/i/Futbol

it's the futbol that's the futbol
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +82 -2
    Bir futbolcu düşünün. Sadık,fedakar, çalışkan.Tam bir lider. Takımı için her şeyinden vazgeçebilecek bir efsane. Günümüz dünyasındaki para için takımını satan, kariyerini bırakıp sadece daha fazla para için gözden, futboldan uzak ülkelere giden ya da sadece kariyer için takımını satıp ezeli rakibine giden hainlerden tamamen farklı. Onlara anlam veremeyen biri. Futbolu para için değil, tutku için, sevdiği takım için oyanayan biri.

    27 Eylül 1976 Roma doğumlu Fransesco'nun hikâyesi henüz 8 yaşındayken başlıyor.O yaşına kadar sürekli mahallede arkadaşlarıyla futbol oynardı. Sabahtan akşama kadar topun peşinde koşardı. Annesi onu zorla eve sokardı.O şehrin en fakir mahallelerinden birinde büyüdü. Annesi onun futbola olan istek ve yeteneğini görüp semtin küçük takımlarından birine yazdırdı. Daha sonra başka küçük takımlarda da oynadı.13 yaşındayken artık yeteneği duyulmuştu. Milan'ın scoutları onu takibe aldı ve transfer etmek istediler. Ancak daha o zamandan babaannesi ona her zaman tutkularının peşinden gitmesi gerektiğini para için oynamaması gerektiğini söyledi. Annesi de onu küçük yaşta başka bir şehre göndermek istemedi
    O günleri şöyle anlatıyor büyük kaptan:
    "Milan’a hayır demek zordu. çünkü ailemiz için büyük bir para anldıbına geliyordu. fakat annem o gün bana bir ders verdi. hayattaki en önemli şey, evindir.

    sadece birkaç hafta sonra, genç takım maçlarımdan birinde izlendikten sonra, roma bana bir teklifte bulundu. sarı ve kırmızıyı giyecektim."

    Şehrin takımlarından Lazio ve Roma'nın tekliflerini değerlendirmeye aldı ailesi. Seçim tabi ki Fransesco'nun büyük bir taraftarı olduğu Roma kulübüydü. Totti bunun hakkında daha sonra şu sözleri söylüyor: “Annem ve babam Roma ya da Lazio’dan birine gidebileceğimi söyledi. Ardından annem tuttuğum takım olan Roma’yı seçti. Eğer Lazio’yu seçseydi sanırım onu öldürebilirdim!”

    O artık hayallerinin kulübündeydi.3 yıl boyunca alt yaş kategorilerinde oynadıktan sonra yeteneği sayesinde A takıma seçildi ve ilk maçına da henüz 16 yaşındayken çıktı.Bu onun Roma efsanesi oluşunun hikayesinin başlangıcıydı.
    Soğuk bir bahar günü, rakip Brescia’ydı. Dakikalar 87’yi gösterdiğinde kalkan tabela, arkasında “Totti” yazan formasıyla ilk kez Roma formasını terleteceğini simgeliyordu. 16 yaşında hayatının baharında takımı 2-0 öndeyken tecrübe kazansın diye oyuna giriyordu. Totti o günden “Hayatımın en önemli anı” diye bahsedecekti.
    Carlo Mazzone’nin takımın başına gelmesiyle daha fazla şans bulmaya başladı Totti. 4 Eylül 1994’te daha 18’ine bile girmemişken takımın ilk 11’inde yer buldu. Foggia ile oynanan sezonun açılış maçında, ilk golünü attı. “O andan sonrasını hayal meyal hatırlıyorum” diyor Totti.

    Tabii bu yeteneklerinin farkına varan sadece kulüp yetkilileri değildi. Milli takımın U-18 yaş kategorisine seçildi ve Roma altyapısına seçildi ve 1995’teki Avrupa 18 Yaş Altı Gençler Şampiyonası’na gitti. Totti muazzam işlere imza atsa da finaldeki golü yetmedi ve ispanya’ya 4-1 kaybettiler. Kaybeden takımdan da olsa maçın adamı seçilmesini bildi.

    Bir sene sonra ise milli takımla gideceği turnuva U-21 Avrupa Şampiyonası'ydı. Fransa karşısında attığı golle takımını finale taşıyan Totti’nin ve takımının rakibi yine aynıydı: ispanya. Finalde attığı golle maçı penaltılara taşıyıp orada da kupayı kazanan italyanlarda Totti, yine kilit rol oynayan oyuncuydu. Kariyerinin ilk kupa sevincini böylelikle yaşamış oluyordu.

    Totti’nin kariyerinin en önemli dönüm noktalarından biri de Roma’nın başına 1997 yılında Zdenak Zeman’ın gelmesiydi. Zeman onun müthiş oyun zekasını, duran top yeteneğini, yaratıcılığını ve hırsını fark etmişti. O genç yaşında iki sezonda 30 gol attı.

    Roma Olimpiyat Stadyumu, daha önce hiç olmadığı kadar bir oyuncuya sevgi duyuyordu. Her maçta ona özel pankartlar hazırlayan taraftarlar, Totti’ye yaşından da feyzalarak 'Küçük Prens' lâkabını takmıştı. O da bu lâkabın hakkını verircesine 1998-99 sezonunun ardından italya’da yılın genç oyuncusu seçildi ve o genç yaşına rağmen takım kaptanlığına kadar yükseliyordu. Tüm taraftarın sevgilisi olan Totti artık efsane olmak yolunda ilerliyordu.

    Not: Beyler yazı tamamen bana aittir. Okul dergisi için yazmıştım buraya da atıyorum.Cok uzun olduğu için 2 part olacak.1 ay önce felan açmıştım foto koymadım diye sildim, yeniden acinca hata verdi şimdi aklıma geldi yazdım
    .başlığı emeğe saygı bir şukuyu çok göremeyin
    Yazarken yararlandığım kaynaklar: FourFourTwo dergisi ve Wikipedia

    Edit: Sözlük tarihinin en uzun biyografi yazılarından biri oldu 5-6 part attım
    Kör olanlar için hiçbir sorumluluk üstlenmiyorum
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1 -2
    Part 2 geliyor beyler okuyan olduğunu sanmıyorum ama
    ···
  3. 3.
    +11
    Sakat ve cezalı olduğu maçları küçükken babası ve ağabeyiyle gittiği güney tribününde izlemesi nedeniyle, Romalı taraftarlar onu haklı olarak tribünlerin saha içindeki aynası olarak görüyordu. Diğer futbolcular gibi özel localarda değildi. Taraftarlarla iç içeydi. Hepsi artık biliyordu ki 90 dakika susmayan bir taraftar grubu varsa, 90 dakika saha içinde canını dişine takarak oynayacak bir futbolcusu; Totti’si vardı Roma’nın. Onlar için Totti yoksa parti de yoktu. “No Totti No Party!”, Totti’nin oynamadığı bir maçtan sonra dillere pelesenk olmuştu.

    2000 yılında yılın genç oyuncusu ödülünü kazandıktan sonra Capello yönetiminde bu kez “italya’da yılın oyuncusu” ödülünü kazanıyordu. Ligi pek iyi yerde bitiremeyen Totti’nin aklında ise başka bir şey vardı. Çağırıldığı ama gidemediği 1998 Dünya Kupası’nın ardından ilk ulusal turnuvası:Euro 2000.

    Belçika ve Hollanda ortaklığında düzenlenen turnuvaya gidecek kafilede adı yazılan ilk isimlerden olan Totti, ilk ulusal tecrübesini tadacaktı. Gruplarda Belçika’ya ve çeyrek finalde Romanya’ya, yarı finalde ise Hollanda’ya attığı gollerle takımının finale gelmesinde büyük rol oynayadı. Finale gelindiğinde ise 1998 yılında evinde dünya şampiyonu olan Fransa rakipti. Maçın son dakikasına 1-0 önde giren italya’da, kulübedeki oyuncular kol kola girmiş ve italya’yı sokağa dökmek için sahaya girmeye hazırdı. Totti, önünden geçen topu taca bıraktığında muhtemelen hakemin son düdüğünü çalacağını düşünüyordu. Ancak işler pek de öyle olmadı, Barthez’in içeriye şişirdiği topu Wiltord filelerle buluşturdu ve maç uzatmalara gitti. Totti o andan “Ne olduğunu anlayana kadar kupayı kaybetmiştik” diye söz ediyor. Trezeguet’nin altın golüyle Fransa kupaya uzanırken, Totti bir kez daha finalde kaybeden ama maçın oyuncusu seçilen adam oluyordu. Ertesi gün ülkedeki gazeteler “Her şey için teşekkürler Totti ve arkadaşları” manşetleriyle gümüş madalyanın en büyük sahibine hakkını teslim ediyordu.

    Kulübünün yeni sözleşme teklifinin dışında, Avrupa’nın
    ···
  4. 4.
    0
    Oha mk sığmamiş okuyan yok ama part 3 geliyor
    ···
  5. 5.
    +8 -1
    Kulübünün yeni sözleşme teklifinin dışında, Avrupa’nın bütün devleri onun peşindeydi. Sarı saçlı prens ise hiçbir teklife aldırış etmedi; kendi kulübüne bile! Onun aklında sadece Capello’nun koyduğu “şampiyonluk” hedefi vardı. Totti ve arkadaşları o sezon adeta tarih yazmaya kararlıydı. 75 puanla Juventus’u geçip şampiyon olduklarında artık Totti’nin yeni bir lâkabı daha vardı:  “Il dio biondo”, yani Sarı ilah!

    Avrupa devlerinden gelen tüm teklifleri reddetti.Çok sevdiği kulübü ile yeni sözleşme imzaladı. Ancak bu sözleşmeden sonra italya’nın en çok kazanan oyuncularından biri olması, onu medyayla ters düşürür hale getirmişti. Medyanın Totti'nin paragöz biri olmadığını anlamaması gerçekten şaşırtıcıydı bence.
    Şampiyonluğun ardından geçen kötü sezonun ardından 2002 Dünya Kupası’nda da Güney Kore karşısında oyundan atıldıktan sonra basınla arası iyice bozuldu.

    Euro 2004’te tüm maç boyunca kendiyle uğraşan bir oyuncuya tükürdü ve 3 maç ceza aldı. italya gruptan çıkamayınca “Aptal sarışın” olarak lanse edildi. Hatta kendisiyle öylesine alay edildi ki, Totti zekâsını kullanıp bunu bir yardıma çevirdi. “Totti’nin Fıkraları” adını verdiği ve içinde “Totti bir gün mahkemededir. Hakim Totti’den savunma ister. Totti de Panucci, Mancini, Chivu, Candella der…” gibi esprilerin bulunduğu kitaptan elde edilen yaklaşık 1 milyon dolarlık geliri Unicef‘e bağışladı.O sadece büyük bir futbolcu değil çok büyük bir insan da olduğunu kanıtladı.Onu aşağılayıp, dalga geçenlere de haddini bildirdi. ileriki maçlarda sahada da performansıyla da bir kez daha kanıtladı kendini.

    Totti zor günlerden ise evleneceği kadınla tanıştığında kurtuludum italya’nın medyatik güzellerinden Ilary Blasi ile bir kaza sonucu restoranda tanıştı. “Eşin benzerin yok” yazılı bir tişörtle sahaya çıktı ve evlenme teklifi etti. Tüm Roma’nın ve basının önünde evlendi.

    2006 Dünya Kupası'na ise yine Totti damgasını vurdu. Kupayı italya dramatik bir sonla Fransa'nın elinden alırken Fransesco muhteşem kariyerine bir de dünya
    ···
  6. 6.
    +1
    Part 4 geliyor
    ···
  7. 7.
    +6
    2006 Dünya Kupası'na ise yine Totti damgasını vurdu. Kupayı italya dramatik bir sonla Fransa'nın elinden alırken Fransesco muhteşem kariyerine bir de dünya kupası şampiyonluğu ekliyordu.

    Dünya Kupası’nın ardındaki sezona da damgasını vuran Totti, 26 golle kariyerinde ilk kez gol kralı oluyordu. 30 yaşında elde ettiği bu krallık ve kazandığı altın ayakkabı, kendisi hakkında “Acaba kariyeri düşüşe geçecek mi” diye düşününlere tokat niteliğindeydi.Ve bu ne ilk,ne de son olmuştu.

    Totti'nin son yıllardaki performansına bakacak olursak, şüphesiz en unutulmaz an geçen sezonki 3-2 biten Lazio maçıdır. Roma 2-1 gerideyken ikinci yarıda oyuna Totti giriyordu. Roma Olimpiyat her zamanki gibi yıkılıyordu.63.dakikada Totti çok güzel bir golle skoru eşitledi ve çok sevdiği kale arkası tribünübe koştu. Kenardaki görevlilerden bir telefon alarak taraftarlarla yaptığı selfie en unutulmaz anlardan biriydi. Ayrıca Totti ilerleyen dakikalarda Roma'nın 3. golünün asistini de yaptı.
    Bu sezon ise maalesef geçen sezonki gibi az forma şansı buluyor. Ancak UEFA Avrupa Ligi'nde 6 maçta 288 dakika süre alan Totti 4 maçta yaptığı 4 asistle takımının gruptan çıkmasında en önemli rolü oynadı. italya Kupası'nda ise 90+7 de attığı gol ile takımını yarı finale taşıdı ve bizleri yine kendine hayran bıraktı.Bu sezon ligde ise 10 maç 2 gol 2 asistle oynayan Totti bu yaşında aldığı her dakikada takımına en iyi şekilde katkı yapıyor.

    Totti'nin kariyerindeki önemli anlar ve başarılar bunlar. Ayrıca FIFA 100 olarak bilinen Yaşayan En iyi 125 futbolcu listesinde bulunmaktadır. Genel olarak toparlarsak büyük kaptanın en önemli kariyer başarıları Mayıs 2016 tarihli istatistiklere göre şöyle:
    2 kez Serie A Yılın Futbolcusu, 5 kez Yılın italyanFutbolcusu seçilmiştir. 605 Maç 250 Gol ile Serie A tarihinde en çok gol atan 2. futbolcudur. Totti 2006-2007 sezonunda attığı 26 golle italya Serie A gol kralı olmuş ve Avrupa Altın Ayakkabı (European Golden Shoe) ödülünü kazanmıştır. Şampiyonlar Ligi, UEFA Ve italya Kupa
    ···
  8. 8.
    +5
    Şampiyonlar Ligi, UEFA Ve italya Kupasıyla birlikte toplamda 765 maçta 306 golü ve 182 asisti vardır. Kulüp kariyerinde 1 kez Serie A Şampiyonu, 2 kez italya Kupası ve 2 kezde italya Süper Kupasını kazanmıştır.Bir kez de dünya kupasını kazanmıştır

    Ancak Totti'yi bu kadar eşsiz kılan sadece bu muhteşem başarılar değil tabiki. Kulübüne sadıklığı ve saha dışı yönü onu şehri kuran Remus ve Romulus kardeşlerden sonra Totti, şüphesiz Roma şehri için en önemli karakter yapıyor. Hatta belki de Roma'da papadan bile çok seviliyor diyebiliriz.O 24 yıllık kariyeri boyunca hep Roma'da kaldı. Barcelona,Real Madrid gibi devlerin sürüyle para ile yaptıklarını teklifleri reddetti.Bu onun bu kadar sevilmesini,bu kadar büyük bir insan olmasının en büyük nedenlerinden biri.
    Ayrıca o taraftarlarla da iç içeydi ve çok yardımseverdi. Totti evlendiğinde düğününü canlı yayınladı ve yayın haklarından gelen bütün parayı Roma Omurilik Felçlileri Derneği'ne bağışladı. Ayrıca düğününe dadısını,ilk öğretmenini,ilk teknik direktörünü, mahalle bakkalını ve tam 12 bin Roma taraftarını davet etti.
    Bahsettiğimiz gibi Roma Olimpiyat Stadı'nda locası olamasına rağmen maçları kale arkasında taraftarlarla bereber izliyor. Locasında ise her hafta kimsesizler yurdundan farklı misafirler ağırlıyor. Taraftarla arasında inanılmaz bir bağ var. Hatta bu sezon Roma tribünlerinin biraz daha boş olmasından yakınıp taraftarı tribünlere çağıran bir yöneticiye taraftarların 'Eğer Totti 4 maç üst üste ilk 11 çıkarsa 5.maç o stadı 82.000 kişi ile doldururuz demesi Roma tribünlerinin de ona ne kadar değer verdiğinin bir göstergesidir. Totti ayrıca UNiCEF'in iyi niyet elçisi ve Giorgo Armani'nin özel modelidir.Her yıl mankenlik sözleşmesine imza atarken aldığı ücretin yarısını yoksullar vakfına bağışlıyor.

    Totti artık 40 yaşında. Yaşı ve şuanki teknik direktörü Luicano Spalletti ile yaşadığı anlaşmazlıklar dolayısıyla sezon sonu futbolu Roma'da bırakması bekleniyor.24 yılını verdiği Roma için ise kariyerinin sonuna yaklaşırken
    ···
    1. 1.
      0
      Son part geliyor
      ···
  9. 9.
    +5
    .24 yılını verdiği Roma için ise kariyerinin sonuna yaklaşırken şöyle diyor Totti: “Sizi tribünde görüyorum ve beni izlediğinizi hissediyorum. Size kim olduğumu 90 dakika içinde anlatamam ama bütün yüreğimle doldurduğum bir 90 dakika verebilirim. Bir futbolcu olarak tüm kariyerimi size verdim. Hepinize teşekkür borcum var. Bana birine verilebilecek en saf hediyeyi verdiniz: Mücadeleye devam etme gücü!”
    Roma Olimpiyat Stadyumu yıkılır mı bilinmez ama Totti’nin sahaya son kez çıkacağı gün, orada olmak için tüm hayatını feda edecek Romalılar var. O gün il Capitano'yu son kez görmeye gelen taraftarlar için gerçekten çok büyük bir gün olacak ve öyle bir efsaneyi izleyenlerin ileride muhtemelen anlatacak çok şeyi olacak…Ve şunu da biliyoruz ki ne Roma ne de futbol tarihi bir daha onun gibi birini görebilecek.
    ···
    1. 1.
      0
      hepsini okuyup kör olsamda helal olsun adama totti gibi kariyerini tek klüpte geçiren büyük topçu varmı bildiğin başka
      ···