/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 401.
    +6
    S.A ben sağdıç oldum.

    Geçen hafta, kendisinden tiksindiğim ama kaderin bir cilvesi olarak sürekli görüştüğümüz, arsız bir keyif pezevengi olan, kardeşim kadar yakın canım götveren arkadaşlarımdan biri evlendi. "Senin düğün ne zaman lan sikik ehüehüehüe" şeklinde sorduğu soruya "vize alabilirsen gelirsin" şeklinde küfürsüz bir cevap verdiğim için tadı kaçtı biraz ama affedersiniz çokta sikimde değil. Güzel bir düğün oldu, maalesef ki tanıdık çok yüz gördüm, götü ateşlenesiceler. Ama güzel vakit geçirdim. Alkol işini bıraktıktan sonra ayık kafayla milletin rezilliklerini izlemek tatmin edici idi. Halen bekar olmamın gerek arkadaş gerekse akraba çevremde bazı tedirginliklere yol açtığı doğru. Niye bilmiyorum ama evlenmedim diye çok gerginler amına koyim. Herkes bu durumun geçmişimde yer alan malum olaylar nedeniyle olduğunu düşüyor ama değil. Ben aşk arıyorum kardeşim, sahiplenecek bir beden değil. Ben sabah yanında uyandığım için mutlu olacağım bir hanım istiyorum. Pazar sabahları o uyurken kahvaltı hazırladığım için memnun, onsuz planlar yaptığım için kızgın, gün sonunda gönlünü aldığım için mutlu olacak bir hanım.. böyle biri yok desem yalan olur. Bu sayfadaki son entry'mde bahsetmişim zaten. Zamanında heyecan ile hayal toprağına ekilmiş bir tohum bugünlerde aşk ile büyüyor, zamanı gelince mutluluk ile yeşerecek. Eminim.

    Merak edenler için belirteyim, evet onu gördüm. Hissiyatım öncekinden fersah fersah uzak olmasına rağmen hiçbir zaman nefrete dönüşmedi. Hayatını kurduğu, hayal ettiği ve mutlu olduğu hayatı yaşadığı için memnun olduğumu hissettim. Ne diyeyim, büyümüşüm. Muhtemelen benden kaynaklı göz göze gelmekten bile çekindi bir müddet. Kendime dedim ki "başkasının mutlu bir gününde boktan sebeplerle gerginlik oluşturmaya gerek yok." yanına gittim. Evet bunu yaptım. Ortam ağır çekime döndü, yalan yok hafiften heyecanlandım. Yürürken niyeyse aklıma Yahya Kemal geldi.(?) Akıncılar şiiri var ya hani şey diyor "ak tolgalı beylerbeyi haykırdı; ilerle! Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle.” Kendi gazımla ilerlerken damat olan kankilettom omzuma dokundu, Ona dönüp dedim ki "sıkıntı yok." Gözlerime bakarak dedi ki "esrar neyin kullanmıyon de mi lan" "Şu saçmalığın son bulması lazım artık, düşman değiliz, yolumuza baktık. Sadece selam vereceğim, ne yapmak istediğimi anlar zaten" deyip yürümeye devam ettim. Ben yaklaştıkça O başkaları ile konuşmaya çalışıyor, bana bakmamaya çalışıyor falan sanki ruhunu almaya geliyorum amına koyim, boş yere beni germeye başladı. Yaklaştım, yaklaştım, dibine kadar geldim durdum. Hala sağa sola bakıyor, etrafında kimse yok. Yani beni görmemiş olman için Ezelin annesi kör meliha olman lazım ama o bile koklaya koklaya anlardı dedim içimden. Meğerse içimden dememişim. ¯\_(ツ)_/¯

    Gerginlikten gülemedi, yüzü Ajda Pekkan'ın yüzü gibi gerildi. "Bak, söyleyecek bir şeyin varsa... " diye lafa girdi ama elimi kaldırarak susmasını istedim, sustu. "Aramızda gereksiz bir gerginlik var, birbirimizi yıllar boyu tükettik. Ayrı yollara gittik, ayrı hayatımız oldu. Zor ya da kolay fark etmez, sonunda artık kendi yolumuzdayız. O yüzden bence aramızdaki bu şeyi açıklığa kavuşturalım. Sana karşı kızgın ya da kırgın değilim, her şey eskide kaldı. Böyle ortak çevremizin olduğu zamanlar dışında birbirimizi görmemiz imkansız zaten. Ama böyle günlerde de saçma gerginlikler olmasın." vb. uzun süre konuştum. Bana "tamam" dedi. Yani bir paragraf konuştum, hanımefendi bana sadece "tamam" dedi. Sinirlendim ama sinirlerime hakim oldum ve dönüp gittim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ah be kral. Sana nasıl yasatti bunu be. Hiç mi hissetmiyor kardeş kimi sevmissin sen bunca zaman ?
      ···
   tümünü göster