Okuduğum bir yazıda "hayat enerjinizi kaybetmek istemiyorsanız; hayat enerjisi olan insanlarla yaşamalısınız" felsefesini görmüştüm.

Bu felsefe size en küçük rahatsızlık veren insana bile tahammül etmemeniz. Rahatsız olduğunuz durumdan uzaklaşmanız gerektiğini anlatıyor.

Örneğin arkadaşlarınızdan biri sürekli efkarlı mı? Onu hayatınızdan çıkarın. Sizi dibe mi çekiyor? Hayatınızdan çıkarın. Sevmediğiniz bir insan mı var? Bir daha asla tahammül etmeyin.

Enerjinizi kaybettirecek her nesneden uzak durursanız; mutlu ve daha uzun bir yaşam sürebilirsiniz.

Ben bunu lisenin başlarında uygulamaya başladım. Ve gerçekten işe yarıyor. Arkadaş ortamımda rahatsız olduğum bir çocuk vardı. Ancak tüm arkadaşlarım onu seviyordu. Mecburen ben de aralarımda bulunmak zorunda kalıyordum.

Sonunda karar verdim ve onun bulunduğu her ortamdan sessizce uzaklaştım. Tüm arkadaşlarım onun yanında olsa da ben kitap okudum. Zamanla arkadaşlarımın bana olan ilgisi arttı. Ayrıca rahatsız olduğum durumdan da kurtuldum.

Eğer sizi rahatsız eden bir kişi var ise ondan sakince uzaklaşmayı deneyin. Ona açıklama yapacak kadar bile önem göstermeyin. Sonuçlara bakarak bu tezi kendiniz kanıtlayabilirsiniz.

Bunları bir yana atıp şunu da unutmayın. Sizi en çok üzen sevdiklerinizdir.

iyi geceler.

https://vocaroo.com/i/s0czB7IbBkZs

Çok dertliyiz beyler çok * )))))

Rezervasyon güvenlidir net

Hipertimestik sendromunu bilir misiniz?

Bilmeyenler için anlatıyım. Bu kişiler hayatlarından her kesiti o an yaşamışcasına anlatabilirler. Asla unutmazlar. Asla unutmamak çok cool bir özellik gibi görünsede hayatı size zindan edebilir.

Birincisi bu kişilerde beyin hücreleri fazla enerji kullanır. Mükemmel bir baş ağrısı ve uykusuzluk vardır. Bir kadının 2 haftalık bebekken ne yaşadığını hatırladığını duymuştum.

Ancak bunların hiç biri asıl zarar değil. Asıl zarar yaşadığınız kötü olayları hatırlamak. Aslında unutmak beynin savunma sistemidir. Bir araba kazası yaşayıp asla unutamadığınızı düşünün. Sizi yok eden an her an yanınızda.

işte zayıflığımız burdan gelir. Unutamadığınız o kız sizin beyninizin savunma sistemini geçmiş olan kişidir. Size bir virüs gibi bulaşıp beyninize yerleşmiştir. Onu her silmeye çalıştığınızda kendini yeniden başlatan bir virüs.

Sevginin bir hastalık olma ihtimalini düşündünüz mü. Genetik bir hastalık. Adeta bir uyuşturucu gibi bağımlılık yapan bir hastalık.

Deneylerde eroin ile beslenen bir farenin; eroini yemeğe, ailesine ve suya tercih ettiği görülmüştür. Peki ya sevgi.

Sevdiğiniz kız için sudan yemekten hayatınızdan vazgeçebiliyorsanız, bu bir hastalık değil midir?

Sigara paketleri neden bizi ölümle tehdit eder?

Her uyarı bir ayartmadır. Belki de sigara alma nedenlerimizden birisi de budur.

Sigara zararlıdır. Nasıl yani?

ilk başta bebekken yüklerler beyninize. Çevrenizde sigara içen her insan sizden uzaklaştırılır. O an meraj uyanır içinizde.

Sonrasında ilkokul yaşlarınızda görürsünüz. Sigara içip içme diye uyaran veya içmeyip. Sizi en sert şekilde uyaran insanlar. Merak uyandırır içinizde.

Çevrenize bakarsınız. Sigara içen bir kişi sigara içmeyenden daha mutludur. Sebebini sorgular onun gibi olmak istersiniz. Ancak onca uyarı, onca caydırma sizi bu durumdan uzaklaştırır.

Sonrasında içen insanların mutsuzluklarını giderdiğini görürsünüz sigaranın. Bu sizi daha da cezbeder.

Her şey o an başlar. Zayıf düştüğünüz o an. Hayat size o an taşıyabileceginizden daha ağır bir yük vermiştir. O an kaçmayı tercih eder ve sigaraya sarılırsınız.

Peki gerçekler bu kadar basit mi? Hayır.
Bir insanın sigara içerken mutlu olma sebebi bağımlılık olmasıdır. Bir canlı bir maddeyi hayati önceliklerinden önde tutuyorsa bu bağımlılıktır. Ve sağlığımızdan önde tutuyoruz.

Peki anlık mutluluğun sebebi nedir? Beyniniz sigarayı içtiğinizde uyuşur. Kan akış hızınız artar. Zihniniz açılır. Vucudunuzdaki hava kanalları açılır. Adeta küçük miktarda adrenalin almışcasına güçlenirsiniz.
Ancak etki kısa sürelidir. Süre bittiğinde vücut bu hissi tekrar ister. Siz ona bu hissi vermediğinizde reaksiyon görsterir. Ve bu durumların aksi olur. Asabileşirsiniz.
Taa ki sonraki sigaraya kadar. Bu adeta 1 ile üç arasında zıplama hissidir.

Hayatınızı 2 de yaşarken; sigara onu kısa süreli olarak 1 arttırır ve hayatınızı 3 yapar. Ancak asıl olay sigaraya yeni başlamaktadır. Sigaranın etkisi bittiğinde 1 e düşersiniz. Sigarayı ikinci içişinizde ise size 2 lik bir artış sağlar. Ve hayatınızı tekrar 3 yapar. Sizi tatmin eden ise bu 2lik artıştır.

Başlık sahibi entry no: 51

insanları iyi ya da kötü olarak ayıran nedir?

Davranışları mı?
Peki herkese aynı mı davranırız?

Ya da yaptığımız iyi bir iş başkası için kötü olamaz mı?

Örneğin bir kız sizden hoşlanıyor. iyi kalpli bir insan ancak siz ondan hoşlanmıyorsunuz. Eğer onunla beraber olmak isteseydiniz kötü bir insan olurdunuz. Ondan uzaklaşırsınız. Peki bunu o bilebilir mi? Hiç sanmıyorum.

O kişi için kötü bir insansınız artık.

Peki şöyle düşünün. 2 kasaba büyük bir kıtlık içerisinde. Ya sizin kasabanız ya da karşı kasaba yok olmak zorunda. Bunu biliyorsunuz. Kendi kasabanızı yok ederseniz kötü bir insan olursunuz. Karşı kasabayı yok ederseniz yine sonuç değişmez.

3. Örnek
Elinizde fazlasıyla paranız var. Kendinize yeteceğinden fazla. Bu parayı dağıtmaya karar vermek sizin için zor olmadı. Parayı dağıttığınız insanlar için iyi bir insansınız değil mi?

iyi bir insan ya da kötü bir insan olmak sizin elinizde olan bir durum değildir. Hayat çizer yolunuzu siz ona uyarsınız. Akıl sağlığı yerinde olan bir insanın iyilik yapmak yerine kötülük yapmayı seçme ihtimali yoktur.

Son seçenek kalıyor geriye. Eğer bir insan gerçekten kötü bir insansa bilin ki o insanın akıl sağlığı yerinde değildir.

insanları iyi ya da kötü diye ayırmak saçmalıktır.

Ancak biz ayırırız. Ama bilmenizi isterim ki sadece size olan davranışlarından çıkardığınız bir sonuçtur bu.

Hayatta bize seçme hakkı veriliyor mu?

Rezzzzz

Çoğu amacımızda bizi tetikleyen bir ümittir.

Sevdiğiniz kızın peşinden koşmanızın sebebi onunla kurduğunuz hayallerin gerçekleşme ihtimalidir.

Kaybettiğiniz bir kızı düşünmenizin sebebi onun geri dönme ihtimalidir.
Onunla olan hayallerinizin gerçekleşme ihtimalidir.

Sizi çabalamaya iten en güçlü şey umittir. Sizi o işi yapmaya ikna eden ve devam ettiren ümittir.

Ben O" nunla mutlu olma ihtimaline tutulmuştum. Peki beni ne durdurdu?
Tabiki hevesin kırılma olayı. Sizin umidiniz ya onun size geçerli bir sebep sunmasıyla ya da zamanla gerçekleşir.

Hayallerim vardı. Ailemle aram iyi değildi ama onunla iyiydi. Ben onunla bir hayat kurmayı ümit ediyordum. Her şeyini paylaşabileceğin bir hayat arkadaşı. Mutsuz olduğunda yanında olan, mutluluğunu seninle paylaşan bir hayat arkadaşı.

Ben hep onun da öyle düşünme ihtimaline tutunmuştum. işte bunun aksini düşündüğünü farkettiğim an tüm hayallerim yıkıldı. Ümit-amaç kayboldu.

Yakınlarının sana en çok zarar vediği nokta budur. Yıllarca onun, senin hakkında ne düşündüğünü bilirsin. Ancak öyle bir zaman gelir ki aslında onları düşünmeyen bir insana yıllarını vermişsin.
Demekki bunca zamandır bunu düşünüyormuş demektir en zoru.

Size uyarım ümidiniz ile yola çıkın ancak ümidinize bağlanmayın.

Ümit iyi bir kahvaltıdır evet. Ancak kötü bir akşam yemeğidir.

Ulan şu adamın dediklerini okuyun valla çok faydalı dedikleri devam et reis.

Size bir sarılır ki söylediklerimin tek kelimesini bile hatırlamayacak hala gelirsiniz.

Unutmayın ne kadar pgibolojinizi bozsa da onunla yaşadığınız anlar hayatınızın en değerli anları olarak kalacaktır.

Bu gece gelecekte arkamıza bakıp keşke diyeceğiniz zamanları düşünün. iyi geceler.
The beatles- Yesterday

Size ikili ilişkilerde başarı için gerekçe olarak gördüğüm bir şeyi anlatmak isterim.

Bir kızla tanıştınız herhangi bir yerden farketmez. Konuşmaya ya da mesajlaşmaya başladınız. ilk bir kaç gün çok güzel sohbet döndü.

Biz erkekler işte tam bu aşamada kaybederiz. Sen o kızla konuşmaya onu tanımak için başlamıştın. Ancak 3 gün içerisinde kendini salak gibi ona verdin bile.

Unutma ilk günler herkesle güzel konuşma yapabilirsin. Önemli olan konuşmayı uzun süre devam ettirebilmektir.

Yapılması gereken. Karşı cinse bir kaç gün deneme süresi vermektir. Bu süre sonunda hala sohbet mükemmel ilerliyor ise bu süreyi uzatın.

Adeta bir spotify üyeliği gibi aylık uzatın ilişkinizi. Her ay gözden geçirin. Çünkü erkekler sonuca odaklıdır. Ve sonuca giderken sonucun elinden gittiğini farkedemez bile.

Bu durumu kendiliğinden farketme durumuna oto kontrol denir. Ve erkeklerde bu aşamada oto kontrol çalışmaz. Eğer oto kontrol çalışmıyorsa görev size düşer. ilişkinizi kontrol edin.

Unutmayın ateşin sönmeye başlayacağı en güçlü anında belli olur.
Siz ateşin sönmeye başladığını zirvede farketmek zorundasınız.

Rezervasyon

Ben hayatımda böyle bir şey okumadim aminakoyim

Rezervasyon

Yazmamamın sebebi yazdıkça hatırlamam ve hatırlamak istemiyorum. Birini unutmak istersen zaman gerçekten işe yarıyor. Isterseniz ilerde onu konu almayan bir şeyler yazabilirim.

iki yavru köpek sokakta yalnızdı. Biri diğerinden 1 yaş büyük olan bu köpekler birbirlerini kardeş olarak görürlerdi. Büyük köpek artık sokakta yeterince yiyecek bulamayacakları bir zaman diliminde olduklarını anlamıştı. Ve bir sahip aramaya başladılar.

Gördükleri her insana sırnaştılar. Onları eve almaları için tüm neşelerini gösterdiler. Ve bu neşeli tavırlar sonuç gösterdi. Onları bir aile aldı sadece anne ve baba. ilk günler onlara çok güzel baktılar aile çok mutluydu. Adeta 4 kişi olmuş neşe saçıyorlardı.

Ancak her mutluluk gibi bu da kısa sürdü. Ailedeki anne ve baba gelgitler geçirmekteydi. Kimi zaman çok mutlu ancak genelde mutluluktan rahatsız olan bir kişilikleri vardı.

Yanındakilerin mutluluğundan mutsuz olan bir insan. Küçük köpek halinden memnunken büyük olan köpeğe çeşitli pgibolojik işkenceler yapıldı. Ve bunu farkeden küçük köpek hemen onu teselli etti. Ve her şeyin geçeceğine onu inandırdı.

2 yıl boyunca böyle sürdü hayatları acı çeken bir köpek ve ona destek olan küçük köpek. ikinci yılın sonunda büyük köpeğe ailenin yakın bir dostu talip oldu ve aile onu vermeye karar verdi.

Büyük köpeğin gitmesiyle tüm yük küçük köpeğe kaldı ona baskılar yapmaya ve acı çektirmeye başladılar. Büyük köpek ise bu süreçte çok mutlu bir hayat sürdü.

Küçük köpek 1 yıllık bir süre işkence gördükten sonra büyük köpeği tekrar aileye vermeye karar verdiler. Ve büyük köpek eve geldi.

Bunu gören küçük köpek sevinçten havalara uçuşmuştu. Ayrica ona da ayni şeyleri yapacaklari için üzgündü de. Büyük köpekle oturdular ve sohbet ettiler.

Küçük köpek yaşadığı her şeyi anlattığında; büyük köpek: " aile yaptıklarında hakli bence" dedi.

Acılarınızdan uzak kaldığınızda onları hafızanızdan silebilir hatta unutabilirsiniz bile. Ancak unutmamanız gereken bir şey var. Büyük köpek de olsanız her zaman bir küçük köpek olacaktır.

Bence insanlar acılarını unutmamalıdır yoksa büyük köpek olursunuz.

Bu hayatta tek bir şey öğrendim.

En güvendiğiniz insan kim? Heh işte ona güvenmeyin. Mesela başım büyük derde girse giderim dediğiniz kişi kim? Heh işte ona gitmeyin. Yalnız kalın.

Güvendiğiniz insan yada insanlar olmasın. Ki yalnız kalın kalın ki ayakta durmayı öğrenin. Çünkü sizi ayakta tutan insanlar sizin en güçsüz anınızda bırakır sizi. işte o an ayakta durmayı öğrenmek daha da zorlaşır.

Muhtaç kalırsanız kendi hayatınızı yaşayamazsınız. Kime muhtaçsanız onun hayatını yaşarsınız. Gülmelerinizi ondan çalar onun hayatının parçasını yaşamaya muhtaç kalırsınız. Kişiliğiniz oluşmaz. Kendinizi tanıyamazsınız.

12 reserved