmedi. Hayatını kurduğu, hayal ettiği ve mutlu olduğu hayatı yaşadığı için memnun olduğumu hissettim. Ne diyeyim, büyümüşüm. Muhtemelen benden kaynaklı göz göze gelmekten bile çekindi bir müddet. Kendime dedim ki "başkasının mutlu bir gününde boktan sebeplerle gerginlik oluşturmaya gerek yok." yanına gittim. Evet bunu yaptım. Ortam ağır çekime döndü, yalan yok hafiften heyecanlandım. Yürürken niyeyse aklıma Yahya Kemal geldi.(?) Akıncılar şiiri var ya hani şey diyor "ak tolgalı beylerbeyi haykırdı; ilerle! Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle.” Kendi gazımla ilerlerken damat olan kankilettom omzuma dokundu, Ona dönüp dedim ki "sıkıntı yok." Gözlerime bakarak dedi ki "esrar neyin kullanmıyon de mi lan" "Şu saçmalığın son bulması lazım artık, düşman değiliz, yolumuza baktık. Sadece selam vereceğim, ne yapmak istediğimi anlar zaten" deyip yürümeye devam ettim. Ben yaklaştıkça O başkaları ile konuşmaya çalışıyor, bana bakmamaya çalışıyor falan sanki ruhunu almaya geliyorum amına koyim, boş yere beni germeye başladı. Yaklaştım, yaklaştım, dibine kadar geldim durdum. Hala sağa sola bakıyor, etrafında kimse yok. Yani beni görmemiş olman için Ezelin annesi kör meliha olman lazım ama o bile koklaya koklaya anlardı dedim içimden. Meğerse içimden dememişim. ¯\_(ツ)_/¯

    Gerginlikten gülemedi, yüzü Ajda Pekkan'ın yüzü gibi gerildi. "Bak, söyleyecek bir şeyin varsa... " diye lafa girdi ama elimi kaldırarak susmasını istedim, sustu. "Aramızda gereksiz bir gerginlik var, birbirimizi yıllar boyu tükettik. Ayrı yollara gittik, ayrı hayatımız oldu. Zor ya da kolay fark etmez, sonunda artık kendi yolumuzdayız. O yüzden bence aramızdaki bu şeyi açıklığa kavuşturalım. Sana karşı kızgın ya da kırgın değilim, her şey eskide kaldı. Böyle ortak çevremizin olduğu zamanlar dışında birbirimizi görmemiz imkansız zaten. Ama böyle günlerde de saçma gerginlikler olmasın." vb. uzun süre konuştum. Bana "tamam" dedi. Yani bir paragraf konuştum, hanımefendi bana sadece "tamam" dedi. Sinirlendim ama sinirlerime hakim oldum ve dönüp gittim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ah be kral. Sana nasıl yasatti bunu be. Hiç mi hissetmiyor kardeş kimi sevmissin sen bunca zaman ?
      ···
  7. 32.
    +6
    Bir yıldan fazla olmuş bu başlığa yazmayalı

    "Vay amıına koyim" -> bunu taslak olarak kaydetmişim neden acaba çok merak ettim şu an.

    Bir yıldan fazla olmuş ama değişen hiçbir şey olmamış. Her şey biraz daha taka batmış sadece.

    Restart from last checkpoint diyebilsek keşke. Direkt olarak ilkokula döner şimdiye kadar verdiğim çoğu kararın tersini yapar öyle devam ederdim hayata. Her şey daha güzel olabilirdi o zaman diye düşünmüyor değil insan.

    Uzun zaman sonra yazmaya, okumaya başlayacağım. Hayattan zevk almaya çalışacağım. Uzun zaman sonra tavsiyelere açık olacağım. Tüm insanların dıbına koyim demeyeceğim.

    Birde böyle deneyelim bakalım belki kader, şans falan filan bana da güler bu sefer

    edit: entryi girdikten sonra kafamda gökhan özen kaderrr utansın ah utansın diye bağırmaya başladı.

    bu gereksiz ayrıntıyı yazıp hayatıma devam ediyorum.
    ···
  8. 33.
    +6
    Anasını gibeyim böyle hayatın ne deyim artık
    ···
    1. 1.
      0
      Reis nasılsın be nerelerdesin
      ···
    2. 2.
      0
      Olumniyekabuletmiyon dostum bana ulasirmisin bi hikayen hakkında konuşmak istiyorum seninle
      ···
    3. 3.
      0
      aynen reis hikayen hakkında konusabilirmiyiz
      ···
    4. 4.
      0
      Herifin morali bozuk hikaye diyorsunuz ne içtiniz aq
      ···
    5. 5.
      0
      Vay amınkoyi.Abi entry gir gelişmeler hakkında şu başlığın altına be
      ···
    6. diğerleri 3
  9. 34.
    +6
    Geçen akşam bir rüya gördüm ama hiçbir şey hatırlamıyorum.

    Neyse akşam bir yemek daveti var. Gitmek zorundaymışım. Hayattaki zorundalıklar yetmiyor gibi bir de böyle gibko gibko şeyler çıkarıyorlar başıma. En azından Eda hanımda geliyormuş. Purolar için teşekkürü arada kaynatırım.

    Çok uykum var.

    Dışarı çıkarken maskenizi takmayı unutmayım.

    edit: gece yatarken koyun saymak yerine "eternal sunshine of the spotless mind" diye art arda söylüyorum ve kolayca uykuya dalıyorum : )
    ···
  10. 35.
    +6
    Vallahi insanlardan nefret ediyorum vallahi !

    Telefon ile sipariş veriyor küçük boy istiyorum diyor, küçük boy yok diyorum aldığım cevaplar;

    Nasıl yok? Neden yok? Hiç mi yok? Bitti mi? Az mı yapıyorsunuz?

    SANA NE huur ÇOCUĞU YOK iŞTE AMINA KOYiM VERiYORSAN VER SiPARiŞ VERMEYECEKSEN gibTiR GiT KAPAT TELEFONU YAVŞAK

    diyemiyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Ooooo reiz hoş geldin sefalar getirdin (bkz: bir kızı ilk kez öpmek) nerdeyse okuyalı baya geçti sözlüğede kaldığım yerden devam edeyim dedim ilk baktığım sen oldun
      ···
    2. 2.
      +1
      Ne iş yapıyorsun reis
      ···
  11. 36.
    +6
    içimdekileri yazarak atmaya çalışmakta zor artık. Hiçbir şey eskisi gibi değil çünkü. Yazma isteğim yok. Eskiden sabah akşam yazardım, dökerdim içimi. Şimdi yaşama isteğim bile yok ki. içim çürümüş gibi hissediyorum. hiçbir duygum yok artık. Ya depresyondayım hem de ağır bir depresyon ya da bazı şeylerin zamanı gelmiş. Hep uzak durduğumuz, sansürlediğimiz şeylerin.

    Aslında sadece anlaşılmak istiyorum. Konuşmak istiyorum. Dinlemek istiyorum. Dertleşme falan değil bu dediğim. Her şeyden konuşmak istiyorum. Ne bulursak ne düşünürsek.

    Ekşi sözlükte bir kızla tanışmıştım. Eskişehir'de üniversitede biri. Uzun süre sohbet ettik. Ama adını bile bilmiyorum. Bir kez Ankara'da buluşup kahve içmiştik karşılıklı. Mekan değiştirmeden 4-5 saat sohbet etmiştik. Birbirimize nickimizle hitap ediyorduk. Tanımıyorduk birbirimizi ama kafamız uyuşuyordu. O kadar uyumluyduk ki hatta başladığı cümleyi ben bitiriyordum.
    Sonra buharlaştı. Sözlükte yok artık yani yazmıyor. Bir anda buharlaşıp gitti hayatımdan ve her şey başa döndü.

    Hayatımda beni anlayabilen iki kişi tanıdım. Birisi birden çıktı hayatımdan, diğeri hala hayatımda ama tek taraflı. Kendi adına fesih bedeli ödemeden bitirdi bütün görüşmeleri. Sandıkta duran VHS gibi kaldım ortada.

    Eğer sizi anlayan, tamamlayan biriyle tanışırsanız mesafenizi koruyun. Çünkü gidiyorlar bir gün. Milyonda bir denk gelen güzel ilişkiler bize denk gelmiyor. Ne kader ne de tanrı bize gülmüyor.
    ···
  12. 37.
    +6
    Canım çok sıkılıyor. Saçmalıyorum elimde olmadan.

    Bazen çevremdeki insanları çok kırıyorum lan. Ama sonradan fark ediyorum. elimde olan bir durum değil bu. insanlar o kadar sinirime dokunuyor ki sinirden gözüm bir şey görmüyor. baş ağrısından zaten bahsetmiyorum.

    ne bileyim ya bir şeylere ihtiyacım var ama neye ihtiyacım var bilmiyorum.
    kafam çok dolu.

    belkide tek ihtiyacım her şeyden ve herkesten uzaklaşmaktır.
    ···
  13. 38.
    +5
    tak var sanki dıbına koyim
    ···
    1. 1.
      +2
      kolye sende mi hala ?
      ···
    2. 2.
      +1
      Harbi amk
      ···
  14. 39.
    +5
    Finli doktorumu Selami Şahin ve Özdemir Erdoğan hayranı yaptım. Adam afalladı tabi. Ateist adam omg omg diye diye Selami Şahin dinliyor. Biraz sindirsin Selda Bağcan ile devam edeceğim.
    ···
    1. 1.
      +1
      umarım durumun daha da iyi olacak,en kötü durumunda bile şu mizahi duruşunu belki de moralini yüksek tutmak için bozmuyorsun ya sağlam bir karaktersin.En çokta başına birşey gelirse burda anonim bir herifin pgiboloji giben hikayesiyle başbaşa bırakıcak olman üzüyor beni, keşke gerçek hayatta sana iyi gelmeyen tonla insan yerine şurdan 2-3 tane düşünceli insana ismini cismini açıklasan da gerçekten sağlam bir dostluk olsa diye düşünürken belki de anonim kalman en doğrusu diyorum.
      ···
      1. 1.
        +4
        Hayatımdan parçalar paylaştım zaten, başıma bir şey gelirse yazılarım ile hatırlar "iyi adamdı zütveren" deyip geçmeniz benim için kafi. iyi insanlar tanıdım burada, dediğin gibi gerçek hayattakilerden daha iyi gelen insanlar oldu. Ama anonimlik iyidir.
        ···
      2. 2.
        +1
        eğer inci gibi platformdan tanımışsam ilk kez, anonim kalmak daha iyi. ve seni gerçekten "iyi adamdı zütveren" diye hatırlayacağız.
        ···
  15. 40.
    +5
    Eskinin çakalları şimdinin beyleri olmuş. Post değişir değişmesine ama içinin orospuluğu baki kalır
    ···
    1. 1.
      0
      Abi mesaja baksana lütfen
      ···
    2. 2.
      0
      ABi numaram 0505 068 7475 lütfen wpden Bi mesaj at
      ···
    3. 3.
      0
      Abi zutumu gibsen daha az acitir hikayelerin ;(
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 41.
    +5
    Tüm insanlığın dıbına koyim!

    Evet içimden geçen ve sürekli aklımdan geçen cümle bu. bir de şu var; http://imgim.com/qRnl1V.jpg

    Olay basit aslında. Ne kadar iyi niyet gösterirsen o kadar suistimal ederler. O kadar sinir olursun. O kadar nefret birikir içinde. O yüzden hiçbir zaman iyi niyet göstermeyeceksin. Ezdikçe ezeceksin, üzeceksin, kıracaksın, sert davranacaksın, aşağılayacaksın. Başka türlü insanlara yaranmıyorsun. Mazoşist bir toplumda sevilmek için sadist olmak gerekir.

    Bu hayatın her anında böyledir. iş hayatında olsun sosyal ilişkilerde olsun böyledir. iyi oldukça giberler insanı. Gaddar olmak iyidir o yüzden.

    içinde biriken nefreti, siniri kusmak dışa vurmak o kadar rahatlatıyor ki insanı.. Ama ne kadar dışa vursam da değişmiyor bir şey. içimdeki sinir harbi devam ediyor, baş ağrım devam ediyor, insanlar aynı gibko hareketlere devam ediyor. Katil olma fikri hala aklımda.

    Artık yazma yeteneğimi bile kaybettim. Eskiden bir kaç dakika düşününce takılmadan yazardım. su gibi akardı kelimeler. Şimdi sürekli düşünüyorum ne yazsam diye. Sürekli küfür geliyor dilimin ucuna. Sürekli nefretimi kusmak istiyorum. Sürekli sinirimi anlatmak istiyorum. Bazen uyuyamıyorum gece sinirden. Şakaklarımdan bir ağrı giriyor, boğazım yırtılana kadar bağırmak istiyorum.

    Son olarak bazı insanların nefes alması çok saçma.
    ···
  17. 42.
    +5
    keşke birileri insanlığın geçmişini gibse

    belki geleceğimiz düzelir.
    ···
  18. 43.
    +5
    içimin sıkıntısı geçmiyor lan bi türlü. Her zaman duruyor içimde. Hayatı düzene koymak için bir adım atıyorum ama yanlış yapıyormuş gibi hissediyorum.

    Eskiden hayatın içinde mutlu olduğu ufak anlar olurdu ya da konuştuğumda bile mutluluk veren insanlar.. ne öyle anlar oluyor artık ne de o insanlar var. Hayatım ne yöne doğru gidiyor bilmiyorum.
    Şimdi bu nefret ettiğim şehirden kurtulma ihtimalim var bir de. %90 kurtuluyorum bu şehirden. Ama her şey benim için iyi olacak mı bilmiyorum. Bundan bir ay önce sorulsa iyi olacak biliyorum derdim ama şu an hiçbir tak hissetmiyorum. Gittikçe içime işleyen bir karanlık var.

    Eskiden böyle değildim dıbına koyim. Hayat güzeldi, bir şeylere inanmam ya da güvenmem için nedenlerim vardı. Sevmem için, yaşama isteğine sahip olmam için nedenlerim vardı. Ne oldu bilmiyorum ama bu haldeyim şimdi. Her şeyden nefret eden bir karamsara döndüm. Heyecan, mutluluk falan hiçbir şey hissetmiyorum şu hayatta.

    Pek hayra alamet değil gidişim.
    ···
  19. 44.
    +5
    Bir kez daha söyleyeyim benim sosyal medya hesabım yok dıbına koyayım.
    Yani biri sizi kandırıp konuşup gibişmek istediğini söyleyip çıplak fotoğraf istiyorsa o ben değilim. Öyle bir şey teklif eden olursa "sözlükten devam edelim (:" o zaman anlarsınız ben miyim değil miyim. Mağdur olup gelip burada üyelik açıp bana mesaj atmayım çünkü sinirden kendimi gibesim geliyor. Aslında dava falan uğraşasım var bir kaç kişiye soracağım ne yapabilirim diye.

    Neyse, hayatımda değişen, iyileşen, keyiflendiren hiçbir şey yok. Eski bir Erkin Koray plağı buldum. 1974 tarihli plak için adam 18.000 TL istiyor. Sanki Erkin Koray'ı dirilt getir dedik aq. Çok pahalı geldi bana dedim "Bnde anısı var krdeşm." diyor. Anını da al git. dedim.

    Bu aralar çok şey yapasım/alasım var ama her şey çok pahalı geliyor. Önceden x fiyata aldığım bir şey şimdi 3x 4x olmuş. Millet dolar ayağına birbirini gibmeye çalışıyor.

    Misal; Adana'da ev baktım. Bir kaç kişiye sordum Güzelyalı mahallesi gayet nezih bir mahalle dediler. Aslında bilmediğim yer değil. Gökkuşağında az oyun oynamadım ama bir yere gidip oranın yabancısı gibi davranıp sağa sola bir şeyler sorunca kim yavşak kim değil anlayabiliyorum. Her neyse bir miktar dolaştım Turgut Özal bulvarına nazaran Süleyman Demirel Bulvarı daha sakin gürültüsü az. Dedim buralarda bir ev tutayım. Bir binanın 4. ve 9. katı kiralık. Aradım sordum. Aynı binada olan iki dairenin kira fiyatları arasında 1100 TL var. Niye dedim Üst kat gölü görüyor (: diyor. Bir müddet birbirimizin nefesini dinledik telefonda. Evi göreyim dedim. Olur dedi. iki ev arasında bir fark yok ama apartmanda şöyle bir durum var üst kat osursa alt kata ses geliyor. Evlerin bir dolu defosu var ama anlatmaya üşendim şimdi. Neyse işte demek istediğim millet elindeki malın değerinin 2 katını falan istiyor. Çünkü biliyor istiyorsan vermeye mahkumsun. gibe gibe vereceksin. Dolar ayağına ev fiyatı/kirası yükseliyor. Ev bir miktar harabe dolaplar kırık, boyalar yer yer dökülmüş apartmanda ne ses ne ısı yalıtımı var, doğal gaz yok, kapıcı yok, otopark yok bana diyor ki gölü görüyor. Ne yapayım kardeşim bana bi yararı var mı? Gösteriş sevdasına temel ihtiyaçları ikinci plana atıyor millet. Bilmem kaç trilyona villa alan arkadaşım var. Tavan akıyor, evin komple boyanması lazım, bodrumda boru patlamış sıçtığın tak evin dışına çıkmıyor ama villam var xd Ps2 oynarken David Villa'yı alıp aynı şeyleri yapıyordu. Bazı insanların bazı huyları değişmiyor.

    Ara ara Giorgia ile konuştuk. "Sevda Kuşun Kanadında" dinlemiş çok beğenmiş bana anlatıyor. Türkçe şarkılar ararken denk gelmiş. Anlatırken hafif heyecanlı, sesinden konuşurken hafif tebessüm ettiğini anlıyorum ve mutlu oluyorum. Mesela bana biri bir şarkı önerdiği zaman bilsem bile bilmiyormuş gibi davranıp dinleyip "aa evet çok güzelmiş" falan diyorum. Sadece şarkılar için değil kitap olur başka şeyler ne bileyim işte. Veya bir olay anlatacak olursa sözünü kesmiyor dinliyorum. Bunlar benim ikili ilişkilerde dikkat ettiğim ve önem verdiğim şeyler. Ben bir şey anlatırken aa evet biliyorum deyip sözü ağzıma tıkarsa o kişiden soğurum. Direkt. Net.

    Biraz ona jest olsun diye italyanca öğrenmeye başladım. Başladım demeyeyim aslında bakındım öyle. Online kurs gibi bir şey bulursam deneyeceğim. Bir kaç kelime öğrendim ama konuşurken kendimi Fatih Terim gibi hissediyorum finito çokare resultante importante falan çok rezil durumdayım.

    Bu arada Erkin Koray - Tek başına en çok dinlediğim şarkılar arasında. Sözleri, müziği, tınısı, solosu falan çok güzel çok hoşuma gidiyor. Çok basit sözler ama vuruyor insanı en azından beni. O şarkıda söylediği gibi
    "Nefes alırken, nefes verirken, gülüp ağlarken tek başınasın."
    Bu sözlerin bilinciyle yaşadığı zaman insan istemediği şeyler yaşasa bile pek bir koymuyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=6c0eCfahrao

    Eski dönemde dünyaya gelmediğim için kendimi oldukça şanssız hissediyorum.

    Non ero morto e non ero vivo.
    Buona notte, fratello triste.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      oh be, geri gelmiş.
      ···
  20. 45.
    +5
    Kaçış noktası olarak kendi dünyamızı yaratıyoruz. Hatta kaçış rampası olarak. Hayatın freni boşaldığında sürüyoruz kendimizi hayal dünyasına. Bir ton hayal kurarak rahatlatıyoruz zihnimizi. En azından ben öyle yapıyorum. Kendi uzay boşluğumda süzülüyorum, galaksiler arası kaybolmak istiyorum.

    Bir insanın gözlerinde gökyüzünü görebilmekle karanlığa gömülmek arasında çok ince bir çizgi vardır. Ben çizginin ne tarafında olduğumu bir türlü çözemedim. Gökyüzümde karanlık benim. Güneşi olmayan bir gökyüzüm var. Kimsenin giremediği bir atmosferim, duygu yetişmeyen bir yeryüzüm var. Hataların sabit, mutlulukların değişken olduğu bir dünyam var. Anahtar kelimesini benim bile bilmediğim bir kapalı kutum.. Şiddetli baş ağrılarım var.

    Eskiden böyle değildi dünyam. Zamanla bir yıldız gibi içe çöktü. Kendi derinliğinde boğuldu. Zamanı yok oldu.
    ···